Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Yunus Emre’den ‘CHP, Sosyal Demokrasi ve Sol’ CHP’nin sola açılmasındaki arka plan dönemi Devleti kuran parti olarak CHP’nin 27 Mayıs sonrasında “ortanın soluna” gelişi, sadece CHP tarihi açısından değil Türkiye’nin siyasi hayatı açısından da önemli bir dönemeçtir. Yunus Emre, “CHP Sosyal Demokrasi ve Sol”da bu “dönüşüm”ü farklı açılardan ele alıyor. Kitapta, sosyal demokrat partilerin tarihsel biçimlenişleri, sınıf ilişkileri ve bunların CHP’deki izdüşümleri eleştirel bir noktadan incelenirken bir yandan da Türkiye’de 19601966 arasında etkili olmuş sol hareketlerin CHP üzerindeki etkisine yoğunlaşılıyor. CHP’nin arayışları ile dönem solunun (TİP, Yön ve sürgündeki TKP) siyasal talepleri kesişti mi? Toprak reformu, antiAmerikancılık, antiemperyalizm ve planlı ekonominin CHP politikalarının belirlenmesinde nasıl bir etkisi oldu? CHP’nin örgütü, ideolojisi ve siyaseti böylesi bir dönüşüme ne kadar hazırdı? Emre’nin kitabı bu soruların yanıtlarını da veriyor. ? Prof. Dr. Hurşit GÜNEŞ* unus Emre’nin “CHP, Sosyal Demokrasi ve Sol” isimli kitabı, CHP’nin devlet kuran bir partiden, sosyal demokrat bir partiye dönüşümündeki siyasal arka planı ve bu süreçteki tarihsel gelişmeleri açıklamayı amaçlıyor. Gerçekten de bu kitapla okuyucu gerek üslubun akıcılığı, gerekse kapsamlı içeriği açısından bugüne dek yazılan CHP tarihi kitapları arasında belki de önemlilerinden birine kavuşmuş oluyor. Yazarın bir özelliğini burada belirtmemizde yarar var. Yazar sadece bir siyaset bilimci değil. Yazar aynı zamanda bir siyasetçi; Yunus Emre, CHP’de Gençlik Kolları Genel Başkanlığına kadar yükselmiş bir isim. Siyasete ve siyasal ilişkilere pragmatik açıdan bakarken, aynı zamanda siyasetin bilimsel analizini yapabilmek elbette çok özel bir durum. Ve bazı açılardan bir o kadar da zor. İşte Yunus Emre bu özelliğe sahip bir akademisyen. Kitabın ilk kısmında Batı’daki sosyal demokrasinin gelişimi açıklanıyor. Yazar bu konuyu çok güzel bir biçimde özetlemiş. Ancak yazar her ülkenin kendi sosyal demokrasi gelişimleri olduğunu ve dünyada prototip bir sosyal demokrat gelişme ya da parti olmadığını belirtmesine rağmen, Doğu ülkelerinden örneklere girmemesi şaşırtıcı. Oysa ki bağımsızlık savaşı vermiş, özellikle Üçüncü Dünya ülkelerindeki, sol partilerin tarihsel gelişimi CHP’nin bu dönüşümünü anlamakta yardımcı olabilirdi. 27 MAYIS MİLADI? Yunus Emre, CHP’nin sola açılma serüveninin miladını (kendi deyimiyle “arka planını”) 1960 ya da 27 Mayıs’a dayıyor. Bu dönemde, yazar haklı olarak, CHP’nin dışındaki birçok sol siyasal hareketin serpilmeye hatta güçlenSAYFA 8 ? 13 HAZİRAN Yunus Emre CHP ile sol ilişkisini bu dönemin üç temel konuya dayandırıyor; toprak reformu, antiAmerikanizm ya da antiemperyalizm ve planlı kalkınma.. Toprak reformu aslında DP döneminden itibaren çok tartışılan bir konuydu. Bu nedenle böylesi bir ilişki daha çok planlı kalkınma ve karma ekonomik model üzerinden kurulabilir. Antiemperyalist anlayış ise İngiliz iktisatçı Nicholas Kaldor’un ünlü raporu sonrası ithal ikameci ve plana dayanan politikalarda belki bulunabilir. Bununla beraber 1961 seçimlerinde yüzde 37 oy alan CHP’nin, 1965’te oylarının yüzde 28’e düşmesi başlı başına CHP’yi derinden sarsmıştı. 19541960 arasındaki DP enkazından CHP’nin yararlanmasını engelleyen en önemli etmen 27 Mayıs darbesi ve bunun sonrasındaki reformist dönemde CHP’nin başat tasarımcı rolünü üstlenmesiydi. Nitekim kitabın ikinci kısmında yazar bu dönemdeki askerin siyasetteki ağırlığına çok açık bir biçimde işaret etmekte ve CHP içinde başlayan tartışmaları da sergilemektedir. BULUNAN KAN; SOL 19461960 dönemindeki Demokrat Parti yükselişini irdelemeden CHP’nin 1960’lı yılların başındaki yön arayışlarını anlamak mümkün değildir. CHP’de birçok yönetici CHP’nin halktan ya da kütlelerden koptuğunu zaten fark etmiş ve yeni arayışlara başlamıştır. Bu anlamda sol CHP için aranan kanın bulunması olmuştur. CHP’nin sola kayması yani yukarıda belirttiğimiz ilk kesimden (modernleşme ülküsünü terk etmeden) sıyrılarak ikincisiyle yakınlaşmasını sağlayabilmesine ise yazar kitabında yer vermemiştir. Gerçi Emre böyle bir amacının olmadığını da baştan ortaya koymaktadır. Kaldı ki, bunun anlaşılması için kitabın odaklandığı 19601966 döneminin sonrasına bakılması gerekir. Nihayet Emre kitabının başında CHP’nin ne denli kalıcı bir sosyal demokrat partiye dönüşmüş olduğunu tartışma iddiasının da bulunmadığını belirtmektedir. Doğrudur; bu başka bir kitabın konusu olmalıdır. Kitabın en önemli tarafı, yukarıda belirtildiği üzere, CHP’nin sosyal demokrat bir partiye dönüş sürecinin tarihsel arkaplanının son derece duru ve doğru biçimde ortaya konulmasıdır. Daha sonraki (19691972) dönemi, yani Ecevit’in genel başkan olup da CHP’yi resmen bir sosyal demokrat partiye dönüşme sürecini öğrenmek isteyen araştırmacılar ya da ilgililer de en temel referans kitabı olarak bundan böyle Yunus Emre’nin bu kitabını okuması gerekecektir. Belki de böylesi bir kitaptan sonra, yani 19671972 dönemine yönelik olarak bir başka araştırmayı yine Yunus Emre’nin ele alması sanki aynı kitabın ikinci cildi gibi olacaktır. Kuşkusuz 90 yıllık CHP oldukça dinamik bir yapı sergilemiştir. 1960’lı yılların sonunda başlayan sola açılış 1970’li yıllarda belli bir başarı sağlamıştı. Bunun arka planını görmek de bugünkü sola ışık tutacaktır. * CHP PM Üyesi (27 Mayıs 2013) CHP, Sosyal Demokrasi ve Sol/ Yunus Emre/ İletişim Yayınları/ 304 s. Y meye başlamasından CHP’nin de etkilendiğini ve bunun sonucu olarak dönüştüğünü savunuyor. 27 Mayıs sonrası CHP’nin politikalarında elbette çok önemli bir değişimler başlamıştır. Temel olarak kuruluşundan itibaren çağdaşlaşma ve Batılılaşmayı esas alan bu siyasal parti, 27 Mayıs sonrasındaki sosyal politikaların mimarı haline gelmiştir. Kitapta Yunus Emre, Kurucu Meclisin temel olarak CHP egemenliğinde olduğunu ortaya koymaktadır. Nitekim 1961 Anayasası’nın 2. maddesinde “laik ve sosyalhukuk devleti” ilkesi yer almıştır. Emre, CHP’nin sola kayışı temel olarak diğer sosyalist hareketlerden esinlendiği tezine dayandırıldığı için analizin göbeğine de işçi sınıfını yerleştiriyor. Oysa tek parti döneminde ya da Cumhuriyetin kurulması aşamasında toplumsal yapı modernleşme hareketinin müttefikleri ile buna direnen sınıfların çatışması biçiminde biçimlenmiştir ve gelişmiştir. Bir yanda bürokrasi ve yerel eşraf seçkinleri, diğer yanda da bunun dışında kalmış tüm kesimler ya da rahmetli Turan Güneş’in tabiriyle kütleler! İşte çok partili yaşama geçişle, bu ikinci kesim sonunda CHP’den koparak kurulan Demokrat Parti’nin de yükselmesine neden olan sosyolojik ya Yunus Emre, sadece bir siyaset bilimci değil. Aynı zamanda bir siyasetçi; CHP’de Gençlik Kolları Genel Başkanlığına kadar yükselmiş bir isim. pıyı oluşturmuştur. Bu nedenle, 1960 öncesi DPCHP siyasal çatışmasındaki sınıfsal ya da toplumsal analiz bir biçimde atlanmış olmaktadır. Ayrıca tek parti döneminden miras kalan siyasal kültür de işlenememiştir. Türkiye’de işçi hakları ve işçi sınıfı gelişirken, Cumhuriyetin egemen seçkin zümresinin nasıl bir tepki verdiğinin ve Demokrat Parti’yle beraber gelişen yeni tüccar sınıfın aldığı konumun CHP’nin sola açılmasındaki arka plan değerlendirilirken mutlaka irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekirdi. Cumhuriyetin egemen seçkin zümresinin CHP’de yer aldığını biliyoruz. Bu seçkin zümre yani aydınlar ile bürokratlar, yerel eşrafla ittifak kurarak çağdaşlaşmanın ya da Batılaşmanın da toplumsal tabanını oluşturmuştu. Kısacası, CHP’deki sola kaymayı işçi sınıfının güçlenmesine ya da serpilmesine bağlamak pek de doğru olmayacaktır. Şu soru da haliyle sorulabilir; neden serpilen işçi sınıfı Adalet Partisi’ni değil de, CHP’yi etkilemiştir? İşçi sınıfı aydınlarla daha rahat ittifaka girebildi de, geleneksel köylü sınıfı, esnaf ve küçük tüccar ile ittifaka giremedi. Bu iki yönden açıklanabilir; birincisi, sol hareketlerin kendi içinde ilerici olmaları ve CHP’nin (muhafazakâr bir kanadı barındırmasına rağmen) özünde ilerici bir parti olması, böylece örtüşmenin olanaklı olması; ikincisi de CHP’nin 1957’den bu yana bir arayış içinde olması. CHP 1950’den sonra üç defa üst üste DP karşısında seçim kaybedince parti içinde arayışlar başlamıştı. Yunus Emre’nin kitabının sonuna eklediği İlk Hedefler Beyannamesi de bu değişim gereğinden doğmuştu. Bu nedenle 1960’lı yıllardaki sol gelişmeler belki de CHP için tutunacak dal ya da aranan kan olarak nitelenebilir. 2013 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1217