15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

"Bir Göz Yapıdan Külliyeye'V Omıanlı Külliyelerinde Kamusal Mekân Mantığı/Alpaslan Ataman, Mimarlar /Tasarım Yaytnları Serbest mimar olarak çalışmalarını sürdüren Alpaslan Ataman, uzun yıllara yayılan çabasını "Bir Göz Yapıdan Külliyeye" adı altında toplamış bulunuyor. Meslek yaşamı boyunca ön plana çıkmaktan özellilde kaçınmış olan Ataman, 19801985 yılları arasında Sedad Hakkı Eldem'in çeşitli proje ve yayın (Türk Evi Osmanlı Dönemi ve Boğaziçi Yalıları) çalışmalanna katıldı. 19981999 yıllarında Bursa Üniversitesi Mimarlık Fakültesi mimari proje stüdyosunda öğretim görevlisi olarak yer alan Ataman, bu çalışmasında Osmanlı mimarlığını yönlendiren kurallar düzeninin köşe taşlarını koymaktadır. Yazarın amacı hangi kiilliyeleıin imparatorluğun hangi döneminde, kimin isteğiyle, hangi mimar tarafından yapıldığını, hangilerinin ayakta kalmayı başardığını belgelemek değildir. Bunun yerine Ataman özel bir mantığı, bir düşünce kalıbını ortaya çıkarmaya çalışmaktadır. Bu nedenle, "Bir Göz Yapıdan Külliyeye" için "bir mimarlık tarihi kitabı daha" demek doğru olmaz. Yepyeni bir çalışmayla karşı karşıyayız. Ataman mimar olduğu için külliyelere bir mimar ve kentbilimci gözüyle bakmakta, Istanbul'da büyüdüğü için bu çalışmasında ele aldığı yapıların çoğunu daha çocukluk günlerınden beri bilmekte, S.İ I. Eldem'le çalıştığı için de Osmanlı mimarlığı konusunda son derecc dııyarlı davranmaktadır. Böylesi kiiltürel bir donanıma sahip olan yazar, çalışmasını şöylc tanıtmakta: "Konumuz 14001800 yılları arasında yapılan ve Osmanlı kültürünün en önemli kurumlarından biri olan külliyelerin mimari temellerini kapsamaktadır. (...) Osmanlı mımarisinin temelinde, tüm tasarım etkinliklerini kapsayan iiç kavram olduğunu görüyoruz... Bunlar sırasıyla "goz", "cctvel" ve "avlu" kavramlarıdır. (...) Bu sıralamada "göz" bırim elemynı, "cetvel" birim elemanın sıralanış düzenini, "yapı" cetvelin biçimlenişini, "külliye" de bu yapılardan oluşan topluluğu anlatmaktadır."Yazar, göz, cetvel ve külliye kavramlarını kapsamlı biçimde inceledikten sonra "Osmanlı Külliyelerinin Evrinıi" başlığı altında ilk yerleşmelerden başlayıp 1516. yy.'lardaki Osmanlı Klasik Devri'ne, oradan da 1800'lere dek uzanan etkinliğe eğilmektedir. Böylece çalışmanın ikinci bölumü diyebileceğimiz ve Osmanh'nın çeşitli devirlerine yayılan 50 kadar külliye örneğinin çizim ve fotoğraflarla ele alındığı kesime geçmiş oluyoruz. Bu bölümün kendi içinde ayrıca ilgi çekeceğine hiç kuşku yok. Kitabın dikkat çeken yanlarından biri de AachenRen Westfalya Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nde "Planlama Teorisi Kürsiisu"nü kuran Prof. Dr. Gerhard Fehl'in kapsamlı bir "Sunuş" yazısına yer vermesı. Müntahabı Şifâ I I (Sözlük)/ Celalüddin Hızır (Hacı Paşa)/ Haztrlayan. Zafer Önlcr/ Simurg Yayınalık/ 384 s. "XIV. yüzyılda Hacı Paşa tarafından yazılmış olan Müntahabı Şifâ adlı tıp yazmasının çeviriyazılı metni Türk Dil Kurumu'nca yayımlanmıştı (Zafer Onler: Celalüddin Hızır [Hacı PaşaJ, Münahabı Şifâ, I, GirişMetin, Ankara, 1990). Uzun bir gecikmeden sonra eserin dizini de yayıma hazır duruma gelmiş bulunuyor. Eserin bu ikinci cildi, metinde geçen sözcüklerin tümünün geçtiklerı bütün yerleri gosteren dizinden oluşmaktadır. Maddebaşı olan sözcüklerin anlamları verilırken metındeki kullanım esas alınmıştır. Ayrıca bitki adlarında anlamı açıklığa kavuşturmak ve kimi başka bitkilerle anlam karışıklığını önlemek amacıyla Latince karşıklıklar; ayraç içinde verilmiştir. Maddebaşları olabildiğince tek bir sözcüğe indirgenmiş, birleşik sözcük niteliğindeki yapılan maddebaşı olarak değil, türev olarak verilmiştir" diyor Zafer Onler önsözde. Atatürk ve Trabzon (FotoğraflarBelgelerDemeçler/ Veysel Usta/ Serander Yayınlart/ 203 s "Atatürk'ün Trabzon'a yaptığı üç geziye ilişkin, bir kısmı bugiine kadar yayımlanmamış yüze yakın fotoğrafın yer aldığı albümde fotoğraflar kronolojik olarak SAYFA 22 sıralanmıştır. Bu fotoğrafları desteklemek amacıyla Gazi Mustafa Kemal'in yalnızca Trabzon'da yaptığı konuşma, bııyruk ve telgrafların metinleri, hangi tarihte ve hangi mekânda yapıldığı belirtilerek anlam bütünlüğü bozulmayacak şekilde sayfalara serpiştirilmiştir. Ayrıca, Atatürk'ün gezisi ve konuşmalarıyla doğrudan ilgili olan diğer bazı kişilerin sözleri de çalışma kapsamı içine alınmıştır. Bu kitapta; yalnızca ülke sorunlanna ilişkin buyruklar ve dilekler değil, Atatürk'ün Trabzon ve Trabzonlular hakkında onur verici sözlerini de içeren, sıcak, mütevazı ve sevecen bir 'aile albümü' bulacağınızı umııyorum" diyor Veysel Usta sunuş yazısında. Çerkez Ethem / Belgesel ÇizgiRoman/ Yazcın vc Retımleyen: Şuat Yalaz/ Ak.\oy Yayınalık/ 228 s. Türk tarihini, tarihe adı geçen "kahramanlan", insanlarımızın yaşamgelenekgöreneklerini nefis çizgileriyle genç kıışaklara iletmeyi görev bilen bir usta Suat Yalaz. Yalnızca Türkiye'de değil, Avrupa'da da ün kazanan Suat Yalaz, son yıllarda yakın tarihimizden ilginç konuları yazıp resimleyerek bir "misyonu" yerine getiriyor. Suat Yalaz'ın özelliği ve başarısındaki giz, yalnızca eşsiz çizgilerinden degil, kılı kırk yaran araştırmacılı^ı, ayrıntılara ınen titizliğinden kaynaklanıyor. "Çerkez Ethem"i okurken ozellikle bu ilginizi çekecek ve yıllar önce yaşananlara bir film izler gibi tanık olacaksınız.. Ajan/ Stuart Woods/ Çeviren, Gökçen Ezber/ Bılge KulturSanat/339s. Romanın kahramanı Jesse ne yapacağını bilemez bir durumdadır. Işlemediği bir suçtan tutuklanmış ve cezaevine kapatılmısjtır. Burada zamanının bir yarısını hücresinde tek başına, diğer yarı sını da eskiden ajanlık yaptığı için onu öldürmek isteyen diğer suçlularla kavga ederek geçirir. Moralinin iyice bozulduğu bir anda, kendisine bir çıkış yolu göriinür. Özgürlüğünü kazanabilmesi için, Idaho yarımadasındaki dağlara yerleşmiş tehlikeli ve kapalı ırkçı bir tarikatın içine sızıp bu tarikatı etkisiz hale getirmesi gerekmektedir. Idaho'daki kasabaya gittiği ilk günden başlayarak yaşaınının her yönü, tehlikeli tarikatın lideri Jack Gene Coldvvater tarafından yönetilir. Jesse, yalnızca Cold\vatera değil, kendisini bu işe sokan eski ajan arkadaşlaıına da güvenecek dtırumda değildir. Bu işin içinden sıyrılıp özgürlüğünü yeniden kazanmak için tek başına savaş vermek zorundadır. Denizden Gelen Olii/ Stuart Woods/ Çeviren Füsun Talay/ Bt'kc Küllür Sanal/ 167 s Eski bir polis ve avukat olan özel dedektif Stone Barrington, yasanın saygın havasıyla insanlığın karanlık yiizıı arasında mekik dokııyan biridir. Denizden (ielen Oliı adlı bu romanda, Stone Barrington tatil yapmak için St Marks adasına henüz yeni gelmiştir. Fakat burada tııhaf bir olayla karşılaşır. l,imana yatıyla güzel ve genç bir kadın gelir. Allison Manning, kocaman yatında tek başınadır. Kısa zaman içinde yerel otoritelerin dikkatini çeker ve adanın Âdalet Bakanı Sir Winston Sutherland tarafından gözaltına alınır Sorun ise, adaya tek başma gelmesine karşın, Atlantik'in öteki tarafından kocasıyla birlikte ayrıldığı gerçeğidir. Kocası çok ünlü bir yazardır, fakat okyanusun ortasında tuhaf bir biçimde yok olmuştur. Kahramanımız Stone Barrington kendini kısa zaman içinde görüniişteki masum Allison Manning ile Sir Winston arasında bir ateş çemberinin içinde bulur. Adalet sisteminin Amerika'dakinden çok farklı olduğu bu adada, atacakları herhangi yanlış bir adım, ölümcül sonuçlara neden olabilirdi. Dile Genel Bir BakışTürkçe Örneklerle/ Prof. Dr. Fatma ErkmanAkerson/ Multiltngual/ 160 s Dilin işlevleri nelerdir? Sunduğu olanaklar nelerdir? Dil hakkında, çağlar boyunca ne gibi yorumlar yapıldı? Bu yorumlar, duygusallıktan bilimselliğe doğru bir evrim geçirdi mi? Dile bakarken neden bilimsel olmak zorundayız? Sözcükler üstünde tartiijmak neden yeterli değildir? îletişimi sözcükler mi sağlar, yoksa tümceler mi? Sözcükten tümceye, tümceden metne geçiş nasıl sağlanır? Dilin katmanları nelerdir? Dil dışı ortamın, kültürün olaylar karşısındaki bireysel tutumumuzun dile yansıması nasıl gerçekleşir? Dili, tek başına soyut bir olgu olarak mı ele almalıyız, yoksa iletişim amaçları açısından mı? Bu kitap, işte bu sorulara yanıt arıyor. Bilgi vermenin yanı sıra okuyucuyu tartışmaya, düşünmeye, yeni sorular sormaya yönlendiriyor. Diİbilgisinin, "korkulu bir düş" olmadığını gösteriyor. Zaten bildiğimiz ve kullandığımız yapıların bilincine varmamızı sağlıyor. Kısacası, dile ve özellikJe de Türkçeye, çağdaş bilimin verileriyle bakmayı öneriyor. Cumhuriyet'le Adım Adım Olaylar, Anılar.../ Dündar Soyer/ Büke Yayınları/ 410 s Dündar Soyer, anılarıyla (iumhuriyetin kuruluşundan CUMHUHIYET'tt ADIM AOIM REFAHYOL hükümetine kadar OtAYtAR, ANILAft. yaşanan olayları akıcı bir dille okurlarına sunuyor. Belirli bir yaşa gelmiş okurlar, kitabı okuduklarında geçmişe bir yolculuk yaparken, genç okurlar da Cumhuriyet tarihini rarklı bir bakış açısıyla irdeleme olanağına sahip oluyorlar. Kitapta, Kurtuluş Savaşı'nda yaşanan zoriııklardan Kemalist devrimlere, Ismet Inönü'den Adnan Menderes'e, çokpartili hayatageçişten 27 Mayıs ihtilaline, Çiller, Ozal ve Erbakan'la yaşananlara kadar pek çok olayı ve kişiyi bulabilirsiniz. Yaşadığı yılları "aydınlanma dönemi", "sancılı yıllar", "yozlaşma dönemi" ve "topyekun yozlaşma" şeklinde bölümlere ayıran Soyer, kitabında Gazi Mustafa Kemal'le tanışmalarına ve Gazi'yle ilgili anılarına da yer veriyor. Kitabın yazarı Dündar Soyer 1920 yılında Istanbul'da doğdu. Galatasaray Lisesi'ni, ardından Siyasal Bilgiler Fakültesi'nı bitirdikten sonra Sorbonne'da ekonomi lisans çalışmalarına iştirak etti. 15 yıla yakın Izmir Ticaret Odası Başkanlığı görevini yütüten Soyer, 27 Mayıs 1960 sonrasında özcl sektörü temsilen Kurucu Meclis'e ve 12 Eylül'den sonra Danışma Meclisi'ne girdi. Soyer'in çeşitli ülkelerden aldığı nişanları da var. Son Siren Kuşu/ Hilntt Haşal/ Altın Koza Yayınları/ 64 s. Daha önce beş şiir kitabı yayımlanan Hilmi Haşal'ın 1993 Altın Koza Şiir Odülü'nü kazanan dosyası "Son Siren Kuşu" Altın Koza Yayınları tarafından kitaplaştırıldı. Aynı yarışmada "Behçet Aysan Anma Odülü"ne de değer görülen 1 laşal'ın öbür kitapları: Den^e/Sızler Adına (Bursa, 1991), Rlektronık Yalnızlıkları (Bursa, 1992), Yol Boyu Notları (Bursa, 1993), Kozmik Aşk Suyu (Ankara, 1995), Venüs'le Aşk (Ankara, 1996). 2000 yılı ekim ayında basılan Son Siren Kuşu içerik ve biçem bakımından da "arada kalmış bir kitap", şairın dediğine göre. Daha çok bireytoplumçevre ilışkilerindeki acıyı yansıtmaktadır. Mitolojik "Siren Kuşu" ile evrensel bir felaket sonrası ötecek ambulans, itfaiye, güvenlik sirenlerinin sessizliğini örtüştüren endişeyi ve "bulanık sular gibi bulanık" insan ilişkilerinin kasvetini bulabilir şiir okuru, Hilmi Haşal'ın yeni kitabında. Okura düşen, şiirdeki metaforlar ve içsel boğuntuların evrensel voruluş kaynağını algılayıp kendine ait kaotik izleri bulmaktır. Şiir düşkünleri için bildik girdabını bir kez de Son Siren Kuşu'ndan tanımakla insanlığın ortak yarasına dair sonsuz derinliği anımsayacaktır. . . . . ' CUMHURİYET KİTAP SAYI 588
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle