Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Vitrindekiler Annedili / “Emine” Sevgi Özdamar / Çeviren: Fikret Doğan / İletişim Yayınları / 104 s. “Yazılar bile gözüme iyi öğrendiğim yabancı bir yazı gibi görünüyordu. İşte bir gazete kupürü: ‘İşçiler kendi kanlarını döktüler.’ Grev yapmak yasaktı, işçiler parmaklarını kesip gömleklerini kan damlalarının altına serdiler, yedikleri kuru ekmeği kanlı gömleğe sarıp Türk ordusuna gönderdiler; sanki bu haberi bir büvetin önünde asılı duran birçok gazetede görmüşüm gibi hatırlıyorum, hani yanından geçerken görürsün, şipşak fotoğrafını çekersin, sonra unutur gidersin, aynen öyle işte.” Emine Sevgi Özdamar’ın Türkçeye ilk kez çevrilen kitabı Annedili, insanın evinden, dilinden uzak olması, evin kelimeleriyle evi hatırlama çabası, eve doğru bakmak üzerine birbirine değen dört hikâyeden oluşuyor. Özdamar’ın, romanlarında da olduğu gibi kendi hayatından izler taşıyan, birbirinden kaçan ama yine birbirine sığınan hikâyeleri çok dilli bir okuma sunuyor. İttihât ve Terakki Anılarım / İbrahim Temo / Alfa Yayınları / 288 s. İbrahim Temo, İttihât ve Terakki Cemiyeti’nin kuruluşunun ilk aşamalarını demokrasi ve özgürlük savaşçısı kimliğiyle anlatıyor. Hürriyet Kâbesi’nde komiteden uzaklaştırılmasının altında yatan sebepleri, kuruluş, gelişme ve dağılma sürecini mektuplarla adım adım belgeliyor. İbrahim Temo bir hain miydi? Yoksa kendisi mi ihanete uğramış bir memleket sevdalısı? Örgütçü yapısı, hekimliğiyle edindiği toplumsal ve ekonomik etkinliği ülke içinde ve dışında nasıl kullandığı hakkındaki söylentilere demokrasi fikrine bağlılığıyla cevap veren Cemiyet’in 1/1 numaralı üyesi... Paris’te kurumsallaşan bir cemiyetin Selanik’te isim ve nitelik değiştirmesinin İstanbul’a ve tarihe yansımaları... İmparatorluk ulusçuluğu ile demokrasi yanlılarının mücadelesinde kayıplar ve kazanımlar... İttihât ve Terakki Cemiyeti’nden Osmanlı Demokrat Fırkası’na Osmanlı aydınlarının hürriyet mücadelesi... İbrahim Temo’nn İttihat ve Terakki anıları Şerif Mardin’in önsözüyle okuyucuya sunuluyor. Erken Trenlerde / Boris Pasternak / Çeviren: Azer Yaran / Can Yayınları / 112 s. Yirminci yüzyıl Rus şiirinin büyük ustalarından Boris Pasternak’ın 1914’te yayımlanan ilk şiir kitabı Bulutlardaki İkiz’i, 1916’ da Sınırların Üstünde, 1922’de de Kızkardeşim Hayat izlemişti. İki Dünya Savaşı arasındaki zor yılları manevi baskı altında yaşayan; 1930’lu yıllarda daha çok önemli şairlerden çeviriler yaparak çalışmalarını sürdüren Pasternak, Shakespeare’in de en başarılı çevirmeni olarak ün yaptı. 1957’de yayımlanan Doktor Jivago, onu bir kere daha edebiyat dünyasının gündemine taşıdı. Pasternak’a göre şiir tarihin içinden hayatla birleşerek akan bir nehir gibiydi. Pasternak şiirde yazarken olduğu gibi konuşurken de müziğin yalnızca sözcüklerin sesine dayanmadığına, bu özelliğin seslilerle sessizlerin uyumundan değil, söylenen sözlerle onların arasındaki ilişkiden kaynaklandığına inanıyordu. Onun için anlam, yani içerik, her zaman daha S A Y F A 2 0 n 1 A Ğ U S T O S 2 0 1 3 öğretim görevlileri için de önemli bir kaynak niteliğinde. Dizi kapsamında yayımlanan diğer kitaplae ise şunlar: Grafik Tasarımda Sayfa Düzeni, Grafik Tasarımda Renk. İslam’da İçki / Arif Tekin / Berfin Yayınları / 232 s. Arif Tekin’in elimizdeki kitabı var olan verilerden sonuçlar çıkararak Kuran’da ve diğer İslami kaynaklarda içki konusunun nasıl işlendiğini, Hz. Muhammed ve en yakın arkadaşlarının içkişarap içip içmediklerini tüm boyutlarıyla ortaya koyuyor. Yazar, bu hassas konuyu incelerken, diğer eserlerinde olduğu gibi baştan sona İslami kaynakları kullanıyor, duygusal, kişisel yorumlardan ve siyasi görüşlerden uzak duruyor. Konuyla ilgili ayet ve hadisleri okuyucuya sunarken bunların nedensonuç ilişkilerine dikkat çekerek, içki konusunda Hz. Muhammed ve Halife Ömer dönemiyle birlikte Asrı Saadetten can alıcı örnekler veriyor. Yazar, Kuranın içki konusunda teorik olarak Tevrat ve İncil’de var olan bilgilere yeni bir şey ortaya koymadığını ve bütün bu bilgiler eşliğinde, içkinin Kuran’da yasak olmadığı sonucunu çıkarıyor. Leylâ ile Mecnun / Nizâmîyi Gencevî / Çeviren: A. Naci Tokmak / Say Yayınları / 280 s. İlk defa Nizâmî tarafından müstakil bir kitap halinde yazıya geçirilmiş olan bu eser, Nizâmî’den sonra gerek Fars edebiyatında gerekse Türk edebiyatında büyük ilgi görmüş ve birçok şair tarafından yeniden kaleme alınmıştır. Fars Edebiyatının en önemli klasiklerinden biri olan, Nizâmîyi Gencevî’nin 1188’de kaleme aldığı Leylâ ile Mecnun, A. Naci Tokmak çevirisiyle Farsça aslından çevriyazısı ile beraber, manzum olarak edebiyat dünyasında yerini alıyor. Gözleri Yıldız Dolu – Metin Altıok Kitabı / Hazırlayan: Zeynep Altıok Akatlı / Doğan Kitap / 470 s.. 2 Temmuz 1993 Sivas Katliamı’nda yitirilen şairyazarressam Metin Altıokun kızı Zeynep Altıok Akatlı’nın, katliamın 10. yılında babası için hazırladığı Gölgesi Yıldız Dolu, Metin Altıok’un hem şair, yazar ve ressam hem de insan, öğretmen, dost, baba ve eş olarak portresini çizen bir armağan kitap. Aradan bir on yıl daha geçti. Sivas yarasının sarılması için bir şey yapılmadığı gibi hâlâ açık duran bu yara, açık hukuksuzluklar yoluyla daha da kanatıldı. Sivas 93’ü unutmamak, hatırlamak, gittikçe daha da yakıcı bir önem kazanıyor. Bunun için de Gölgesi Yıldız Dolu’nun genişletilmiş yeni basımı okuyucu karşısına tekrar çıkıyor. Hanedan Skandalları / Michael Farquhar / Çeviren: Mert Çağdaş, Can Uralcan / İleri Yayınları / 282 s. Hanedan Skandalları, Avrupa tarihinin çok bilinmeyen sayfalarını açıyor. İngiltere’den Fransa’ya, İspanya’dan Avusturya’ya, Rusya’dan Roma’ya, Vatikan’dan Portekiz’e saray ve hanedanların bugün unutturulmaya çalışılan skandallarını anlatıyor. Kitabın sayfaları arasında ilerledikçe okuyucular bazen gülecek, bazen kızacak, bazen irkilecek ama en önemlisi Avrupa’nın medeniyet algısını sorgulayacak. Yazarın kitapta peşine düştüğü sorulardan bazıları şunlar: “Rus Çariçesi II. Katerina gerçekten de atlarla sevişir miydi?, Bütün Kral, imparator ve çarların metresi var mıydı? Sevgilisini lime lime edip saraydaki C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1224 önemliydi. Erken Trenlerde, genç yaşta yitirdiğimiz şair Azer Yaran’ın Pasternak’ın kitaplarından seçip Rusça’dan başarıyla çevirdiği şiirleri bir araya getiriyor. Yirminci Yüzyıl Üzerine Düşünceler / Tony Judt / Çeviren: Nurettin Elhüseyni / Yapı Kredi Yayınları / 438 s. “Yirminci yüzyılı düşünmeye nereden başlayabiliriz? Onu biçimlendiren düşünceler, olaylar, kişiler toplamına nasıl anlam verebiliriz? Onun başarılarını ve dehşetini zihnimizde nasıl açık seçik bir senteze ulaştırabiliriz. Verdun ve Hiroşimanın, holokost ve İsrailin, Hitler ve Stalinin, Keynes ve Hayekin, Sartre ve Aronun, Reagan ve Gorbaçovun dünyalarını nasıl anlayabiliriz? Daha önemlisi bunlardan nasıl bir ders çıkarabiliriz?” Yirminci Yüzyıl Üzerine Düşünceler’de tanınmış tarihçi Tony Judt bu soruların cevabını araştırıyor. Kitap, Judt’un dejeneratif bir hastalığın pençesinde kıvrandığı son aylarında meslektaşı Timoty Snyder ile yaptığı bir dizi konuşmadan oluşuyor. Bu konuşmalar Yahudi bir göçmen ailenin çocuğu olarak doğduğu Londra’daki çocukluğundan New York’taki son aylarına kadar Judt’un yaşamı etrafında yapılandırıldığı için bir anlamda onun hayat hikâyesini de içeriyor. Acımasız / Karin Slaughter / Çeviren: Ali Cevat Akkoyunlu / Kırmızı Kedi Yayınevi / 440 s. Acımasız, trafik kazası geçiren bir genç kadının Atlanta’daki bir hastanenin acil servisine getirilmesiyle başlar. Ancak Dr. Sara Linton genç kadının yaralarının sadece kazadan kaynaklanmadığını, öncesinde işkence görmüş olduğunu anlar. Özel ajan Will Trent ve ortağı Faith Mitchell ile birlikte doktor da kendini bu soruşturmanın içinde bulur ve kadının geçmişini araştırır. Soruşturma ilerledikçe karşılarında acımasız bir katil olduğunu anlayacak, olay yerinde, onun yeraltındaki işkence odasına ulaşacaklardır. Katil işbaşındadır, bulunan genç kadın onun ne ilk ne de son kurbanıdır, katil tutuklanmazsa yeni bir cinayetle karşılaşacakları bellidir. Karin Slaughter katili ve kurbanlarını olduğu kadar onların peşindeki üç kişinin sırlarının üzerindeki örtüleri de birer birer kaldırırken güçlü ve dokunaklı, karmaşık ve unutulmaz bir gerilim romanı yaratmış. Grafik Tasarımda Dil ve Yaklaşım / Gavin Ambrose, Nigel AonoBillson / Çeviren: Melike Taşçıoğlu / Literatür Yayıncılık / 200 s. Grafik Tasarımı Temelleri Dizisi , görsel sanatlar öğrencilerinin grafik tasarım alanında yer alan konu başlıklarının kuramsal ve uygulamaya yönelik keşfini sağlamak üzere tasarlanmış. Bu bağlamda dizinin ilk kitabı Grafik Tasarımında Dil ve Yaklaşım da tasarım sürecinin başlangıç aşamalarını ve lisans düzeyinde bir tasarım dersinde kullanılan kelime dağarcığını inceliyor. Kitap, çağdaş ve tarihsel kaynakların tanıtılmasıyla başlar ve yaratıcı düşüncenin uygulanması üzerine bir tartışmayla sonuçlanır. Düşünce haritalaması gibi düşünce üretme yöntemlerinin açıklandığı kitap öğrenciler kadar