Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OKURLA R A Bâki Asiltürk şiir üzerine P ğle sonrası yürüyüşümde, Hildegardstrasse’den geçerken yüzlercesinin arasından gözümü dikip seçtiğim yaprak nemliydi; eve döner dönmez onu özenle Benjamin Mektubatının ikinci cildinin ortasına yerleştirdim, yeterli ağırlığı sağlamak için üstüne bir düzine kitabı yerleştirdim, gece yarısı çekip aldım oradan: Kurumuş, yassılaşmış Berlin yaprağını İstanbul’a döndüğümde, küçük yaprak koleksiyonumda yer alan gözde parçanın, PortBou’daki boş mezarın üstünden derlediğim ufak kavruk yaprağın yanına iliştireceğim. Dileyen, hülyalı genç kızlara yakıştırılası bir davranış biçimi okuyabilir burada, gocunmam; dileyen, Hannah Arendt’in Benjamin’in koleksiyoncu yanına eğilen “İnci Avcısı”nı okumayı yeğler; ben, “Yaprak Okumak” metnime dönüyorum, Behçet Bey özel ismini Necatigil’i düşünerek seçmiştim: Okuma ediminin iyice inceldiği yere yazma ediminin iyice inceldiği yerden bakılsın diyeydi. “Yaprak Okumak” geçen ay Fransa’da okur önüne çıkan son kitabımda yeraldı ya, asıl Almancaya çevrilsin isterdim. Her şehir, benim gözümde, biraz da ağaçları. Zamanım yettiğince, gittiğim yerlerde onlarla tanışmaya, görüşmeye çalışırım; gerçek Lizbon’la ilgisi yok, Baudelaire her tür bitkiden nefret eden Portekizlilerin ağaçları söktüğü kurmaca bir Lizbon’dan söz eder Spleen’de ağaçlarına hordavranan insanların yaşadığı şehirlerden varsın geçmesin yolum. Çelik Gülersoy, İstanbul’un Anıtsal Ağaçları başlıklı yarı yarıya ağıtsı kitabını çıkar çıkmaz armağan etmişti bana; coşkulandığımı sezince aramış ve Büyükdere’de kılavuzum olmak istemişti. Uzun bir gün geçirdik birlikte, karşıya geçmeye üşenmedik; Beylerbeyi’nde, Çamlıca’da kimi ağaçları ziyaret ettik, peşimden Paşalimanı’na geldi, ona bir iki ağacı takdim ettim. Sonra başka ağaçlarım oldu: İstanbul’da, Paris’te, Barbizon ya da Toscana, yolumun düştüğü her yerde. Tanpınar’ın “İstanbul”da ağaçlara sokulduğu sayfalar tek kelimeyle görkemlidir, onlara yaraşır bir estetik tat sökün eder bütün cümlelerinden: “Dede edâsı” bulur şehrinin ağaçlarında, serviler, en ervasız pertavsız ENİS BATUR çalışmaları ve hazırladığı şiir yıllıkları ile sıklıkla gündeme gelmiş bir şair ve bilim insanı. Asiltürk “Türk Şiirinde 1980 Kuşağı” adlı çalışmasında 1980’lerde yaşanan kopuşun şiirimizde açtığı yeni yolları izliyor. “1980’ler şiirinin tek bir poetikadan değil, poetikalardan oluştuğu” savını gözden uzak tutmamakla birlikte, 1980 Kuşağının oluşumunda imgeci yönelişin ağırlığını özellikle vurgulayan Asiltürk, bazen birbiriyle temasta olan, bazense birbirini iten çeşitli şiir anlayışlarını ele alıyor; yapıtlara ve tanıklıklara eğilerek dönemin birikimini ortaya koymaya çalışıyor. 1980ler şiirini kuşatan bir çalışma olan “Türk Şiirinde 1980 Kuşağı”, şair sezgisiyle akademik merakın buluşmasının bir sonucu. Bâki Asiltürk’le Cenk Gündoğdu konuştu. Veysel Çolak şiirimize, şiirlerinin yanı sıra araştırma, inceleme ve çıkardığı dergi ile de önemli katılar sağlamış bir şairimiz. Onun şiir üzerine yazdığı deneme ve incelemeler Türk edebiyatını havalandıran çalışmalardır da aynı zamanda. Aralıksız devam ettiği yazın yaşamında, tek izlekli olmayan bir şiir anlayışının da mimarıdır Çolak. Seçtiği temaları artzamanlı ve eşzamanlı olarak kurar. Dünyanın her halini şiirlerine alır. Bundan ötürü anlatımındaki katmanlar, tüm evrenin, geçmiş, bu gün ve geleceğin aynı anda yankılandığını duyumsatır okura. Son kitabı “O Zaman Bitti” yeni şiirlerinden oluşuyor Çolak’ın. Kitabı Fatma Aras değerlendirdi. Bol kitaplı günler... İstanbul’un ‘Meraklı * İhtiyarlar’ı Ö Walter Benjamin çok da çınarlara gönül vermiştir. “Bir ağacın ölümü, büyük bir mimari eserinin kaybı gibi bir şeydir. Ne çare ki biz bir asırdan beri, hatta biraz daha fazla, ikisine de alıştık”. Bu acı, Tanpınar’la paylaştığım, onu okudukça keskinliği içimde artmış bir duygu, çoğu ağaç çoğu insandan değerlidir. Volkspark’taki fotoğrafını çektiğim ağaç, önünden her geçişimde beni hayaletlerime sürüklüyor Berlin günlerimde. Salim ya da Walter pekâlâ tanımış olabilirdi onu, aylâkgezerin güzergâhı yanıtsız bıraksa bile düşlere engel olmayan işaretlerle dolu. O değilse bir başkası ayrıca: Tiergarten’in çocukluğuna mühür vurmuş ağaçlı “labirent”inin içine Paris günlerinde döndüğünde, Benja min “ilk aşkı” Louise’den başlayan uğursuz tragedyasından, 9 Ağustos günü birlikte intihar eden RikaFritz çiftinin tragedyasına uzanan yolu ağrılarla kateden bir yazı kurar: Her şey, gözünde, Tiergarten’in bir ucundaki Büyük Yıldız’ın iki adım ötesinde, “seçkin burjuva”nın son kalesinin düşüşüyle o tarihte bitmişti oysa Berlin’i ve kendisini bekleyen final tragedyasının yanında o darbelerin sözü mü olurdu? Walter Benjamin Platz, çocukluğunun önemlice bir bölümünde yaşadığı, geleli beri çevresinden kopamadığım Kurfürstenstrasse’yle (No 154) ile Carmerstrasse’nin (3 numara) yanı başında: Tek bir ağaç barındırmayan, rüzgârın ıslık çalarak dolaştığı o taş zeminli meydanı ben olsam bir parka dönüştürürdüm. Fritz Heinle’nin şiirlerini bütün didinişlerine karşın yayımlatamamış Benjamin, bundan kederlisi, genç şairin yapıtının Benjamin’in kaç göç yaşamında yitirdiği pek çok ürünüyle birlikte yitip gitmiş olması. Öyle dediğime bakılmasın: Bir ağacın, bir yapıtın yerinden sökülmesi insanların zor yoluyla şehirlerinden, yaşamlarından sökülmelerinden daha az yıldırıcı şüphesiz değil. Tanpınar, andığım bölümde, İstanbul’un ağaçlarını “meraklı ihtiyarlar” gibi “tek tek saymak” isteğinden söz açar. Ihlamur’da yaşıyoruz çeyrek yüzyıldır, bir tanesi kalmamış ıhlamurların. Penceremin tam karşısına denk gelen, bir gün yanacağı sabit korkusuyla her gün varlığına şükrettiğim Mocan korusunu, az ilerisinde üç yıl yaşadığım için iyi tanırım: Renkleri, kokuları, sesleriyle iki baharında, yazında kışında giyinir, soyunur, neşreder, fısıldar ağaçları. Ihlamurların arasından Unter der Linden’de geçmek varmış. n *Yazarın sonbaharda Remzi Kitabevi’nden yayımlanacak kitabı “Siyah Sert Berlin”den. turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr TURHAN GÜNAY eposta: İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç t Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız t Yayın Yönetmeni: Turhan Günay t Sorumlu Müdür: Aykut Küçükkaya t Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı t Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. t İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 t Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. t Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden t Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü t Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya t Reklam Müdürü: Ayla Atamer t Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74 t Yerel süreli yayın t Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1220 4 T E M M U Z 2013 n S A Y F A 3