09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2 8 E Y L 0 L 0 0 • Öfkeli Alman tiyatro yazarianndan çarpıcıoyunlar 3. sayfada • Kaya özsezgin, "Cool" bir tavnn anatomisini değerlendiriyor 8. sayfada ü Celine'nin "Gecenin Sonuna Yolculuk"u üzerine Henri Godard ve Ferit Edgü'den iki yazı 14 sayfada • Şiir Atlası'nda bu hafta Lubomir levçev'in şiirieri var. 19. sayfada MIT/UP Cumhuriyet I 2 E K 1 Her oyunu ile ödül almış bin tiyatP" Cuma Boynukara Güneydoğulu oyun yazarı Cuma Boynukara, Diyarbalur doğumlu. % Tiyatroya ilk adımını 1979 yılında Diyarbakır Halk Eğitim Merkezi'nde attı. Seksenli yıllarda birçok oyunu yöneterek sürdürdü tiyatro çalışmalarını. ilk ödülünü 1991 yılında Muhtaro adlı yapıtıyla Salihli Belediyesi tarafından verilen oyun yazma varışmasında övgüye değer bulunarak aldı. ÇOK Geç Olmadan adlı oyunuyla 1993'te Kültür Bakanlığı Ödülü'nü kazandı. Son ödülü Altın Koza yarışmasında ikincilik oldu. Hemen hemen ner oyunu ödüllendirilmiş bir tiyatro yazarı Cuma Boynukara. Ancak onun bu kadar çok ödül kazanması, devletin bir kurumu tarafından ödüllendirilmesi, oyunlarının bir başka devlet kurumu ya da kurumlarınca yasaklanmasını engellememiş. Yazarın yapıtlarında da bu trajikomik durumlar işlenir yer yer. Boynukara'nın oyunları, yörenin söylencelerini, aşk hikâyelerini işlerken bile bugünün temel insansal sorunlarına eğilir. Yazarın yapıtları bir bütün olarak bakıldığında Güneydoğu'nun, dolayısiyla Türkiye'nin son yirmi yılının sosyal, tarihsel bir belgeseli olarak da değerlendirilebilir. Cuma Boynukara'yla tiyatroyu, oyunları, ödülleri, yasaklan konuştuk... ENVER TOPALOĞLU örtkitap, on oyun;yönetmenlik.. övgüler, ödiiller.. Nasıl basladtn tiyatroya? Doğrusu, tiyatroyla nasu tanışüm? 1977 yılhnda, Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde daha ortaokul ikideyken, Ankara'dan "Alman Ekmeği" adlı oyunu oynayan bir topluluk gelmişti. Salon ışıklan alınıp spotların kapalı perdeye yansımasını görduğüm zaman tarif edilemez Bir duygu yaşadım: "Niçin Den orda değilim?" Daha sonra 1979 yılında Diyarbakır Halk Eğitim Merkezi'nde tiyatro çalışmalarına katıldım. Daha o yıllarda bir şeyler karalamaya başlamıştım. Edebiyat öğretmenim bana, Veysel Öngören'in Diyarbakır'da KapakJotografı îsmaıl laşhı^en D olduğunu ve yazdıklarımı ona göstermemin iyi olacağını söyledi. Veysel Öngören (Veysel Baba), Diyarbakır Turistik Otel'de kahyordu. Karmaşık duygularla, tedirgin bir halde otelden içeri girip Veysel Öngören'le görüşmek istediğimi söyledim. Veysel Baba, yanına gittiğimde "Seni bekliyordum." dedi. Çok şaşırmıştım. Veysel Baba'nın yazdıklarımı okuması, arkasından onun yol göstericiliği benim için bir dönüm noktası oldu. O zaman gazete haberlerinden yola çıkarak yazdığım bir oyun vardı, "Ocak"... Oyunda, i§ kazası geçiren bir işçinin otopsisini anlatmıştım. Baba, oyunumu okuüiiktan sonra, beni iki aydan fazla bir süre devlet hastanesinde otopsi izlemeye göndermişti. Orda pek fazla bir şey öğrenmedkn. Çünkü izlediklerimin çoğunu yazabiİmiştim. Yine bir gün Baba'yla yürürken, bisiklet süren bir çocuğa araba çarptığını gördük. Çocuk ölmüştü. Baba, "Peki bu çocuğa nasıl otopsi yapılır" diye sorduğunda, başladım anlatmaya. Baba beni dikkatle dinledı. O zaman anladım ki, Veysel Baba'nın beni morga göndermesinin sebebi eğitime başlangıçtı... Tiyatroyla tanışmamın ve giderek tiyatroya Daşlamamın lusa serüveni bu... Senin başladığın dönemden bugüne tiyatronun toplumumuzdaki yerini, durumunu nastl değerlendiriyorsunPDeğişen, değişmeyen, gelişen, gerileyen şeyler var mı? Benim başladığtm günden şimdiye değin, tiyatro açısından en acı olanı seyircinin gitgide azalması. Bu azalma, yapılan işlerde ister istemez başka yönelişleri de beraberinde getirdi. Bilindiği gibi tiyatro, önerendi, geliştirendi. Bu önermesini gerçeklestirirken kendini ae seyirli kılmayı göz ardı edemezdi. Ancak '80 sonrası ülkenin genelinde yaşanan kültürel yozlaşma, tiyatronun gidişatını ciddi bir kesintiye uğrattı. Teıevizyona karşı tiyatro kendini korumakta zorlandı/zorlanıyor. Tüketime yönelik ve gündelik değişimlerle yaşayan yeni bir kuşak yetiştirildi. Kalite, yerini karşıtına bıraktı. Tiyatro adına, umutla söylenecek söz çok az. En gerileyen alan ise oyun yazarlarının yetişmivor olması. Özel tiyatroların ardı ardına perdelerine kilit vurulması; tiyatro sanatını icra eden oyuncularm büyük bölümünün başka işlere yönelmek zorunda kalması; en belası da, yaptığı işin kalitesinin ne olduğu belli olmayan Devamı 4. sayfada. CUMHURİYET KİTAP&4V/ 658
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle