27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Erendiz Atasü’den “Dün ve Ferda” ‘İnsan acısı, her zaman saygıyı hak eder’ Kadın edebiyatının öncü yazarlarından olan Erendiz Atasü, yeni romanı “Dün ve Ferda”yla yeniden bizlerle. Atasü imzası taşıyan eserler arasında en farklı kurguya ve karakter yapısına sahip roman, derin bir sistem eleştirisini de beraberinde getiriyor. Bir kadının sürükleyici ve sarsıcı “dönüşüm öyküsü”nü okurken arka planda Türkiye’nin kaotik ve karanlık günleri siniyor üzerinize. Atasü’yle bu zengin ve deneysel roman üzerine konuştuk. r Şebnem SORAL TAMER rendiz Hanım, romanı okuduğumuzda hissettiğimiz ilk şey, bunun Atasü külliyatında farklı bir yeri olduğu. Ferda karakteri bugüne kadar seçtiğiniz başkişilerden çok daha farklı biri. Romanın doğuş sürecinden söz edebilir misiniz? “Dün ve Ferda”nın önceki kitaplarıma benzemediği doğru. Öncelikle farklı bir şey yazmak insanın hoşuna gidiyor açıkçası. İkincisi, sosyalist olup zamanla düşüncelerinden vazgeçip vazgeçmekle de kalmayıp tam tersini savunan insanların dönüşümü uzun zamandan beri zihnimi kurcalamıştır. Siyasi olarak ben bu dönüşüme karşıyım ve hiç bir sempati duymuyorum. Bunu en baştan belirtmek isterim. Ama yetişkin bir insanın nasıl kendine bu kadar ters bir konuma düştüğünü anlamak benim için önemli ve incelenmeye değer bir şeydi. Bunu da bir kadın karakter üzerinden yapmak istedim. Çünkü kadınların hayatı, üzerlerindeki çeşitli baskılardan ötürü çapraşık bir halde. Çoklukla fedakârlıkta bulunan ve cezalandırılanlar kadınlardır. O nedenle bir kadın üzerinden bu dönüşümü incelemek daha ilginç göründü bana. Ferda, benim kişilik yapımdan çok uzak bir karakter, gene de kadın olmamız dolayısıyla kesişen noktalarımız var. Onu, nesnel bir tavırla anlamaya çalıştım, yargılamaya değil. Kundera’nın bu konu hakkında çok güzel bir sözü var: “Roman yargılama değil, anlaşılma ortamıdır.” Roman yazmak hem mutluluk verir hem azap; risklerle doludur: Karakterlerinizle hem özdeşleşmek hem de onlara dıştan bakabilmek zorundasınızdır. Kendinize yakın bir karakter yaratmışsanız bu durum karaktere nesnel bakmanızı zorlaştırır. Benim için Ferda’ya dışarıdan bakmak kolaydı, içten bakmak zordu. Onun karakteristik özelliklerini belirledim ve bu sınırlar içinde onu anlamaya çalıştım: Ferda kendisiyle yüzleşmekten kaçan ve gücü seven bir kadın. Bunları unutmadan iç dünyasını çözümlemeye uğraştım. Ve bu kolay bir süreç olmadı. “FERDA’NIN POLİTİK DAVRANIŞINA SEMPATİM YOK” Ferda, tanıdığımız kadarıyla bahsettiğiniz baskı unsurlarından arınmış, hür bir karakter. Evlilik ya da düşünsel sınırlar onun için tam olarak bir anlam ifade etmiyor... Ferda, güçlü bir karakter. Gücünün farkında olan her insan, her kadın gibi başkaldırıya da uygun biri. Dolayı“Zamanla düşüncelerinden vazgeçip tam tersini savunan insanların dönüşümü uzun zamandan beri zihnimi kurcalamıştır. Yetişkin bir sıyla baskı unsurlarını insanın nasıl kendine bu kadar ters bir konuma düştüğünü anlakabullenebilecek bir ya mak benim için önemli ve incelenmeye değer bir şeydi. Bunu da bir kadın karakter üzerinden yapmak istedim” diyor Erendiz Atasü. pıya sahip değil. Ancak şu çok önemli: Ferda, kadın hem de sosyalist olmasından kaba tabiriyle “dönek”lere karıştıktan dolayı son derece kırılgan. Ayrıca ve en sonra meslektaşlarının ona gösterdiği önemlisi dönem, siyasi baskı dönemi. tepkiyi düşünün. Ferda bir erkek olsayAncak Hürriyet Hanım, gücünü ve dı, bu kadar ağır bir tepki görmeyecekti zekâsını kullanarak olayların kendisine kanımca. Tabii bunları Ferda’yı savunçok fazla zarar vermesine engel olabimak için söylemiyorum, onun politik liyor. Ferda’ya yaklaşımı ise kesinlikle davranışına sempatim yok. Sadece çevbaskıcı! Onu destekliyor ancak bu reden aldığı tepkinin, bir erkeğin başına onun baskıcı tutumuna engel olmuyor. gelebileceklerden daha ağır bir tepki Evet doğru, romanın bu bölümünde olduğunu belirtmek istiyorum. önemli bir kırılma noktası bulunuyor. Ferda, üniversitedeki görevini özgür Sevginin ve sahiplenmenin boğucu lük ve kendi parasını kazanmanın güzel kuşatıcılığından dert yanıyor gibiydiniz o bir yolu olarak adlandırıyor ve ardından bölümlerde... Hürriyet Hanım’la tanışıyor. Tam bu Gerçekten öyle çünkü Ferda ailesirada bir kırılma noktasına şahit oldunin baskısından kaçmak isterken hocağumuzu, özgürlüğün yeni bir tutsaklığa sına yakalanıyor. Bu akademik hayatta dönüştüğünü söyleyebilir miyiz? biraz da kaçınılmaz bir şey. Ne de olsa Üniversite dönemi Ferda için düş kıaralarında ustaçırak ilişkisi var. Bir de rıcı bir dönem. Hocası Hürriyet Hanım ideolojik bağları var ki o da disiplin gebilimsel açıdan güçlü bir insan, Ferda rektiriyor haliyle; Hürriyet Hanım, aragibi sol ideolojiyi benimsemiş olması ve larında tam bir ittifak olmasını istiyor. Ferda’yı korumaya çalışmasına rağmen Bunu isterken de Ferda’nın genç bir kız bu dönem, Ferda için düş kırıklığınolduğunu, aşka ihtiyaç duyabileceğini dan öteye gitmiyor. Çünkü Hürriyet hiç hesaba katmıyor. Çünkü Hürriyet Hanım’ın üniversitedeki konumu, hem 2 0 1 3 Hanım aşk meşk defterini kendisi için kapatmış. Dolayısıyla Ferda ile empati kuramıyor. Şartları göz önünde bulundurursak empati kurması gerekir miydi? Belki hayır ama bu Ferda’nın hayatını kolaylaştırmıyor. “FERDA İLE KÂZIM’IN İLİŞKİLERİ MADDE BAĞIMLILIĞINA BENZİYOR” Taban tabana zıt iki karakter, Kâzım ve Ferda’nın ilişkisini nasıl tanımlıyorsunuz? Ferda’nın zayıf düştüğü bir anda zayıflığını asla kabul etmiyor çünkü kendisiyle yüzleşen bir yapısı yok güçlü bir adam olan Kâzım Bey, ona çekici geliyor. Ferda aslında güç peşinde! Kendisi bunu da kabul etmiyor ama güç, mıknatıs gibi çekiyor Ferda’yı. Zannederim ki bunu roman boyunca, açıkça görüyoruz. Deneyimli bir çapkın olan Kâzım Bey, Ferda’nın zayıf an’ını sezip onunla, onun vücudunun hassas noktalarıyla oynuyor. Ferda’ya cinsel tutkuyu öğretiyor ve bu arada kendisi de ava giden avlanır örneği, bu tutkuya yakalanıyor. Kısacası Kâzım Bey, yaşlı bir hovarda. Bana göre yaşadıkları şey kesinlikle aşk değil çünkü aşk cinsel tutkudan ibaret değildir, bir duygular senfonisidir. En basit örnekle, birbirlerine karşı en ufak bir sorumluluk duymuyorlar. İlişkileri aşktan çok madde bağımlılığına benziyor. Ferda’nın müziği çok sevmesi ama ünlü kompozitörler yerine devrim parçalarını çalmak zorunda hissedişi ve piyano başında ağlayışı; bu metaforik sahneyi nasıl algılamalıyız? Ferda açısından baktığımızda sahneyi kolayca anlamlandırabiliriz. Ferda, müziği sevdiğini anımsıyor ya da fark ediyor. Bach mı, Prokofiev mi derseniz, onun Bach’ı sevdiği ortada ve ağlama sahnesinde, birçok şeyle birlikte bu tercihi de belli belirsiz sorguluyor. Romanın başında, Kâzım Bey’in paltosundan yayılan kokuyla babasının kokusunu karşılaştırdığı an’ı izleyen bu piyano başında ağlama sahnesi, artık yaşlanmış Ferda’nın nihayet kendisiyle yüzleşmesinin ilk aşamasıdır. Ağlarken şunu anlıyor: Annesinin belki eşe dosta gösteriş için aldığı piyano, daha doğrusu müzik, hayatın en tedavi edici unsurlarından biridir ve Ferda müziği yitirmiştir. Romanda Ferda’yı anlatırken söz ettiğiniz gibi kişilerin politik görüşlerinin tüm duygularını kuşatabileceğine inanıyor musunuz? Özellikle 2013’te? Hayır, bugün için inanmıyorum tabii. Ama geçmişte bu yaşanabiliyordu; yaşamını tamamen politikayla çevrelendiren (çıkarla değil, idealle) ve o sınırlar dahilinde tüm duygularını bir şekilde yaşayan insanlar vardı. Bugüne bakınca genç insanların büyük bölümünde böyle bir adanmışlığın izini bile göremiyoruz. “Sanal Ortamda” ön başlığıyla yazdığınız bölümler olağanüstü ve daha önce eserlerinizde rastlamadığımız türden bölümler... Okurlarımız için bu bölümleri ve yazma sürecini biraz anlatabilir misiniz? Bu bölümleri yazarken çok eğlendim. Düşüncem şuydu: Bu karakterler gerçek insanlar olsaydı ve ben de gerçek yaşamda roman yazarı ve roman kişisi ilişkisinde olduğu gibi onların biraz K İ T A P S A Y I 1241 E S A Y F A 1 2 n 2 8 K A S I M C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle