29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

K “Örnek insan CUMHURİYET REHA İSVAN Hanımefendi’nin anısına” İstiklâl Caddesi’nin en görkemli binası Cercle d’Orient (Açılışı 1882) “paketlenerek” restorasyona alındı. Emek Sineması o anıt binanın girişindeydi, bir avuç duyarlı sanatçı ve kentli, salonun korunması için tepkide bulundu. Ancak potansiyel tehlike daha büyük, sonuçta tüm binanın katledildiğine de tanık olabiliriz. En önemlisi de binanın bir açık hava heykel sergisini andıran ön cephesi! Restorasyonu kim yapıyor, ne zaman bitecek? itaplar İçin... CXXV SELÇUK ALTUN küresel çizer Semih Poroy’un sevimli çizgi karakteri Harbi’nin Fenerbahçeli olduğunu öğreniyor, seviniyorum. Havalar ısındı, ısınıyor ve Harbi’yi kışlık giysileri içinde gördükçe ben yine tedirgin oluyorum. 3112 Kitap Önerileri: Işık – Enis Batur, Noktürn / Foucault – Gilles Deleuze, Norgunk / Bilge Karasu’yu Okumak – Haz. Doğan Yaşat, Metis / Ateş Denizi – Beşir Ayvazoğlu, Kapı / 1001 Fıçı Bira – Ferhat Uludere, Yitik Ülke / American Tabloid – James Ellroy (Çev. Sinan Fişek), İthaki / Paralel Hayatlar – Levent Yılmaz, Doğan Kitap / Bakiye – Kemal Varol, SEL… i) Bilge Karasu’ya ve Erich Auerbach’a sahip çıkan METİS’i kutluyorum. ii) Ateş Denizi, ilk paragrafından itibaren okurunu girdabına çekiyor. Romanı tedirgin olmadan okuyabilmek için onun aynı zamanda bir antikahraman olduğunu da aklımdan çıkarmadım. iii) Bazı romanları okurlar, bazı romanları eleştirmenler ve bazı romanları ikisi de ıskalarlar; Ferhat Uludere’nin 1001 Fıçı Bira’sı son gruba dahil. 3113 ABD.’den duvar yazıları: Veni, Vidi, Visa / Hişşt, şoför uyuyor. / Ebediyen yaşamaya karar verdim, şimdilik üstesinden geliyorum. / Delilikten muzdarip falan değilim, her dakikasının keyfini çıkarıyorum. / Hazreti İsa’ysan bir, Elvis’sen iki kez korna çal. / Orduya katıl, ilginç insanlarla karşılaş, onları öldür. / Disney World, bir farenin emrindeki dünyadır. 3114 Şairlere Ölüm Yok – Oktay Akbal Suut Kemal Yetkin seçim öncesi CHP Genel Merkezi’nde, Necip Fazıl’ın subay üniformasıyla – hem de süvari – parti merkezinde genel sekreterin kapısı önünde dolaştığını anlatmıştı. Ne var ki, İnönü, Necip Fazıl’ın adını kırmızı bir kalemle listeden silip atmış. Tek parti yönetimiydi, adayların kesinleşmesi İnönü’nün elindeydi. Kısacası, Necip Fazıl, Maraş milletvekili olmak fırsatını kaçırdı. (Duayen yazar ve gazeteci Oktay Akbal 90 yaşında; onurlu ve sıhhatli daha nice yıllara.) 3115 Siyasal parti liderleri birbirlerine “ölü sevici” diyebiliyor, parlamenterler birbirlerinin ölmüş annelerine küfür edebiliyor. Ama dışarıdan bir kişi bir teessüfte bile bulunsa, Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesi uyarınca, “Devletin kurum ve organlarını aşağılama” faslından yargılanabiliyor. (TBMM üyelerine yeni “kıyaklar” sağlayan tasarıya tepki yağınca CHP, MHP ve BDP imzalarını çekti. Başbakan yardımcısı Bekir Bozdağ haklı olarak, “Tasarıya inanıyorsanız neden imzanızı çektiniz? İnanmıyorsanız neden imzalamıştınız?” diye sitemde bulundu. Tasarı TBMM’de onaylanınca o üç partili üyeler hangi yüzle “kıyakların” keyfini çıkaracaklar. Aklıma Emre Kongar’ın bir saptaması geliyor: “Türkiye’de şu anda itibar düzeyi en düşük iki kurum siyaset ve medyadır.”) 3116 Cumhuriyet’teki bir söyleşiden: Ceren Çıplak: Türkiye’de sanatçı olarak yaşamanın zorluklarından söz eder misiniz? Bedri Baykam: Bu zorluklar maalesef ortada: Bu ülkede 100 bini aşkın cami yaK İ T A P S A Y I 1220 ‘Pis bir şafak, çamur gibi tan yeri’ 3101miş. Jeanne Duval eve sevinçle dönüp olup biteni anlatmış Baudelaire’e. Bir de ne görsün, şair kızgınlık içinde, köpürüyor: «Hayır, hayır, diyor, olmaz böyle adilik, hemen git o adamı bul, yat kendisiyle, parasının karşılığını öde!» Bir akşam da kadın müşteri aramaya çıkarken Baudelaire koşmuş merdivenden şöyle bağırmış çalımla: «Yattığın adamlara söylemeyi unutma bu işi benim için, Charles Baudelaire için yaptığını…» 3104 Bin Bir (Özdeyiş Şiirleri) – Talât Sait Halman: Yeter ki bir kuyu aç: ses verir su vermese de… Tanrı bilseydi sevişmek nedir, öldürmezdi. Zorbalar ülkesinin yağmuru kan kırmızıdır. Hayvanların en yalnızı, sahipli köpektir. Güdülenler güden kadar suçlu. 3105 Hayır efendim internet ortamında gazete okuyamıyorum, bana prezervatifle seks yapmayı anımsatıyor. Okuduğum gazeteye ellerimle sarılmasam olmuyor! 3106 Yara Şiirleri – Hilmi Yavuz, YKY her şey akıyor her şey akıyor, panta rei ve irin akıyor kalbimize, senin ve benim; yazdıkları taş levha üstüne, kirle cerahat tarihidir bu ülkenin… akrep izleri var hüznün altında, yaramız? yarası sığ, öyle derin; ne zamandı kuşatıldık kusmukla utançtır, vuruyor yüzüne gölgelerin… kimler nasıl bir bozbulanık edindi? hiç bir şey özlenmiyor! gül öldü… pis bir şafak, çamur gibi tan yeri; güneş lağımdan doğuyor, şimdi… (Panta Rei: Anlamı, “hep akar”; değişimle ilgili felsefenin doğmasına neden olan sözdür denilir. İçinde çırpındığımız sığlık ortamı için ama ne anlamlı bir şiir!) 3107 31.05.13 yakın tarihimizde önemli bir kırılma noktası olacaktır. Bugün öncelikle İSTANBUL; “İstankul” olmadığını kanıtlamış, kentsoylu gençler buyurgan Başbakan’a anlamlı bir şekilde “Van Minit” demiştir. 3108 Ne zaman Fazıl Say ile ilgili bir haber okusam aklıma virtüözlerimiz İDİL BİRET ile SÜHERGÜHER PEKİNEL hanımefendiler gelir. 2 0 1 3 Oktay Akbal 3102 Tiyatro Sanatçısı Mücap Ofluoğlu’nu (19232012) aralık ayında yitirmiştik. Eşi Filiz Ofluoğlu (19302010) yetkin bir çevirmendi. Sahafbaşı Nedret’in onların kitaplığını satın aldığını duyunca Sahaf Turkuaz’a adeta ışınlandım. Tiyatro kitaplarına elimi bile sürmedim, orada öncelik bibliyofil Ali Poyrazoğlu’na aitti. Nadir Nadi, İlhan Selçuk, Oktay Akbal, Cevat Çapan, Arslan Kaynardağı, Vedat Türkali, Samim Kocagöz, Atilla Özkırımlı, Burhan Arpad, Fethi Naci, Talat S. Halman, Arif Damar, Laikâ Karabey (Filiz Hanım’ın annesi), Cevdet Kudret, Ferruh Doğan, Ülkü Tamer, Ariel Dorfman ve Lorna Sage’den imzalı kitaplar aldım. Ariel Dorfman’ın Konfidenz’i sürükleyiciydi, ıskaladığım bir yazarla tanışmış oldum. Graham Greene’den Satılık Adam ile Scott F. Fitzgerald’tan Muhteşem Gatsby çevirileri üzerinde Filiz Hanım ikinci baskıları için düzeltmeler yapmıştı. 2001 ürünü Ne Güzel Yolculuktu Aklımdan Çıkmaz’ı Cevat Çapan imzalamıştı. Orada, Melih C. Anday’ın 80. yaş günü için yazdığı bir şiir vardı. Prof. Cevat Çapan ise 2013’te 80. yaşını kutluyor. Üstad’a, nice mutlu yıllar dilerim. 3103 Oktay Akbal’ın günlüklerini Ofluoğlulara imzalı nüshalarından okumak sanki “duble orgazmik” bir deneyimdi. Geçmişin Kuşları – 18 Şubat 1966: “Apollinaire’ın «Anecdotiques»inde okudum. Baudelaire bir süre melez metresi Jeanne Duval ile Dijon’da yoksulluk içinde kalmış. Geçinecek parası yok. Jeanne eski işine dönmüş: yollardan erkek çevirmeye başlamış! Aldığı paralarla şair dostunu geçindirirmiş. Şair de çaresiz katlanmış bu acı duruma. Bir gece, zavallı melez, saatlerce cadde cadde sürtmüş, tek bir erkek çıkmamış karşısına. Sonunda yaşlı bir adama rastlamış. Ona anlatmış yaşam öyküsünü. Adam acımış, biraz para verS A Y F A 1 0 n 4 3109 Küresel kültürazzi: Alfred Nobel, Nobel Vakfı’nı (1900) kurarken bağışladığı para, bugünün değeriyle 200 milyon dolardı. / 1966 Nobel Edebiyat Ödülü Samuel Agnon ile Nelly Sachs arasında paylaştırıldı, ikisi de 1970’te öldü. / Rilke 7 yaşına dek kız çocuğu giysileri giydi, en önemli hobisi dantel işlemekti. / Stalin bir Hemingway hayranıydı. / Kierkegaard’a göre Adem’in tek başına canı sıkılıyordu. Havva ona katılınca birlikte canları sıkılacaktır. / Filozof Ludwig Wittgenstein üçüncü sınıf Amerikan polisiyeleri okurdu. / Joseph Conrad’a göre D.H. Lawrence’ın yazdıkları terbiyesizlik ve pislikten başka bir şey değildi. / Koleksiyoner Peggy Guggenheim’in Manhattan’daki evinde verdiği kokteyl partilerinde Jackson Pollock sürekli şömineye işermiş. / Adlai Stevenson, “Cumhuriyetçiler Demokratlar hakkında yalan söylemekten vazgeçerlerse biz de onlar hakkında doğruları konuşmayız” derdi. / Ben şairim, yaşamım; sen editörsün, ölümsün” derdi Gregory Corso. / İntiharkeş Sylvia Plath (19321963) eğitim yaşamı boyunca iftiharlıktı; IQ’su, 160’tı… 3110 Mayıs başında Kapalıçarşı’ya gidince öğrendim; damla dedikleri olgun kehribarın gramı, 24 ayar altından daha fazla. Bir el büyüklüğündeki tespihe 4 bin dolar değer biçiliyor. Bir kuytuda dedenizden veya babanızdan kalma kehribar tespih veya kolye varsa diye uyarıyorum. 3111 27.04.13 tarihli Cumhuriyet’ten, Filiz Ofluoğlu, Bedia Muvahhit ve Mücap Ofluoğlu, 1960’lar... T E M M U Z C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle