Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ahmet Cemal sanata, edcbiyata vc yaşama dair yazılarını üç kitapta topladı. Bir sanat adamının yaşam karşısındaki duruşunu ve tavrmı yansıtan bu yazıları okumamak bir eksiklik. ERDEM OZTOP Kitaplanyla Ahmet Cemal anal, ansiklopedik anlam olarak, bazı .düşüncelerin, amaçlaıın, dıuumlann ya da olaylann, beceri vc düş gücü kullanarak irade edilmesıne ya da başkalarına iletilmesine yönelik yaratıcı insan etkinliği biçiminde ifade edilir. Sanatçı ise, sözlük anlamı bakımından, sanat kollarından 'birinde' başarı gösteren kimsc şeklinde açıklanır. Yukarıdaki 'sanat' kelimesi bağlannnda Ahmet Cemal, gerek düşüncelerin, amaçların, gerekse de beceri ve düş U l l l k ' l l ıııı.ıl Vlııml > ı ın ıl güçlerini kullanmada ve orılan inv\v\ı ı /n<ı\ı^ sanlara aktarmada o kadar ustalaşIKISMI K IHMMI I I K mıştır ki, sanatçı kelimesinin sözlük anlamını ihlal ederek sanat kollarından birinde değil, aklımıza gelebilecek bütün sanatsal faaliyetlerde hem başarısını sergilcmiş, hem de Türk halkına bu Faaliyetlerdc öncii konumda yer almıştır. Istanbııl Üniversitesi'ndc hukuk okunıası ve aynı üniversitede asistany dcnemelerinde, yaşamda karşılaştığımız sol k yapmasına k i Istanbul Ü lık karsın, yine I b l Üniverrunlarınüzerineeğiliyorvemümkünoldusitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve ğıınca bu sorunlara çözüm teknikleri sunEdebiyatı Bölümü'nde çeviri derslerivemaya çalısıyor. ren Ahmet Cemal, ardından Anadolu ÜniŞimdi kitaptan tuttuğum notları biraz versitesi Iletişim Fakültesi Stnema ve Teleuzun olsa da sizlerle payla^mak istiyorum. vizyon Bölümü öğretim görevlisi olarak Notlarımın başında şunıı not düsüyomesleğini siirdürdii. rum: Ahmet Cemal'in 'Insana Dönmek' kiSanatın bütün dallarına uzanmış oldutabını okumaya 95. sayfadaki 'lçimden Tağuna dcğindiğim Ahmet Cemal, halen ayrih Yazmak Gcldi de...' başlıklı yazısıyla nı üniversitede, sanat tarihi, estetik; Devlet başlamanızı tavsiye ediyorum. Konservatuvan bölümünde dünya tiyatro Bahsettiğim bu yazının iceriğinin önetarihi ve çağdaş tiyatro; Güzel Sanatlar Faminden dolayı, hem alıntılarla yetinemeye kiiltesi'nde sanat kavramlan dersleri verceğimden, hem de yazının tamamını size meye devam etmektedir. aktaıamayacafiımdan, sadecc bu yazıyı Bu kadar konuya el atabilmeyi başarmış okumayı öne aLnanızı önermekle yetinmek olan Ahmet Cemal'e 1998 yıhnda Anadodurumundayım. lu Üniversitesi Senatosu, Türk kültürüne Ahmet Cemal, 'tnsana Dönmek' isimli yaptığı hizmetler nedeniyle 'Fahri Doktor' kitabınuı önsözünde isim olarak neden 'Inunvanını verdi. sana Dönmek'i seçtigini şöyle açıklıyor: Hukuk eğitimi aldıktan ve buna ek ola"Kitaba, içindekı yazılardan birinin başrak aynı dalda asistanlık yapmış birinden, lığını ad olarak seçtim. Doğrusu bana epey kendi tnesleği doğrultusunda yazılar ve kianlamlı da geldi, çiinkü yitirmelerle dolu taplar beklemek gerekirken Ahmet Cemal, günümüzde hızla yitirmekte olduğumuz hem hukuk bölümüyle uyuşmayan sanata belki dc cn temel değer, insanın kendisi ve geçip, geçtiği bu dalda azımsanmayacak bir kavram olarak cle aldığımızda, insan ürüıiler verdi. kavtamının çatısı altında toplanan ya da Bertolt Brecht, Stefan Zweig, Anna Sectoplanması gereken anlamlar. Kitaptakı yahers, Octavio Paz, M. Remarque, Friedzıların çoğu, insana dönüşün yollarını ararich Hölderlin, Georg Trakl, Franz Kafka, manın sancılarıvla dolu." Elias Canetti gibi yazarlardan çevirileri yaKitabın ilk denemesi olan 'Dostoyevsyımlayan Cemal, eser bakımından ise,' Yaki...' başlıklı yazıda A. Cemal, edebiyatçı şamdan Çevirdiklerim'. 'Odak Noktasında Hermann Hesse'nin Dostoyevski'yi okuYaşananlar', 'Aradığımız Tiyatro', 'Şeret ma ve anlama methoduna ilişkin şu sözleBey Artık Burada Yaşamıyor', 'Geçmiş Bir rine yer verivor: 1 )ua Kitabından'(şiir), 'Dokunmak'(öykü), " Ancak tükenmişsek artık, acı çekme ye'Oynaınak Varken'(deneme), 'Sanat Uzeritimizin sonuna değin acı çekmişsek ve ya ne Denemeler'(deneme) isimli kitaplarını şamın bütününü kor gibi yakan tek bir ya okurlara sundu. ra olarak duyumsuyorsak, eğer çarcsizlik Ahmet Cemal'in son çıkan 'İnsana Dönsoluyorsak ve uınııtsuzluğun öliimlerini ölmek' ve 'Bizi Yaşatanlar ve Öldürenler' müşsek işte o zaman ok.umalıyız Dostoisimli yapıtlannı tanıtmak istediğimdcn, yukarıdaki yazann kitapları arasına bu ikisini eklemedim. Hayata ve edebiyata dair bir vazar Geçirmiş olduğumuz yaz mevsiminde okıırla buluşan, yazann 'Insana Dönrnek' yapıtı son çıkan 'Bizi Yaşatanlar ve Öldürcnler'de de olduğu gibi ağırlığını A. Cemal'in Cumhuriyet gazctesindeki köşe yazıları ve dergilerde çıkan yazıların derlemesinden oluşan kitaplarıdır. Tanıtmak istediğim iki kitabı da okurken, neredeyse her sayfadaki sözcüklerin altını çizdim. Okumaları bitirdikten sonra altını çizdiğim konulardan size bahsetmek istiyorum; takat, sayfa sorunundan dolayı bunlan gcnele indirmek durumunda kaldım. Ahmet Cemal, 'Insana Dönmek' kitabında her ne kadar okumaya, yazıya; bu bağlamda edebiyata dair konulara değinse de, SAYFA 14 insana Dönmek' yevski'yi"(s. 11). 'Bir Uygarlık Ölçütü Olarak Öğrenci Yurtları' başlıklı yazısında ise yazar, Türkiyemizdeki devlet yurtlarına ilişkin gerçekten kötü olan tabloyu gözler önüne seriyor. tlk olarak A. Cemal'in yurt kavramına deginmekte yarar var. "Üniversite yurtları, gençliklerinin en değerli ve vcrimli yıllannı yaşamakta olan insanlann akşamlan başka gidecek yerleri olmadığı duygusuyla değil, fakat evlerine gittikleri duygusuyla döndükleri mekânlar olmak zorundadır." (s. 18) Ve ardından Türkiye'deki durum. "(...) Buna göre, megakentimiz ve ülkemizdeki üniversite sayısı en razla kentimiz olan Istanbul'da, bir odada tam on dört, evet, yanlış okıımadınız, tam on dört öğrencinin kalmak zorunda olduğu yurtlar var. Böyle barınma koşullarında öğrencilerin ifadesiyle yıkanmak gibi son derece uygarca bir gereksinimin karşılanması bile sorun. Ders çalışabilme olanağı ise neredeyse sıfır."(s. 17) 'Bir dünya güzeli insan ve en sevilen dost Cem Serdengeçti'nın aziz anısına...' sözüyle 'Bizi Yaşatanlar ve Öldürenler' isimli kitabını ithafettiği Cem Serdengeçti için Ahmet Cemal, 'Insana Dönmek' kitabında onun ve özellikle 'dostluk' hakkında şunları dile getirir: "Cem'in sevenleri elbette çoktu. Sonradan onu anlatabilecek olanlar da. Ama ben, onun dostuydum. Birbirimizden ayrı kaldığımız zamanlar bilc bir şeyleri, çok şeyleri paylaşmakta oldıığumuzu bize anımsatan, yaşatan bir dostluğumuz vardı. (...) Scvgi insanıydı ve her gerçek sevgi insanı gibi, bütün geleneksel kalıplardan ve alışkanlıklardan uzak, ancak kendine göre severdi. Karşısındakılerc ise bu sevgiyi ya tünıüyle almak ya da tümüyle almamak düşerdi. (...) Şimdi, sen de bende kaldın. Bana çevirdiğin şarkı sözleriyle, muzip güluşlerinle, öfkelerinle, paha biçilmez iç dünyanla, çoğu kez aynı tuvalin önünde birlikte çalışan iki ressam gibi, tüm paylaştıklarımızla, kalan zamanlanmda ııöbetini tutmak zonında olduğumbirhazinegibisin!"(s. 35, 36,37) 'Kültürel Kimlik ve Gerçeklik Temeli...' başlıklı yazısında ise A. Cemal'in kullandığı bu başlık bağlamında değindiği bir olgu: "Batı'da bugünkü anlamdaki kültür tarihi araştırmaları da Aydınlanma Ç.ağı ile birlikte başlar. Bu araştırmaların sonucunda Batı'nın uygar ortamları, giderek artan ölÇİide başka kültürleri sırf 'başka' oldukları için aşağı görmekten vazgeçecek ve kendi kültürüne eleştirel bir ttıtumla bakabilecektir. 'Batı'nın uygar ortamlar' söylemini özel liklckullandım. Çünküavnı Batı'nın günümüzde hâlâ uygar olmamış, bundan ötürü de tarihçilerin çözümlemesi gereken sorunları bir tür Haçlı Scleri zihniyetiyle siyasi platformlarda sonuca bağlamaya kalkışan, gerici ortamları da vardır."(s. 57, 58) Yazann değindiği ortalanıa i'ıç saytalık bu yazısında sadece yukarıdaki biıkaç cümle den oluşan paragraha değindiklerine, başımızdaki büyüklerin başlarını iki ellerinin arasına alarak epeyce Lfüşünmelerinde yarar olacaktır kanısındayım. Ahmet Cemal, 'Bcn, 'Itibarlı' mıyım?' başlıklı yazısının başında şöyle der: "... Zira yeni söylemle 'saygınhk' da denilen 'itibar', ancak toplum içerisinde vc toplumla birlikte yaşadığımız siirece anlam kazanan sözcük."(64) Ve ardından, yazarın geçirdiği maddi sıkıntı döncmini arılattığı cümlelerin ardından dile getirdiği 'itibar' kelimesine ilişkin sonuç cümlclcri: "Evet, artık itibarın çok değerli saydığım çevirilerdc vc yazılarda değil, ama genel bir yaşama biçiminde, kredi lcartı diye adlandırılan kartlarda vebenzeri dışlaşma biçimlerinde' yoğunlaştığtnı biliyorıım. Dolayısıyla kendime artık 'itibarh' değil, 'itibarsız' bir kişi göziiylebakıyorum.(...) Camus'un bir sözünü eskiden çok severdim: 'insan, yaşamı boyunca kendine özgü bir ahlakı üretir.' Ben, bu söze kendiliğimden şunu ekledim: "Ama o ahlak, zamanı geldiğinde bir yaşamı da tüketebilir."(s. 64, 66) 'Güçlü Eğitim, Acılı Gençlik...' başlıklı yazısını A. Cemal, Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1. sınıf öğrencisi Bilge Bingöl'ün yazısına ilaven oluşturmuş. Bingöl'ün yazısını A. Cemal'in ardından üçüncü kez ben de burada kullanmak istiyonım. "Çok küçük yaşta giriyoruz zorlu yola, Belki gücümüz yetmiyor, ama başlamamız gerekiyor. Çiinkü çalışmazsak vc ezberlememiz için verilcn, boyıımuzu, aklımızı aşan paket bilgileri bir çırpıda yutmazsak, var olan sistemin dışına itilme tehlikesiyle karşı karşıya kalacağımızı öğretiyorlarbize. Ilkokul sıralarında seçenek işaretletiyorlar ve bu durum üniversite yaşamımızın sonuna dek sürüyor... Biz, 7 yaşımızdan beri yarıştınlıyoruz ve en önemlisi, bu süreç içinde kendimizi tanıyamıyoruz. Içinde btılıınduğumuz eğitim sistemi bizleri ne yazık ki kendimizc yabancılaşırmakla kalmayıp, lek tip olmamızı da engelleyemiyor. ÜstelİK düşünnıekten, yaratmaktan ve iiretmekten de uzaklaştırıyor. Kısacası bizleri yaşama hazır lamak yerine, içimizdcki yaşama sevinci de elimizden avucumuzdan bir çırpıda alıyor." (s. 86) Yazmakta olduğum kitap tanıtım yazısında bu kadar uzun bir paragrafı almayı düşünmüyordum. Ancak, Bilge Bingöl ilc aynı dönem bireyi olduğumdan, yazmış olduğu yazı benim de yakındığım lıir konuydu. Bastırmaya çalıştığım(ız) DU güncel yaraya tuz basıp tekrar gün yüzüne ç^ıkarttığından ve bunu bir kerede Ahmet (.emal tarafından okuma tırsatı yarattığından Bilge Kinöl'e minnettarım. Dileğim, bu yaranın en ısa zamanda tedavi cdiJip, kapatılmasıdır. Ahmet Cemal'in, 2002nin yaz ayında çıkardığı 'Insana Dönmek' kitabına ek sayılabilecek 'Bizi Yaşatanlar vc Öldürenler' isimli yeni kitabı geçirdiğimiz 2002 yılının son aylarmda okurla buluştıı. Bu yeni kitap da ilki gibi yazarın gazete ve dergilerde çıkmış olan yazılarını narmanlaması şeklinde oluşması yanında, kitabı yazar bu sefer üç bölüm halinde hazırlanmış; 'Yaşamdan Notlar', 'Okuma Notları' ve 'Okuyan Gençliğe Mektuplar'. ' CUMHURİYET KİTAP SAYI 681 f BU Yaşatanlar ve Ötdürenler'