Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Banu Avar'la 'Sınırlar Arasında' üzerine TRT’nin en fazla ilgi gören programlarından birinin adı "Sınırlar Arasında". Bu programı hazırlayıp sunan da dünyanın dört bir yanında Türklüğün izlerini arayan Banu Avar. Osmanlı İmparatorluğu’nun bölünmesinin ardından farklı sınırlarda kalan Türklerle temas kuruyor Avar, sorunlarına, sınırların arasında kalmışlığına, Türk olarak yaşayabilme çabalarına dokunarak. Tıpkı kitabın üst başlığı gibi, "hüznün toprağı Balkanlar’dan geleceğin gücü Avrasya’ya" uzanan bir coğrafyada ele alarak. Balkanlar’da, Karadeniz çevresinde, Kafkaslar’da ve Orta Asya’da, program nedeniyle gittiği 45 ülkede hep benzer sorunlara rastlamış Avar. "Bu ülkelerde bir grup insan hızla zenginleşirken, diğer grup da hızla yoksullaşıyordu" diyor. Demokratikleşme çabaları ise ikinci büyük meseleyi oluşturuyor. Üçüncüsü ise kültürel ve dini soykırım. "Sınırlar Arasında" Türkiye’nin bu coğrafyalardaki önemine ve etkisine değinen, hep Batı’ya bakmak yerine Doğu’nun ortak değerlerine de bakmayı öneriyor. Çocukluğu mübadele hikâyeleri dinleyerek geçen Banu Avar’ın, sınırlar arasında gezmesinin, sınırlar arasında kalanlarla ilgilenmesinin bir nedeni buysa, diğer bir nedeni de Attilâ İlhan ve onun "dünyayı ve vatanı yerine oturtma çabalarına" katkıları. Banu Avar, “Sınırlar Arasında”yı anlattı. SAYFA 10 ‘Küresel pençede sınırlar arası yaşamlar’ ? Gamze AKDEMİR ‘S ınır’ kelimesinin, Banu Avar’a ifade ettiği tam anlam nedir? ‘Sınırlar Arasında’ için göçe alegori diyebilir miyiz? Ve, gurbete, sılaya… Şu anda Balkanlar ve Kafkasya’da ve Orta Asya’da sınırlardan ziyade ‘sınırların aralarından, bahsedebiliriz. Kosova’dan Fergana’ya birbiri içine girmiş halklar sınırlar arası bir hayat yaşamaktalar. Ama dediğiniz doğru, program da kitap da aslında ne bir sınıra ne ötekine ait ‘sınırlar arasında kalmış’ insanlardan bahsediyor… Küresel politikaların bu insanları nasıl darmadağın ettiğini ve üzerlerine oynanan oyunları anlatıyor… Ailenizden, köklerinizden bahseder misiniz? ‘Sınırlar Arasında’nın yazılışında kişisel öykünüzün, köklerinizin rolünü anlatır mısınız? Ve Attilâ İlhan şiirinin etkisini? Uzakları konuşan bir aile içinde büyüdüm. Sık sık haritalara bakılırdı. ‘Anneannem Balkan harbinin göç dalgaları arasında Selanik’le İstanbul arasında bir yerde doğmuş. Dedem bir Manastır göçmeni.. Babamın babası Bahattin Bey Dağıstan doğum lu. Küçük bir çocukken İstanbul’a getirilmiş. Yıldız Sarayı’nda büyümüş, Çerkes göçmeni Nazmestan Hanım’la evlenmiş, iyi bir asker olarak ünlenmiş, ünlendikçe birilerinin gözüne batmış ve sonunda Halep’e sürgüne gönderilmiş. Böylece babamın doğum yeri Halep! O doğduğu yıl (1893) Halep bir Osmanlı vilayeti… Halam bir Trablusgarplıya varmış! O da Osmanlı’nın bir başka vilayeti. Tüm çocukluğum, mübadele hikâyeleri, Dağıstan dansları, Trakya türküleri, Suriye’den gelenlerin getirdiği ve salona yayılan pırıltılı kumaşların ve pestil ve şeker dolu kutuların büyülü fısıltılarıyla örüldü… ATTİLÂ İLHAN’IN KATKILARI Sonrasında şiirleriyle, romanlarıyla, kitaplarıyla sorular sorduran, isyanı ve mantığı, dünyayı ve vatanı yerli yerine oturtma çabalarına en büyük katkıyı yapan Attilâ ‘Ağabey’, Attilâ İlhan var. Şiirlerinden çok dünyaya bakışı ve geçmişi irdeleyişiyle bir yol gösterici oldu. Bu programda ve bu kitapta onun büyük desteği var. Zaten kitap onun editörlüğünde hazırlanan ‘Bir Millet Uyanıyor!’ dizisinden, Bilgi Yayınları’ndan çıkacaktı. Ama ölümünden sonra Bilgi Yayınları’nda muhatabım, kitabın çeşitli yerlerinden kesintiler yapmak, yeni bölümler ilave etmek isteyince Doğan Yayınları’ndan gelen teklif değerlendirildi. 20 ülke ve bölge… Tüm bu ülkelerin ortak özelliklerini anlatır mısınız? – Kitap 20 ülkeyi kapsasa da aslında program bu ay 50. bölümü tamamladı. Gelecek yıl bu yıl ziyaret ettiğim bölgeler yayımlanacak. 2004 Haziran’ından beri Balkanlar’dan Kafkasya’ya Karadeniz ülkelerine, Orta Asya’ya Kuzey Afrika’ya kadar 50 ülkeden gözlemler derledik. Tüm bu ülkelerin ortak özelliği yeni dünya düzeni içinde çektikleri. Hepsinde ekonomi yabancı güçlerin elinde, hepsinde özel televizyonlar aracılığıyla büyük bir kültürsüzleşme ve kimliksizleşme operasyonu sürdürülmekte. Hemen hepsinde evangelizmin etkileri görülmekte, hızla evangelist kiliseler yaygınlaşmakta. Hepsinde fakirleşen bir halk ve yeni düzenin efendileriyle işbirliği yapanlar var. Ya farklılıklar, hatta uçurumlar? Ana memleketim Batı Trakya, yani Yunanistan’da ‘Müslüman Yunanlı’ adıyla anılan, her türlü haklarına el konmuş Batı Trakya Türkleri en çok iç acıtanlardı. Hiçbir azınlık hakkına sahip değiller. Daha doğrusu Türkiye’de pek bilinmiyor ama AB üyesi Yunanistan, ülkesinde ‘azınlık’ların varlığını kabul etmiyor. Büyük işkence altında yaşayan halklardan biri de Filistin halkıydı. Orada da gördüğümüz insanlık dışı durumu 2 bölümde ekrana yansıttık. Gelecek yılda kitaplaştıracağız. Türkmenistan, Suriye ve TatarisKİTAP SAYI ? CUMHURİYET 857