Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ş N iir Atlası CEVAT ÇAPAN Nevena STEFANOVA Şiirler / Çeviren: Ahmet Emin ATASOY ne kedisiz QHNLWDSV×] ‘Sanki bağışlanmaz bir suç var bende ve hep onu taşımanın korkusu.’ evena Stefanova 1923 yılında Sofya’da doğdu. Liseyi doğduğu kentte bitirdi (1941). Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nden mezun oldu (1946). Bulgar Sinematografi Merkezi’ ndeki Senaryo Komitesi’nde görev aldı (1951, 19601963). Narodna kultura (Ulusal Kültür) gazetesi’nde (1957) çalışırken Macaristan’daki demokrasi hareketinin (1956) silah gücüyle bastırılmasına karşı görüş belirtmesi yüzünden işten çıkarıldı. Daha sonra Jenata dnes (Günümüzde Kadın) dergisinde (19581959) redaktörlük yaptı. 1990’dan beri Bulgaristan PEN Merkezi Yönetim Kurulu üyesidir. İnce kadın duyarlılığıyla baş eğmez bir erkek duruşunun buluşma noktasını oluşturan şiirinde özgürlükçü yanıyla tanıttı kendini. Bireyin kişisel özgürlüğünden başlayarak kadının eşit olma özgürlüğü, sanata sanatçı sorumluluğuyla yaklaşma özgürlüğü, yaşam kurallarına evrensel bağlamda uyma özgürlüğü gibi çağı ve tüm insanlığı ilgilendiren bir özgürlükler yelpazesi oluşturmakta bu şiir. Sanat titizliğinden ödün vermeden, günlük konjoktürün istem ve tabularına kulak tıkayıp her türlü riski göze alarak yazılan bir şiir üstelik. Bu nedenle Nevena Stefanova yükselttiği cesaretli sesle aydın toplumunun en sevilen şairleri arasında yer aldı. Çok başarılı bir deneme yazarı ve çevirmen olarak da tanınan Nevena Stefanova’nın şiir kitaplarından belli başlıları şunlardır: Lirik Poem (1945), Şiirler 1948), Bozkırda Yaz (1951), Ovada Sesler (1954), Şiirler (1957), Yeni Şiirler (1963), Şiir (1968), Tanımadık Sokaklar (1970), İçtenlikle (1973). KURTULUŞ Öl, ey kadınsılık! Bu görünüşünle çok zararlısın, çünkü dürüst ve vicdan sahibi kalbi tehdit etmektedir senkopların! Titreme, ey ay lekesi, düş damlası! Ey rüzgâr, camları okşama kışkırtırcasına! Ben siyah perdeleri çekmişim açıkçası: gökyüzünü de kapatmak isterdim hatta – onun dipsiz mavilikleri ürkütüyor beni, garip resimyazılardır takımyıldızları onların ve okumaya zorlanıyorum, hem de sürekli, oysa ben hem meraklıyım, hem de korkağım. Kötü bir ruhun büyüsü çarparak çoktan demir insanlara, taş putlara çevirdi bizi. Kendi insan kalbimize karşı bile ikiyüzlülük etmeye başladık alabildiğine. İtiraflarda bulunsak da kendimizin önünde, kendimiz olduk suçlayan yine de kendimizi çünkü korktuk nezaket havasına girdik diye, önleyemez olduk diye kabaran hislerimizi. Ama elektrik yüklü bulutlar gibi karşılandı her seferinde bizim isteklerimiz. Salt katarsis anlarında hissedebildik ki büyüden kurtulmakta benliğimiz. Ben, zırhımı indirip bir hamlede, işte korumasız kalbimi açtım. Ey kadınsılık, affına sığınıyorum, seni ben az daha öldüreyazdım! GİZ Avucumu senin avuçlarında bundan böyle asla unutamam ben, oysa beni ürküten şey aslında: bende ölmüş olman daha önceden. Ya da ben geciktim seni sevmede, içimde bir belirsizlik duygusu, sanki bağışlanmaz bir suç var bende ve hep onu taşımanın korkusu. Oysa her şey giz olarak kalmalı! Onu bilmemeli hiç kimse, kesin, o bir yara gibi hep kanamalı bir daha aldanıp sevmemem için. Ama soruyorum: Kimin haddine kalpte giz taşıma hakkını vermek? İmdadıma gerçek koşuyor yine, o hem çirkin hem de çok güzel gerçek… İÇİMİZDEN HER BİRİNE İnkâr edebiliyor musun hatalarını yoksa bir kuş gibi misin yağmurda silkilenen? Diyorsun ki, dilini koparmışlar – vicdanın işe yaradı mı öyleyse? Duyduğunda adaletin sürgün olduğunu aramaya mı gittin peşinden yoksa evinde mi bekledin onu? Kuşkuları kovup havalandırdın mı kalbini? Kurtardın mı boynunu dogmalar kementinden? Kuşkulanmadın mı hiç kuşkusuz diye sunulan kanıtlardan? Ne zaman yalan söyledin ilk kez kendine? Ne zaman alışkanlığın oldu bu? Ve saire… Elbette ki, salt azizler için yapılmadı soru dolu bu liste. Ve doğru yanıt vermek zorunda değil hiç kimse. 13 HAZİRAN 2013 ? SAYFA 19 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1217