01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Homeros, Girit'teki Knossos kentini görmüş olabilir mi? Mavi Yunuslar Sarayı Knossos'u görmüş olması mümkün değil. Çünkü, kent, Homeros'tan binlerce yıl önce, ünlü Girit Uygarlığı ile birlikte yanardağ lavları ve külleri altında kalmış. Brigitte Riebe'nin Mavi Yunuslar Sarayı romanı, bir anlamda bu yokoluşun öyküsü. İLHAN AKALIN "Girit denilen bır tnprak var sarap rengi denizın ortasında denizle çevrili, güzel, semiz, çok insan yaşar, sayamazsın, doksan da kent Karışmıştır bir dil ötekine: Akhalar, yüreğiyüce Etheokret'ler, Ky dnn 'lar bır de üçboy Dor, tanrtsalPelasg'lar sonra Knossos derler bır de kent, kocaman; kral Minos... Ulu Zeus dokuz yılda bir danışır nna." Homeros omeros'un Izmirli olduğunu biliyor musunuz? Yaşananlara bakacak olursanız, Homeras'a yedi kent sahip çıkmak istemiş. Bunlardan iiçünde Homeros metinlerinin yazıldığı lon lehçesi kullanılıyormuş. Ancak Halikarnas Balıkçısı'na göre, llyada vc Odysseia'da genel olarak lon lençesi kullanılmış olmakla birlikte, yer yer Aiol lehçesine de yer verilmekte. îzmir, lon olmadan önce Aiolyah'dır. Bununla birlikte Homeros'un lakaplarından birisi de Melesi genes'tir, yani Melesli. Meles suyu Izmir'dedir. Homeros, Girit'teki Knossos kentini görmüş olabilir mi? Mavi Yunuslar Saraylı Knossos'u görmüş olması mümkün değil. Çünkü, sözü cdilcn kent, Homeros'tan binlerce yıl önce, ünlü Girit Uygarlığı ile birlikte yanardağ lavları ve külleri altında kalmış. Brigitte Riebe'nin ünlü Mavi Yunuslar Sarayı romanı, bir anlamda bu yokoluşun öyküsü. (Brigitte Riebe, Mavi Yunuslar Sarayı, Yurt KitapYayın, Ankara 1998) Ne var ki, bulgufarın tamamen değerlendirilmiş olduğu söylenemiyor. Yani Minos uygarlığının, sözü edilen yanardağ patlamasıyla sona erip ermediği kesinlik kazanmış değil. Nitekim Mavi Yunuslar Sarayı romanından, felakcttcn, kraliçe soyundan birkızçocuğu, tapınağın ilk erkek rahibi ve bir hizmetlinin kurtulduğıınu öğreniyoruz. Bu sonuçtan, gelecek Diişten gepçeğe, efsaneden pomana zamanlarda Giritliler'in bunlardan türediği sonııcu çıkanlmamalı. Bilinen bir diğer gerçek de, Anakara (Yunanistan) insanlannın Girit'i işgal ettikleri. Sözü edilen romanda işgal edileceğinin ipuçları bulunuyor. Atina Kralı Aigeus'un oğlu Theseus, eğitilmek için götürüldüğü Girit'ten kaçmayı başarırken, hem Girit Kraliçesi ve Başrahibcsi Pasiphae'nin iki kızını yanına alır, hem de Girit donanmasının tümünü ateşc verir. Minos uygarlığının yıkılmasından sonraki dönemde Girit'e yeni gelenler, güçlü vc erkeksi Miken ruhunun nâkim olduğu küJtürlerini adaya taşıyorlar. Knossos kenti, Miken uygarlığı döncminde de yerleşim yeri olarak varlığını koruyor. Homeros, bu kenti biliyor olabilir. Âynca,yontulara bakddığında Homeros'un kör olduğu savı da gerçeği yansıtıyor olabilir. Ancak Homeros'un gezginci bir ozan olduğu ve gezginci ozanların bilgilcnmeleri söylencelere dayalı olduğu natırlanırsa, sorumuzun önemli olmadığı söylenebilir. Bu noktada efsane öne çıkanlmalıdır, yani mitoloii. Binlerce yıl öncesinin yaşanmış uygarlıklarının günümüze ulaşması, böylece mümkün olabilmiş. Çevremiz, bu anlamda farkına varmadığımız zenginliklerle kaplı. Anadolu'da yeşeren Hitit uygarlığına bakıldığında, başlıbaşına bir zenginlik kaynağı. Tek başına mı? Elbette hayır. Beslcdiği ve beslendiği gözeler var. Bu anlamda üç önemli göze Mezopotamya, Mısır ve Girit. Bunlardan en eskisi Mezopotamya'da yeşeren Sumer uygarlığıysa, çağdaşı Girit uygarlığı en az bilineni. Girit uygarkğının en az bilinir olmasının bir nedeni uygarlık bulgularının tamamının henüz değcrlendirilmemiş olmasıysa, bir diğer ve bence daha önemli nedeni de, pek çok bulgunun Antik Yunan Uygarlığı çerçevesinde değerlendiriliyor olmasıdır. Tektanrılı dinlere kaynaklık eden Sumer kültürü, Uruk Kralı Gılgamış Destanı ile günümüze ulaşabilmiş, Girit uygarlığı ise Homeros'un destanlarındaki nilgılerle somutlaşabilmiştir. Iki yüz yıl barış getiren Kadeş savaşı sonrası vartlan anlaşma, Hitit ve Misır ordularının birlikte yenilgisinin sonucu olduğu bilgisi, Hitit kaynaklarının okunmasından sonra anlaşılır olabilmiştir. Sözü edilen savaşta Hitit kaynaklarımn ortaya çıkarılan gerçek, Hitit vc Mısır savaşçılannın dışında bir üçüncü ordunun varlığıdır. Bu ordu, tam da Ramses ordulannın yenik düşüp kaçmaya başladığı, \ litit askerlerinin ise yağmaya daldığı sırada ortaya çıkmış vc Hitit ordusunun da yenilmesini sağfamıştır. Ünlü Kadeş anlaşrnası, yenik iki ülke arasında yapılmış. Denizden geldiği kayıtL olan bu üçüncü ordunun kimlerden oluştuğıı ise bilinmemektedir. Kral Minos... Homeros böylesöylüyor. Ve ekliyor: "Ulu Zeus dokuz yılda nir danışır ona." Başka kaynaklarda da buna benzcr kayıtlar var. Hatta, Girit Uygarlı ğı yerine Minos Uygarlığı diycnler de var. Minos inanışında erkeksi güç boğa ile tcmsil ediliyor. Ancak, Girit Üygarlığı'nın üzerine oturduğu tonlumda anacrkil yönetiın söz konusu oluuğundan, Minos'un krallığı, kraliçenin kocalığından ötcyc geçmiyor dcnilebilir. (^irit Ktaliçcsi, aynı zaıııanda başrahibcdir. Başrahibc, Ana Tanrıça Rhea'nın bu ülkedcki tcmsilcidir. Söylenccyc göre, ana tanrıça Rhca, Baştann Zeus'u Girit'te tda dağında bir mağarada doğurmuştur. Antik Yunan'daki tüm tann ve tannçalar Zeus'un çocuklarıdır. Hemen tüm mitolojilerde tanrılar,yüksek dağlarda otururlar. Burası Arabistan'da Sina'dır; Yunanistan'da Olimpos'tur; Anadolu'nun bir yerinde Uludağ; Mezopotamya'da Ziggvırat. Yükseklerden ovalara inip uygarlık kuranlar, geleneklerine bağlı kalarak insan emeğiyle yükseltiler inşa edip tapınaklarını bu yülcseltilerin üzerine kuruyorlar. Kadın cgemen toplumun hüküm sürdüğü Girit'te, Minos'la birlikte, erkek topîum yönetiminin uç vermeye başladığı anlaşılıyor. Söylenceye göre, kraliçenin kocası Minob, yönetiınin dışında güç oluşturma çabasındadır. Gizli yürütülen bu çaba açığa çıkartılmakla kalmaz, muhtemel bir darbe önlenir. Bu noktada Attika'dan söz cdilebilir: Aııakıta. Burada erkek egemen toplum ve başlarında kral var. Ancak, uygarlık açısından Girit'in gerisinde bulunduğu anlaşılıyor. Minos'a göre Attikalılar,'vahşi bir barbarsürüsü.' Uygarlık açıstndan geri olmak, ilkel olmakla birlikte bir anlamda da tabi olmanın simgesi. Nitekim, Minos'un oğlunun Atina'da öldürülmesi sonucu ccza niteliğindc olmak üzere, Atinalı soylu çocuklar Girit'e götürülüp orada eğitilir oluyorlar. Kura ile yapılan seçimde, Minos'un hile karıştırmasıyla Attika kralının oğlu da seçilmiş oluyor ve eğitilmek amacıyla Girit'egötürülüyor. Eğitim, Girit kültürünün davranış biçimine dönüştürülmesidir. Dört temel elementle, sutoprakhavaateş, bütünlcşcn kutsanmış insanlar, başrahibenin itaatkâr kullan, bir başka söyleyişle düzenin koruyucuları oluyorlar. Bu tarihin kaydettiği ilk asimilasyon olabilir mi? Niçin olmasın. Yine Minos'un söylemine göre, Girit'te eğitilenlerin önemli bir bölümii anavatanlarına dönmek istemiyorlar. Asimile olanlar, yeni kültüriin en bağnaz savunucusudur Brigitte Riebe'den "Mavi Yunuslar Sarayı" nyor. Nâzım, ünlü tnemleketimden tnsan Manzaraları'nda 'memleketin beş büyük efendisi'ni çizer. Bunlardan ilki Giritli'dir; göçmenleri temsil eder; ikincisi ulemadan; üçüncüsü zade, yani kökten asil ve göçebe beylerin şehre inip yerleşcninin temsilcisi, dördüncüsü ağaların akil hoca sı ve 'yıllarca memurluk yapmış' yani okumuşyazmışlardan; beşincisi ise 'çarıklı erkan'ın temsilcisi. Aynntılara girildiğindc dördüncünün Suriye'den ve beşincinin de Cezayir'den güçlüğü anlışılıyor. "Uzun kıvırcık saçlı, sivri sakallıydı Ce milbey, çenesindeki yara yerini saklıyordu sakalı." Cemil bey'in Kazancakis'in baba soyuna benzerliği kurabilir mi dersiniz, 'denizde kanb korsan, karada savaşçı' olanlardan? Yara izi bunun karutı olabilir. Biraz da, Minos'tan bir şeyler taşıyor olmalı: "Cemil bey tatlı Girit şivesiyle korkunç dedikodular yapar katardı ortalığı birbirine. Validen tahsildarına Koyunzadelerden mahalle bakkalına kadar bütün bildikleri hakkında mahrem dosyalar tutardı: ayhk vukuatlarını kaydeden muntazam dosyalar. Cemil bey'in un ve çeltik fabrikası vardı ve idare meclisi reisiydi Giritliler Şirketi'nin." (Nâzım Hikmet, Memleketimden İnsan Manzaraları, Ararat Yayınevi, 3. Baskı, tstanbul 1971, s. 432) Giritli Cemil Bcy gibi, Minos'un tuttuğu kayıtlar da önemli. Minos'un tuttuğu kayıtlann en önemlisi, Attikalı mimar Daidalos'a ait olanı. Daidalos'un tutkusu uçmak. Bu yöndeki projesini gizlice yürütürken, günün birinde Girit ten kaçmayı kurguluyor. Minos'un tutkusu ise demir. Demirden, "Sadece ok değil, kılıçlar, hançerler, sabanlar, aletler de istiyorum" diyor ve mimar Daidalos, Minos'un sağla dığı sınırsız olanaklarla demir madenin işlenmesini gönülsüzce geliştiriyor. Minos'un, Mavi Yunuslar Sarayı romanının kahramanı ve tapınağın ilk ve tek erkek rahibi Asterios için de kayıtları var. Asterios, kalçasında çift ağızlı balta' simgesini taşıyor vekehanedere göre Girit'in kurtancısı olacaktır. Bu nedenle kutsanarak rahip katına çıkarılmıştır. Kraliçenin kızı ve kendisinin yan kardeşine aşık olması ve ilk cinselliği onda tatması; bir diğer yan kardeşi ve Mısır kökenli Hatasu ya yakınlık duyması ve cinsel ilişkiye geçmesine engel olmamakla birlikte, içine girdiği ruh hali, yaşamında ve üstlendiği tapınak koruyucıuuğu görevinde sıkınü ya ratmaktadır. Tapınağa ayrı bir özellik katan labirent, aslında, giriş ve çıkış kapıla n açık olmasına karsın Turna Dansı'nın yardımı olmadan çılulamayacak bir hapishanedir. Labirent, 'labrys'ten türetilmistir. Çift ağızlı balta anlamına gelmekteair ve Girit'in simgesidir. Girit uygarlığı... Kadınların yönettiği toplum... Böyle bir toplumda erkeklerin ihaneti... Kenanetler... Yan kardeşlik ve yan kardeşlerin cinsel ilişkileri... Yunuslar ve Asterios'la ilişkileri... Tapınak ve la birent... thanetin ürünü Ariadne'nin ipliği... Dört temel element: I lavaSuTop rak ve Ateş... Kutsanmışların dört elementle bütünlesmesi... Bir tanıtım yazısının sınırlan içerisinde anlatılamayacak ay rıntılar... Geçmişteki gelecek mi dersiniz? Mavi Yunuslar Sarayı romanı, ihanet anlamı dışında okuyucular için Ariadne'nin ipliği görevini üstlenebilir. Bu ipliği tutup yürümelisiniz. • Mavi Yunuslar Sarayı / Brigitte Riche / Çcvircn. Atılla Dırım / Yurt KttapYayın /4SSs. SAYFA 7 H lar. Hoımpostn Kazancalds'sKazancakteien Nâom'a Girit ve Attika: tki ayrı uygarlık merkezi. Bir dönem, Girit, Atikka'ya egemen. Günümüze yaklaşılınca Yunanistan öne çıkıyor. Ne var ki günümüzde de Giritli kendisini Yunan'dan aymyor. Bunlardan birisi de Kazancakis. Kazancakis, günümüz Giriti'nden söz ederken, Homeros'un "Karışmıştır bir dil ötekine" söylemine uygun görüntüyü sergiliyor: "...baba kökeninden denizue kanlı korsan, karada savaşçı, Tanrı'dan ve insandan korkusuz; anam soyundan.bütün gün güvenle toprağa eğilmiş, tohum eken, güvenle yağmunarı ve güneşi bekleyen, ckin biçcn ve akşam üzeri evlerinin eşiğinde kollarını kavuşturup Tann'ya ümit bağlayan esmer, basit köylülerdi." (Kazancakis, El GrecoVa Mektuplar, E Yayınlan, birinci baskı, Istanbul 1975, s. 17) Kazancakis'e göre, atalarından biri ateşse, diğeri toprak: Uzlaşnıaz ikili. Uzlaşmaz ikılinin bileşkesi, çıkar yolu şöylc formüle ediyor: Maymundan insana, insandan tanrıya. 1885 yılında Girit'te doğan Kazancakis, babasından dinlediği 1878 başkaldırısını uzlaşmaz ikili kültüriin bileşgesindc görüyorve 1898'dekurtuluşsonrasında Yunan kralının oğlunun Girit'e çıkışı karşısında Girit halkının tepkilcrini dile geti CUMHURİYET KİTAP SAYI 462
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle