04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrindekiler yanlarıyla ele alıyor Demet Ş. Dinler. Politik yazılarda, akademik tezlerde, kuramsal kitaplarda görmeye alıştığımız bu konuları farklı bir perspektiften, yazanın öznel deneyimini de içine alan bir yerden, aynı anda hem kuramın hem deneyimin penceresinden ele alıyor. Mağduriyeti ve madunluğu yenmek için “Önce kendini yok etmelisin!” diyor kitap yalın bir dille. Ama içsel hesaplaşmalar, yoğun emekler, cesaret ve korku dolu yüzleşmelerle kazanılmış, hak edilmiş bir yalınlık bu. “Bu düzen değişmeli” diyeceksek ütopyanın sorunlu yanlarına da kafa yormamız gerektiğini hatırlatan bu denemeler, umudumuzu bir kaybedip bir bulacağımız ama mutlaka güçlenerek çıkacağımız bir yolculuğa davet ediyor bizi. Çellocu / Ercüment Cengiz / Everest Yayınları / 356 s. Gırnatacı romanıyla dikkat çeken Ercüment Cengiz, bu kez Çellocu’yla çıkıyor okurun karşısına. Abdülmecit dönemi İstanbul’unu fonda bütün incelikleriyle canlı bir tablo gibi gözler önüne sererken yıkıcı ve ölümcül bir kıskançlığın, insanı insanlıktan çıkaran trajedisini Vivaldi’nin konçertosu eşliğinde işliyor. Kuşkunun getirdiği varsayımlar ve olasılıklar üzerine kurulmuş, psikolojik ve felsefi derinliği olan bu romana, ete kemiğe bürünen bir çellonun nağmeleri eşlik ediyor. Avrupa Birliği Sosyal Politikası ve Türkiye / Aziz Çelik / Kitap Yayınevi / 332 s. Aziz Çelik, Kocaeli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi, İstanbul Üniversitesi’nde de ders veriyor. Sosyal politika ve çalışma ilişkileri konusunda çeşitli kitapları vardır. Çelik bu kitabında, piyasaya karşı bir koruma aracı olarak sosyal politikanın gelişimini, ona asıl rengini veren Avrupa sosyal geleneğini ve bu geleneğin bir uzantısı olarak Avrupa Birliği sosyal politikasını inceliyor. Bu ana çerçeve içinde Türkiye sosyal politikasının evrimine ve onun AB sosyal politikasıyla uyum sorunlarına eğiliyor. Sosyal politika, geçmişte olduğu gibi günümüzde de temel bir gerilim ve mücadele alanı olmaya devam ediyor. Galileo’dan Önce / John Freely / Çeviren: Muhtesim Güvenç / Kolektif Kitap / 334 s. Modern bilim tarihi anlatıları genellikle Bilimsel Devrim’in ateşini yakan ve Isaac Newton’ın dünyayı C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I değiştiren keşiflerine zemin hazırlayan Galileo’nun Katolik Kilisesi’yle giriştiği kahramanca mücadeleyle başlar ve Galileo’dan önceki bilginlerden hemen hemen hiç söz edilmez. Aslında Rönesans’tan yüz yıllar önce çok sayıda bilgin Galileo, Newton, Kopernik ve diğerlerine atfedilen heyecan verici keşiflerin yolunu açar. Fizikçi ve tarihçi John Freely bu kitapla modern biliminin doğuşunu hazırlayan pek çok bilgine ve keşiflerini odağa koyarak bilim tarihindeki önemli bir boşluğu doldurmayı hedefliyor. Malan Barkirin Evlerini Yüklediler, Zorunlu Göç Anlatıları / Özlem Yağız, D. Yıldız Amca, Emine Uçak Erdoğan, Necla Saydam / İthaki Yayınları / 396 s. Bu topraklar, artık ne isimlerini ne de varlıklarını bildiğimiz daha anlatılmayı bekleyen Koçanis köyü gibi nice köyün sessiz ağıtları ile dolu. Yaklaşık 6 yüzyıl Nasturîlerin metropolitlik makamı olan Koçanis köyünü, 1915 felaketi vurduğunda, gözyaşları ile terk edilen evlerin yeni sahipleri Kürtler olmuştu. 1993 yılında ise Koçanis köyü yakılırken, bu defa yeni sahiplerinin de gözyaşları ile gidişine tanık oldu. Başkalarının bahtsızlığı üzerine kurulan hiçbir medeniyet sakinlerine mutluluk getirmedi. Zorunlu göç ise tarihimizin hep yüzleşmekten ölesiye korktuğumuz kara bir lekesi olarak kaldı. Malan Barkirin’in tanık anlatımları burada sona eriyor. Ama Ortadoğu’nun hikâyesi Irak ve Suriye’den kaçıp ülkemize sığınan yüz binlerce yeni zorunlu göçmeni, henüz hakkıyla yüzleşilemeyen tarihi, haklarına kavuşamayan ve helalleşilmeyen mazlumları ile yine ve yeniden yazılmakta… Rüzgâra Verdim Bakışlarımı / Feridun Andaç / Kaynak Yayınları / 298 s. Rüzgâra Verdim Bakışlarımı, yaşamın tanıklığını, belleğin izlerini dile getiren denemelerden oluşuyor. İç yolculuğun, içe bakışın yansılarını sergileyen her bir yazı, yerin anlamını, hayatın ve mekânların dilini anlatıyor. Feridun Andaç, yeni bir bakış, yeni bir söyleyişle insanlığın binlerce yıllık yeryüzü serüveninin temel izleği olan yolculuğun bin bir yüzüne bakarak, içteki ve dıştaki gezginliğin dilini kuruyor. Kentler, ayrılıklar, savrulmalar, tarih, bellek, aşk, tutku, bağlanış, ait olma duygusu bu içli, içtenlikli yolculukların birer imgesi olmaktan çıkıp Andaç’ın denemelerinde yaşamın soluğuna dönüşüyor. n 1292 2 0 K A S I M 2 0 1 4 n S A Y F A 2 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle