Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 8 E K I M 1 8 8 8 • • Enis Batur, Mehmet Ergüven'in "Pusudaki Ten"i üzerine bir deneme yazdı • 'Kaytoedenler üzerine konuştu .. 1 X sayfada 10 sayfada Mustafa Küpüşoğlu, HıkmetTemelAkarsuile • Kanadalı yazar Anne Michaels'la romanı "Bülük Pörçük Yaşamlar" üzerine Eva Tihanyi uzun bir söyleşi yaptı 12 sayfada • T.Günersel, Ümit Erol'la Türkiye Ekonomisini incelediği kitabı üzerine konuştu. 16 sayfada Tungay Fişekçi FUNDAAKSUT Dunyayı şiire taşıyan şair KITAP Cumhuriyet I Z E K Turgay Fişekçi adı şiir okurlarının çok yakından tanıdığı bir isim. Ilk kitabını 1981 yılında yayımladı. Geride kalan on yedi yılda telif ve çeviri olmak üzere on dört Kİtap yayımladı. Gazetemizin kültür sayfasıncîa "Defne Gölgesi" başlığı altında yazıları düzenli olarak yayımlanıyor. Fişekçi ile bir söyleşi ve kitaplarını irdeleyen yazılar yer alıyor sayfalarımızda. kurlarımzda lamdık bir tnsan, hatta yakınlan duygusu uyandırtyorsunuz Şttrlertnızı henuz bir hse öğrencisıyken okuduğumda benım dostum olmuştunuz. Şıırlerırtızle konuşuyordum Bana yol gösterıyorlardı Nasıl olup da böyle bir yakınlığın oluştuSunu bir türlü anlayamadım Ştırın giicü denebılır mı buna ? Kimi zaman okurla yazar arasında böyle bir bağ kurulabiliyor. Benim de Nâzım Hikmct'lc aramda, yeryüzünde çok az insana karşı duyduğum böyle bir duygu yakınlığı vardır. Sanki onu şair olarak değil de, tanıdığım bir insan olarak severim. Sanınm bu duyguyu şiirle hayatın örtüşmesi uyandırıyor. Burada söz ettiğim hayat, şairin hayatı değil, şiirin dünyayı algılaması ve bunu yansıtabilmesi. Şiir bıınu başardığında sanırım bu bağ da kcndiliğindcn kuruluyor. Burada sevilen hiç tanımadığımız şair değil, bizde onu tanıdığımız duygusunu uyandıran şiirler. Flbcttc şiirin böyle bir aücü var. Neruda olmasa, hiç görmediğirniz Şili, bize böyle ya kın aelebilir mıydi? Yeryüzünde pek cok insan için de Türkiye, Nâzım Hikmet ile tanıdıkları Dİryerdir. Bu yakınlığı şiirden başka ne sağlayabilir? Şıırlenntzt' gcnel bir bakı^la yaklaşıldığında doğa vc çevre lcmalarınm öne çktıiı gürülüyor Doğa sızın basında hekledığınız ölümcül bir ha s ta gıbı Bu acı kımı zaman \loganlasan çıglıklara dönüsüyor siırlerinizde "Ye iillik dıye yaînız mezarhklann kafdığı bir kent olmahta dünyamız" dızesı gıbı Aynı şıırdc "çağlalar düsmczsc ba şıtmza", "koruk suları ıçmezse", "ak zambaklan koklatnazsa" bir askın doSamayacag'tm söyleyerek ımandog'a bütünlüg'ünü vurgtüuyorsunuz Bu ıltşkı günümüzdeçnk yara aldığt ıçtn tnı sıınnızde de nne çıkıyor. İnsan tatınadığı bir şeyi yitirmis.se bunun ne oldu ğunu aniayamaz. Yitene üzülmek için önce ne olduğu O nu anlamak gerekir. Köy kahvesindeoturan birineOk tay Rifat'ı ya da MarcelProust'u okumadığı için neler yıtirdiğini anlatamazsınız. Bugünün insanı da elinden kayıp gıden yerkürenin ayrımında değil. Oysa o bizim evimiz, oturduğumuz yer. Oteki hayvan ve bitkilerle paylaşıyoruz onu. Içimizde kimi zaman yükselen "insani" dediğimiz sevgi, özlem gibi duyguların ortaya çıkışı aynı zamanda bir çevre sorunu. Kirli dünya, kirli insan demektir. Dünya kirlenmişse, siz onun içinde temiz kalamazstnız. Sanat ise temiz bir dünyanın ürünü olabilir ancak. İnsan sanat yaparken de aslında çevresiyle konuşur." Allı turnam bizim ele varırsan" der, Köroğlu, insandan çok atıyla konuşur, Karacaoğlan bir kadına bakıp "şeftalisi bala benziyor" der. Sutüven çağlayanı üstünc şiir yazan şairin adı sonradan Sutüven o(muştur. Sait Faik in öykülerini okuyup yine aynı insan kalabilmck olanaksızdır. Insanın önce nasıl bir dünyada yaşadığını algılaması gerekir. Bıınu anlatmada da sanatın önemli bir yeri olduğuna inanıyorum. Aynı anda hem akla hem de beğeniye seslenebilen bir şeydir çünkü sanat. Sevgı insan hayatının temel gereksinimlerinden biridir. Ama kirlenen dünya, ne yazık onu da hayatın bir hayli uzaklarına sürükledi. Burada da Nâzım'ı anmadan geçemcycceğim. Günümüzde onun kadar güzel sevebilen bir şair artık yok. Olanağım olsa, öğrencilerini yalnızca sanat dersleriyle eğiten bir okul açmak isterdim. Şıtrlerımz bugün yazılan şnrımız içtndc cokfarklı bir yerde duruyor. Ne anlatımımz ne dc lemalannız başka şaırlcrc benziyor Böyle sıradışt bir noktada olmak sıze neler dıiiündürüyor? Bu bana olağanüstü bir özgürlük duygusu veriyor. Sanki yaşadığım ülkede tek başıma şiir yazıyormuşum duygusu. Ben yazdığım şiirlere ilk anda olmasa bile, bir sure sonra, onları başka biri yazmış gibi dönüp bakabiliyorum. Kimilerini beğeniyorum, kimilerini dc beğenmiyorum. Şiirle uğraşan herkes bilir, önemli olan haDevamı 4 sayfada. CUMHURİYET KİTAP SAYI 454