Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
A. Ccmal'in bir dünya giizeli insan, en sevilen dost diye nitelendirdiği merhum Cem Scrdengeçti'ye ithai ettigi 'Bizi Yaşatanlar ve Oldürenler' kitahı hakkında tuttuğum notları da, hayat hakkında düşünmemiz gerektiğinden, sizlerle paylaşmak zorıınlıılıığıı hissediyorum. Yazar, ycni kitabının ilk yazısında (SanaJ Kentin Sanal Cjerçekliği,,.) tstanbul gençliğinin külrürel nanoraınasına elcştirel bakış ve bıına bağlı çöziim önerisinde bulunııyor. " Yapılan bazı ilginç araştırmalardan alınan güvenilir sonuçlara göre bundan yaklaşıkyirmiyinnibeşyılönceki tstanbul'un üniversite gcnçliğınin kitap okıuııa oranı, bugünkü nranın çok iistündedir. Aynı oran farkı, gençliğin lıer türlü sanatsal çabaya ve tartışmaya gösterdiği ilgi için de geçerlidir."(s.2O) "Yctmişli yüların gcnçliği, önemli filmleri, kitaplan vc sanat olaylarını kaçırmamayı, kaçırmamakla da kalınayıp Bunlar üzerindc tartışmayı, kişilik oluşumıınun olmazsa olmaz bir parçası sayan birgençliktir."(s.21) "... Böyle bir dıırıımda bııgünün Istanbul'unda yaşayan bir üniversite öğrcncisine düşen şey, her şeyden öncc kendisine çok eleştirel bir gözle bakmak, düşünce bağlamında içine irildiği sığ ortamda kalmak ile bıı ortanıın dışına kcndi iradesiyle çıkmak şıkları arasında bir seçım yapmak zorıındadır. (s. 22) A. Cemal, 'Okuyan Gençliğe Mektuplar' böliimünde değinse de 'Bilmek Istcyen Kaldı mir>> başlıklı yazısında güniimiiz gençliğinin 'okumama' kiiltürünii irdeliyor. "Bugün okumama, gençlcr arasında yaygın bir alışkanlık ve hastalık ki, kimi zaman kendi elimizle hazırladığınız, canları sıkılmadatı okusunlar diyc ifadelerini haliflettiğiniz belgeleri bile onlara okutmakta zorlıık çekiyorsunuz." (s. 61) "Hvet, bıı ortamın gençleri dediğim gibi, istisnalar bir yana bırakıldığında artık okıımuyorlaı. Çiinkü hcr şeyden önce bilgiye ve bilmeye yaklaşımları yanlış. Bıı yaıılışlıktan ötürü, bilgi edinmek amacıyla okıımak, arnk onların gündemlerinde ycr almıyor. Bilgiyi ukumakJa deöil, yalnızca vaşamakJa yalnızca aralarında konuşmakla yalnızca uygıılamalarla ve yalnızca bilgisayarla cdinenilecekJerine kesinlilde inanmışlar." (s. 61) Ahınet Cenıal, 'Scyirci Tiyatronıın Neresinde' başllklı yazısında Türk tiyatrosunun scndromıınıı açıklıkla vc düşündürel bir yaklaşınıla ele alıyor. "Çoğıı tiyarro tarihçilerinin doğru biçimde saptadıkları gibi, tiyatro aynı zamanda toplıımsal birkurunı niteliğini taşıyan bir sanatsal biçimdir. Tiyatronıın bıı nite liği, onıın seyircisiz düşünülmemcsindcıı kaynaklanır." (11 *>) "Ciünümiiz Türk liyairosunun sahnede kendi diyalektiğini olıışturma çabalarına bıı söylenenlerin ışığında eğilecek olursak, seyiroiyi gerçek kimliğiyle lanıma çabalarının iilkemiz tiyatro düşüncesinde ağırlıklı ycr tutnıadıg'ını üzülerek saptamak zotun da kalırız. Sıkça yinclencn: '1 lalk tiyatroya yetcrincc ilgi göstermiyoı!' yakınmasının akında yatan asıl gerçek de budıır." (s. 116) 'Okııına Eylemi Uzerinc' başlıklı yazı sında ise yazar, okıır olmanın tammlamasını şöyle yapar. "Okıır olmak, hiçbir nıerak ııgrıına okıımayı küciimsemeınek, zaman kaybı saynıaınak ucmektir. Okıır olniak, yazının ortaya çıkışından berı oluştıırıılmıış uçsu/. bucaksız bir mirasın nıiıasçıları arasında yer almaya hak kazaııan dcmcktir. ' (s. I i(y) Ahınet Cemal, bu kitabında Oğuz Atay, Alımet \ laııuli Tanpmar, Yakııp Kadı i, (Js carWildcveI Iomerosgibi yazarlar vebunların yapıtları üzerinc yazılar hazırlamış. 1^te bunlardan birindc Cemal, ()ğıız Atay'ı kısa ve öz ^öyle tanımlar: "Oğuz Atay, her şeydcn önce insanı biitiin satırlanyla düşünmeye iten bir yazar. "(s. 143)' Yazarın ııstalara değindiğini belirtmi^ken, Tanpınar iizeı ine yorıınılarını almakta yarar var. CUMHURİYET KİTAP SAYI 681 "Tanpınar'ın eserleri, başta Huzur olmak iizere, dilimizin en zengin mirasların dan biridir. Otc yandan bıı romanların, bugiin'lerini dün'den yola çıkarakyani dogru bir yönelimle! kavramavı amaçlayan yeni kuşaklara da iletebilecekleri çok zengin bir dıisünce dağarcığı vardır. "(s. 159) Bıı Kİlantan son olaıak not aJdı^ım 'Cîündemdekilerı Okunıak' başlıklı yazıda A. (iemal, son birkac yıldır epey tartışılan nıoda kiiaplar, 'cn çok satanlar'ı okunıak baglamıntla konııya çok güzel açıklık getiriyor. "Edebiyat bir gelcnektir. Bııgünün edebiyatı, dünden bııgüne ıızananlıir sürecin sonucııdur vc bu siireç, bir edebiyat yolculuöu boyıınca tiim anlatım biçimlcrini ya da üsluplaıı içerir. Türk roman edebiyatının bu bağlamdaki gelişme sürecine yabancı olan birinin, bııgünün bir yazarının anlattm özelliklerini tanı olarak kavrayabilme si ya da çözümlcyebilmesi, bir şeylerin artık nedcn öyle anlatıldığını anlayabilmcsi olanaksızdır."(s. 201) Kitabın üçiincü vc son böliimü olan 'Okuyan Gençlige Mekruplar', ilk olarak birkaç yıl öncesinde yazarın t^umhuriyet gazetesindeki 'Odak Noktası' isimli köşesinde yayımlanınış, ardından Kaf Yayınları tarahndan 'kitapçık' halinde hazırlanarakokurlara sunulmıış. Okurların yoğun ilgisinc marıız kalan bu mektupları Cemal, üçüncü kez derledikten sonra bu seter de kendi hazırladığı 'Bizi Yaşatanlar ve Öldürenler' kitabına eklemiş. AJtı tane mııhteşem mektuptan olıışan bıı bölüm bir tiir yazarın gençlige hazırladığı nasihat listcsi diye diişiinülebilinir. Hiçbir kelimesinin okunmadan geçilmemcsigerektiğini düşündüğümdcn, bu bölümden alıntı ve yorum yapmak istemiyorum. Nedenini ise kitabın tamamını vedolayısıyla bu son bölümü okudııktan sonra anlayacagınızı tahmin ediyorıım. Ateskes ,.,,„,„,,,, VI 1 Ş K I S ,,, Primo Levi'den anılar örgüsü bir roman Levinin 'Ateşkes'i bir anı/roman. Yazar bir tür metaformoz tekniği kullanarak tanıklıklarını metinlestiriTiis • * * ^k" %• M.M A. JL V 1 IJ V i A A * * A ^J TUFAN ERBARIŞTIRAN kiııci Dünya Savaşı yıllarında yaklaşık kırkmilyon insan olmüştii. Hitler'infaşizan tııtkuları nedeniyle Yahudiler, çingeneler ve bazı etnik/dinsel toplıımlar gaz odalarında kitlelcr halinde imha edilmişlerdi, Almanya'nın An ırkını temsil eden en büyük en yüce güç olduğıınu savunan Hitler ve yandaşlan diinyayı kana bulamaktan çckinmemişlerdi. Bugün hâlâ şovenist temellere dayanan bu savaşın 'dcrin ıızan tılarını' siyasetten sanata kadar çeşitli alanlarda görebiliyoruz. Savaşın en dramatik yerlerinden biri de, Auschwitz toplama kampıdır. Burada insanlar toplu naldc imha edilirken faşizm kendi gelecegini oluşturmaya çalışıyordu: insanlann kalaıaslan ccrvelle ölçüliiyor, disleri ve gözlerinin Ari ırkına uygun olup olnıadığı araşrırılıyoıdıı. Böyle bir kamptan kurtulan az sayıdaki Yalıudiden biri de Primo Levi'dir. 1987 yılında Torino'daki evinde kendisini asarak yaşamına son verir yazar. Tüm çabasına karşın savaşm etkisindcn kurtulamadığı söyfenir. Auschwitz'de çok güç koşullarda aüeta yaşam savaşı veren Yahudiler nihayet Rusların gelişiyle esaretten kuıtulurkr. Yazar yıllar sonra 'anılarını' kaleme alırken hep bıı gerçeklerin allını vurgular, toplama kampında yaşamaııın insanı 'deliye' çeviren etkisini anlatır. Atcşkes' adfı kitap böyle bir anı/roman işte. Yazar bir tiir metaformoz teknigi kullanarak göı düklerini/yaşadıklannı/ranık ol duklaı ııu nıetiııleştiımiş. Primo Levi, savaşın insan iizerindcki olıımsuz etkisini önem le inıleycrek anılarını yazarken hep şu gerçeği bellegindc tııtmıış: Oliinı ve savaş kaygısı insanı deli edebiliı. insanların dınscl ve etnik kökcnleıi nedeniyle topluca soykırıma ugratıluıası bircyde nasıl nir rııhsal çöküııtü yaratırr1 Sosyologların ve psikologların üzerınde ısrarla çalıştıkları bir konudur bıı. Hiçbir savaşın net birgalibiyoktur. Kaz;ınan da kaybeden kadar ağır yaralar almıştır. İnsanı üfdürıncnin, bu emri vermenin ve ııygıılamanın insan yaşamını olıımsuz etki IcmeyeccfSini kim söyleyebilir? I Iele bir de sürckli ölüm korkusu yaşayan birini düşünecek olursak.. Nitekim yazar da bu ruhsal çöküntüyü yaşamı boyunca yaşamıştır. Kitapta buııun önemli ipuçlarını buluruz. "Venideıı yaşama dönecek, biz yokken her terk edilmiş evin, her boş sığınağın çevresıni büriimüş otları biçecek, engelleıi yıkacak gücii nereılen bulacaktlk? s/248" I Sonuç ysrinB... Ahmet O m a l , eyliil ayında yapmış oldıığu bir gazete roportajında, gazetecinin sorduğu sorulardan birisinc şu yanıtı verir: Artık yonıldıım diye yazmışsınız. Nasd tarif cdilebilir bu yorgunluk? A. C: llâlîi çevirmck istediğim, yazmak istediğim bir sürü kitap var. Ama bu plan laruıızın içine artan ölçüde geçim sıkıntılarınız girerse bıı yorgunluk yaratıyor. Beni hiçbir zaman kendimi adadığım işlcr yormadı. Ne iiniversitede ders vermek, ne çeviri yapmak, nc kitap yazmak. Ama öbtirüylc ugraşmaktan yonıldıım. Bu da Tiirkiye'de milyonlarm paylaştığı bir kader..."(l) Evet, Ahmct (lemal, söyleşide artık yo ruldugunu açılclamaya çalışınış. Aııcak ben bıı konuda (.enıal'le aynı Jüşünccleri paylaşmıyoıum. Oktay Akbal'ın kıtaplarının tanıtımını yaparkcn Akbal için "... Bıı de ğerli ustamızın Türk edebiyatına daha nicı* öyiikler kazandıı ıp, gençlere vitirmckte oldıığumuz bu değeneri (dostluk, insanlık, sevgi...) hatırlatmasını dilcrim " demişti. Ay nı şey btı kez Ahmet Cemal için de geçerli. Cemal'e şu söylenıi hatırlatmak isterim: "Sanat, olüıne karşı yaşamın direnmesi, savuıııuasıdır. Bu bağlamda Ahmet Cemal'den tek bir isteğim(iz) olacak, hnyata dört elle sarılıp, sadece 'J'iiı k edebiyatına degil, yazımın girişimde de değindiğim Türk sanatına daha nicc eserler kazandırıp, tanıtmaya çalış, tıgım iki kitapra da oldıığu gibi tünı insanlığa bilgi aşılamaya devaın etmesıni istiyorum(ıız), • (1) 28 liyliil 2002 1 Iürriyct gazetcsı Ayşe Anııan'ın Ahmel Cemal ıle söyleşisinden. tnsana Dönmek//1/v//f/ Ccınall Can Yayınları/ 2002/ 174 v Bizi Yaşatanlar vc Öldiirenler/ Ahmet Cemal/ C.aıı Ydyınları/ 2002/ 271 s. Sanat Uzerine Denenıeler/ Ahrnci Ccnidl/ (.(iıı Yas'inları/ 27^ Dokunmak//1/'wı7 Ccı/ıal/ Can Yavtıı ları/124 s. ŞerefBey Artık Burada Yaşamıyor//!/'met Cemal/ Can Yayınları/ 21 > v. Oynaınak Varken/ Ahınet Cemal/ Cıiıı Yayınları/ 2İ1 v Yazarın vaşamı ozgürlüğe kavıışmasından sonra bile sancılar, bıınalınılar içindc geçer. Öliim kampınıla yaşadıkları, açlık ve işkence nıhıınun deıinlikferindc 'iz bırakmışrır. Lviııe döndiikten sonra bile çevresi, ailesi, güıılük yaşamı eskisi gibi tat' vermez ona. Her sabah uyandığında kıılağına kiilk borıısuıııın (Wstawar) o insanı bogan, öliimii anımsaran kaygı verici sesini işitiı sanki. Bıından kurtıılıış voktıır. "Korkunç bir diişü ise, ba/en çok sık bazen seyrek olarak, hâlâ görürüm. s/241)" Primo Levi ne yaparsa yapsın, savaşın yıkıcı etkisinden kurtulamamıştır Toplama kaınpındaki ilgiııç tipler. acı/tatlı olavlar hepsi birer düştiiı sanki. Bir parça bayat ekmek için yapılan kavgalar, bir yııdıım sıı için en yakın arkadaşını satnıalar... Hct şeyyaşamak içindiraslın da. Toplama kampındaki bazı tipler gerçek olduğıı için okıırlara çok yakın gelcccktir. Yunanlı ve diğeı leri gerek karakter olarak gerekse davranış olarak ilginç tiplerdir. lnsanın ölüm ve yaşanı arasındaki incecik biı çizgide gidip gelmcsi, özgürlüöü bir karış boyundaki kardelen çiçeklerinde görnıesi.. Hitler faşizminin insanı en temel degerlerindcn biri olan 'özgiirlüğünden' ahkoyması kolayca affedilecek bir suç degildir. Kitap boyunca Hider'in adı pek geçmez, faşizm de öyle, daha çok savaşın arka planı anlatılırokura. Yazarkendi anılanndan yola çıkarak toplama kampuıdan Italya'daki evine dönünceye kadar geçen süreyi paylaşır bizlerle. P. Levi, Rusların koruması altındaki trendeyolculıık ederken geçtiği bölge lerin ekononıik ve sosyal yapılarını gözlem ler. Buraiarda kalacağı birkaç gün boyunca alışveriş yapar, kişilerle konuşur, bölgeyi tanımaya çalışır. Savaşın acımasız soluğu her yeri yakıp yıkmıştır. Yüzyılın başlarındaki savaştan sonra güzelleşen, kendini bıılan Avrupa yeniden yıkıma uğramıstır. Balkanlar ve O n a Avrupa'da gördüğü ner ycr ates, acı ve gözyaşı üzerine kurulmuş birer siyan beyaz fotoğraf gibidir. Bireyin böyle dra marik fotoğral kareleri karşısında nıhsal çö küntü yaşaması kaçınılmdzdır. "...kesinlik le yaklaşmakta olan bir rehlikenin ürperti sini hissediyorum. s/249" Kitabın edebiyat kaygısı taşıdıgını pek söyleyemeyccegiz, ama bunun yerine nesnellik, iyi bir gözlem yctenegi, savaşın arka planuıı birinci agızdan dinleme gibi çok önemli dcğerleri nıı lıırıız. Yazar elindc gizli bir kamcra varmış gibi okurlarını mevzilerin ötesine taşıı, sa vaşın arka fonumla kalan askerlerin 'özcl dünyalarına' ışık rııtmaya çalışır. Rus askerlcrinin insancıldavranışlan, Yahudilerekarşı sıcak ve sevecen tutumları dolavsız bir bi çimde aktarılır satırlara. Savaşın hemen bi tinıinde tüm toplama kamplarındaki esiı le ri güvenli bölgclcre taşıvan Rus askerleri önemli bir görevi başarıyla tamanılaıııışlardır. Bıı arada yazarın onca korku vc heve can içinde yaşanan bazı olayları ironik biı dille anlattıgını da belirtelim. "Yemeğimizi ycrken, yumurtanın cijî mi haslanmış mı ol dugunun nasıl anlaşıluığını bilip bilınedigi ni sordıım (yıımıırtalar diiz bir yerde, ömegin, bir masa üstünde döndürülür, haşianmış olan ıızıııı süre döncr ama çiğ yıınnııta hemen dıınır) s/58" îşte bir başka örnek. "Bitlere piyade, pirelerc topçıı, sivrisinek lere havacı, tahtakıırulaıına paışütçü, hamamböceklerine istihkâmcı ueniıdi. s/74" Yazar kendi ruhsal sorunlarını da beraberinde taşıvarak bu kitabı yazmış. Bir anı/roman niteligi taşıyan kitap sıradan biı gezi anlatısı degil, polirik mesajları da içeıen metinlerden olıışnııış. Hitler'in anlaınsız ve kaygı verici görüşleri, tehlikeli istekleri sa vesinde milyonlarm öldiiğii bir savaşın arka planına küçük bir penccrc açıvor yazar Okurıın bu penccredcn bakmasıvla ölüm, kan, ceset yerine savaşın anlanısızlıgı iizeı i ne bolca göriintü bıılacagını imleriz. 'Ateşkes' adlı kitap kendi türünün nıeraklı okıırlarına lıilap eden, yazarın oldııkça Lİiizeyli bir biçinıde kaleme aldı;s,ı anılardau olıışmuş. • Ateşkes/ Primo Levi/ Can Yayınları/ Çe viren. Semın Sayıl/ Anılar/ 2W .v. (1')C1 Campıello Ödiilii) SAYFA 15