Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
O Henry Miller’ın “Oğlak Dönencesi” başta cinsellik olmak üzere yaşamın her alanındaki tabulara yönelen, saldıran, yıkamasa da sarsan bir roman. “Çağdaş yaşamın çarklarına atılan sert bir tekme” diye tanımlanıyor. Bu nedenle de başına gelenler içeriğinin, edebi niteliğinin önüne geçmiş eserlerden. ğlak Dönencesi” ilk kez 1938’de Paris’te yayınlanmış. ABD Adalet Bakanlığı’nca müstehcen olduğu gerekçesiyle yasaklanmış, ülke sınırları içine sokulması engellenmiş. Yasak 1961’e kadar sürmüş. 1961’de Grove Yayınları yasağa rağmen romanı ABD’de basmış ve kitabın yasağı kerhen de olsa kalkmış. 1964’de ABD Yüksek Mahkemesi “Oğlak Dönencesi”nin edebi bir eser olduğuna karar vermiş. “Oğlak Dönencesi”ni yasaklayan iki ülkeden biri Türkiye. Basıldığı Fransa dahil başka hiçbir ülkede kitap yasaklanmamış. Avustralya’da da yasaklandığı söyleniyor ama ben böyle bir bilgiye erişemedim. “Oğlak Dönencesi”nin Türkiye’deki öyküsü de simgesel bir yayımlama özgürlüğü mücadelesine neden olmuş. İlk baskısından 47, ABD’de yasağının kalkmasından 24 yıl sonra Can Yayınları 1985’de Aylin Sağtür çevirisi ile “Oğlak Dönencesi”ni yayınlıyor. “Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu”nun verdiği bir raporla muzır ve müstehcen olduğu kanısına varılıyor. Kitap toplatılıyor. Mahkeme 22 Mart 1988’de “halkın ar ve haya duygularını rencide eden, cinsi arzuları tahrik ve istismar edici mahiyette genel ahlaka aykırı olduğu” gerekçesiyle Türk Ceza Kanunu’na göre, çevirmen Aylin Sağtür ve yayıncı Erdal Öz’ün cezalandırılmasına karar veriyor. Kitabın imhası ve yayıncısı ile çevirmenine para cezası kararından sonra 39 yayınevi “Oğlak Dönencesi”ni kitapta sakıncalı bulunan yerleri çıkartıp boş bırakarak ama kitabın başına Muzır Kurulu raporunu, savcılık iddianamesini ve Erdal Öz’ün savunmasını ekleyerek yeniden yayımlıyor. Kurul raporunda ve iddianamede müstehcen bulunan cümleler açıkça belirtildiği için isteyen okur ana metinde boş bırakılan yerlere bu cümleleri ekleyerek yasaklanıp imhasına karar verilen kitabın tam metnini okuyabiliyor. S A Y F A 22 n 19 kuduğum Kitaplar METİN CELÂL Oğlak Dönencesi 39 yayıncı için de muzır ve müstehcen yayın yapmaktan dava açılıyor ama bilirkişi raporu ve iddianame müstehcen sayılamayacağı için dava beraatle sonuçlanıyor. Mahkeme bununla da kalmıyor, kitap hakkındaki toplatma kararını da kaldırıyor. Can Yayınları 1991 yılında bu kez kitabın başına mahkeme kararını koyup mahkemenin müstehcen bulduğu cümleleri siyah bantla kapatarak romanı bir kez daha Henry Miller’ın “Oğlak Dönencesi” her okumada yeni tatlar bulacağınız yayımlıyor ve bu bir modern klasik. sefer kitap hakkında herhangi bir dava açılmıyor. (bkz. “Vaaay leniyor. Henry Miller ilk evliliğini 1917’de Kitabın Başına Gelenler”, Emin Karaca, Beatrice Sylvas Wickens’la yapıyor. Belge Yay. 2012). 1919’da kızı Barbara doğuyor. Bulaşık“Oğlak Dönencesi”nin yeni baskısı 13 çılık, liman işçiliği, barmenlik, gazetecilik yıl aradan sonra Siren Yayınları’ndan Avi gibi çeşitli işlerde çalışıyor. 19201924 Pardo çevirisi ile çıktı. Yeni çeviri ile bu arasında Amerikan posta şirketi Western modern klasiği bir kez daha okuma olaUnion’da görev alıyor. 1922’de yaptığı nağı bulmuş olduk. üç haftalık tatil sırasında yayınlanmayan “Oğlak Dönencesi” “yarı otobiyografik ilk romanı “Clipped Wings”i yazıyor. bir roman” olarak tanımlanıyor. Henry “Uzun ve galiba oldukça kötü bir roman” Miller 26 Aralık 1891’de Alman göçmeni diye tanımladığı ve Western Union’un 12 katolik bir ailenin çocuğu olarak dünyaya posta dağıtıcısını anlattığını belirttiği bu gelmiş. Babası terzi, annesi ev hanımı. romandan parçaları daha sonra başta Henry Miller’ın çocukluğu Brooklyn’de “Oğlak Dönencesi” olmak üzere diğer geçmiş. İlk ve orta öğrenimini başarıyla romanlarında kullanmış. tamamladıktan sonra girdiği City Colle1923’de bir dans salonunda dansçı ge of New York’da sadece bir sömestr olarak çalışan June Mansfield’le tanışıokumuş. Bu yıllarda Amerikan Sosyalist yor. Aralarında bir aşk ilişkisi başlıyor ve Partisi’nin aktif bir üyesi olduğu da söyeşinden boşanan Henry Miller June’la 1 Haziran 1924’de evleniyor. Miller, aynı yıl kendini tamamen yazma uğraşına Can Yayınları 1991’de kitabın başına mahkeme kararını koyup bir kez daha vermek amacıyla Western Union’daki yayımlar. Altta kitaptan sayişinden ayrılıyor. falar... “Oğlak Dönencesi”nde olaylar 1920’lerin başında New York’ta yaşayan bir kahramanın ağzından anlatılır. Anlatıcı kendini “Henry V. Miller” olarak tanıtır. Evlidir, bir çocuğu vardır ve çalışmak zorundadır. “Dünyada yapılacak en son işi yapmaya karar verdim: telgraf ulaklığı. Gün bitimine doğru kararlı bir biçimde telgraf şirketinin Kuzey Amerika Kozmodemonik Telgraf Şirketi personel bürosuna girdim” diye anlatır. İşi o kadar ısrarla ister ki 30 yıllık personel müdürü görevden çıkartılıp yerine Henry alınır. Anlatı doğrusal ve kronolojik bir biçimde gelişmez. Henry bir yandan işte yaşadıklarını, iş arkadaşlarını, iş için başvuranları, karısıyla ilişkilerini, komşularını ve arkadaşlarını anlatırken diğer 2014 “O yandan çocukluk yıllarına, hatta biraz abartmayla bile olsa ana rahmine döner. Otuz yaşına kadar yaşadıklarından parçaları, annesini, babasını, kız kardeşini, akrabalarını, çocukluğundan beri tanıdığı insanları, eski arkadaşlarını da anlatır. Ama esas anlattığı ve metinde büyük yer tutan düşünsel gelişimidir. Kendi varoluşu, insanlar, hayat, evren, dünya, kültür, sanat, felsefe ve siyaset hakkında görüşlerini uzun uzun anlatır. Üstelik bunlar kendi içlerinde bütünlüklü, tek bir konuya odaklanan tiratlar değildir. Henry Miller tiradına bir başladı mı daldan dala konarak değinilmedik konu bırakmaz. Sıradışı, genel kanıları sarsan görüşlerini ilginç bilgilerle destekleyerek anlatır. Roman boyunca evliliğinden, iş hayatından, ilişkilerinden bunalan Henry’nin kendine bir çıkış yolu ararken kapıldığı ruhsal durumları, bu ruh hallerindeki yakarışlarını da okuruz. İçki, gece hayatı, çeşitli kadınlarla girdiği cinsellik temelli bir gecelik ilişkiler de ruh halini değiştirmez. İçinde bulunduğu durumdan fena halde bunalmakta, kurtuılmak istemektedir. Henry’nin hayatını, bir arkadaşıyla gittiği dans salonunda gördüğü bir dansçı değiştirecektir. Mara’yı gördüğü anda yıllardır kafasında kurduğu ama bir türlü yazmaya başlayamadığı kitabı bu kadınla birlikte olursa yazabileceğini anlar. Ve karısını, çocuğunu ve işini terk eder, Mara ile yeni bir hayata başlar. Mara 21, Henry 31 yaşındadır. Henry Miller’ın yaşam öyküsü ile “Oğlak Dönencesi”nde anlatıklarının büyük bir ölçüde birbirine benzediğini görüyoruz. Ama Miller, yaşamöyküsünden parçaları düzensiz bir biçimde anlatıyor gibi görünse de aslında yaptığı kendi ve dünya ile bir hesaplaşma. Anlatımındaki gerçeküstü havaya bakarsak romanı önceden tasarlanmadan, sanki bir oturuşta “otomatik yazı” anlayışı ile yazmış gibidir. Gerçeküstücülüğün tüm ahlaki ve etik kısıtlamaları gözardı eden anlayışına da uyar. Özellikle anlatının akışını bozma pahasına sık sık araya girerek görüşlerini anlattığı bölümlerde bilinçakışı tekniğini kullandığını düşünebiliriz. Sonuç olarak “Oğlak Dönencesi” çok uzun bir iç monolog da sayılabilir. Romanın yazıldığı yıllarda Paris’te gerçeküstücülüğün, bilinçakışı, otomatik yazı gibi tekniklerin geliştiğini gözönüne alırsak bu tercihleri hiç de şaşırtıcı değildir. Müstehcenlik meraklıları içinse “Oğlak Dönencesi” faydalı bir eser değil. Cinsellikten söz ederken diline sansür uygulamaması ya da karşı cinsle ilişkileri herhangi bir otosansür kullanmadan anlatması nedeniyle “müstehcenlik” bulmak umulsa bile “Oğlak Dönencesi”nin bütünü içinde böyle bölümler çok yer tutmaz ve ancak 1985’deki davada olduğu gibi bilirkişinin eline cımbızı alıp tek tek sözcükler, cümleler ayıklaması gerekir. Çünkü “Oğlak Dönencesi” bir “edebi eserdir”. ABD Yüksek Mahkemesi romanın yayınlanışından 25 yıl sonra da olsa çok doğru bir karar vermiştir. Henry Miller’ın “Oğlak Dönencesi” 20. yüzyılın önemli başyapıtlarından. Günümüz insanının kendi kendisine sorduğu birçok soruyu tartışmaya açan, genel kabullere çok ters açılardan karşı çıkan, her okumada yeni tatlar bulacağınız bir modern klasik. n K İ T A P S A Y I 1270 HAZİRAN C U M H U R İ Y E T