Katalog

Pembe panjurlu distopya r Eray AK Hayalleri, ancak ve ancak bir göğüs kadar büyüyebilen bir kadından yaşama dair ne alabilirsiniz? Hakan Bıçakcı, yeni romanı Doğa Tarihi’nde bu sorunun yanıtını veriyor. Yanlış okumadınız. Korku gerilim romanlarıyla tanınmış, fantastik öyküler yazan Bıçakcı yayımlanan bu son romanında, herkesin müstehzi bir ifadeyle karşılayabileceği basit gibi görünen bu sorudan yola çıkarak, önceden çok uzak gelse de artık hiç de yabancısı olmadığımız yaşamları didikliyor. tan da normal algısının kaşındığı pembe panjurlu bir distopya Doğa Tarihi. Panjurları, renkli “gibi görünen” hayatlarından, distopik atmosferi ise tamamıyla gerçeklerinden... Tekrar Doğa’ya döncek olursak; Hakan Bıçakcı’nın “yaratmamış” olduğunu söyleyebiliriz Doğa’yı. İsminin etrafına yeniden bir kişilik örmemiş. Sadece “seçmiş”. Muhteşem bir gözlemin sonucunda dünyaya gelmiş Doğa. Etrafımıza baksak belki onlarca insanda, hatta kendimizde bile yakalayacağımız birçok özelliğin bir isim üzerinde toplanmasıyla can bulmuş bir karakter o. Bıçakcı sadece günlük yaşamın hayhuyunda etrafımızdan akıp giden yaşantılardan parçalar kopararak yaşadığımız bu yeni dönemin prototipini meydana getirmiş Doğa’yla birlikte. “AKILLI” HAYAT Nasıl mı? Şöyle: Bir kahraman düşlüyor Bıçakcı. Adını Doğa koyuyor. Otuz beşinde bir plaza güzeli. Dünyanın PLASTİK DÜNYA etrafında dönmesini istiyor, dönmediği Bu bağlamda kendi yaşam deneyimanlarda telaşa düşüyor, sigarası ve evi lerinden yaratılıp bugüne taşınan bir dahil her şeyi akıllı, yaramaz köpeği Fifi karakter değil Doğa. İsmi bile ironinin ve annesiyle birlikte yaşıyor. Yaşamınserin gölgesinde. Aksine; öğretilmiş, daki her şey o kadar istediği gibi gidiyor kibarca, usulüne uygun bir şekilde daki ya da Doğa bize yaşamındaki her yatılmış yaşamların doğurduğu “suni bir şeyin o kadar güzel gittiğini “göteriyor” yaşam formu”. Yaşanmışlıkları, kendi ki biz de her şeyin yolunda olduğuna inanıyoruz başlarda. Ama durun! Küçük doğal süreci onu bir yere kadar getirmiştir ancak sonuçta Doğa için her şey doğal bir sorun: Doğa’nın kalçaları, bacakları, akışından çıkmış ve “yapay” bir hayatı yüzü muhteşem de... Şu göğüsler. Tek sürmeye başlamış. Doğa’nın, Hakan Bısorunu bu işte Doğa’nın. Yoksa geri kaçakcı tarafından bize izletilen yaşamı bu lan her şey mükemmel... “plastik” dünyanın içinde geçiyor. Ancak Ancak Hakan Bıçakcı romanıysa eliher ne olursa olsun Doğa’nın bu yapay mizdeki böyle “aydınlık” dünyalara alevrene sapmadan önce yaşadıkları bir danmamak gerektiğini bilmemiz gerekir ki öyle de oluyor zaten. Bıçakcı, bu pem şekilde zihninin bir köşesinde yer etmiş, bilinçaltında bir yerlerde gezmektedir be panjurlu düşlerle kurulu dünyadan ama onları öylegünümüzün, assine bastırmıştır lında herkesin bir ki anıları nefes ucundan tuttuğu bile alamaz o çirkin teşhir haridar hücrelerde. tasının ayrıntılarını Hâliyle en küsergiliyor. çük bir işaret Sosyal medyayla fişeği gördüklebirlikte yaşamırinde de yerinmıza hepten egede duramazlar. men olan “sosyal Son kertede teşhir” çağında, romanın ça“gibi görünmek” tışmaları da ya da sadece biliçaltının su “görünmek” yeni yüzüne çıkmaya yeni konuşulmaya başlamasıyla başlansa da teortaya çıkacak mel sorunlardan zaten. biri hâline geldi. Çıktığında Doğa’nın da yaşada Hakan mındaki temel soBıçakcı’nın o run bu aslında; göbilindik dünğüsler bahane. O yaları romanın sadece bulunduğu Bıçakcı, çağın tüm gereklerini “fazla fazla” yerine atmosferini çağa tam olarak getiren bir karakter ile normal gibi görünen yakapalamaya ayak uydurmak için şamların altındaki derin uçurumları anlatıyor. başlayacak. çırpınan, kesintisiz Gerçekler, düşler ve kâbusların iç içe olarak arzulanmak istenen, iştah, takdir ve kıskançlık dolu gözlerin hep üzerinde geçtiği; neyin gerçek, neyin düş ve neyin olması için çabalayan bir kadın. Her gün kâbus olduğunun ayırt edilemediği bir dünya kapılarını açacak. etrafımızda gördüklerimizden yani. Şimdi en baştaki soruya tekrar döneBıçakcı da çağın tüm gereklerini “fazla lim: “Hayalleri, ancak ve ancak bir göğüs fazla” yerine getiren bir karakter ile norkadar büyüyebilen bir kadından yaşama mal gibi görünen yaşamların altındaki dair ne alabilirsiniz?” Bakın ve Doğa’nın derin uçurumları anlatıyor romanında. göğüsleri arasındaki boşluktan kendi Bu gereklerden yola çıkarak Doğa dünyanızı seyredin... n Tarihi’nin, plazasitealışveriş merkezi üçgeninde sıkışmış hayatların “kâbusu” [email protected] olduğunu söyleyebiliriz. Diğer bir tarafC U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1265 1 5 M A Y I S 2 0 1 4 n S A Y F A 5