04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sabahattin Ali ya da Sabahattin Ali, Türk yazınında, öykücülüğü tek bir öykü anlayışına yaslanmayan, öykücülükte hep arayış içinde olan yazarlardan biri. Hatta bu yazarların başta gelenlerinden. Bu yüzden kitaplarında yer alan ve 19271947 arasında toplam 21 yılın ürünü olan masal dışındaki 60 öykü, çeşitli evrelere yerleştirilerek değerlendirilebilir pekâlâ. M. SADIK ASLANKARA Nisan, kırlangıçların perde açtığı aydır. Kırlangıçlar makaslamaya koyuldular mı gökyüzünü; yüzyıllar öncesinden artakalmış bir avuç göçer de (örnekse Sarıkeçililer) yola koyulur hemen. Aşkların ve özgürlüklerin ayıdır nisan. Bir de biitün yaşamını bunu dokumaya ayırmış o has yazann, Sabahattin Ali'nin... Başının düsüğü; usunun bir yerlerinde ya da düşlerinde kalmış binbir düşüncenin çiçeklerle, böceklerle doğaya savrulduğu av yani. Nisan, belki de bu yüzden, yeniden yeniden yüzleşmeye çağırır bizi onunla, Sabahattin Ali'yle, Sabahattin Ali gerçekliğiyle... (1) Nisan geldi mi, okuvup yazmalar ondan yana döner biraz da... Estirdiği aşklar ve özgürlüklerle Sabahattin Ali'yi okur, onu güzelleyen yazılar kaleme afırız. Peki ben neyi ele alacağım bu yazıda? Bu Sabahattin Ali nisanında... Sabahattin Ali öykücülüğü, bu öykücülüğün Türk öyküsüne katkıları; Sabahattin Ali öykülerinin yazınsal, güzelduyusal, toplumsal değerleri, açımlanışı, çözümlenişi, günümüze ulanan etkileri çokça ele alınan konu başlıkları oldu ama, onun öykülerinin kendi öykücülük anlayışı içindeki dizgesel yerleştirimi bundan daha az pay aldı yanılmıyorsam. Ben, bu konu üzerinde durayım istiyorum işte bu yazıda. Ancak bunu yapmaya girişmeden, yani onun öykülerini yerlestirme adımlarına geçmeden önce, özellikle Sabahattin Ali öykülerinin " değeri" üzerine bir çift söz söylemekjgerekmiyor mu? Yani siz, bu öykülerin günümüzdeki " değer "i açısından kuşkuluysanız eğer, bunlann kendi aralannda yerlestirilmeleri, size göre önem tasımayabilir. Herhangi "değer" deyişi olmayan bir öykücüluk için sonrakı adımı atmada isteksizlik gösterip kuşkucu davranmaz mısınız o zaman? Ömer Faruk Toprak'ın söyledikleri üzerinde, gelin birlikte düşünelim: "Bazı yeni kuşak yazarlan, yani Sabahattin Ali ile aynı dönemde yaşamamış genç yazarlar, Değirmen'i, Kağnı'yı, Yeni Dünya'yı, Sırça Köşk'ü inceliyorlar. Evet, diyorlar, çarpıcı, gerçekçi iyi bir yazar. Ama büyük bir yazar değil bizce, aşıldı, ondan büyükleri yetişti diyorlar. Oysa bir yazann yaşadığı dönemde estirdiği rüzgân, sürdürdüğü yazarlık serüyenini gözlemek çok önernlidir." (2) ö m e r Faruk Toprak, bunu 1973'te söylemiş. Bugün söz konusu uçurumun, daha da derinleştiği düşünülebilir. SAYFA 14 52 yıl olmuş öldürüleli. Ama eserleri yaşıyor, yeniden ve yeniden basılıyor ve okunuyor \ özgürlükler maları şövle: "1 Hikâyeler, klasik vaka düzenine sahiptir; yani her hikâye giriş, gelişme, düğüm, çözüm ve sonuç bölümferinden oluşur. / 2 Zaman, mekân ve şahıs kadrosu üzerinde durmak yerine ele alınan konular derinliğine işlenir. /3 Hikâyelerde önceleri 'gösterme' metodu ağırlık kazanır, olay ön plana çıkar. 1945 'te yazdığı 'Çilli' adlı hikâyeyi takiben ise, yorum en aza indirilerek, hayattan 'an'a bağlı kesitler sunulur. Böylece olay tekrar geri plana ıtilmis olur. / 4 Hikâyeler, ani ve beklenmedik sonlarla biter. /5Hikâyelerdeki gerilim unsuru, başlangıçta yavaş yavaş, finale doğru hızla artar ve düğüm çözüldüğünde gerilim aniden düşer ve hikâye biter." (5) Bu iki aktarma; Sabahattin Ali öykülerinin tek tek ele alınıp ayrıntıları üzerinde durulduğunu; birer bağlayıcı olarak konu, uzam, zaman, kişi vb. alt başlıklar göz önünde bulundurularak bunların birbiriyle ilintilendirildiğini gösteriyor ama yazann temel duruşundan söz edilmiyorhiç! Oysa Sabahattin Ali öyküleri, bu temel duruşu yani aşk ve özgürlük olgusunu birlikte ele alınışına, bunu işleyişine, buna yaklaşımına göre birbiriyle iUntileniyor bana kalırsa... Yoksa tuğla, çimento, demir, kum, kireç türünden vapısal cereçlerin, söz konusu öyküde Dİçem, dil vb. olarak dizilme, yer alma biçimleri, kullanılma oranları değil bizim merak ettiğimiz. Bu veriler bize, öykünün ne türden bir öykü olduğunu gösterir yalnızca, ama o öykünün nasıl bir öykü olduğunu açıklayabilir mi hiç? Öykünün nasılını açıklayabilmek için, temel duruşun öyküde yoğrulusuna, bunların birbirine katışımına bakmak gerekmiyor mu ilkin? Bir başka deyişle öyküsel yapının hangi plan dahilinde, hangi oranlarda, hangi öğelerden oluştuğu değil, bu öyküsel yapının hangi amaçla tasarlanıp, hangi yaşama biçimine göre düzenlendiği önemli! llki öykünün yapısal türüdür belki, ama ikincisi öykünün nedeni, nasıiıdır. Öykünün güzelduyusal değeri de, bunların birlikte kullanımına değgin ilkeler bütünüdür zaten. Demek ki öykülerin giriş, gelişim, düğüm vb. öğeleri değil; temel duruşla ilişkilenme ve bunun işleniş biçimi olmalıdır öyküyü asıl ele veren yan. Sabahattin Ali'deki en üst başhk bu işte: .Aşk ve özgürlük! Ötekilerinibirer alt başhk olduğu; yapılacak değerlendirmede bunlann değil üst başhğın dikkate alınması gerektiği; aksi halae aynlıklar ve aykınlıklar çıkmasının kaçınılmazlaşacağı açık oysa. Ancak bunları, öykülerin güzelduyusal bağlamda yerleşimi için söylediğim unutulmamalı! Şimdi bu yerleşimle ilgili verilere ve serimlemeye geçebiliriz artık. Öncelikle beh'rtmek gerekir ki Sabahattin Ali, bir kısa öykücü. "Bir Skandal" bile, onca oylumuna karşın (34 sayfa), varattığı etki bakımından kısa öykü sayılmalı bana göre. Ancak Sabahattin Ali öykücülüğü, tek bir sorunsalın, aşk ve özgürlük sorunsalının temel duruşa dönüştüğü bir öykücülük olmakla birlikte, öyküler, bağdaşık bir anlayışla üretilmiyor hiçbir zaman. Sabahattin Ali, Türk yazınında, öykücülüğü tek bir öykü anlayışına yaslanmayan, öykücülükte hep arayış içinde olan yazarlardan zaten. Hatta bu yazarların başta gelenlerinden. I CUMHURİYET KİTAP J SAYI S47 f E Bir öykucülüğe kendi gününün koşulları, çağının öykü anlayışı ya da değerlendirildiği tarihteki koşullar ve öykü anlayışı açısından bakmak ayrı ayn sonuçlar çıkarabilir ortaya. Bir yazann öykücülüjüne, güncel dayatmaarla yaklaşmaya çalışmak ne kadar gerçekçidir acaba? Bir öykücülük, kendi maddi yapısı çerçevesinde getirdiği değişmezler göz önünde bulundurularak değerlendirilmez mi? Sabahattin Ali öykücülüğünün aşıldığım, Sabahattin Ali öykülerinin eskidiğini söylemek, bugünün gelir geçer "değer yargısı" olsa gerek. Biz onun öykülerini; dünün, bugünün, yannın değisebilir değerleriyle ele alabilir miyiz? Oysa öykünün bir de maddi yapısı var. Öyküyü, öykü anlamında var eden; onu, karşılıkları sabahattin Ali maddi temele yaslanmış, yazınsal ve güzelduyusal değerler bütünü kılan yani. Bu yani, öykünün değişmeyen yanı değil midir? Sabahattin Ali öykücülüğüne baktığımızda, onun öykülerinin bu yanıyla değerini yitirmediğini, tersine bu değ,eri bugün de koruduğunu görüyoruz. Ote yandan öykülerin nâlâ yeni baskılar yaıyor olması da ilginç bir veri olarak çııypr karşımıza. (3) Öykünün maddi yapısına, öteki teknik konulara girmek istemiyorum bu yazıda. Sabahattin Ali övkülerinin güzelduyusal değeriyle ilgili başka bir yana dikkati çekmek istiyorum ben. Öykülerindeki ya da öteki yaratüanndaki temel duruşuna onun. "Temel duruş"un, dünya görüşünden pay aldığını ama saltık anlamda dünya görüşü olmadığını vurgulayayım ilkin. Konu ya da izlek de değil temel duruş. Ama bütiin bunlann bir bireşimi sanki. Sanatçılar, tüm verimlerinde, işte bu temel duruşla karşı karşıya getirir bizi. Sanatçı, temel duruşunda aramaz gösterir. Bu göstermenin, "çözüm gösterme" değil; odaklanan alanın aydınlatılması biçiminde alınması gerekiyor. Sanatçı temel duruşunu gösterirken peki hangi alanlara düşürür ışığını. Temel sorunsal olarak aldığı "acımak", "yalnızhk", "acı çekme", "sevgi", bunun gibi daha pek çok olgunun, sanat yapıtında somutlanışına, soyutlayımına... Sanatçının temel duruşu değişmez... Hep bu temel duruşunu gösterir bize sanatçı. Aramaz gösterir. Sanat, aranmanın aracısı olabifir mi? Olsa olsa aramanın kendisini gösterir sanat. Arayan bilimdir, dindir. Bilim arar, usa dayanır, deney yaratır. Din arar, inanca dayanır, yanılsama (ya da kendince tansık) yaratır. Felsefe de çözümlemeye ve bireşime yönelir temel duruşunda. Sabahattin Ali'nin, bu bağlamda, temel duruş sorunsalını çok iyi, çok somut örnekleyen bir yazar olduğu söylenebilir. Çünkü Sabahattin Ali, öykülerinde ne aramış, ne de çözümleme ve bireşim yapmıştır. O, göstermiştir yalnız ca. Öykülerinin, "değerini", bu açıdan da koruduğu ortada onun. Ya Sabahattin Ali, temel duruşunda, o hangi alana düşürmüştür ısığını? Aşkı ve özgürlüğü göstermiştir hep. Tıpkı Nâzım Hikmet gibi... işte Sabahattin Ali öykücülüğündeki en önemli değişmezlerden biri bu bana kalırsa Bu temel sorunsal, bu kavramların birbirinin türevi olarak alınması gerektiğini gösteriyor Sabahattin Ali'de. Yani ona göre aşk, ançak özgürlükle temellendirilebiliyor! Özgürlükse, yalın ve saltık anlamda ancak aşkta, aşklılıkta çıkıyor ortaya. Sabahattin Ali'nin, hiçbir öyküsünde ve anlatısında bu temel duruşun değişmediği savlanabilir. Sabahattin Ali, bu temel duruşu okura nasd geçiriyor? Asım Bezirci, bakın ne diyor... "...Sabahattin Ali'nin hikâyelerinde 'vaka, anekdot' önemli bir yer tutmaktadır. Gerçekten, hikâyelerinin genellikle klasik denecek bir yapısı vardır: Her hikâye bir konuyu işler; konu bir olaya dayanır; olay bir yerde geçer, bir sürece göre oluşur; süreç 'girişgelişmedüğümlenmeçözülme' sırasını izler." (4) "Hikâyelerde îçerik" başlığı altında da şusorulanyöneltiyorBezirci: "... Içerik (muhteva) nejjir? Vazar bu hikâyelerde bize neyi anlatmıştır? Hangi gercekleri, düşünceleri, duyguları ortaya koymuştur? Hangi sorunlan kurcalamıştır? îşlediği başlıca temlernelerdir?" (s.İ43) Bunların ötesinde, bu doğrultuda belki tek vurgusu şu Bezirci'nin: "Aşkı Sabahattin Ali insanı yücelten bir duygu olarak işlemiştir." (s.1567 Bezirci, Sabahattin Ali'de yer alan konulardan, izleklerden tek tek söz açıyor, bunlara değgin önemli saptamalar yapıyor, ama onun aşk ve özgürlük odaklı temel duruşuna değgin ileri sürüşler getirmiyor ne yazık ki... Ramazan Korkmaz'ın çahşmasında da bu doğrultuda bir ele alışa rastlanmıyor. Korkmaz'ın, Sabahattin Ali öykülerindeki "ortak yapı'yla ilgili başlıca sapta
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle