19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Alberto Manguel’den ‘Bütün İnsanlar Yalancıdır’ Gerçek, hani nerede? Borges’in biçemsel yansımaları ve tematik izlerinin görüldüğü Bütün İnsanlar Yalancıdır adlı roman, Alberto Manguel adlı bir yazarın dilinden anlatılıyor öncelikle. Asıl kitabın yazarı Alberto Manguel ile aynı ada sahip olan bu anlatıcı sadece roman kahramanlarından biri olarak çıkıyor karşımıza. Ë Nisan YENİGÜN lberto Manguel, delikanlı çağlarına denk gelen 1960’lı yıllarda Jorge Luis Borges’in de yakın dostuydu. O zamanlarda gözleri kısmen bozulmaya başlayan Borges’e sürekli kitap okuyarak zamanını geçiren Manguel, geçtiğimiz yıllarda Borges’in Evinde adlı yapıtında hem Borges’i ve onunla paylaştıkları anıları anlatmış hem de Borges’in kendisi üzerindeki etkilerine yer vermişti. Manguel’in o kitapta bahsini ettiği bu etkiler ve izler, yazarın üç yıl önce İspanyolca kaleme aldığı, iki yıl önce Miranda France’ın kaleminden İngilizceye çevrilen ve geçtiğimiz haftalarda Türkçeye kazandırılan romanı Bütün İnsanlar Yalancıdır’da açıkça hissediliyor. GİZEMLİ ÖLÜM Borges’in biçemsel yansımaları ve tematik izlerinin görüldüğü Bütün İnsanlar Yalancıdır adlı roman, Alberto Manguel adlı bir yazarın dilinden anlatılıyor öncelikle. Asıl kitabın yazarı Alberto Manguel ile aynı ada sahip olan bu anlatıcı sadece roman kahramanlarından biri olarak çıkıyor karşımıza. Ama bunu yine de kurguyla gerçeklik arasındaki oyuna bir davetiye gibi görmek de çok yanlış olmayacaktır. Roman, “Yalan Üzerine Bir Methiye” adını verdiği çıkış romanıyla ün kazanan Arjantinli yazar Alejandro Bevilacqua’nın gizemli ölümü üzerine kuruluyor. Yıllar önce akıllardaki bütün soruları cevapsız bırakarak ölen Borgesvari yazar Bevilacqua’yla ilgili biyografik bir çalışma için araştırmalar yapan gazeteci JeanLuc Terradillos’un hikâyesi romanın gidişatını belirliyor. Gazeteci Terradillos, uzun soluklu araştırmaları seyrinde bilgi toplamak için yazar Bevilacqua’nun birçok arkadaşı, sevgilisi, düşmanı ve tanıdığıyla da görüşmeler yapıyor ve hikâye her bir tanığın anlattığı farklı olaylarla sürekli boyut değiştiriyor, gerçekle yalan birbirine karışıyor, gerçeklik bir labirente dönüşüp okurun kafasını karıştırıyor. Neyin gerçek neyin yalan, kimin dürüst kimin yalancı olduğunun okura ulaştıktan sonra belirginleşmeye başlayacağı roman, kurgusal bir zemine oturSAYFA 14 ? 14 ŞUBAT 2013 ması açısından aynı zamanda okurları da büyük bir yalana alet ediyor. The Guardian’dan Steve Poole, bir yapboz gibi parça parça ilerleyen romandan hayranlıkla bahsediyor ve bu romanın bir “hakikati” anlattığını söylüyor. The Independent’a yazan Boyd Tonkin ise hem oyunbaz hem trajik olan bu romanın okuru, birbiriyle rekabet içinde olan bir sürü anlatıcının başka bir yol çizmesiyle büyük bir labirente sürüklediğinden ve okuru bu oyunun bir par çası yaptığından övgüyle bahsediyor. The Spectator dergisinden John Preston, “Bütün İnsanlar Yalancıdır romanı zengin bir içerikle dâhice kurgulanmış ve derinden sarsıcı bir hikâyeyle okuru büyülüyor,” yorumunda bulunuyor. The Guardian’dan ise çok farklı bir yorum geliyor: “Paul Auster, ancak daha dostane bir sakalla okuru selamlasaydı ve Latin mizacına biraz daha yakın olsaydı böylesine zengin renklerle harmanlanmış, melankolik ve bir o kadar eğlenceli bir roman yazabilirdi.” The New York Times gazetesinin edebiyat eleştirmenlerinden Dwight Garner, kitaptaki biyografik araştırmayı Edmund White’ın “Biyografi, bütün edebi türlerin tam ortasında kalır ve küçük insanlar, “büyük” insanlardan bu edebi tür sayesinde intikam alır,” sözünden hareketle yorumluyor. Manguel, roman boyunca okurun düşünmesini, sorgulamasını, olaya dahil olmasını istiyor ve soruları “gizemli ölüm” gibi cevapsız bırakmayı tercih ediyor. Roland Barthes’in de dediği gibi ölen yazarın koltuğuna okur oturuyor ve okur romanı kendi yorumuyla sona erdiriyor. ? Bütün İnsanlar Yalancıdır/ Alberto Manguel/ Çeviren: Saliha Nilüfer / Yapı Kredi Yayınları/ 158 s. Yusuf Çotuksöken’den Türkçe’ye katkı A Türkiye Türkçesi’nin Ekleri Yusuf Çotuksöken’in Yapı ve İşlevlerine Göre Türkiye Türkçesi’nin Ekleri adlı kitabı, ölçünlü (standart) Türkiye Türkçesinin hemen bütün eklerini kapsıyor. Kitap, eklerle ilgili yapılan tartışmalara yaklaşımlar ve öneriler sunuyor. Ë Deniz G. BERK ürk dili ve edebiyatı çalışmaları bağlamında Yusuf Çotuksöken güvenilir bir araştırmacı olarak bilinir. Gerçi kültür, sanat ve yayın dünyasında çokluk dil konusundaki çalışmalarıyla tanınır: Atasözleri, deyimler, dil ve edebiyat terimleri, anlamdaşlar ve karşıtanlamlılar konularda kitapları ve yazıları vardır. Çotuksöken’in Yapı ve İşlevlerine Göre Türkiye Türkçesinin Ekleri adlı çalışması, Türkiye Türkçesi üzerine yapılmış olan son çalışma durumunda. Yazarın yirmi yıllık emeği olan kitap dört bölümden oluşuyor. “Genel Bilgiler” bölümünde, sözcük türleri, söz üretme yolları, Türkçede kullanılan eklerin yapı, işlev bakımlarından sınıflandırması gibi konular üzerinde genel açıklayıcı bilgiler veriliyor. “İkinci Bölüm”de Türkiye Türkçesi’nde kullanılan yapım ve çekim ekleri abecesel düzen içinde işlevleri açısından ele alınıp açıklanıyor ve örneklendiriliyor. Örneklerin bir bölümü, özellikle yapım eklerinde, sözcük ve söz öbeği düzeyinde kalıyor; bir bölümüyse, özellikle çekim ekleri açıklanırken, tümce örnekleriyle gösteriliyor. Eklerin yazımında, eklerin bütün yazılış biçimleri değil de üst biçimleri saptanarak belirtiliyor. Sözgelimi dı, di,du,dü, tı, ti, tu, tü ekinin üst biçimi DI olarak belirlenip böyle yazılmış. Bunun anlamı şu: Türetim ve çekim sürecinde ekin içindeki seslerden değişime uğrayanlar büyük harfle, uğramayanlar ise küçük harfle gösterilmektedir. Örneğin “(y)AcAk”, “mAç”, “(y)ArAk”, “mAksIzIn”, “CAsInA” gibi. “Üçüncü Bölüm”de ekleri bulma ve betimleme çalışmalarından örnekler yer alıyor. “Dördüncü Bölüm”, ekler üzerine yapılacak çalışma ve araştırma konularından bir seçmeyi içermektedir. Kitabın bence işlevsel bölümlerinden biri de budur. Yazar, bu bölümle genç araştırmacıları hem yönlendirmek hem de onlara yeni ufuklar açmak istiyor. (Birkaç konu örneği verelim: “Son dönemlerde argodan ortak dile giren sözcükleri saptayın. Bunların hangi sözcük üretme yöntemine göre oluşturulduğunu araştırın. “Dil devrimiyle Türkçeye kazandırılan sözcüklerin dizelgesini hazırlayın. Bu sözcüklerin üretilme yollarını araştırın ve sonuçlarını yorumlayın.”) Kitabın sonunda bir “kaynakça”ya yer verilmiş. Bu kaynakça Türkiye Türkçesi’nin yapım ve çekim ekleri üzerine T yapılmış bütün çalışmaları kuşkusuz içermiyor. Yazarı da bunu belirtiyor ve şunu ekliyor: “Araştırmacılar bu bölümdeki kitapların kaynakçalarını ayrıca gözden geçirmelidir. Biz burada araştırma sürecinde özellikle yararlandığımız kaynakları belirtmekle yetindik.” Çotuksöken, son yıllarda yayımladığı kitaplarını sevdiği, kendisinde olumlu duygular ve izler bırakmış olan hocaları ve arkadaşlarına ithaf ediyor. Bunun da özellikle belirtilmesi gereken bir yön olduğu kanısındayım. Hocamız bu kitabını arkadaşı dilbilimci “Dr. Halidun Şen”e (19542003) ithaf etmiştir. Her çalışmada birtakım eksik ve yanlışlar bulunabilir. İlgili okurlar da bu konuda görüşlerini söyleyebilirler. Benim de kitapla ilgili birkaç eleştirim olacak: Kitabın yeni baskısında hiç düzelti yanlışı kalmaması gerektiğini düşünüyorum. (Gerçi bu baskıda da düzelti yanlışlarının sayıca az olduğu söylenebilir.) Kitap ölçünlü Türkiye Türkçesinin hemen bütün eklerini içerdiğini savlıyor. Kitaba girmesi gereken başka ekler de var; onlar da alınmalıydı (Örneğin, Kemal Ateş’in yazılarında kimi ek örnekleri belirtiliyor: bIl eki: tombul, cıbıl, vd, Dil Hurafeleri, 2010:7779) Eklerin üstbiçimlerinin yazımında kimi tartışmalı örneklerle karşılaşıyoruz. Örneğin Aç, Ak, Al, AlgA, (y)Ip, vd. Bunları ç, k, l, (A)lgA, (I)p olarak gösteren araştırmacılar da var. Kitabın yeni baskısında; (a) Anadolu ağızlarında geçen eklerin de alınmasını, (b) eklerin tarih içinde geçirdiği evrime ilişkin bilgilerin de katılmasını öneriyorum. Kaynakçanın yeterli olduğunu düşünmüyorum. Bu alanda özellikle bilimsel yazı olarak pekçok yeni yayın yapıldı. Bunlar da kaynakçaya alınmalıdır. Belki kitabın sayfa sayısını biraz artırabilir ama, hemen bütün eklerde (çekim eklerinin açıklamalarından sonra yapıldığı gibi) örneklendirilen sözcükler için kullanım örnekleri, yani tümceler verilmelidir. Yazar bunların bir kısmını değişik bilgilendirici ve yazınsal metinlerden seçebilir.Araştırma konuları genellikle üniversite öğrencilerinin düzeyine göre düşünülmüş. Ortaöğretim kurumlarında yaptırılabilecek düzeyde araştırma konuları da eklenebilir.Eklerin dil öğretiminde kullanılmasına ilişkin bir iki okuma metni de kitabı daha işlevsel kılabilir. Liselerde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yapan bir okur olarak şunları söyleyebilirim: Hocamız Yusuf Çotuksöken’in kitabı, bu alandaki çalışmalara önemli, ciddi bir seçenek sunmaktadır. Ekler üzerinde çalışma yapacaklar bu kitaptan çok yararlanacaklardır, kanısındayım. Ben bir öğrencisi olarak bu kitabı “bir Yusuf Çotuksöken klasiği” olarak nitelendiriyorum. ? Yapı ve İşlevlerine Göre Türkiye Türkçesi’nin Ekleri/ Yusuf Çotuksöken/ Papatya Yayıncılık/ 200 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1200
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle