22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Hasan Âli Yücel hakkında ya da onun anısına, yinc 100. Doğum Yıldönümü nedeniyle birçok kitap yayımlandı. Bunlardan ikisi; sayın Mustafa Çıkar'ın "HasanÂli Yücel vc Kültür Reformu" (tş Bankası Kültür Yay. 1997) ile sayın Prof. Dr. A.M.Celâl Şengör'ün, içeriğinin zenginliğtne oranla çok sınırh tanıtabüeceğimiz"HasanÂli Yücel ve Türk Aydınlanmasının Metabilimsel Temelleri"dir. Bu iki kitap; kişiliği, devlet adamlığı, başarılan; yazar, ozan, düşünür, sanat âşığı yönleriyle Cumhuriyet "bakarTlan arasında daima tek kalacak gözükcn Yücel'e lâyık, onu bugünün ve yarının genç kuşaklarına en doğru tanıtacak mükemmelliktedir. NECDET SAKAOGLU ültür hayatımızda 1,997 yılının özcl anlamı, HasanÂli Yücel'in (18971961) 100. doğum yıldönümü olarak belirginleşti. Ulusal ve uluslararası değer ifadc eden bu yıldönümündeki etkinlikler de çok yönlü izler bıraktı. Yakın geçmişin bir dizi olay ve olguları üzcrine özgür ortamlarda gerçeklcştirilen tartışmalar, izleyebilenlerin belleklerirıi uyandırdı, bilinçlere yeni ufuklar açtı. Daha doğrusu HasanÂli Yücel, doğumunun 100. yılında kendisini saygılarla anmak gibi bir değerbilirlik tavrı karşsında, düşünceleri, duyguları, eserleri Üe toplumumuza bir kez daha ışıJk tuttu.. Özellikle Yücel'in doğum günü olan 17 Aralık'ta ve izleyen günler boyıınca yoğunlaşan yıldönümü etkinlikleri çer. çevesinde Milli Eğitim Bakanlığı, kimi ünivcrsiteler, sivil toplum örgütleri anma toplantıları, sempozyum ve paneller düzenlediler; konserler verildi; TRT ve özel TV'ler, Yücel için programlar sundu. Basında Yücel'e ilişkin habcrler ve yazılar çıktı. Bir bakıma devlet ve toplum Yücel'den özür diledi. Bütün bunlar, "Güneş balçıkla sıvanmaz" atasözünün sahibi halkımıza, bu saşmaz gerçeğin bir kanıtını daha kazanJırdı. Nihayet, gericilik, terör, cnflasyon sıkıntılarıyla geçmcsi mukadder o soğuk Aralık ayı boyunca karamsarlıklarımızı eriten ılık, sevecen, berrak bir "Yücel havası" esti. Keşke o güzcl hava biraz daha sürebilseydi; edinimlerimiz daha çok olacaktı. Yücel hakkında ya da onun anısına, yinc 100. Doğum Yıldönümü ncdeniyle kitaplarda yayımlandı. Bunlardan ikisi; sayın Mustala Çıkar'ın HasanÂli Yücel ve Kültür Reformu (Is, Bankası Kültür Yay. 1997) ile sayın Prof. Dr. A.M.Celâl Şengör'ün, içeriğinin zenginliğineoranla çok sınırh tanıtabileceğimiz 1 lasan Ali Yücel veTürk Aydınlanmasmın Metabilimsel Temellcridir. Bu iki kitap; ki şiliği, devlet adamlığı, başarılan; yazar, ozan, düşünür, sanat âşığı yönleriyle Cumhuriyet "bakan"ları arasında daima tek kalacak gözüken Yücel'e lâyık, onu bugünün ve yarının genç kuşaklarına en doğru tanıtacak mükemmelliktedir. Sayın Şengör'ün eseri; yazlıktaki ki taplığımda bulduğum Yücel'in, lngiltere mcktupları'nı " Britanya'da yaşayanla rın" arasına karı^mışım gibi dalışjarla okuduğum günlerin birinde önüıııe ge Iiverdi. "Zaman" da bana, süzc süze okuyabilmem için tolerans tanıyınca ya K zarın çarpıcı analizlerinden kendimce ycni düşünce boyutlarına ulaştım. Sayın Şengör'ün açtığı yorum ve düşünce pencerelerinden bakıldığmda; "Türk Aydınlanması"nın, daha 1920'de Atatürk'ün yerleştirmeye çahştığı "eleştirel akıfcııık" sayesinde filizlenmcye başladığı; 1938'e kadar hemen her alanda doğrudan O'nun, 19381946 arasında da eğitim ve kültür çalışmalannda Maarif Vekili I lasanÂli Yücel'in yönlendirmesiyle geçerli olduğu; heyhat ki kara güçlerin bir oizi afaroz işleminden sonra, bu çeyrek yüzyıllık esenliğin yerini, dogmalar çalkantısının almaya başladığı apaçık görülüyor. Şengör'ün, Atatürk'le Yücel arasında kurduğu düşünsel vc eylemsel koşutluklar ise bana, sayın ü r d . Prol. Reşat Kaynar'la ortak bir çalışmamız sırasında üzerinde çokça durduğumuz Atatürk ün 1 Kasım 1937'de (son kez) Büyük Millet Meclisi'ni açış ko nuşmasını hatırlattı. Reiimin ve devrimlerin temel leştiğine bağlanan güvenle kaleme alındığı anlaşı lan ve içinde ne askeri ne hamasi tek sözcük bulunmayan, yaşamsallığı nedeniyle ilkokuldan üniversiteye kadar eğitim ve öğretim kurumlarında ve her alanda etkili olması gerekirken aksine unutturulmaya çalışılmış bu çok önemli konuşmadan bir bölümü okuyalım: Hasan Ali Yücel ve Türk Aydınlanmasının Metabilimsel Temelleri Prof. Dr. Celâl Şen&ör'den Hasan Ali Yücel kitabı "Büyük davamız en medeni ve en müreffeh millet olarak varlığımızı yükseltmektir. Bu yalnız kurumlarında değil, düşüncelcrinde de temelli inkılap yapmış olan Türk milletinin dinamik idealidir. Bu ideali en kısa zamanda başarmak için fikir vc hareketi beraber yürütmek mecburiyetindeyiz. Memleketin büyük kalkınma savaşa nın ve yeni çatısının istediği teknik elemanları yetiştirmek; memleket davaları nın ideolojisini anlayacak, anlatacak, nesilden nesile yaşatacak fert ve kurumlar yaratmak, işte bu önemli umdeleri en kısa zamanda temin etmek, Kültür Vekâle Türk NHHeUnhı IdeaH tinin üzerine aldığı büyük ve ağır mecburiyetlerdir.. Işaret ettiğim umdeleri, Türk gençliğinin dimağıntfa ve Türk milletinin şurunda daima canlı bir hedef tutmak, üniversitelerimize ve yüksek okullarımıza düşen ba^Iıca vazifedir. Milletimizin layık olduğu yüksek medeniyet ve refah seviyesine varmasını alıkoyabilecek hiçbir engcl düşünmeye yer bırakılmayacağını huzurunuzda söylemekle bahtiyarım" (1). Bu içerikte devrimler, yenilikler, çağ daşlık, kalkınma, idealle.r... Hepsi var. Örneğin "memleket davalarının ideolojisini an layacak, anlatacak kurumlar", akla bir dizi modern yapılanmayla birlikte köy cnstitüleri^^^^^^^^^^^^ ni getirmiyor mu?.. Ulusun dinamik idcalinin, likir ve hareketin birlikte götürülmesiyle gerçekleştiği ortamlardan biri Halkcvleri değil miydi?... Ya, Milli Eğitim Bakaru'nın Yücel'in yükleneceği sorumluluk konusundaki öngörüsünü neye yoralım?.. Atatürk ün bu fclsefi, ideolojik, karar lı ve veciz mesajındaki, "düşüncelerinde inkılâp yapmış Türk milleti", "düşünce devrimi", "dinamik ideal", "fikir ve hareketin birlikte yürümesi" kavramlarından dehşete kapılarak bu "tehlikeli" ayartmalardan toplumu uzak tutmak; bunlarınyerine dinpolitika kaynaşmasına olanalc verecek; gerektiğinde dinscl ırksal baskılan, kaba sofuluğu, hat ta üfürükçülüğü, çok evlilik geleneğini, kadının değersizliğini... dahi kapsayabilir belirsizlıkteki "milli manevi değerler'M oturt mak ve bir "rücu"yu adım adım gerçekleştirmek eylemlerinde, kimin ne oranua rolü olduğu bilinmez değil. Bu eili yıHık rücu hareketinin ya da Sayın Şengör'ün deyimiyle "akıl düşmanı gericiliğin" su üstüne çıkısının daha başında, eleştirel akılcıhğa tıayat verecek 'dinamik ideal", "fikir ve hareketin birlikte yürümesi", "düsünce devrimi" vb. kavramlar; komünistlik ve dinsizlik slog an lan sayılarak bunlann halkın sağduyusıına yerleşmesi önlenmiş; bu talıhsiz dönemeçte "boynu vurulamadığı için" en ağır ve asılsız suçlamalarla köşesine hapsedilen de HasanÂli Yucel olmuştu. "Türk adaylarının ve doğal olarak kendisinin mayasmda, Atatürk'ten sonra en büyük pay sahibinin, eşsiz eğitmen, özgür düşünür vc gcrçek entelektüel Yücel olduöunu" vurgufayanSayın Şengör: "Bu küçük kitap HasanÂli Yücel'in Milli Eğitim Bakanlığı süresince (28.XII.1938I2.VII.1946) büyük bir bil gi, beceri ve coşkuyla yönettiği Türk Ay HasanAll nin billm. kultur ve eğitim konusundaki göruşleri Mustafa Kemal den bağımsız olarak. Mustafa Kemal Inkllerle neredeyse blre bir örtüsüyordu C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 4 5 0 SAYFA 12
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle