Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
RENKLER n SESLER n HARFLER AYTÜL AKAL n NİLAY YILMAZ n ÇİĞDEM GÜNDEŞ n MAVİSEL YENER MUSTAFA DELİOĞLU n Kitap Gölgesi Haydi Uzay Kampı’na Uzay Kampı Türkiye’ye giden Canan Tan, yaşadığı deneyimi heyecanlı bir serüven aracılığı ile çocuklara aktarıyor. r Mavisel YENER zmir Gaziemir’de, Ege Serbest Bölgesi’nde yer alan Uzay Kampı, dünyadaki üç uzay kampından birisi. Avrupa, Ortadoğu ve Asya’da bulunan tek uzay kampı. Uzay ve bilim merkezi olan Uzay Kampı Türkiye, gençlerin bilim, matematik ve teknoloji alanında kariyer yapmalarını sağlamaya odaklanmış. Uluslararası çalışan kamp, gençlerin bir araya gelip uzun süreli arkadaşlıklar kurabileceği, diğer kültürleri tanıyıp anlayabilecekleri bir ortam sunuyor. Canan Tan, bu kampta ilginç olaylar yaşayan birkaç arkadaşın serüvenini anlatmaya karar verince kampa giderek gözlemler yapmış, kamp programının işleyişini ve katılımcıların izlenimlerini öğrenmiş. 2000’den bu yana, elli farklı ülkeden yaklaşık yüz elli bin öğrenciyi ağırlayan Uzay Kampı’nı daha da çok tanıtmayı hedeflemiş. Eğitmenler eşliğinde Can, Kutlu, Anita, Barış ve diğer pek çok çocuk ve genç, altı günlük bir program için Uzay Kampı’na gelirler. Astronot simülatörleri, uzay mekikleri, model roketler, uzay istasyonları, hidroponik laboratuvarı, planetaryum ve nicesi onları beklemektedir. Uzayla ilgili etkileşimli simülatörler kullanırlar, hareketli ve eğlenceli bir ortamda hem birbirleriyle iletişim kurar hem de eğitim alırlar. Yarışmalara katılan, uzay hakkında merak ettikleri tüm sorulara yanıt bulan çocuklar, iz bırakan anılarla evlerine dönerler. Canan Tan, altı günlük kamp boyunca yaşananları anlatırken ilk gençlik heyecanlarına, kaygılara, sevinçlere ve nice duyguya, takım çalışmasının ifade ettiği değerlere satır arasında göndermeler de yapıyor. Uzayın derinliklerine dair bilgi edinmek ve hayatları boyunca anımsayacakları bir deneyim yaşamak isteyen katılımcıların geldiği bu Uzay Kampı, merak ettiğimiz pek çok sorunun yanıtını da veriyor. Teleskopla keşfedilen ilk gezegeni, uzayın tarihçesini, uzaya gönderilen ilk canlıyı, Ay’a ayak basan ilk insanı, uzaya çıkan ilk kadın astronotu, Mars’a inen ilk uzay aracını, güneş sistemini, gezegenleri, gökadalar ve nicesini Uzay Kampı’nın konuklarıyla birlikte okurlar da öğrenecekler. Kitapta yer alan renkli fotoğraflar çocukların ilgisini çekecek nitelikli bir baskıyla sunulmuş. İ KİTABIN KAHRAMANLARIYLA DÜŞ ORTAKLIĞI KURMAK Uzay Kampı’na giden çocukların astronot olma isteğiyle oradan ayrılmaları doğal, fakat orada yaşadıkları deneyimleri hep anımsamaları belki de en büyük ödülleri. “Uzayla ilgilenmek, uzaya gönül vermek için astronot olmak şart değil. Hangi mesleği seçerlerse seçsinler, hangi yaşa gelirlerse gelsinler, gözlerini her gökyüzüne çevirdiklerinde Uzay Kampı anılarıyla sarmalanacaklar.” (s, 157) Kitabın göndermede bulunduğu konular hakkında daha da çok bilgi sahibi olabilmek için son bölümde verilen zaman çizelgesi, Uzay Kampı Türkiye’nin kuruluş öyküsü ve diğerleriyle ilgili ek okumaları yapmak araştırmacı çocukların hoşuna gidecektir. Hep merak ettiğim bir sorunun yanıtını da kitapta buldum. Ay’a gerçekten gidilmiş miydi yoksa da görüntüler stüdyoda mı çekilmişti? Kitabı okuyun öğrenin! Uzay Kampı Maceraları, usta bir anlatıcının kaleminden yazılmamış olsaydı, yalnızca bilimsel gerçekleri aktaran, didaktik bir metne indirgenme tehlikesiyle karşı karşıya kalınırdı. Oysa Canan Tan, karakterleri geliştirerek, onların soluğunu sayfalarda duyumsatarak, farklı coğrafyalardan gelen çocukların duygularını metne aktararak edebiyatın kaleydoskopundan geçmiş bir serüven sunuyor okurlara. Yazınsal bir ürün, ister çocuk edebiyatı olsun ister yetişkin, okuru değişime çağırmalıdır. Uzay Kampı Maceraları’nı okuyan bir çocuk artık okumadan önceki o çocuk değildir. Farklı bir bakış açısı kazanmış, buradan hareketle yapılacak daha ileri keşiflere yelken açmıştır. Kitabın kahramanlarıyla düş ortaklığı yaparken yepyeni tatlar almıştır… Sevinçli okumalar. n maviselyener@gmail.com *Uzay Kampı Maceraları, Canan Tan, Resimleyen: Emel Alp Sarı, Doğan Egmont, 168 s. 2014, 9+ Konuk Harfler Hazırlayan: Nurhayat Ünlü “Kitapların ruhu olduğuna inanıyorum ben. Elinize alırsanız, kapağına, cildine, haline, tavrına şöyle bir bakarsınız. Hatta koklarım da ben. Bir fikir verir bütün bunlar. O ilk merhaba iyi geldiyse okumaya başlarım. Ahmet Büke’nin “Mevzumuz Derin” adlı kitabının kahramanı Bedo’nun yaşamında kitapların çok büyük bir yeri var. En çok uğrak yerlerinden biri ise dedesinin en yakın arkadaşına ait, içinde nadir kitapların bulunduğu bir kitapçı dükkânı, bir sahaf. Dedesine göre burası “Dünya’nın en gizli kitapçısı”. İşte bu nedenle de dünyanın en gizemli n uygarlıklarının birinin adını taşıyor. Bedo’nun en yakın arkadaşı; etnik kimliğine bir türlü tutunamayan, birisi “Yürü Lan Çingene” dediğinde kabuğuna çekilen ya da ağlamaya başlayan Barbo. Bedo ile birlikte, mahalledeki Diyarbakırlı çocuklarla kapıştıklarında, kendisine “çingene” diyen çocuğa “Sen de Kürtsün o zaman, hayvan” diyen Barbo, çocuğun cevabı karşısında şaşkına döner. Çünkü Diyarbakırlı çocuk büyük bir doğallıkla, “He, öyleyim tabii” demiştir. Belki de herkes kendisine ve karşısındakine ait her türlü özelliği bu kadar doğallıkla karşılasa, bütün o çatışmalara, kavgalara, savaşlara yer olur muydu? Dedesiyle ve annesiyle birlikte yaşayan ve geleceğini şekillendirebilmek için dershaneye devam eden Bedo bir yandan da geçmişinden gelen, cevabını bulamadığı sorularla boğuşmaktadır. Herkesin bir sırrı vardır işte bu hayatta. Hatta bazen kendisi bile bilmez bunu. Bedo dershanede, kaba kuvvet kullanmaktan hoşlanan bir öğrenci yüzünden zor günler geçirir. Bir yandan da cevabını merak ettiği soruları, sağlık sorunları yüzünden annesine soramamanın sıkıntısını yaşamaktadır. İşte bu günlerde Bedo’ya gizemli bir el uzanır ve yaşamını kolaylaştırıcı çözümler sunar. İşte bu gizemli el Bedo’yu yaşamındaki büyük sırra ulaştıracaktır. Acaba nedir Bedo’nun yaşamındaki bu büyük sır? Ahmet Büke”nin “Mevzumuz Derin” adlı bu kitabı ON8 Yayınları’nın Gençlik Kitapları arasında yer aldı. n Mevzumuz Derin / Ahmet Büke / ON8 Kitap / 161 s. S A Y F A 2 0 1 5 M A Y I S 2 0 1 4 C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1265