24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Halliday, özellikle Levvis'm ()rt;ido)*ıı toplumları üzerine yaptıgı çalıynalar da ekonoınik vapı ederek kapsamlı araştırma yapma masını elesjtirır. lıed I Ialliday in Ortadoğu üzerine ilginç bir bakı^la kaleme aldıgı bu çalış ması, hep olduğu gibi, bu bolgeye vönelik bir dizi çözüınlemeyleba^lıvor. Orta doğu ve bu bölgevle ılgilı ııluslararası po litikalar, 7. yüzyılın sosyal yapusını ken dine model olarak seçen tran Devrimi'nin "komünizm olduartık bizgeliyoruz" propagandasını yaparak bölgeye ve bölre dışındaki etkilerini ve buna yönelik karş,ılas,tınnalı bir bakış açısıyla irde lemeler, hemcn arkasından yine Irak'ın lran ile sürdürdüğü on yıl savaşınm so nunda geldigi noktaıla kaçınılmaz olarak kendini duyumsattığı Körtez Sava^ı.. Tüm bunların Batı'ya olan yansıması ve İslam dünyasıyla Batı dünyasının dinsel kaynaklı tarihten gelen çekişmelerin yeniden su üstüne çıkarak polilik geli^me leri etkilemesi sö/ konusu. Batı'nın bir İslam tehdidinden söz etmesi, diğer yan dan İslam ülkelerinin kendilcrinc yöne lik bir tehdidin varlığını duyumsamalan da bir başka güvensizlik kaynağı ol makradır. „ . . , ... YMIİ blp duş man Tüm bunların oıtasında yazann deyı miyle, her iki tarafın birbiriyle çatışmasını sürekli tutmaya gayret ettikleri bir çatışma miti söz konusudur. Batı dünyasının (yazar bıırada tümüyle demekten kaçınarak çoğıınlukla deyimıni özellikle belirtmckteuir) kendine aradığı yeni bir diişman safına Müslüman dünyasını koyması, ki bu sosyalizm ve Sovyetler korkıısunıın ortadan kalktığı bir döne me denk düşmcktedir; bunun yanı sıra tslam ülkelerinde dc Batı dünyasıyla bir çatı^mayı isteyen ve böyle bir ofasılığı destekleyenlerin güç kazanmaları kitabın ana teması olmaKtadır. Üretilen ça tışnıa mitleri sadece Ortadofiııyla sınırlı degildir; sorun yaşanan her nölgede taraflar kendilerini haklı çıkartacak mitler yaratmaya çok yatkın görünmekteler. Aydın olmanın bir başka koşulıı olarak dünyanın her bölgesinde kendi ideoloji lerini haklı çıkarmak için üretilen mitle re karşı olmayı getirdiğini söyleyen yazar, adın tanımına yeni kavramlar da yükle mektedir. 10 Nisan 199Xtarihli Milliyet gazetesinde Nilüfcr Kuyas'la yaptığı söyleşide "Aydın, çağın mitlcnne kanı olmak zorunda. Mitleri saptamah, etc^tirmeh. ve kendi açıklamamm getırmek zo rundayız. Ben ırlanda kökcnlıyim, hem de Katolik ve cuınhurtyetçı heKimden Ama helfast'ta tkt tarafın da mitleriıu cleştiren birkonu^ma yaptım Sonra bırı iı yanıma gelıp, konupna gitzeldi atna btZİm buraaa mizah anlayısımtz pek güçlü değıldır dedı'" diycrek bıı mitlerin ne denli taraftar bulduğunu belirtir. Kitle leri etkileyen, onların tepkilerini yanlis, yöne kanalize eden, üstelik gereksiz çe kişmelere yol açan kavramlara kanji çıkmak, özellikle sınıisal ve ulusal ınücade leyi göz ardı eden bir özellik taşıyorsa, aydın olmanın sorumluluğu gereği ortaya çıkarıp eleştirmek gerekiyor. Bu da kişiyi azınlıga itiyor. Ancak Fred Halliday'in yanıtı unutulmamalı. "Evet azın Itktaytm ve mutsuz da değtlim. Aydın olarak kamuoyunda tartıpnaya girmek zorundayım " Çatışma Miti kavramı öyle sanılır ki, saaecc İslam dünyası ile Batı arasında dcğil, bölgede kendi iç çekişmelcrinde de uzun süre tartışmalara yolaçacak gibi görünmcktedir. • tslam ve Çatışma Miti/ t'red Halliday/ Çeviren U Özkınmh C Koç/ Sarmal Yayınlan/278 s. SAYFA 5 lanmayı &ö/. .III.1I 1. Istanbul uiuslararası Kitap Fuarının davetllsl olarak Turklye've geien Hailiday, yayıncısı ı$ıtan Cunduz, kltabın cevlrmenleri ve diğer dostlanyla blrlikte. rekiyor. Bıı ya/.ıyı yazmaktaki amacım, çevirisine karkula bulunduğum bir kitabi tanıtmaktan çok, birsürebirlikteçalüjtıgını 1 Tcd 1 lalliday'ın Türkıye ıçin önem li olduguna inandığım gorüsjerini 'doğrıı olarak' yansıtmaktı. Kanımca ya/arın bizler için cn onemli mesajıysa Milliyet gazetesinde vayımla nan röportajmcfa, Nilüfer Kııyaş'ın 'Sizin stratejiniz gerçekleri itıeeleyerek mitleri yok etmek. Kendinızı azınlıkta hısst'diyor tnusunuz?' sorusuna verdiği s,u yanıtta gizli. 'Evet, azınlıktayım ve mutsıız da değilim. Aydııı olarak kamuoyunda tartış. maya girmek zorundayım. Sorumkıluğum var. Aydın, çağının mitlerine karsj çıkmak zorunda. Mitleri saptamak, clcş tirmek ve kendi açıklamarnızı getirmek zorundayız.' Bıı sözlerin Tiirk aydınlan için ne kadar önemli olduğunu sanırım uzun uzun anlatınaya gerek yok. En iyısı yazann on beş günlük bir Türkiyc gezisinden edindiği i/leninılere kulak vermek: İslam ve Çatışma Miti MUSTAFA YELKENLİ O 'Türkiye'den Mektup' "Yine de dcgiiçcn çok s,ey var. Basın ve yirmı altı televizyon kanalı bııyiık ölçüde özgür; oldukça eanlı birentelektücl, kiil türel hayat var. Sıvıl toplum örgütlcri, Iran'da ya da Arap dünyasında hayal bi le edilemeyecek genışlikte bir hareket alanına sahip. On yıl öncesine kadar tabu olan pek çok konuyu açıkça tartışmak mümkiın. Ötc yandan Türkiye, doğal kaynaklarının yanı sıra, zengin bir insan kaynağına sahip. Osmanlıdan kalma yüksek bir toplumsal hareketlilik oranı var. Universiteleri dünya çapında mezunlar vcriyor: Istanbul ve Ankara'da verdiğim konferanslardan sonra bana ybneltilen sorular, bugüne kadar aezdiğim ülkelerde karşılaştığım sorulardan dana kaliteliydi. (...) Atatürk'ün 1920'lerde geliştirdiği program, o günün Türkiyesi için çok geçerliydi, bugün de gcçerliliğini büyük ölçüde koruyor. Çağdaş dünyanın koşullarına ve yetmiş yılda eiddi deöişimler geçiren modernlik tanımına dana iyi uyum sağlamak için geliştirilebilip geliştirilemeyeceği ise Türkiye nin büyük çesitlilik sergileyen halkını önümüzdeki yıllarda çok meşgul cdccek. Bu konu en az Türk nalkı kadar, Tiirkiye'nin ait olduğu üç uluslararası tonluluğu Avrupa, Ortadoğu ve 'dünya' [Türk dünyası] da ilgilendiriyor." • Soğuk Savaş , SovyetABO llişkileri/ Fred llallıday/ Çevıren îlker Özünlu/ BelgeYayınları/ 349 \ CUMHURİYET KİTAP SAYI 440 rtadoğu, İslam dininin tüm etki siyle hükiim sürdüğü bir coğrafya olmasına kars,ın karmaşık top lıım, mezhepsel ve politik yapısıyla, zaman zaman çok ciddi devrim, reform gi bi çıkışları ve uzlaşmaz çelişkileriyle, Batı dünyasınm düşünürlcrinın ilgisini sü rekli çekmeyc devam etmişrir. Dinsel yapılanma büyük oranda bütünlük arz et mesine kar^ın, içtcn içcgelişen vesorıınsallaşan iç çclişkilerin varlıgı bu ilgiyi canlı tutmaya yarıyor \ lele bir de Batı'nın yerleşik kurum ve değer yargılanna yönelik bir tehdıt ıınsuru görüldüğünde bu ilgi, abartılı yorumlarla birlikte çeşitli histeıilere de yol açmaktadır. Üstelik sosyalizm ve Sovyetlcri çepeçevre sararak bo^mavı amaçlayan yeşjl ku^ şak kuramıyla, Talıban ömeginde olduĞu gibi en radikal lslami öreüderin palazlanmasına olanak sağladıklannı unutarak. Bu tartı^malarda, kimileri kendi toplumlarının önyargılı bakışlarıyla konuya yaklasjirken, konunun uzmanı olan bazıları da mensubu oldukları kurumların dışına çıkmaya pek istekli görünmüyorlar, kimileri de tarafsız ve oöjektif olmaya çalışıyor. Ortadoğu üzerine yazdığı bir dizi araştırma ile birçoklarından aynlan Fred Halliday, bu coörafyadaki siyaset ve toplumsal gelişimdeki sorunların bir benzerinin ya^andığı lrlanda'da doöup büyümesi nedeniyle, yabancısı oımadığı nenzerliklerden yola çıkarak diğer araştırmacılardan aynlmakta, dünyamızın bu köşesindeki sorunlara Batı dünyasının değer yargılarını bir ölçüde aşarak, üstelik yalnızlaşmayı ve azınlıkta kalmayı eöze alarak, Batı ile islam dünyasının geleneksel sorunlarına farklı yaklaşmaktadır. Fred I Ialliday Ortadoğu'ya egemen olan dört temel konuya dıkkat çeker ve bunları irdelemeye çalışarak soruna yaklaşır. Dcvletlerin yapısı, siyasi kültürde komplo teorilerinin son derece etkin olması, Islamın yaşamın hcr alanında büyük ağırlığını hissettirmesi ve demokrasi kültürünün gelişmiş olmaması nedeniyle demokrasivi ayakta tutmanın zorlukları.... AncaK bu saydıgı konulan dünyanın birçok bölgesinde bulmanın da her zanıan mumkün olabileceğini belirtmektedir 1%0'lara kadar Amerika'da gerçek anlamda bir demokrasirıin olmadığı, zeııcilere oy kullanma hakkının tanınmadığı gibi ırkçı yaklaşımların biıdevlet politikası halinegeldiğini yadsımayarak... Kitabını kaleme alırken özellikle Ortadogıı konusunda kitap yayımlamiij olan iki yazarı ele^tirir. Edward Said ve Bcrnard l,ewıs. Bunun yanı sıra, bu konuda en kapsamlı çalı^malar yapan, Av rupa ve ()rtadoğıı üzerine cn ölçülü bir bilgıye dayalı cleştiri sunan Maxime Ko dinson'tın bölgeyc solcu ve anti empcryalist bir bakı^la ele^tirel yaklaşımına da saygı duyduğunıı belirtmekten eeri kalmaz. Kuşkusuz Ortadoöu denüince ve bu bir Batılı aydının bakışıyla irdelenecekse istcr istemez oryantalizmin etkisinin ağırlık tasıyıp taşımadığı kuşkusıınu getirir peşinden. Halliday böyle bir sorunsalla kar^ıla^mamak için öncelikle oryantalızme olan tavrını nctlcştirir ve bu bakı^ açısını ele^tirmekten geri kalmaz. Bu nedenle bir dizi evrensel çözümler ve normatif ilkelerden yola çıkarak kendi entelektüel formasyonuyla araştırmaya başlar. Elbette ürtadoöu toplumlarının emperyalizm tarafınuan nasıl etkilendiği ve biçimlcndiğini de bu arada göz ardı etmenıeve çalı^ır Bu bağlamda soruna yaklasjan Halliday, Edward Said'in materyalist çözümlemeden kaçınarak, edebiyatta kullanılan eleştiri yöntemlerini uygıılayarak sadece Doğu'ya özgü bir çözümleme sunmaya çalıştığını söyler. Said'in söz konusu Oryantalizm çalışması bu konuda yazılanların kapsamlı bir eleştirisi olmaktan öteye gitmcdigini de sözlerine ekler. Çünkü ona göre, Avrupa'nın Ortadoğu'yu egemenliği altına alma ve bu sürecin bir aracı olarak görüldüğü oryantalizm bir egemenlik söylemidir. lran devrimi ile bölge her şeyi kapsayan, belirleyici ve değişmeyen Islamın geleneksel ve radikal çıkışıyla oryantalistler kendilerine destek bulurlarken, Saidciler de öznellik yönü afiırbasan postmodernizmden güç alırlar. Edward Said'in dostu olan yazar, acımasızca eleştirdiği Bernard Lewis'in de öğrencisidir. Yöntem yönünden her iki yazara da karşı olan Edvvard Saiıfiıı çöziimü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle