06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ş B iir Atlası CEVAT ÇAPAN İbrahim KAYAN Şiirler/ Çeviren: Suat Engüllü ‘Senin evinde inim inim bir ney’ oşnak ve Hırvat yazarı İbrahim Kayan, 1944’te Mostar’da dünyaya geldi. Şiir, roman, deneme, gezi yazıları türlerinde eserler verdi. Tiyatro ve radyo oyunları yazdı. 1989 ve 1990’da İstanbul ile Ankara’da bilimsel araştırmalar yaptı. Bir ara yayıncılık, uzun süre kütüphanecilik, üniversitede öğretim üyeliği ve dekanlık yaptı. 1992 yılından itibaren, kurucusu olduğu ve başkanlığını yaptığı, Hırvatistan’da faaliyet gösteren “Preporod” Boşnak Kültür Derneği tarafından çıkarılan “Behar” dergisinin genel yayın yönetmenidir. “Behar Journal” haber gazetesi ve “Yasmin” gençlik dergisinin kurucusudur. Saraybosna’da yayımlanmakta olan “Zivot” Edebiyat ve Kültür Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni görevini yapmaktadır. DERİN MEZAR Dünyayı adil değerlendirme adına Mora çalan gecede dönen dost Derin bir mezar kazdı sana Kayan yüreğinde Bre adam! – bu iş tamam. Kayalarda gizli yaratıklar hayretler içinde ona bakıyorlar: Sen ki hem etimiz hem kemiğimizsin bizim, neden ağlıyorsun? En uzak derinliklerde Tanrı’nın elinde Uzayın kıvrımlarında Senin evinde inim inim bir ney. (1987) ZEYTİN incir ve zeytinin yüzü suyu hürmetine sina tepesi’nin yüzü suyu hürmetine emin şehrin yüzü suyu hürmetine nasıl yanaştığını ve yüreğime giden yolu aradığını gördüm oysa benim yüreğim tepecikte, taştadır aydınlığın bekçisi bekçisi yalnızlığın sina tepesi’nin yüzü suyu hürmetine emin şehrin yüzü suyu hürmetine nasıl yanaştığını ve yüreğime giden yolu aradığını gördüm oysa benim yüreğim tepecikte, taştadır aydınlığın bekçisi bekçisi yalnızlığın BÜYÜK EV Imızganan zamanı uyandırıyor Düşmanlarımın hareketini durduruyor Büyük bir ev hediye etmişti bana gündüzleri yaptığım geceleri yıktığım Ev, kimlerin evi acaba? Onlar, neredeler şimdi? Süzülüp duruyorsun ve sanıyorsun ki yeraltı kapılardan çıkarcasına üzerine üzerine yürüyecekler zamanın kanatlarından aslında var olmadıkları söylenen yaratıklar! Oldukları yerde kalmalarını nasıl emredeceksin tepelere? Dört bir yanı duvarla örülü bu kapalı yerden nasıl alıp götüreceksin beni, bu çılgın atı senden başka kimselerin bilmediği o yere, o göksel otlaklara (1987) SÜRGÜN Size diyorum Bana çektiğiniz bıçağı kınına koyun Yemin ediyorum Hafif uykudayken gözlerinizi oyacaktır o bıçak Parmağınızla gösterdiğiniz yola bakmayın Sonsuz sürgün yoludur o (1967) ÇİZİLMİŞ PENCERE Pencereyi açmak gerekirdi. Pencere açılmalıydı, güçsüz çocuklar bile gecenin yoğunluğunu okuyabilirlerdi böylece dokunarak evdeki kokmuş cesedin sertleşen kokusuna Fakat zamanın hükümdarları taslağında eksiği bulunmayan bir dünya, dünyada bir ev tasarlamışlar. Eve kapanmış uçurmuşlar can kuşlarını kapaklarını açıp tenlerinin ve şimdi başka yerde yaşamaktalar. Kötülük vakayinamelerinde yazılıdır adları, ve ortaya çıkacaklardır, her seferinde yeniden, dehşete boğarak rüyalarını bunu hak edenlerin. Kendi işkencecisini görecektir acı çeken millet. Çocukların ayacıklarının bastığı, tozun üzerinde görecektir. (19891991) K İ T A P S A Y I 1234 C U M H U R İ Y E T S A Y F A 18 n 10 E K İ M 2013
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle