18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

K itap İçin... CXXVI SELÇUK ALTUN kesici getirmesini rica eder. Necip Fazıl parayı alır ama dönmez. İlaç parasını kumarda kaybedecektir. 3135 22.05.13 tarihli The Times’da okudum; Belçikalı bir kuş meraklısı, Bolt adındaki soylu güvercinini 310 bin Euro’ya (790 bin TL) Çinli bir işadamına satmış. (Bu haber, bana İsraillilerin Mavi Marmara’da katlettikleri vatandaşlarımızın ailelerine 100 biner dolar tazminat önermelerini anımsattı!) aşka gelip, cebindeki tüm parayı etrafa saçardı. / CartierBresson, Brassai, Man Ray, Lee Miller, Robert Doisneau, Robert Capa, David D. Duncan, Cecil Beaton ve Ara Güler; tümü Picasso’nun fotoğraflarını çekmişlerdi… 3139 Sığlıkla en hızlı nasıl mı mücadele edilir? Yerli dizilerin kanalları işgal ettiği sırada televizyonu kapatarak! 3140 Geçmişin kuşları – Oktay Akbal 26.11.67 – Kısa Yazamayan Uzun Yazar! “Dün sabah radyoda Feyyaz Kayacan’ın konuşması vardı. Londra’dan gönderilmiş bir band. Çok ilginç sözler söylemiş. İşte bir parçası: «Şair olduğum için uzun yazamıyorum. Bir yerde canım sıkılıyor. İki yüz sayfalık romanlar yazamam. İnsan seksen sayfa içinde de istediklerini verebilir.» Uzun mu uzun roman yazanlar, konuşmaları uzatıp duranlar sevinmesinler üç yüz dört yüz sayfalık romanlar yazdık diye. Kısa yazamadıkları için uzun yazıyorlar öyleleri. Kayacan sözcüklere tutkun kişi! Ne demiş? : «Bir kelime ağzımda güneşler açıyor, çiçekleniyor.» Böyle bir öykücü elbette iki yüz, üç yüz sayfalık romanlar yazmaz, yazamaz. İyi de eder. Geleceğe uzun yazanlar kalmayacak, bir konuyu en iyi, en yeni, en özlü biçimde işleyenler kalacak…” 3141 Feyyaz Kayacan’ın gönülden katıldığım söylemini duyunca aklıma son “kısa romanım”, Sol Omzuna Güneşi Asmadan Gelme geldi. O da belki 90100 sayfa olacak. Yayıncım, “bir romandaki tüm öğelerin orada kullanıldığı” görüşünde. Onu sonbahar yerine önümüzdeki Ocak ayında yayımlayacağız. (Bu yıl, KİTAP İÇİN 3 ile yetinmeliyim.) İbrahim Yıldırım, Ayfer Tunç ve Hamdi Koç’un sonbaharda romanlarının çıkacak olmasını da göz önüne alırsak… 3142 Kaç Yıl Oldu? 2013 – Fırat Budacı : Demokrat Parti, Samuel Beckett’in Godot’yu Beklerken oyununu “beklemenin” komünizm olduğu sanısıyla yasaklayalı tam 59 yıl, Hürriyet gazetesi 49 kupona iş vaat edeli 5 yıl, İbrahim Tatlıses “Nankör Kedi” şarkısının klip çekiminde kullanılan kedinin saldırısına uğrayalı 19 yıl, Gine Dışişleri Bakanı J.T. kelebek koleksiyonunu tırmalayan kediyi kurşuna dizdireli 22 yıl olmuş… 3143 Kitap önerileri: Nezleli Karga – Salah Birsel, SEL / Yemek Kültürü Terimleri – Haz. Nergis Ulu, MSA/ Ofset Yay. / Boşanma Mevsimi – John Cheever (Çev. Roza Hakmen), Everest / Gölge Oyunu – Der. S.Weller; M.Castle (Çev. M.İ.Tatari), İthaki / Ben Koşarım Aşağlara Koşarım – Erhan Altan, 160. Kilometre / (Parçalı) (Ham) Drülütt – Ahmet Güntan, 160. Kilometre / Jean ve Gino’ya Mektuplar – Bilge Karasu (Çev. Simla Ongan), YKY… i) Kaynak kitap olmayı hak edecek kapsamlı bir çalışma Yemek Kültürü Terimleri. ii) Genç ve nitelikli seslere kulak veren 160. Kilometre’yi benimsiyorum. Nâzım Hikmet’in bir dizesinden adını ödünç alan yayınevinin künye sayfasında, “Şiir direnirse kazanacak” denmiş. ‘Yüzümden geçer döndüğün her sokak’ “Av. Erol Yaman’ın anısına” Medya sektöründe faaliyet gösterenlerin diğer sektörlerde de şirketlerinin olmasının mahsuruna, bu kez de Gezi Parkı Direnişi’nde tanık olduk. Başbakan’ın hışmından korkan TV haber kanalları sosyal patlamayı görmezlikten gelmeye çalışınca, trajikomik duruma düşüp duyarlı halkın tepkisini çektiler. Oysa 1990’larda tersi geçerliydi, kırılgan koalisyonlar medya patronlarından ürkerlerdi. Onlar gündemi belirler, bakan atamalarına karışır, kamu mallarını “uygun fiyattan” kapatırlardı. Emre Kongar’ın 2002’deki saptaması yürürlüktedir: “Türkiye’de şu anda itibar düzeyi en düşük iki kurum siyaset ve medyadır.” 3127 2003 ürünü romanım Ku(r)şun Lezzeti, ülkeyi yönetmeye kalkışan medya holdinglerine karşı bir manifestoydu. Kitabın kahramanı Tolga ile yardımcısı Kürt Davut, lokantalarını ele geçirmeye çalışan medya patronuna karşı tek başlarına direniyorlardı. Ku(r)şun Lezzeti’nde değindiğim münferit olaylardan dolayı bazı medya holdingleri bilahare yargılanırken, bazıları yok oldular. T harfinin himmetine bakar mısınız? Anlatıcım Tolga, medya patronu ve ailesine boyun eğmezken; ikinci adı T ile başlayan Başbakan malum medya patronlarını sanki “hizaya soktu.” 3128 3107. maddemde, “İstanbul, İstankul olmadığını kanıtladı” demiştim. Yönetmen/ eleştirmen Korkut Akın 11.06.13 tarihli elektronikpostasında diyordu ki; “Kim bilir, belki de okumayazma evin(iz)e gidip gelememe halindesiniz. Taksim bir “komün” artık. Müthiş bir şey yaşanıyor…Değişim. Takım elbisesini atan geliyor, çocuğunun elinden tutan geliyor. Tam da böylesi bir gün için İstanbul’un adı İSYANBUL’dur bundan böyle… (Kitap İçin 3’ten el alarak.)” 3129 Yazdıklarıyla değil de yaptıklarıyla gündeme gelen Elif Shafak Gezi Parkı Direnişi’nden de nemalanmaya kalktı. İnsanlar, vermeye çalıştığı vıcıkvıcıkyapmacık mesaja gülüp, geçtiler. Üç sözcüklük tweet yanıtı dilden dile dolaştı, Hürriyet’te de alıntılandı: “Ticari, sağa çek!” 3130 Özür dilemeyi, teşekkür ve tebrik etmeyi de hazmetmediğimizi düşünüyorum. S A Y F A 1 0 n 1 3126 Pannonica Rothschild Thelonious Monk 3131 Satranç ustası Alman, Lothar Schmid’i (19282013) yitirdik. Dünyanın en büyük satranç kütüphanesi de ona aitti; satranca dair 50 bin kitabı vardı. 3132 Pannonica (Nica) Rothschild (19131988), dünyanın en varsıl ve güçlü hanedanı Rothschild’lardandı. O çağına göre aykırı sayılırdı, örneğin caz hayranıydı. 1954’te baron ve diplomat kocasına, beş çocuğunu bırakıp boşandı, New York’a yerleşti. Dünyanın 8. Harikası bellediği caz piyanisti Thelonious Monk’u (19171982) bulmak istiyordu, “Round Midnight” parçasını bir kez dinlemesi bu kararı vermesine yetmişti. Kısa zamanda caz sanatçıları ve avangart yazarlarla dost oldu. Ölümüne dek öncü caz piyanisti Monk’un hamisi kesildi. Monk’un arabasında esrar bulununca suçu üstlendi. Monk onun evinde öldü. (Youtube.com’dan iki öneri: Monk’tan Round Midnight ile Pannonica.) 3133 Müzisyen Quincy Jones ( doğ.1933) çocukluğunda efsanevi saksafoncu Charlie Parker’ın (19201955) peşinden ayrılmazdı. Bir gün Harlem’e giderler, esrar alıp birlikte içeceklerdir. Parker, Jones’un cebindeki bütün parayı alıp beklemesini söyler. O iki saat sonunda dönmeyince Quincy Jones ekildiğini anlar ve 138. Cadde’den 44. Cadde’ye dek küfür ede ede yürür. (Youtube.com’dan iki öneri: Charlie Parker’dan All The Things You Are, Quincy Jones’dan Secret Garden.) 3134 Bu “ekilme” bana küresel kitap koleksiyoneri Şefik Atabey’den duyduğum başka bir anekdotu anımsattı. Şefik Atabey’in babası sunucu ve yazar Eşref Şefik (18941980), Asmalımescit’teki bekâr evinde hasta yatmaktadır. Onu ziyarete gelen arkadaşı Necip Fazıl’a (Kısakürek) para vererek, derhal bir ağrı 2 0 1 3 3136 Belki Sessiz’den “Şiir şiddetinde dizeler” – Gonca Özmen Nehirlerin dinlediği seslerdik Beni bir avuntudan oldurmuşlar Nasılsa çiçek açar bir çocuğun kesik kolu Bana beklet saksında o mahcup çiçeği İçimde açsın sardunya, öteye çekilsin deniz Sesin diyorum bir ormanı yürümekten geliyor Gitmeni yalanlayan kuşlar bul Bir ağaç gölgesine uzanıvermiş bir ev Sen git gül benim açtığımdır Yüzümden geçer döndüğün her sokak Merhameti ben bir sudan öğrendim. 3137 Gonca Özmen’in dizelerine odaklanırken canım belki Kuzguncuk’a inmek, yoksa Selçuk Baran’dan hüzünlü bir öykü okumak ister. Kim bilir, bir gün onun bir dizesini ödünç alır, bir romanıma başlık da yaparım. 3138 Küresel kültürazzi: Einstein kurmalı cep saati kullanırdı. / Fyodor Dostoyevski’nin ölümünden yüz yıl sonra St. Petersburg’da aynı soyadını taşıyan bir kişi kalmıştı; tramvay sürücüsü Dimitri Dostoyevski. / “Nice yazarın en zayıf noktası sonuç bölümüdür” görüşündeydi Gonca Özmen George Eliot. / W.H. Auden eşcinseldi, kendini yaşlı bir kraliçe bellemişti. / “Yarattıklarımdan daha çok henüz yaratmadıklarım beni ilgilendiriyor” dediğinde Pablo Picasso 79 yaşındaydı. / İngiliz şair Philip Larkin Amerikan üniversitelerinde şiir nasıl yazılır diye tartışılmasını da yadırgardı. “Bu, karınla nasıl aşk yaptığını irdelemeye benzer” görüşündeydi. / Rilke ile Jean Cocteau Paris’te aynı apartmanda yaşarken hiç karşılaşmadılar. / Ben Hur’un yazarı avukat ve vali Lew Wallace (18271905), İç Savaş’ta generaldi. / Sonunda tımarhaneye kapatılan şair ve yazar Gerard de Nerval (18081855), lokanta ve kafelerde A Ğ U S T O S C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1224
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle