Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 8 E Y L 0 L 0 0 • Öfkeli Alman tiyatro yazarianndan çarpıcıoyunlar 3. sayfada • Kaya özsezgin, "Cool" bir tavnn anatomisini değerlendiriyor 8. sayfada ü Celine'nin "Gecenin Sonuna Yolculuk"u üzerine Henri Godard ve Ferit Edgü'den iki yazı 14 sayfada • Şiir Atlası'nda bu hafta Lubomir levçev'in şiirieri var. 19. sayfada MIT/UP Cumhuriyet I 2 E K 1 Her oyunu ile ödül almış bin tiyatP" Cuma Boynukara Güneydoğulu oyun yazarı Cuma Boynukara, Diyarbalur doğumlu. % Tiyatroya ilk adımını 1979 yılında Diyarbakır Halk Eğitim Merkezi'nde attı. Seksenli yıllarda birçok oyunu yöneterek sürdürdü tiyatro çalışmalarını. ilk ödülünü 1991 yılında Muhtaro adlı yapıtıyla Salihli Belediyesi tarafından verilen oyun yazma varışmasında övgüye değer bulunarak aldı. ÇOK Geç Olmadan adlı oyunuyla 1993'te Kültür Bakanlığı Ödülü'nü kazandı. Son ödülü Altın Koza yarışmasında ikincilik oldu. Hemen hemen ner oyunu ödüllendirilmiş bir tiyatro yazarı Cuma Boynukara. Ancak onun bu kadar çok ödül kazanması, devletin bir kurumu tarafından ödüllendirilmesi, oyunlarının bir başka devlet kurumu ya da kurumlarınca yasaklanmasını engellememiş. Yazarın yapıtlarında da bu trajikomik durumlar işlenir yer yer. Boynukara'nın oyunları, yörenin söylencelerini, aşk hikâyelerini işlerken bile bugünün temel insansal sorunlarına eğilir. Yazarın yapıtları bir bütün olarak bakıldığında Güneydoğu'nun, dolayısiyla Türkiye'nin son yirmi yılının sosyal, tarihsel bir belgeseli olarak da değerlendirilebilir. Cuma Boynukara'yla tiyatroyu, oyunları, ödülleri, yasaklan konuştuk... ENVER TOPALOĞLU örtkitap, on oyun;yönetmenlik.. övgüler, ödiiller.. Nasıl basladtn tiyatroya? Doğrusu, tiyatroyla nasu tanışüm? 1977 yılhnda, Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde daha ortaokul ikideyken, Ankara'dan "Alman Ekmeği" adlı oyunu oynayan bir topluluk gelmişti. Salon ışıklan alınıp spotların kapalı perdeye yansımasını görduğüm zaman tarif edilemez Bir duygu yaşadım: "Niçin Den orda değilim?" Daha sonra 1979 yılında Diyarbakır Halk Eğitim Merkezi'nde tiyatro çalışmalarına katıldım. Daha o yıllarda bir şeyler karalamaya başlamıştım. Edebiyat öğretmenim bana, Veysel Öngören'in Diyarbakır'da KapakJotografı îsmaıl laşhı^en D olduğunu ve yazdıklarımı ona göstermemin iyi olacağını söyledi. Veysel Öngören (Veysel Baba), Diyarbakır Turistik Otel'de kahyordu. Karmaşık duygularla, tedirgin bir halde otelden içeri girip Veysel Öngören'le görüşmek istediğimi söyledim. Veysel Baba, yanına gittiğimde "Seni bekliyordum." dedi. Çok şaşırmıştım. Veysel Baba'nın yazdıklarımı okuması, arkasından onun yol göstericiliği benim için bir dönüm noktası oldu. O zaman gazete haberlerinden yola çıkarak yazdığım bir oyun vardı, "Ocak"... Oyunda, i§ kazası geçiren bir işçinin otopsisini anlatmıştım. Baba, oyunumu okuüiiktan sonra, beni iki aydan fazla bir süre devlet hastanesinde otopsi izlemeye göndermişti. Orda pek fazla bir şey öğrenmedkn. Çünkü izlediklerimin çoğunu yazabiİmiştim. Yine bir gün Baba'yla yürürken, bisiklet süren bir çocuğa araba çarptığını gördük. Çocuk ölmüştü. Baba, "Peki bu çocuğa nasıl otopsi yapılır" diye sorduğunda, başladım anlatmaya. Baba beni dikkatle dinledı. O zaman anladım ki, Veysel Baba'nın beni morga göndermesinin sebebi eğitime başlangıçtı... Tiyatroyla tanışmamın ve giderek tiyatroya Daşlamamın lusa serüveni bu... Senin başladığın dönemden bugüne tiyatronun toplumumuzdaki yerini, durumunu nastl değerlendiriyorsunPDeğişen, değişmeyen, gelişen, gerileyen şeyler var mı? Benim başladığtm günden şimdiye değin, tiyatro açısından en acı olanı seyircinin gitgide azalması. Bu azalma, yapılan işlerde ister istemez başka yönelişleri de beraberinde getirdi. Bilindiği gibi tiyatro, önerendi, geliştirendi. Bu önermesini gerçeklestirirken kendini ae seyirli kılmayı göz ardı edemezdi. Ancak '80 sonrası ülkenin genelinde yaşanan kültürel yozlaşma, tiyatronun gidişatını ciddi bir kesintiye uğrattı. Teıevizyona karşı tiyatro kendini korumakta zorlandı/zorlanıyor. Tüketime yönelik ve gündelik değişimlerle yaşayan yeni bir kuşak yetiştirildi. Kalite, yerini karşıtına bıraktı. Tiyatro adına, umutla söylenecek söz çok az. En gerileyen alan ise oyun yazarlarının yetişmivor olması. Özel tiyatroların ardı ardına perdelerine kilit vurulması; tiyatro sanatını icra eden oyuncularm büyük bölümünün başka işlere yönelmek zorunda kalması; en belası da, yaptığı işin kalitesinin ne olduğu belli olmayan Devamı 4. sayfada. CUMHURİYET KİTAP&4V/ 658