03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Beat, Beatnik'lcr, rock, 'grunge', Kadıköy Sound, Kaybedenler Kulübü, Budizm, Junk... Son günlerde fazlaca duymaya başladığımız bu sözcükicr, aslında özellikle Amerikan edebiyatının bir dönemine ve 6O'lı yıllara ilgi duyan okurlar için pek yabancı değil. Ancak, bu kavramlar ve onlara iki duyan kesimlerin giderek artmasıyla beraber edebiyatımızda da bu yöne doğru büyük bir eğilim başlamış bulunuyor. Bir zamanların önde gelen yazarlan; Burroughs, Kerouac, Brautigan, Ginsberg, Bukowski'nin kitapları çeşitli yayınevlerinden hızla Türkçe'ye çevriliyor ve okurların bitmez tükenmez iştahiyla piyasadan silinip süpürülüyor. Bir zamanlar dünyayı değiştirmeye kalkmış gençliğin öncelleri olan bu yazarların, uzun bir aradan sonra, günümüzde bu denli ilgi görüyor olması bazı başka şeylerin de işareti olmalı. Bunun ne olduğunu anlamaya kalktığımızda, karşımıza özellikle şu yillarda Istanbul Kadıköy'de boygösteren bir " Sound "la karşı karşıya kalıyoruz. Kavranması, keşfedilmesi, içine girilmesi, deşifre edilmesi son derece güç bu akımın öyküsünü anlatan bir kitap çıktı bugijnlerde. 'Kaybedenler'in Oykiisü (Hikmet Temel Akarsu Can Yayinları) adıyla yayımlanan kirap yazarın tstanbul Dörtlüsü adıyla toplayacağı romanlarının ilki. Üstelik yazar bu kitaplara, tür olarak, klasik edebiyat normlarına uygun bir ad da vermemiş. 'Rock'N'Roman" tarzı diyor. Tıpkı Rock'N'Roll'da olduğu gibi. 'Rocker' kimliğini seçmiş, karamsar, pesimist, kırılgan, sert, içe donük, serin, uzun saçlı, siyan montlu, bluc jeanlı, motorsikletli avangard gençliğin dergâh edindiği Kadıköy Akmar Pasajı, Kadife Sokak barları, Yeldeğirmeni batakhaneleri, underground gençlik kafelcri ve Internet'te sürüp giden, umutsuz, nihilist bir başkaldırı öyküsü diyor yayınevi bu roman için. Bir radyo programı çevrcsinde (Kaybedenler Kulübü) dönen sanal aşklardan yola çıkan yazar, çağımız gençliğinin içinde buiunduğu pesimist, nihilist, ruh yapısını, 50 li yilların "Beat" akımına olan benzerlik ve paralclliklcriyle birlikte işliyor. Bu ilginç romanın yazarıyla konuştuk. Ve aklımıza takılan soruları kendisine yönelttik... SAYFA 10 Hikmet Temel Akarsu yla "Kaybedenler'in Öyküsü" üzerine Bir Rock pomanı ğanüstü bir şeydi. İnsanlar radyolannın basında sabahlara kadar içip, gözyaşı döktüler. Intihargirişimleri oldu. Bu şehri terk edin Doğu'ya, Güney'e gidenler oldu. En çok diruenen radyo oldu Kcnt FM. Müthiş günlerdi. Ama onlar asla şekerli bir insaneılbğa bürünüp, iyi kalp gösterisi filan yapmadılar. Neyse oydular. Sert, "cool", duyarlı, kaprislı, egoist, kuralsız, içinekapalı, zaman zaman 'kötü", zaman zaman soylu... O anın ruhu neyi getiriyorsa o... Ben de onları oldukları gibi anlattım. Asla onlan okura iyi gösterecek bir gayretkeşlik içinde olmadım. Bu, zaten, kaybetmenin ruhuna da hiç yakışmazdı. Kitap boyunca sürüp giden bir kadın düşmanltğı var. Ya da bana öyle geliyor Bunu nasıl açıklıyorsunuz?.. " K İ k İ " selişine, alçakların köşebaşlarını tutuşuna, adiligin yükselen değcr olmasına tahammül edemiyorlar. Bulanıyor ve nefret ( ~T7' ayhetmek' sözcüğünü bugünediyorlar. tçlerine dönüyorlar. Serin, az YC lerde biraz fazlaca mı duyuyokonuşan, içe dönük, sert, hırçın, lurılgan JL\ ruz? Bu ne anlama geliyor? birer muhalif haline dönüşüyorlar. Işte • Sorunuzun yanıtı tam da bu romanın " rock" tam da bunun gibi bir şeydir. Redana temasını oluşturuyor. Evet, fazlaca, detme, dışına çıkma, kirli kentli değerlerçok fazlaca duymaya başladık bu sözcüden nefret, pastoral özlemler ve çılgın bir ğü. Neredeyse nerkes bir şekilde kendini duyarlık... Kadıköy'de bütün bunlar fa2"kaybeden' olarak sınıflandırmaktayarılasıyla var. Bu, bir akım adıru alabilccck şıyor. Bu çok doğal. Çünkü çağımızda; kadar yaygın. Fanzinler, dergiler, Intertek kutuplu dünya, küreselleşme, pazar net sayfaları yayınlıyorlar. dergâhlan, barekonomisi gibi kavramlarla oluşturulan ları, underground kafeleri var. Bunların yeni dünya dü/.eni herkesi fena hırpalıyor. en sükseli atakları yananlan "KaybedenTnsanlar artan bir şekilde ulaşılmaz irıtiler"... Kitap yayımladıkları bir yayınevleraslara sahip oluyorlar. Bunlar gerçekleşri, kitapçılan, bir yerel radyoda büyük etmediği zaman da büyük bir hayal kırıklıkinlikleri var. Haklarında şu sıra yazılğına uğramak icin yeni yeni ncdenler keşmakta olan en az beş romandan haberdarediyorlar. Metıya, iletişim çağı, her gün rım. Bir "sound" ya da "akım" ozelliklebunları gözlerinin içine kadar sokuyor. ri başka nasıl gösterilebilir?.. Olaylara baBaşka yaşamlar, lüks, yeni cihazlar, zen kışları "beatnıkler"inkine çok benziyor. ginlik öykülcri, kcntli ihtiraslar... Diycbitkinci büyük savaştan çıkmış yorgun lirim ki; yeni dünya düzeni, postkapitalist Amerikan gençliğininkine benzerbir yıkmetropoller, monetarist politikalar insankınlıkları ve düzen karşıtiıkları var. O yüzları yedi bitirdi. Artık insanlar karamsar, den "Kadıköy Sonud"u Amerikan sosyapcsimist, neredeyse umutsuz... Sonuçta listlerine benzetenler var. Nitekim Bruce bu sistem yükselen değer olduğu müddet Springteen en çok dinlediklcri müzisyen. çe hcrkes zatcn birer "doğal kaybeden" Peki, siz romammzda bunları olduğu olmak zorunda gıbı mı anlattımz •* Yanı bu bir gerçek haOrta 8mrtm kalesi yat hikâyesi ya da bir lez romanı gibi mi Belki tuhafbır soru olacak ama, roma degerlendırtlmelt ?.. nınızda anlattıjhmz "Kadıkc'jy Sound" ad Oyle defierlendircnler olursa itiraz etlı akımın gerçehte var olduğuna inanıyor mem. Ancak bu yetersiz olur. (,',ünkü ben musunuz?.. aslında Kadıköy Sound ve Kaybedenler Sorunuzu, "Yerçekiminin gerçekte Kulübü'nün esiniyle kendi duyumsadı1 varolduğuna inanıyor musunuzr gibi al ğım öyküyü yazdım. Bir romanda olması gılıyorum. Yanıtım da şu: Görmedim. gerektig'i gibi özgür ve kurgucu davranAma biliyorum. O, orada. Bütün etkilemaya çalıştım. O, neo egzistansiyalist, niyiciliğiyle. hilist, pesimist, Amerikan sosyalistlerine benzer "rocker" gençliğin eiderek evren Peki, nedır bu Kadıköy Sound? Kayselleşmeye başlayan naif duygularını bebedenler Kulübü ile ilgisi nedir? Rock'la ilgisı nedir? Beatnik'lerle neden bu kadar timlemeye çalıştım. Yani onların siyasi çözüm arayışı içindc olmadan; bizlerc dayaitgıli?.. tılan yeni kapitalist hayata dircnişlerini, Kadıköy, Istanbul'un en büyük ilçesiaşağılık bııldukları bu yeni konsept içindir. Doğa özellikleri ona aynca başka kimdekı kanama ve erime baladlarını yazmalikler kazandırmıştır. Homoiene yakın bir ya çalıştım. nüfus profili vardır. Diyebilirim ki ülkenıiz orta sınıfının kalesidir. Tıpkı lzmir Kitabtnızdaki kahramanlartn tipolojiKarşıyaka, Ankara Çankaya gibi. Çok büsi bıraz ılgınç geldi. Kahramanlartnız zayük duyarlıklar taşryan, çok iyi eğitim alman zaman çok olumsuz kişiliklere dönümış, en az bir yabancı dil bilen, bilgisayaşüp adeta birer anttkahraman gibi davrarı beyninin uzantısı gibi duyumsayan, son ntyorlar. "Kaybedenler" yoksa kötü kişiler derece zeki, yetenekli ve derinlikli bir mi?. gençliği içinde barındınyor bu ilçe. Yaş Hiç sanmam. "Kaybedenler" iyi kötü lan çok genç. Bizlerin çok iyi bildiğimiz, ikilemi içinde değerlendirilebilecek kademokratikleşme acılarını bilmiyorlar, dar sıradan bir bakışla elc alınamazlar. sosyoloji bilmiyorlar, edebiyat bilmiyorünlar önemlidirler. En azından, bir dölar, sınıf kavgası dediniz mi, yastık kavganem, umutlan aşagılanmış gençliğin yıksı gibi şeyler geliyor akıllarına. Bütün bunkınlıkları bize olağanüstü bir estetikle lara mukabil, çok duyarlı, zeki, derinlikradyoda anlatabilmeyı başardıkları için. li oldııklan için olan bitcni basit ve çirkin Yirmi yıldır edebiyatla uğraşıyorum; o buluyoıiar. Müthiş estetik duyargalarıyla radyo prouramında yapılan sözlü edebi bu toplumda yanlış bir şeylerin dondüğüyat kadar beni etkileyen başka bir şey olnü ayrıniMyorlar. üe^ersiz insanların yükmadı. Sözlü edebiyatın zirvesiydi o. ülaMUSTAFA KUPUSOGLU BH, bana ait bir şey değil. Kaybeden felsefesi buna çok yatkın. Ben "kaybe dcnler" atmosferini tam betimleyebilmek için o şekilde yazmak zorundaydım. Sonuçta ben roman yazıyorum. Roman, hayat hakkındaki fıkirlerini sayıp dökmek dcğildir. Entrika neyi gerektiriyorsa o ruhu yansıtacak jargonu yakalamak zorundasm. Kaybedenler için dc kadın düşmanıdırlar dıyemem. Feminizmden, ekoloiik, örgütlerdcn, alternatif çevre hareketlerinden nefret ettiklerini söyleyebilirim. Bunun anlamı, bu sistem içinde kalıp bu işleri yürüterek yapılan sahtekârlıktan dksinmektir. Fakat kadınlarla olan hesaplaşmaları daha çok kapitalist sistemin getirdiği güce tapma olayına olan nefretıeridir. Kadın erkek farketmez; özellikle burjuva toplum güce tapar. Çağmızda gücün adı para, şöhret, sükse, kariyerdir. Erkeklerden daha güçsüz olan kaduıların, güce tapışları esnasında haysiyetli bir erkek yerine daima para, şöhret ve kariyere ulaşmış kişilere, haysiyet ayrımı yapmadan yönelmcleri Kaybedenler'i çıidırtır. O yüzden kentimizde çok yaygın olan servet ve menfaat avcısı örümcck kadın tipolojisi başlıca hedeflerinden biridir. Aslında bu tipolojiye uygun erkeklerin de varolduğunu söylememe bilmem gerck varmı?.. Altıyılaradan sonra roman yayımltyorsunuz. Arada çokfarklı yazarlık deneyleri içinde oldunuz. Edebiyatla yaktndan ılgiü kişiler o dönemlerdeki değisik hamlelerinizi yakından izlediler. Bugünse çokfarklı bir türle karştmızdasınız. Bunu, edebiyatın nereye gittiği ile ilgili bir ipucu olarak telakki edebilir miyiz?.. Edebiyatın bittiğini savunanlar var. Bense bugün her zamankinden daha önemli olduğunu düşünüyorum. Reklam dünyası, medya, siyaset; dünyayı yönetmek için çılgına yanşanlar artık en iyi ede biyatçıları yanlanna alabilmek için olağanüstü paralar ödüyorlar. Benim içinse edebiyat bütün bunların dışında bir yaşam tarzı, daha doğrusu yaşamımın kayda değer tek anlamı. Edebiyatın nereye gittiğiyle çok ilgilenmiyorum aslında. Benim dünyamın tamamını oluşturuyor, onun dehlizlerinde yol alırken kendimi iyi hissediyorum. Edebiyat kuramları üzerinde kafa yormak doğrusu sıkıcı geliyor artık. Çünkü ben yüz metreyi sekiz saniyede nasıl koşarım diye çabalarken, biri gelip bunu nasıl yapacağımı, hangi kasın nereden güç alacağını, cklcmlerin teknik özelliklerini, bu işin mümkün olup olmadığını, beslenme programını, gelecek koşu için ne yapacağımı sorduğunda bundan noşlanmıyorum. Zaten yanıtı da bil miyorum. Ben yüz metre koşucusuyum. Koşarım. Bunu nasıl yaptiğımı biyolojik olarak bilmem. Belki de edebiyatımız, oturup işini yapacağına bu kuramlarla ve laklakla fazlasıyla uğraştı. Tcşekkür cderim. • 'Kaybedenler'in Öyküsü (Rock'N'Roman / tstanbul Dörtİüsü:l/ llıkmet Temel Akanu/ Can Yaytnları CUMHURİYET KİTAP SAYI 454
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle