Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OKURLARA Madımak Oteli’nde öldürülen 33 aydından üçüydü Behçet Aysan, Uğur Kaynar ve Metin Altıok. Yirmi yıllık acı hâlâ tazeyken Orhan Tüleylioğlu’nun “Merdivende Üç Şair” kitabı yayımlandı. Üç şairin otel merdivenlerindeki bekleyişini simgeleyen o fotoğraf kitaplaştı, acının büyüklüğünü bir kez daha hatırlattı bizlere. Sevgili Behçet Aysan’ın kızı Sevgili Eren Aysan değerlendirdi Tüleylioğlu’nun kitabını. Türey Köse de Eren Aysan’a katkıda bulundu. Sevim Reşat’ın kaleme aldığı yeni romanı “Gece Mavisi Zamanlar” “arayışlarımızın” dünden bugüne ve geleceğe uzandığı ilişki bağlarında, zamanı donduran bir gerçeklikle karşımıza çıkıyor. Roman, gelecek nesle yüklenen sorumlulukları reddeden genç bir bilim adamının geçmişine “vedası” üzerine kurulu… Sevim Reşat’la Şebnem Atılgan konuştu. Metin Turan’ın “Suları Islatan Mecnun” şiir kitabı ile “Tarihten Mekâna Türk Halk Şiiri” adlı inceleme kitabı karşılaştırmalı olarak incelendiğinde, Turan’ın şiirlerinin halk şiirinin özelliklerini ne ölçüde taşıdığına dair izlere ulaşmak mümkün. Bunu görmek için Dilek Demirdelen’in yazısını okumak gerekiyor. Geçen yıl çok büyük bir ilgiyle karşılanan Antalya Kitap Fuarı bu yıl ikincisi ile yine kitapseverler karşısında. TÜYAP ve Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliği ile Antalya Valiliği, Antalya Büyükşehir Belediyesi, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın katkılarıyla düzenlenen Antalya 2. Kitap Fuarı izleyicilerine kapılarını dün açtı. Bu yıl ikincisi düzenlenen fuarı Cam Piramit Sabancı Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştiriliyor. 77 yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun katılımıyla düzenlenen Antalya 2. Kitap Fuarı kapsamında panel, söyleşi, şiir dinletisi ve çocuk etkinlikleri gibi 20 kültür etkinliğinde ve imza günlerinde 200 yazar kitapseverlerle buluşacak. Aralarında Banu Avar, Canan Tan, İlber Ortaylı, Muzaffer İzgü, Nedim Gürsel, Türkan Şoray ve pek çok değerli şair, yazar ve bilim insanının bulunduğu konuklar okurlarla bir araya gelecek. Antalyalıların iyi bir fuar geçirmelerini dileriz. Bol kitaplı günler... 2 Temmuz 1993 günü Sivas’ta P ervasız Pertavsız ENİS BATUR Osmanlı (baş)kenti Bursa Engin Yenal’ın Bursa kazısı, bir güzelleme çalışması değil. İmparatorluğun “üslubu”nun oluşma sürecini kat ettiriyor bize. Hiçbir mimari yapının, hiçbir öğesinin şehre sinen alaşımdan soyutlanamayacağını, geleneğin ise ağır ağır arşa tırmanan bir merdiven kurduğunu kanıtlıyor kitap. ehir monografileri hazırlamanın güçlüklerini, o yayın alanında çalışmış biri olarak yakından tanıdığımı söyleyebilirim. Çoğu kolektif yapıtlar formatında kotarılmış oylumlu kitapların katkılarını küçümsemek aklımdan geçmez; ne ki, farklı alanlardan farklı uzmanların katkılarıyla çerçevesi çizilen şehir monografilerinin yekpâre bir bakış açısı getirebildikleri kolay kolay söylenemez; olsa olsa, seçilen kentin değişik cephelerine düşürülmüş ışık kesitleridir bunlar: Okura, bir bakıma, gereğinden fazla etkin katkı yapmanın sorumluluğunu yüklemişlerdir. Engin Yenal’ın “Osmanlı (Baş)kenti Bursa” başlıklı, iki büyük ciltte bütünlenen monografisi, hiç abartısız, anıtsal bir çalışma. Duraksamadan, alan açısından, bir “model” oluşturacağını ileri sürüyorsam, bir benzeri bugüne dek gerçekleştirilemediği için. Bunda Yenal’ın formasyonunun, yolda açıldığı kültürel dalların nicelikçe çokluğu ve nitelikçe solukluluğunun, üstün bireşim gücünün rolü belirleyici. Şehircide, mimarda, kentbi Engin Yenal’dan bir anıtçalışma: Ş TURHAN GÜNAY eposta: turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr Yeşil Zaviye Taçkapı Mukarnas. limcide, kültür tarihçisinde aradığımız özelliklerin yüksek düzeyde bir ortalaması okunuyor Yenal’da. 101 Bina başlıklı kitabında (1999), İstanbul’dan seçtiği yüzbir yapı üstünde minimonografi denemelerinden önemli bir toplam ortaya koymuştu yazar. Burada, çerçeve çok daha geniş ve işe girişecek kişiyi pekâlâ gözünü korkutacak çetrefillikte Engin Yenal, yükün altından kalkabildiyse, bir de Bursa’yı içeriden tanıdığı, arşivlerin tozu kadar sokakların tozunu da soluduğu için. Her uygarlığın şehirleşme mantığı farklı, eşi benzeri görülmemiş özellikler taşır. Osmanlının bin yılı aşkın süre Doğu Roma İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul’u nasıl yoğurmuş olduğu elbet önemlidir; ama kendi şehir anlayışını çekirdekten çembere geliştirme yolu yordamı üstünde düşünülecekse, Bursa merkeze oturacaktır. Engin Yenal’ın 32 kısım tekmili birden okuması bize bunu gösteriyor. Şehir nasıl, hangi halkadan bir ötekine ilerleyerek labirentini oluşturmuştu? Siyaset, ticaret, iman, eğitim hangi karşılıklı iletişim noktaları arasından ağını örmüştü? İnsan trafiği, nüfus hareketleri, çokkültürlülük, gelenekgörenek alışverişi kenti nasıl çoğul bir kimliğe yaklaştırmıştı? Osmanlıda meydan, sokak, su, ağaç en az saray, külliye, medrese kadar önem taşımış yaşamsal öğelerdi. Yenal, bu örgünün oluşup gelişme sürecini anlatırken, majör unsurlarla minör unsurların birbirilerini etkileme biçimlerini de tek tek elden geçiriyor: Taş, cam, kumaş bölümden bölüme, aralarındaki kesintisiz diyalogdan soyutlanmaksızın işleniyor kitapta. “Osmanlı (Baş)kenti Bursa”, sayfadan sayfaya geçerken, içparalayıcı bir soru doğurdu zihnimde: Floransa gibi, Floransa kadar korunabilmiş olsaydı, dünya ölçe Tuzpazarı Mescidi, minare (üstte). Altta ise on sekizinci yüzyıl Muradiye evi başoda tavanı. ğinde eşdeğer bir önem taşımayacak mıydı Bursa? Ayakta kalabilmiş görkemli yapılar, yaşatmayı başaramadıklarımız nedeniyle yitirdiğimizin canlı belgeleri. Ya nesneler âlemi, orada çok farklı mı durum? Engin Yenal’ın Bursa kazısı, bir güzelleme çalışması değil. İmparatorluğun “üslubu”nun oluşma sürecini kat ettiriyor bize. Hiçbir mimari yapının, hiçbir öğesinin şehre sinen alaşımdan soyutlanamayacağını, geleneğin ise ağır ağır arşa tırmanan bir merdiven kurduğunu kanıtlıyor kitap. Tanpınar “Bursa’da Zaman” şiirinin, Beş Şehir’deki yetkin denemesinin uzantısında, bir başkente bir başyapıtla sokuluyor Engin Yenal her kitaplık için köşetaşı. ? İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç?Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız?Yayın Yönetmeni: Turhan Günay? Sorumlu Müdür: Miyase İlknur?Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı?Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.?İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64?Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL.?Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden/ Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü/ Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya?Reklam Müdürü: Petek Öztürk ?Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74?Yerel süreli yayın?Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1200 14 ŞUBAT 2013 ? SAYFA 3