08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

RENKLER SESLER HARFLER AYTÜL AKAL NİLAY YILMAZ ÇİĞDEM GÜNDEŞ MAVİSEL YENER MUSTAFA DELİOĞLU KİTAP GÖLGESİ Andrew Clements hayranlarını düş kırıklığına uğratmayacak bir roman: Sıradan Bir Çocuk ? Mavisel YENER ünışığı Kitaplığı, Andrew Clements’in yapıtlarını okurlarla buluşturmaya devam ediyor. Bunun Adı Findel, Karne Oyunu, Konuşmak Yok! ,Tek Mi? Çift Mi? romanlarının yazarı, çok ödüllü Andrew Clements’in yeni kitabı: Sıradan Bir Çocuk. Bireysel özgürlüğünün güzel kokusunu arayan bir çocuğun iç yolculuğuna tanık oluyoruz romanda. Jordan, gösterişsiz, sıradan bir çocuk olduğunu düşünür. Kuralları çiğnemeyen, her zaman yüzü gülen, notları yüksek olmayan, nazik, düzenli, hiçbir şeyi kolayca elde edemese bile yılmadan çabalayan sevimli bir kızdır. Fakat bütün bunlar okulda, evde “popüler” olması için yetmez. Jordan, bütün bu sahip olduklarının toplum tarafından değerli bulunmadığını, övülmediğini zannederek kendinde yepyeni, herkesin alkışlayacağı yetenekler bulmak için karar verir. O “özel biri” olmak ister. Bir liste yapar; listede üç baş G lık vardır: İyi Olduklarım; İdare Ettiklerim; Çuvalladıklarım. “İdare Ettiklerim” listesi en uzunudur. “Resim yapmak, şarkı söylemek, koşmak, yüzmek, fıkra anlatmak, dans etmek, futbol, basketbol, çim biçmek, sakız patlatmak, kurabiye pişirmek, bisiklete binmek, sözcük yazımı, pizza yapmak, harita okumak, kuşları tanımak, giysi katlamak…” liste böylece Andrew Clements uzayıp gider. “Çuvalladıklarım” listesi de epey uzundur. Ama “İyi Olduklarım” listesi en kötüsüdür. Sadece iki şey vardır: Bebek bakıcılığı, bahçıvanlık. Jordan’ın yazdığı bu liste sınıf arkadaşlarından birinin eline geçince olanlar olur, herkes Jordan ile alay etmeye başlar. Düşman komutanın, saldırıya en açık yerleri gösteren eksiksiz bir haritayı ele geçirmesine benzeyen bu durum Jordan’ı çok üzer. Jordan, onunla alay edenleri okul yetkililerine şikâyet ederse, kendini daha kötü hissedecek, “çuvalladıklarım” listesine “alçak bir çocukla başa çıkmak” maddesi de eklenecektir. Jordan, bu sıkıntının üstesinden gelebilmek için yollar aramaya koyulur. Yeteneğini kanıtlamak için okulun satranç sınıfına bile girer, ama başarılı değildir. Jordan, kendine özgü yetenekleri olduğunu fark etmek, bunu çevresine göstermek, sıradan biri olmadığını kanıtlamak için büyük çaba harcar. Başarılı olduğu birkaç şeyin okulda hiçbir önemi olmadığını, ödül kazandırmadığını, popüler kılmadığını, oğlanların onu fark etmesini sağlamadığını gördüğünde yürek acısı çoğalır. Jordan, kendi tarzında var olmak için gerekli özgüveni kazanabilecek mi, kitabın sonunda göreceğiz. Okulda zorbalık uygulayanlara karşı durmak için bulduğu yöntemi şaşırarak okuyacağız. Sıradan Bir Çocuk’un, pedagojik açılım yapma becerisine sahip olan yetişkinler için de iyi bir kaynak olduğunu söyleyelim. “Sıradan” birey olmanın anlamı üzerine düşünmek gerek öncelikle. Sıradan kişi, daha önce ayak basılmış yolları izleyen, kendi yolunu aramayan, “sürü” zihniyetinden kopamamış bireydir. Oysa roman kahramanı Jordan tam tersine, kendi yolunu arayan, ortak (kolektif) aptallıklarla, zorbalıkla başa çıkmaya çabalayan yaratıcı bir çocuktur. İçinde yaşadığı toplum tarafından çizilmiş “başarı” ölçütleridir onu hüzne iten. “Özel biri” olma isteğidir umutsuzluğa sürükleyen. Bireysel anlam arayışlarından, acımasız sosyal sorunlara değin pek çok konuda yazan Clements’in bu romanda varmak istediği yer hakkında yeniden düşünelim: “Başarı nedir?”, “Özel biri olmak nedir?” Sayfaların bizi çağırdığı o okyanusa dalalım, kendimizi iyi hissedeceğiz… ? www.maviselyener.com *Sıradan Bir Çocuk/ Andrew Clements/ Çeviren: Mine Kazmaoğlu/ Günışığı Kitaplığı/ 2013/ 126s./ 10+ C UMHURİ YET ÇO CUKLAR INDAN M EKTUPL AR bu kitap çok akıcı. Hiç kimseye kolay kolay güvenilmemesi gerektiği iletisini veren bu kitabı, macera sever tüm arkadaşlara öneriyorum. Hazırlayan: Mavisel YENER erhaba Cumhuriyet Kitap Okurları, size dershanede Türkçe öğretmenimin önerisiyle okuduğum “Altı Yıl Tam Pansiyon” adlı kitabı tanıtmak istiyorum. Kitabın yazarı Tolga Gümüşay, Yayınevi: Günışığı Kitaplığı. Altı Yıl boyunca pansiyonda kalmış bir gencin dolu dolu ve bin bir macerayla geçen yatılı günlerinin anlatıldığı bu kitabı beğenerek okudum. Kitabı okurken ben de eğlendim ve kendimi onların yerine koydum. Kitapta en beğendiğim bölüm, yatılı gecesi bölümüydü. Çünkü her şeyin değerinin anlaşıldığı bir bölümdü. Kitapta değiştirmek istediğim bölüm, romanın kahramanının bilge ile baştan beri sevgili olduklarını anlatan bir kurgu düzenlerdim, belki bu şekilde daha eğlenceli ve sürükleyici olabilirdi. Yazarın yerinde olsaydım kitaba “Hadi Oğlum Çık Yataktan“ adını verirdim. Çünkü bu cümle bana hep pansiyonlarda geçen diyalogları anlatıyor. Hem kitabın birçok yerinde bu tümce kullanılıyor. Kitabın sonunu da sınav gününden ve öğrencilerin gittikleri üniversitelerden söz eder, yıllar sonra da onları yeniden buluşturacak şekilde kurgulayarak yazardım. Aynı zamanda kitapta karakterin adı da geçseydi daha iyi olurdu. Dostların çok kıymetli olduğunu, uzun sürede kazanılamayacağını, dostlarımızın kıymetini bilmeli ve onlara değer vermemiz gerektiği iletisini veren bu kitap çok etkileyici ve sürükleyici. Kitabın yazarına böyle bir kitap yazdığı için teşekkür ederim ve bu kitabın devamını yazmasını bekliyorum. Okurken çok eğlendim, sürekli okuma isteği duydum. Tüm arkadaşlarıma bu kitabı okumalarını tavsiye derim. M ? Cansu Şavkın / Turhal Sınav Dershanesi ? Nisa Arhan/ Turhal Sınav Dershanesi Merhaba Sihirli Değnek, Suzan Geridönmez’in Günışığı Kitaplığı’ndan çıkmış olan “Kolaysa Ağlama” adlı kitabını size tanıtmak için bu yazıyı kaleme aldım. Bu kitabın adı, içeriğiyle uygun olmuş. Zaten bu kitabı seçerken isminden çok etkilendim. Bu roman şu an bizim yaşadığımız veya sınav nedeniyle yaşayabileceğimiz birçok olumsuzluğu ve bu olumsuzluklara karşı nasıl davranabileceğimizi gösteren bu kitapta değiştirmek istediğim bölüm, özellikle kitabın başlangıç bölümleri. Mert’in sanki çok olumsuz bir hayatı varmış gibi anlatılmış, bunun yanı sıra Celile’nin özelliklerini gösterememiş. Ama ben yazarın yerinde olsaydım, baştan itibaren Mert ve Celile’nin ilişkisinden söz ederdim. Aynı zamanda Mert’in yeni yaşamından da söz eden birkaç günlüğünü eklerdim. Çünkü yeni yaşamı çok güzel ve bunun bize aktarılmaması insanı meraklandırıyor. Kitapta en çok son bölümü çok sevdim; çünkü bu bölümde ikisi de birbirine çok denk oluyorlar ve hayatlarını en iyi şekilde yönlendirme çabası içine giriyorlar. Kitabın anlaşılır bir dil ve anlatım biçimi var. Kitaptan, hayatta karşımıza ne sorun veya engel çıkarsa çıksın sonuna kadar hedeflerimizin peşinden koşmalıyız ve pes etmemeliyiz. Bu kitabı tüm kitap seven arkadaşlarıma öneriyor ve yazarına buradan şu şekilde de seslenmek istiyorum. Sevgili Suzan Geridönmez, diğer eserlerinizi de merak ediyorum, böyle güzel eserler yazmaya devam edin, bu eseriniz gerçekten çok hoş ve sanki bizim hayatımızdan bir şeyler alıp yazılmış izlenimi uyandırdı. Böyle nitelikli bir roman yazdığınız için teşekkür ederim. ? Çocuklar ve gençler, siz de bize yazar mısınız? Okuduğunuz kitapta en çok hangi karakteri sevdiniz? Neden? Öyküde sizi en çok düşündüren bölüm neresiydi? Neden? Öyküde size alışılmadık gelen, aklınıza yatmayan yerler var mı? Neden? Mektup yazarak bize ulaşmak isteyenler için adresimiz: Mavisel Yener, Ata Cad. Defne Sok. No:1 D1 Balçova, İzmir, Elektronik posta göndererek bize ulaşmak isteyenler için: [email protected] Anımsatma:* Mektubunuzda ev adresinizi, telefonunuzu, yaşınızı, okuduğunuz kitabın adını, yazarını ve yayınevini belirtmeyi unutmayın. Size bir sürprizimiz olacak. * Mektubunuzda kitabın özetini yazmayın, olur mu? Biz, anlatılanlar hakkında sizin ne düşündüğünüzü çok merak ediyoruz. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1217 ? Fevzican Öğücü/ Turhal Sınav Dershanesi Merhaba, size Jose Luis Velasco’nun El Misterio Del Eunuco. (Haremağasının Sırrı) adlı kitabını tanıtmak istiyorum. Kitabı dilimize İlknur Ayaşlı çevirmiştir. Editörü: Müren Baykan. Günışığı Kitaplığından yayımlanmış. 1994’te İspanya’da Gran Angular Gençlik Edebiyatı Ödülü kazanmış nitelikteki bu kitabı arkadaşlarıma okumalarını öneriyorum. Çünkü maceralı, meraklandıran, soluk soluğa heyecanlı okumaya özendiren polisiye bir roman. Kitapta birçok bilinmeyenin ortaya çıktığı son bölümü daha çok beğendim. Keşke Harem ağası intihar etmeseydi. Bu bölümü ben olsam farklı şekilde yazardım. Ama sonunu yazarı gibi aynı şekilde bitirirdim. Ben yazarın yerinde olsaydım “Haremdeki Cinayet” adını verirdim kitaba. Kitapta bu olayın aydınlatılması için, haremağasının, saraydaki odasında ölü bulunmasıyla başlayan gizemli ve heyecanlı araştırmayı konu edinen SAYFA 16 ? 13 HAZİRAN 2013
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle