25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

O Big Sur Ünün getirdiği yoğun ilgiden, şehrin kalabalığından gündelik hayatın baskısından bunalan bir yazarın herkesten uzağa, doğanın ortasında küçük bir kulübeye sığınmasının öyküsü anlatılıyor Big Sur’de. eat Kuşağı’nın efsane isimlerinden Jack Kerouac başyapıtı sayılan, Beat Kuşağının kült romanı Yolda’yı (Ayrıntı yay.) uzun uğraşlardan sonra yayınlatmayı başarınca geç de olsa üne kavuşur. New York’da annesiyle beraber yaşadığı, sürekli içki içerek zamanını tükettiği evi gazetecilerin ve hayranlarının akınına uğrar. Bu yoğun ilgiden bunalan Kerouac Batı Yakası’na San Francisco’daki arkadaşlarının yanına kaçar. Niyeti, şair ve yayıncı dostu Lorenzo Monsanto (Lawrence Ferlinghetti) ile gizlice buluşup, kimselere görünmeden onun Big Sur korusundaki kulübesine gitmektir. Orada altı hafta boyunca odun keserek, su çekerek, yazarak uyuyarak, yürüyüşlere çıkarak alkolden arınacak, kendine gelecektir. San Francisco’ya ayak basınca planını unutup doğruca Monsanto’nun City Lights Kitabevi’ne gider ve eski dostları ile buluşur. İki gün boyunca hiç ara vermeden içer, barları dolaşır, sohbet ederler. Monsanto Big Sur’e götürmek üzere otel odasına geldiğinde Kerouac yerde şişelerin arasında yatmaktadır. Monsanto herhalde bu haftayı böyle geçirmek istiyor diyerek kuduğum Kitaplar METİN CELÂL reklam amaçlı gibi görünse de romanı tam olarak ifade ediyor. Jack Kerouac, on beş yıl önce birlikte Yolda efsanesini oluşturdukları arkadaşları ile tekrar buluşarak hem anıların yeniden yaşanamayacağını anlatıyor hem de kendisi, yaşamı ve tabii tüm geçmişi ile de hesaplaşıyor. Usta çevirmen Nevzat Erkmen’in kattığı tadla Big Sur şehrin çılgın kalabalığından kırlara kaçıp kendiyle başbaşa kalacakların nasıl bir deneyim yaşayacağına da iyi bir örnek. OLDUĞU KADAR GÜZELDİK Mahir Ünsal Eriş’in ikinci öykü kitabı Yıldız Tilbe’nin bir dizesinden almış adını. Olduğu Kadar Güzeldik’de (2013, İletişim yay.) Bandırma’dan öyküler anlatıyor Eriş. Geçen yıl yayımlanan ilk öykü kitabı Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde’de (İletişim yay.) Bandırma’nın hemen yanındaki sahil kasabası Erdek’ten, 80’li yıllarda yaşanan ilk gençlik, delikanlılık dönemi öyküleri anlatmıştı. Bu “sert gerçekçi” öyküler iyi bir yazarla tanıştığımızı bildiriyordu. Yayıncılık için kısa sayılabilecek bir yıllık sürede çıkmış da olsa ikinci kitapta Mahir Ünsal Eriş’in yazarlığında olumlu gelişmeler görüyoruz. Dilinde, anlatımında, konularında aslında pek bir fark yok ama Olduğu Kadar Güzeldik’teki öyküler daha durmuş, oturmuş geliyor. Belki de yazara, söylemine alışmanın etkisi bu. Öyküler daha uzun, daha rahat ve tadı çıkartılarak anlatılıyor. Öyküler kendi içlerinde küçük öyküler yaratıyor, novella tadına doğru uzanıyor. Belki de romana hazırlık çalışmaları diye de değerlendirilebilir. Mahir Ünsal Eriş’in roman yazmakta olduğunu Vatan Kitap’ta daha yeni okudum. Olduğu Kadar Güzeldik’deki öyküler Bandırma’dan başlayıp Ankara’ya uzanıyor ve tekrar memlekete, Bandırma’ya dönüyor. Arada Susurluk ve Biga da var. Toplama baktığınızda dar gelirli ailelerin yaşadığı gündelik gibi görünen aslında oldukça ilgi çekici ve iç yakıcı olaylar anlatılıyor. Kitabı bitirdiğinizde öykülerin birbirine görünmez bağlarla bağlandığını anlıyorsunuz. Kapakta ilk kitaptan hatırladığımız küçük delikanlı somurtsa da aslında anlatılan gençlik ve olgunluk çağı öyküleri. Aile içi ilişkiler ağırlıklı yer alıyor. Bir öyküde okuduğunuz dede ve damat arasında yaşananların torun bakış B Jack Duluoz’u (Jack Kerouac) almadan Big Sur’a gider. Duluoz uyanıp kendine geldiğinde hızlı bir hamle yapmazsa bu ortamı terk edemeyeceğini anlar. Hemen toparlanıp yola düşer. Zor bir yolculuktan sonra Big Sur’a Monsanto’nun kulübesine ulaşır. Big Sur’de zorlu bir doğa vardır. Yüksek tepeler, denize doğru inen derin yarlar, kayalıklı dik yamaçlar, bol rüzgâr, yağmur... Kulübe ormanlık alanın içinde küçük bir derenin yanındadır. Biraz uzakta sahile vurmakta olan dev Okyanus dalgalarının uğultusu derenin şırıltısına karışmaktadır. Üç hafta boyunca mutlu bir dinginlik içinde dinlenir, kendine gelir, alkolizmin etkilerinden, halüsinasyonlardan, kâbuslardan kurtulur. Yalnızlığın keyfini çıkartır. Kim olduğunu, nerede olduğunu, saatin kaç olduğunu tamamen unutur. Pasifik Okyanusu’nun seslerini dinleyerek “Deniz” adlı uzun şiirini yazmaya başlar. Üçüncü haftanın sonunda canı iyice sıkılmış, kent hasreti en yüksek düzeye varmıştır. Otostop yaparak San Francisco’ya dönmeye karar verir. Ama otostop günleri çok geride kalmıştır. Artık kimse arabasına tanımadığı sefil görünümlü kişileri almamaktadır. Zor ve yorucu bir yolculuktan sonra San Francisco’ya varır. Burada Yolda romanının kahramanları ile vakit geçirirken tüm iyimser bakışına rağmen hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını görecektir. Herkes olgulaşmış, durgunlaşmış, iş güç sahibi olmuş, çoluğa çocuğa karışmıştır. Dostlarıyla geçirdiği günler sırasında, gençlik yıllarından en yakın arkadaşı, Yolda’nın baş kahramanı Cody Pomeray (Neal Cassady) metresi ile tanıştırmakla kalmaz, Duloz’u küçük oğluyla yaşayan Billie (Jackie Gibson Mercer) adlı genç kadının evine yerleştirir. Duloz, Pomeray’ın metresinden kurtulmak için kendisini o eve yerleştirdiğini hissetse de Billie ile ilişki kurmaktan çekinmez. Kısa sürede Billie de ona âşık olur ve geleceğe ilişkin planlar kurmaya başlar. Sürekli içerek, sohbet ederek ve sevişerek geçen günlerden sonra Duloz, Billie ile karakterlerinin uyuşmadığını, onunla uzun süreli bir ilişkiye giremeyeceğini anlar ama Billie ısrarlıdır. Duloz alkolizmin üst seviyelerine ulaşıp kâbuslar görmeye başlayınca yine Big Sur’a gidip arınmaya karar verir ama bu kez yanına Billie’i, oğlunu ve Ben Fagan (Philip Whalen) ile sevgilisi Româna Swartz’ı (Lenore Kandel) da alır. Böyle kalabalık bir grupla arınma değil hesaplaşma yaşanacağı bellidir. Hesaplaşma da tahmin edilebileceği gibi Duloz ve Billie arasında olur. Big Sur’un (Nisan 2013, çev. Nevzat Erkmen, Siren yay.) kapağında “Yol Devam Ediyor!” sloganı var. Slogan 2013 açısıyla anlatımı dağılıp çekirdek aileye dönüşecek birçok ailenin son demlerinin güzel bir örneği. Aşk acısıyla kıvranıp kendini kaybedenler, çaresizlikten korsan kitap satarak geçinirken daha çok gelir için hırsızlığa başlayanlar, eski günlerin özlemiyle devrim hayali kurarken kafayı yiyenler, Anneannelerin korumasında hayatını aylaklıkla geçiren dayıların kaçırılma öyküleri, kısa futbolculuk yaşamından hayal kırıklığı ile dönen ve hayata küsüp eve kapanan baba ile oğulun yaşadıkları... Küçük, sıradan gibi görünen yaşamların gizlediği trajedilerin öyküleri. Mahir Ünsal Eriş, sanki öykücülüğümüz modernizm, postmodernizm gibi aşamaları yaşamamış gibi geriye doğru bir sıçrama yaparak Orhan Kemal’in sıcak, dostane gerçekçiliğine bağlanıyor. Gerçekçi, doğrusal bir anlatımı var. İyi bir gözlemci. Ayrıntılar, imgeler, nostaljiyi çağrıştıracak şeyler öyküsünü kuvvetlendiriyor kendine has bir tad katıyor. Örneğin Bandırma salçalı tostu ile Biga tostu arasında nasıl bir fark vardı, o eski gazozların tadı nasıldı diye Olduğu Kadar Güzeldik’teki öyküler Bandırma’dan başlayıp Ankara’ya uzanıyor ve tekrar memlekete, Bandırma’ya dönüyor. düşünmeye başlıyorsunuz. O tadları bulamayacağınızı, karşılaştıramayacağınızı da bilemiyorsunuz. Bir yandan seksenli, doksanlı yıllar çok yakın, nostaljisi olamaz diyorsunuz, diğer yandan Mahir Ünsal Eriş’in öykülerinde hatırlattığı ve artık bulamayacağınız o kadar çok şeyin olduğunu düşünüp şaşırıyorsunuz. Okuru tatmin etmek zordur. İlk öykü kitabı Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde’de Mahir Ünsal Eriş’in tam tadını çıkartmaya başlarken öyküleri kestiği, yarıda bıraktığı hissi oluşmuştu, Olduğu Kadar Güzeldik’deki öyküler ise gereğinden uzun gibi geliyor. Rahatlıkla her öyküden birkaç yeni öykü çıkabilirmiş gibi. Daha önce de söylediğim gibi neredeyse novella olacak uzunluktalar. Kuşkusuz bu bir kusur arama çabası. Mahir Ünsal Eriş öykülerini bir söyleşi havasında, tadını çıkartarak anlatıyor. Gerçekçiliğini ironi ile mizahla tatlandırıp hüznün ağır basmasını, acılaşmasını, trajikleşmesini önlüyor. Olduğu Kadar Güzeldik iyi bir öykü kitabı. K İ T A P S A Y I 1224 S A Y F A 8 n 1 A Ğ U S T O S C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle