Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Krista Tippett’ten ‘Einstein’ın Tanrısı’ ? Zamane peygamberi fizikçiler ? Gökmen ALDOĞAN ucizelerden, sihirlerden olağandışı tanrısal dokunuşlardan, mitolojilerden yoksun sıkıcı bir dünya bu ve ne büyük talihsizliktir peygamberler neslinden birine denk gelememek! Musa’sız, İsa’sız, Muhammed’siz bir evrende yaşamak: Kadersizlik bu. Çapı bir uçtan bir uca tek uçuşluk fasit bir dairede yaşamanın ıstırabıyla birlikte. Afyon da yasak. Hep karanlık bir tünelde tedirgin adımlarla, kuşku dolu bir madenci yüreğiyle ilerledik. Önümüzde yol alanlar en güçlülerimiz değil, en meraklılarımız; onların da önünde fizikçiler, gizemli mi kılıyoruz onları gerçek sırlara vakıflar mı bilmeden en öne itmişiz bir kere; en arkada bizler, yani en kalabalık olanlar... Karanlıkta her tedirgin adımın ardından biraz ürkerek korku değil ama... korku yok artık ve ürkmenin cesaretinden esinlenmiş umutla soruyoruz en önde ilerleyenlere: “Hey, Tanrımızı gördün mü?” “Hayır!” Ünlü fizikçi Hawking’in Zamanın Kısa Tarihi kitabı tüm dünyada bir seferde on milyon sattı. Peki insan, hayatının en sıkıcı dersi fiziğe neden bu kadar ilgi duyuyor? Başka ekollerin “Tanrı yok!” açıklamaları kimsede bir hayal kırıklığına neden olmuyor da neden bir fizikçinin bu konudaki açıklaması üzüntüye ya da rahatlamaya sebep oluyor? Yoksa diğer bilimler fizik kadar muteber değil mi? İnsanlar neden Fermilab’ın, CERN’in dedektörlerinden Tanrı’nın fışkıracağını umuyor da mikroskoptan ise sadece vebanın? Yazılanlardan ve anlatılanlardan biliyoruz ki eski insanlar peygamberleri karşılarında görünce usandırıncaya kadar her şeyi ama her şeyi soruyorlardı. Aldıkları cevaplardaki eşsiz Tanrı tarifleri inandırıcı ve hayret uyandırıcıydı; anlatılanlar dinleyenlerin tüylerini ürpertmiş, ruhlarını sonsuza dek tedirgin etmişti yıldızlı çöl gecelerinde. Belki de böyle bir gecede Muhammed peygamber şöyle dedi kendinden sonra cevapsız kalacaklardan korkanlara: “Bilim insanları peygamberlerin varisleridir.” Bugün, peygamberlerinden mahrum kalmış yıldızlı gecelerde aklımıza düşen yalnızlığın sonu gelmeyen sorusuna aynı geceden yoldaşımız bir fizikçiden başka Krista Tippett Krista Tippett’in dünyanın saygın bilim adamlarını bir araya getirdiği Einstein’ın Tanrısı hep anılan tanrı ve bilim karşıtlığı konusunda okuruna aydınlatıcı, ufuk açıcı ve ilham verici yanıtlar veriyor. Kitap samimiyeti ve içeriğinin doyuruculuğuyla bilim ve Tanrı meselesinde militan yaklaşımlar içinde yolunu kaybetmişler için de önemli bir seçenek sunuyor. bize kim cevap bulabilir ki? Krista Tippett da peygamberlerden mahrum olanlardan ve soruları kendi kendine sormaktan yorgun düşmüş olan bizlerden biri. Umutla sorularımızı zamane peygamberleri fizikçilere yöneltiyor. Böylelikle ortaya çıkan Einstein’nın Tanrısı kitabında, kahramanı Einstein ve diğer bilim adamlarıyla aynı geceye, aynı gizemli ışıltılara bakıyoruz. Sonunda onların da, bizim de göğsümüze “dinsel huşuyla” doluyor evrenin ahenkli gizemleri ve cevapları. Nedendir bilinmez ama bugüne kadar kimsenin yapmadığını yapıyor Tippett ve ince zekâsıyla yıldızlı gecelerimizden alınmış sorularımızı çok yönlü bir şekilde kurgulayıp muhatapları “peygamberlerin varislerine” sormuş ve bunu da harikulade bir şekilde başarmış. Yani hiç sakınmamış ve çekinmemiş; ön yargılarından arınmaya özellikle dikkat ettiği aşikâr, açık ve belirgin sorular yöneltmiş peygamberlerimize. Onlar da aynı tevazu ve erdemle bir bilim adamı değil de sıradan bir insan gibi biliminin ışığında cevaplar veriyorlar, biz onları öyle görmek istesek de asla peygamber havasına bürünmeden üstelik. Tippett’in dünyanın saygın bilim adamlarını bir araya getirdiği Einstein’ın Tanrısı’nı okudukça aydınlatıcı ufuk açıcı ve ilham verici cevaplar bulabiliyoruz. Kitap samimiyeti ve içeriğinin doyuruculuğuyla bilim ve Tanrı meselesinde militan yaklaşımlar içinde yolunu kaybetmişler için de bir vaha. Özellikle kitapta bir şeylere antitez olma çabası içine girmeyen Tippet, bilimin tanrısızlığına ve insanın Tanrı’sına saygının mümkün olup olmadığını; tanrı fikrini, tanrı karşısında insanı, dinleri, bilimi, insan ruhunu açık ve zekice kavrayışlarla Einstein ile aynı noktadan günümüz bilim insanlarına başvurarak irdeliyor. Adını hak eden ve bu iddialı adın altında kalmayan Einstein’ın Tanrısı, pek çok militan ateist alaycı yaklaşıma ve dogmatik dinsel saplantılara da bilimsel ve insancıl bir cevap. ? Einstein’ın Tanrısı/ Krista Tippett/ Çeviren: Gizem Aldoğan/ H2O Kitap/ 272 s. HAZİRAN M CUMHURİYET KİTAP SAYI 1164 7 2012 ? SAYFA 23 SAYF