25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Işık Öğütçü’yle Orhan Kemal’in “Uçurum” romanı ve yüzüncü yaşı Orhan Kemal’in ikinci kayıp romanı raflarda Yıllardır Orhan Kemal’in yapıtlarını okurlarla buluşturan, ustanın kayıp roman ve yazılarını gün ışığına çıkararak yayımlayan oğul Işık Öğütçü, ustanın kayıp bir romanını daha günışığına çıkarmanın heyecanını paylaşıyor bugünlerde. Her şey haziranda Zeki İzci isimli bir araştırmacı dostunun, TÜRVAK Müzesi’nin kütüphanesinde araştırma yaparken “Büyük Gazete” isimli dergide ustanın “Uçurum” isimli bir tefrikasını gördüğünün haberini vermesiyle başlamış. TÜRVAK kütüphanesinde söz konusu dergilerin sayfalarını açtığında, Haliç’te doklarda çalışan kaynakçı Cemal’i ve sevdası çevresinde birkaç merkezli gelişen “Uçurum” romanıyla karşılaşmış oğul Öğütçü. 2011’de Orhan Kemal’in yine gazete sayfalarında unutulan bir romanı olan “Yüz Karası”nı bulup yayımlatmış olan Öğütçü bu kez biçimsel bir ekleme yapıyor ve yapıtın başına ustanın röportajlarını da katıyor. İlk bölüm Orhan Kemal’in “Yerli Filmciler Arasında Büyük Röportaj”, “Ruhi Su ile Bir Konuşma”, “Çok Çocuklu Aileler Arasında”, “Belediye Reisi Tuğgeneral Ş. Erensü ile Röportaj” ve “İtiraflar” adlı seri röportajlarının bir araya getirilmesinden oluşuyor. İkinci bölümde ise ustanın “Uçurum” romanını okuyoruz. Öğütçü’yle “Uçurum” kitabını ve yüzüncü yaşında Orhan Kemal’i konuştuk. r Gamze AKDEMİR “Pırıl pırıl yaz günleri denizi, mavi göğü, yaprak yeşili ile neşeli bir türkü gibi geçiyordu. (...) “Uyandığı zaman beyaz perdeleri güneş içinde buldu.” Romandan 014’te Orhan Kemal’in 100. yaşı için çalışmalarınız kapsamında pek çok kitap projesi hazırladınız. Neydi bunlar? Şöyle sıralamak mümkün; ilk çıkacak kitap “Orhan KemalUçurum ve Röportajlar”, daha sonra “Orhan Kemal Fotoğraf Albümü” ve sırasıyla “Toksöz 1924”, “Orhan Kemal Bilinmeyen Öyküler”le devam edecek. En sonunda da “Orhan KemalYazdıklarım ve Yazılanlar” ile de mektupları gün ışığına çıkaracağım. Tabii bu arada üstadın yeni hiç bilinmeyen eserlerini bulmazsam böylece onun tüm eserleri bir bütün külliyatı olarak ülkemize kazandırılmış olacak. Bir de 2000’den itibaren Orhan Kemal’in arşivinde ve çeşitli kütüphanelerde yaptığım çalışmalar neticesinde yayımlanan kitaplarım var. Şiir ve günlüklerini derlediğim “Yazmak Doludizgin”, babasının anılarını “Abdülkadir Kemali Bey’in Anıları” olarak, düz yazılarını “Önemli Not”da, onunla yapılan röportajları ve kitaplarının eleştirilerini topladığım “Zamana Karşı Orhan Kemal” ve Kültür Bakanlığı’na Ahmet Ümit ile birlikte hazırladığımız “Orhan Kemal” kitabıyla araştırma konusunda pek çok kaynağı sunmuş bulunuyorum. BÜYÜK GAZETE’DE “UÇURUM” Orhan Kemal’in kayıp romanı “Uçurum”, nasıl bir yeni keşif, metne nasıl ulaştınız? Biliyorsunuz 2011’de Orhan Kemal’in yine gazete sayfalarında unutulan bir romanı olan “Yüz Karası”nı bulmuş ve yayımlatmıştım. Bu yılın başında yine kütüphanede araştırma yaparken bulamadığım bir dergi bulunuyordu “Büyük Gazete.” Ne büyük bir tesadüftür ki, haziran ayında Zeki İzci isimli bir araşS A Y F A 4 n 9 O C A K 2 tırmacı dostumun sabah bana çekmiş olduğu mesajla heyecana kapıldım. Türvak Müzesi’nin kütüphanesinde araştırma yaparken “Büyük Gazete” isimli dergide babamın “Uçurum” isimli bir tefrikasını gördüğünü, haberim olup olmadığını soruyordu. Gerçekten haberim yoktu. Saat 10.00’da TÜRVAK kütüphanesindeydim. Büyük bir heyecanla dergilerin sayfalarını açtığımda üstadın “Uçurum” romanıyla karşılaştım. O an çok büyük bir heyecan duydum ve onun akıp giden yaşamı gözümün önüne geldi. “ROMANIN SON PARAGRAFI BANA AİT” İnsanlar ve kaderler arası geçişleri hayli yoğun bir roman “Uçurum.” Bu roman Orhan Kemal’in küçük insanlarının hikâyesi gibi gözükse de aslında her an toplumda yaşanan ve birimizin başından geçmesi muhtemel insan öykülerinden biridir. Romanın kahramanı Haliç Tersaneleri’nden birinde kaynakçılık yapan Cemal’dir. Hiç şüphesiz yakışıklı ve güçlü bir karakterdir. Sevgilisi olan Safiye bir evde kiracı olarak kalmaktadır. Evin sahibi Mülayim Usta da Nermin adlı bekâr bir kızı olan dul yaşlı bir adamdır ve Safiye’ye tutkundur. Beyoğlu’ndaki büyük bakkaliyelerden birinde çalışmaktadır. Safiye ile ilişkisini ilerletmek için kadına para bulacağı taahhüdünde bulunmuş, fakat henüz gerçekleştirememiştir. Çünkü Safiye istediği parayı bulmazsa, onu terk edeceğini söylemiştir. Cemal ile Safiye’nin ilişkileri iyi gitmemeye başladığı bir sırada, Mülayim Usta’nın çalıştığı işyerinde çıkan bir yangın sırasındaki kargaşadan faydalanarak Mülayim Usta Işık Öğütçü’nün kitap için derlediği konular birbiriyle ilintili atölye sahibinin kasasından çeşitli sorunları irdeliyor. Örneğin “Çok Çocuklu Aileler Arasınpara çalar ve Safiye’ye teslim da” röportajı, Akşam gazetesinin “En Fedakâr Aileyi Seçeceğiz” anonsuyla başlattığı bir dizi röportaj. eder. Safiye de ilişkilerinin 2 0 1 4 sürmesi için parayı Cemal’e kamyonet alması için verir. Cemal bunu borç olarak alır ve çalıştıkça borcunu ödemeye başlar. Fakat yine de ayrılık kaçınılmazdır. Ayrılırlar. Mülayim Usta, bir gün meyhanede Cemal’le tanışır. Mülayim Usta aşırı derecede sarhoştur ve Cemal duruma müdahale ederek onu oradan çıkarır ve yolda kızı Nermin’e teslim eder. Cemal’le Nermin’in burada birbirlerine yakınlaşırlar. Kısa süre sonra Nermin’i Mülayim Usta’dan istemeye gider ve tabii bir sürprizle karşılaşırlar. Safiye’de oradadır. Olaylar bundan sonra daha da hızlanır, kaderler iyiden iyiye değişir. Dergide yayımlanan tefrika 21 Haziran 1961’de son kez çıkmış. Büyük bir ihtimalle o tarihten sonra dergi kapandı. Ben de son paragrafı yazarak kitabı sonlandırarak bir sürpriz yaptım. Orhan Kemal “Uçurum” da Haliç, Okmeydanı’nı da alıyor büyüteç altına... Kentsel dönüşüm konusunu açıyor tartışmaya resmen. Tabii ta o zamandan açıyor. Roman kahramanı Haliç’te doklarda çalışan kaynakçı Cemal’in evi dokların sırtındaki semtteydi. Hemen günümüze geldim. Şu an 559 yıllık bir tersane bölgesinin “Haliçport” adıyla turizm uğruna yok edileceği aklıma geldi. Tersanelere emeğini vermiş, nice gemiler yapmış ve buranın sırtlarında oturan Okmeydanı, Halıcıoğlu, Kasımpaşa semtlerinin binlerce insanının kentsel dönüşümle bir şekilde yıllarca oturdukları semtlerinden gönderileceklerini düşündüm. Oysa bütün o kıyıların kültürel bir çekim alanına dönüştürülerek, müzelerin, küçük gemi maket atölyelerinin açılmasını, halkın orada ekonomik değerler yaratarak kimseye muhtaç olmadan, rahat nefes alarak yaşamalarını, Haliç sahillerinin halka açılmasını çok isterdim. “1950’LERDEKİ RÖPORTAJLARININ BİR KISMI UNUTULMUŞ” “Uçurum”a Orhan Kemal’in çeşitli tarihlerde yapmış olduğu röportajları eklediniz. Genel itibarıyla ne izlekte röportajlar denilebilir? Orhan Kemal’in 1950’lerde yaptığı röportajların bir kısmı “İstanbul’dan Çizgiler” kitabında yer alıyor. Ama bir kısmı yine unutulmuş ve arşivlerde kalmış. “Yerli Filmciler Arasında Büyük Röportaj”ı “İstanbul Ekspres” gazetesinde yayımlanmış. Dönemin rejisör ve prodüktörleriyle konuşmuş. Birkaç isim söylemek isterim: Aydın Arakon, Atıf Yılmaz, Naci Duru, İhsan İpekçi, Turgut Demirağ, Osman Seden, Ferdi Tayfur ve Ruhi Su. “Çok Çocuklu Aileler Arasında” bunu da “Akşam” gazetesi için yapmış. Bu seri röportajın bir özelliği ise içinde öykücü Muzaffer Buyrukçu’nun ailesiyle de konuşmuş olmasıdır. Enteresan olan “Son Havadis” için yapılan 1960 tarihli bir röportajda ise o sırada İstanbul Belediye Reisi olan Tuğgeneral Ş.Erensü ile yapılan söyleşidir. İstanbul’un sorunlarını okuK İ T A P S A Y I 1247 C U M H U R İ Y E T Fotoğraf: Kaan SAĞNAK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle