Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
O K U R L A R A Asuman KafaoğluBüke Enis Batur'un inanılmaz bir üretme gücü var. Yazdıklannı okumaya yetisemiyorsunuz. Yine insanı şasırtıcı metinlerle çıktı geldi okur önüne.. 'PARÎSecekent', 'Mazruf, 'Kravat', 'Patates've 'Sahici Trenler için Oyuncak Kitap' son günlerde yayımlanan Enis Batur kitapları. Enis Batur'la bir söyleşi ve kitaplanna ilişkin yazılar yer alıyor say/alanrnızda. Bu yazılan ve söyleşiyi okuyacaksınız biîiyoruz ama Enis Batur'un kitaplarını da mutlaka edinin ve okuyun. Cumhuriyet Kitap bu sayımızdan baslayarak 32 say/a olarak yayımlanmaya başlayacak. Son yılfarda yayınevi ve kitap sayısının artması 24 sayfalık bir dergiyi neredeyse yetersiz hale getirmişti. Yılda sekiz bin (bu sayı Derleme Müdürlüğü 'nün açıkladıgı bir sayı) aolaymda kitap yayımına karsın dergilerin yıl içinde tamttığı kitap sayısı iki bin civannaa. Bizi dergımizin say/a sayısını arttırmaya yönelten temel etkenin dahafazla kitabı okura duyurabilme isteği olauğunu söyleyelim. Edebiyatıtnızın devlerinaen Şükran Kurdakul anıları, Kürsat Basar ise uzun bir aradan sonra yeni kitabıyla çıkıp geldi. Nena Çalidis, Başar'la kitabını konuştu, Öner Yağcı, Kurdakul'un anılarını değerlendirdi. Bolkitaplı günler... Yazın sanatı Alımlama S enede en az bir kez edebiyat kuramları üzerine bir yazı olsun istiyorum bu köşede. Yazın eserlerini nasıl okuduğumuz ve nasıl okumamız gercktiği konusunda çok yararlı kitaplar yayımlanıyor, 2003'ün son yazısında bu konulara bir kez daha değineyim dedim. Zehra îpşiroğlu'nun "Alımlama: Yazın" adlı kitabı neın düzeiıli kitap okuyan hem de sanatedebiyat tarihiyle ilgilenenler için çok yararlı bilgilerle dolu. Edebiyat tarininden seçtiği örnckler hep Turk okurunun yakından tanıdığı eserler, bu sayede yazarın kuramsal olarak anlartığını anlamak kolaylaşıyor. "Alımlama" terimini, sanırım, ilk kez kullanan Zehra lpşiroğlu'nun babası Mazhar Şevket îpşiroğlu (190S1985) olmuştıı (yazar da kitabı babasının anısına ithat etmiş). Doğ rudan sanat eserinden yola çıkarak anlama ve yorumlamayı bir araştırma yöntemi olarak ele alarak, eser yaşayan organik bir varlıkmış gibi bir gelişim içinde incelenmesini öneriyor bu terim. SANAT YAPITI Bu kitabı okurken ilk akhmıza takılan so ru, bir eseri yaşayan organik varlık olarak nasıl göriirüz olııyor. Sanat yapıtını bitmiş ve kusursuz olarak tam bir yapıt olarak ele aldığımızda, organik ve sürekli gelişmeye açık yapısını kapatıyoruz buna göre. ü halde hcr sanat eseri, her öykü, her şiir, sürekli ge lişen bir yapıya mı sahip? Eserin organik yapısı, bir başka varlığın içinde yaşamaya devam ettiğini düşündürüyor bize. lilbette bu başka varlık da sanatı alımlayan bizleriz. Bir şiiri okııduktan sonra içimizde o şiirin büyümeye devam ettiğini çok kereler yaşa mışızdır, sanat yapıtının organik yapısı da bıınunTa biraz ilgili. İçimizde büyüyen ya da daha doğrusu bizim alımlamamızla yeni anlamlar kazanan bir dokuya sahip sanat eseri. san? Yanlış anlamak diye bir şey söz konusu olamaz mı.' Bir romanı incelemeye başladığınızda, ilk olarak belki yapısal özellilderi dikkat çekiyor. Nasıl bir çatı altında bütünlük kazanmış eser? Bölümler, paragraflar ne şekildebir araya getirilmişr' Dikkat çeken bir geometrik ya da matematiksel yapısı var mı? Benim ilk dikkat ettiğim özellikler bıınlar oluyor, yazarın (zihninin) mantıgmı, eserin yapısı gösteriyor bana. Yapısal özellikleri sanki bir harita ve eser içindeki yolculuğu yönlendiriyor. Bııraya kadarki incelemede dogru ve yanlış f azla devreye girmiyor, yapı, genellikle görsel bir form olarak beliriyor. Doğruyaniiş yerine dikkatli ya da dikkatsiz bakış soz konusu. DOĞRU İZ SÜRMEK Bundan sonraki aşamada artık harita yeterli olmuyor, burada bir anlamda haritadaki yerlere bizzat gitmek gerekiyor, çünkü devreye anlam giriyor. Işte burada doğru iz sürmek anlam kazanıyor. Umberto Eco'dan yaptığı bir alıntıda (s. 13) "unutma ki yazar yapıtında sana yapıtını yorumlayabilmen için belli ipuçları vermektedir... o bilinçle yapıtındaki her noktayı, birbiriyle kesişen her göndermeyi hesapıamıştır ve metnin bu doğrultuda alımlanmasını istemektedir" sözle rine yer vermiş Ipşiroğlu, sanat yapıtı karşısında hem öznel çünkü kendi birikimimizden yola çıkıyoruz hem de nesnel cünkü doğrudan yapıttan söz cdiyoruz yaklaşımı savunuyor. Zehra îpşiroğlu konuya bir sanat yapıtının gerçekliği ve kurmaca olması konusuvla giriyor. Bir sanat yapıtını gerçek sanmak, bir yağlı boya tablodaki elmayı yemek istemek kadar saçma. Sanat yapıtı zaten kurmaca. Bunu hiçbir zaman göz ardı etmemek gerek. Îpşiroğlu çok güzel ömeklerle bu önemli ko nuyu anlamamızı sağlıyor. îpşiroğlu, Yalın anlamlı, Yabancılaştıran ve Ortük anlamlı metinler olarak uçe ayırı yor yazınsal metinleri. Birincisinde yer alan eserler, gerçeğe yakın dünyayı canlandıran, okuru kolaylıkla olayların içine alan yapıtlar. Burada "Ölü Ozanlar Derneği" filmini ör nek olarak ele almış. Bu tilmde "tutucu ve otoriter bir eğitim sistemine karşı çıkan bir öğretmenin kişiliğinde alımlayanın kolayca özdeşlesebileceği nirkahraman yaratılır." Bu tür eserler izleyici hiç zorlamadan, ama duygulandırarak ve isyan duygulannı köriikleyerek etki yaratırlar. Kimin tarafını tutması gerektiği öylesine net bir şekilde söylenir ki izleyiciye, kendi değer yargılarını yoklaması bile gerekmez. lyi ile kötünün keskin çizgilerle ayrıldığı tüm eserler bu kategoriye girebilir. Kötü kalpli fabrikatör baba ve karşısında iyi kalpli yoksul kız, kimin tarahnı tutmamız gerektiğini fazlasıyla gözümiize sokar. lkinci tür olarak Yabancılaştıran metinleri ele almış. Bunlar birinci rürün karşıtı olarak, yaşadığımız ve alışık olduğumıız gerçeklerin soyutlanarak yeni form verildiği metin lerdir. Okuyucu karşısında yadırgadığı bir dünya bulunca doğal olarak uyarııır. Bertolt Brecht'in "Yeniden Karşılaşma" öyküsünü bu türe örnek olarak sunuyor Îpşiroğlu. Bir başka örnek olarak Aziz Nesin'in "Nötron Bomhası" adlı denemesini de sunmuş. Ne sin bu denemesinde alaycı bir dille Nötron bombasının uygarlığı kurtarıcı bir silah oldu ğunu yazar. Uygarlık ne hale gelmiştir ki bir nötron bombası ancak temizleyebilir, nöt ron bombasının yarattığı tüm olumsuz düşünceler, bir bombanın uygarlık karşıtı olarak görmemiz, bir yanda Ja uygarlığı yeniden sorgulamamız gerekir bu metni okur ken. ÖRTUK ANLAM Ortük anlamlı metinlere örnek olarak Franz Kafka'nın "Kanun ününde" öyküsü nü kullanmış Îpşiroğlu, aslında Kafka'nın bir ok roman ve öyküsü bu anlamda yer alabi ir örtük anlam örneğinde. Örtiik anlamlı metinlerde okuyucu tarafından doldurulma yı bekleyen boş alanlar vardır, bunlar çoğulcu okuma ve çok anlamlılık getirir metne. Bu tür metinleri okurken alımlayan da daha bağımsız ve etkin Zehra Ipşiroğlu'na göre, çünkü gerçekler öznel açıdan ele alınıyordur, okur kendi bilgileriyle ve geçmişiyle bütünleştirdiğinde anlam kazanacaktır. Son olarak kitapta alımlamada zaman ve kültür boyutlarına deöinmiş yazar. CJörüldüğü gibi, nesnel bir okumadan baslayarak sonunda okurun birikimi ve yaşantısında gelişen bir formda kitabı bitirmiş. Yazının başında sözünü ettiğimiz haritalar, sınıflandırmalar hep bu sona hazırlayan şeyler aslın da. Eseri değerlendinnek için araç olarak kullanılan şeylerden bu nokrada vazgeçmek gerekiyor, bunun yerine eseri kendi içimize alarak özgürce uyandırdığı duygulardan söz edeceğimiz nokta. "Alımlama: Yazın" kitabının "Alımlama ve Yorumlama Boyutları" adlı ikinci bölümünde Ipşiroğlu seçtiği bazı metinleri incelemeye almış. Burada teorik olarak anlattığını pratiğe dökmüş. Akademik bir kaygı ile yazılmamış olması ve herkesin anlayacağı örnekler vermiş olması geniş bir çevre tarafından okunabilir kılmış bu kitabı. Çok az sayıda eleştiri kuramları üzerine kitap yazıldığı ve basıldığı için önemli bir boşluğu dolduruyor. • www.yazinsanati.com l I Alımlamayı, sadece her birimiz sanat yapı tını farklı anlıyoruz, o halde bir romanı her okuyanın farklı bir şey anlaması doğaldır ^ek linde sadece öznel bir Imtiyaz sahibi: çağ Pazatiama yaklaşımla anlamak Cazete Dergi Kitap Basım ve Yadeğil bıırada sözü ediyın AS'yi temsilen Cumhuriyet len çünkii bu durumVakfı adına llhan Selçuk Cenel da yazarın amacını sıYayın Yönetmeni: Ibrahfm Yıllırlamıs olabiliriz. Bu dız ,, Yayın Yönetmeni : Turhan Cünay Sorumlu Mudür Mehnokta da edebiyat çevmet Sucu Cörsel Yönetmen: relerinde sık tartışılan Diiek Akıskalı o Baski: Merkez cabir başka konuyu giinzete Dergi Basım Yayıncılık San. deme getirivor, doöru ve Tic. A.ş. Barbaros Bul. NO:125 BESİKTAS •., Idare Merkezi: Türko ve yanlış anlamak dıye cağı Cad. No: 3941 Cağaloğlu, 34 bir şcyden söz edilebi334 Istanbul. Tel:(212)512 05 lir mi yazında? TURHAN GÜNAY KtTAP 05 Merkez Reklam Cenel Müdür Yardımcısi: Tulay Mutlu Dölen Reklam Crup Koordinatörü: Funda Turan o Muşten Temsilcisl: Işıltan Kökdemlr C U M H U R İ Y E T KİTAP Bu bana da sık sorulan bir sorıı Romanı doğru anladıgından nasıl emin olabilir inSAYI 723 • Alımlama" terimlni, ilk kez kullanan zehra Ipşlroğlu nun babası Mazhar Sevket Ipsirogiu (19081985) oimustu Alımlama Boyutları ve Çeşitlemeleri/ Yazın / Zehra lpşiroglu / Papirüs Yayıncılık / 100 \ayfa. SAYFA 3