Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Vitnndekiler 50 Türk Romanı/ Fethi Naci/ Oğlak Yaytnlan 427 s. Eleştiri dünyamızın en önde gelen adlarından biri hiç kuşkusuz ki Fcthi Naci'dir. Onun eleştirileri, gözlcmlcri uzun yıllardır edebiyatımızın akışında belirleyici bir rol oynamaktadır. Daha önce," 40 Yılda 40 Roman" adlı kapsamlı çalışması yayımlanmıştı Fethi Naci'nin. 13u yapıtın daha geliştirilmişi olan "50 Türk Romanı"nın tüm edebiyat okurlannın yanı sıra, öğrencilerin vc edebiyat öğretmenlcrinin dc ilgisini çekeceğine cminiz. Fethi Naci bu yapıtında, Türk Edebiyatı'nın, ele aldığı 50 roman çerçevesinde bir şemasını çiziyor ve bu dönem içindc bcliren eğilimlere değinerck bu eğilimlerden bugüne geldiğimiz noktayı daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor. Yaşa Yaşa Gör Temaşa/ Vedat Giinyol/ Oğlak Yaytnlan/143 s. Yıllann ustası Vedat Günyol, çağdaş düşünce dünyamızın hiç kuşkusuz en önemli adlarından biri. Yıllardır bir aydın olarak bize kazandırmaya çalıştığı düşünee namusu, hümanizma, bağnazhğa karşı aklın gücüne güvenme, sömürü mckanizmalanndan sıyrılarak özgürlüğün sorumluluğuna erişme gibi değerler için ona çok şey borçluyuz. Bu büyük ustanın her zaman ilgisiz, dayanıksız yargılardan kaçınmış denemelerinden yapılmış bir derleme "Yaşa Yaşa Gör Temaşa". Kitapta ayrıca, Mehmed Kemal, Ahmed Soner, üktay Akbal vc Mchmet Seyda'nın Vedat Günyol hakkında yazdıkları yazılar da yer alıyor. Kul Himmet/ Ibrahım Aslanoglu/ Ekin Yaytnlan/ 211 s. Kul I limmet, XVI. yüzyılın ikinci, XVII. yüzyılın ilk yarısında yaşayan, Alevi toplumunun "Goca Gul Himmet" dediği Kul Himmet, henüz yaşarkcn bile büyük üne kavuşan, halkın yüzyıllar boyunca artarak süren beğenisini kazanmış nadir şairlerden biri. Adı Nesimî, Fuzulî, Hatayî, Pir Sultan, Yemini ve Viranî ile birlikte saygıyla anılır. Yayımlanmamış 53 deyişiyle birlikte içindcl43 nefes bulunan elimizdeki kitap, yüzlerce yıl sonra usta şairin kimliğini aydınlatan ve toplu deyişlerini içeren temel bir kaynak niteliğinde. 200 Bale ve Dans/ ]ak Deleon/ Yapı Kredi Yaytnlan/ 752 i. Düşten Düşünceye: Tiyatro/Opera/Bale Yazıları, Bale Tarihi, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Türk Balesi, Kısa Bale ve Modern Dans Tarihi gibi yapıtları bulunan Jak Deleon, halen Boğaziçi Üniversitesi'nde "îleri Ingilizce" ve "Bale Tarihi" dersleri vermekte. Dünya sahnelerinden 110, Türkiye'dcn 90 bale ve dansın yer aldığı elimizdeki kitap, yazarın deyişiyle, "bale tarihinin yapraklanndan kimi öykülcri meraklı okura sunmayı amaçlamakta. Ayrıca, Türk bestecileri, librettistleri ve koreografları tarafından yaratılan özgün klasik bale, çağdaş bale, modern dans ve dans tiyatrosu yapıtları, ilk kez yayımlanmaktadır." Bale ve dansların konularını, künyelerini ve eleştirel değerlendirmelerini içeren 200 Bale ve Dans'ı, sanatseverlerin hem keyifle CUMHURİYET KİTAP SAYI 397 dıklarımın içitenlikli, duyarlı, yaratıcı olduğunu biliyorum. Öykülerimde keşfettiğim aynalarla eğleniyor, o aynalarla kurmaca bir gökkuşağı yaratıyorum. lsteyen benim yarattığım gökkuşağının altından geçerek, ona iyi bir manzara diye bakar; isteyen, karşısına geçip yılanları, sarhoşları, dilencileri, katilleri, gaddarları anlar." diyor Sema Kaygusuz kitabı için. tğreti Yaşamlar/ Kürşat Başar/ Can Yayınlan/ 167 s. Iğreti Yaşamlar'da yer alan yazılar ironiyle duygusallığı, hayalle gerçeği, tarihle bugünü birbirine bağlıyor. Dünyaya, bir tek açıdan değil, yaşadığımız günlere denk düşen farklı durma noktalarından, farklı bakış açılarmdan yaklaşıyor. Kimi zaman şaşırtan, kimi zaman güldüren, kimi zaman içinizi acıtan bir yazı ortamı yaratıyor. Yaşadığımız çalgın tarihsel süreç bu yazılara dilin ve düşünccnin en yalın biçimiyle yansıyor. Politikadan aşka, evrensel değerlerden kimliklere, teknolojiden dine günümüz dünyası, edebiyat, felsefe ve 'humour'un (mizah) birleştiği bir açıdan ele alınıyor. Tünel/ Melih Ergen/ Can Yayınlan/ 111 s. okuyacalclarını, hem de yapıttan temel bir başvuru kitabı olarak yararlanacaklarını umuyoruz. Din Kuramılnsanlaşma Sürecinde Din'in Oluşumu/ Georges Bataille/ Çevıren: M Mukadder Yakupoğlu/ Göçebe Yayınlan/ 94 s "Din Kuramı"nda, Bataille, hay(.cur tf«* Hatulllc vandan insana geçiş sürecini inl)t\ KIKAUI celemekte ve bu süreç içinde dit.KHM.l nin oluşum koşullarını araştırmakta. lnsan çalışma aracılığıyla hayvansallıktan kurtulmakta ama bu kurtuluş aynı zamanda onu varoluşunun özünden uzaklaştırmaktadır. lnsan din yoluyla kaybettiği öze yeniden ulaşmaya çalışmaktadır. Bataille bu özlü araştırmasında Hegel felsefesiyle antropolojik verilerin bir sentczini yapmakta. Bu sentez kutsal ile kutsaldışının karşıtlığını içermektedir. Kutsaldışı dünyada insan çalışma yoluyla kendinin bilincine varır ama aklın düzenlediği sınırlar içerisinde kalır. lnsan tini bu sınırları kabul etmez ve akıldışılığın içinde sınırsızlığın kapılarını açmak ister. Bu kapılar kutsal bir dünyaya açılır. Bu dünya çekicidir ama aynı zamanda kutsaldışı dünya için çok tehlikelidir. Bu tehlikeli dünyanın temcli olan din, yeniden akılcı sınırların içine çekilir. Böylece askeri düzen ve endüstriyel gclişme mümkün olur. Protestan ahlakı kapitalizmin gelişmesinin itici gücü halinegelir. 'Din ktıramı', dinin özü olan şenliksel ve kutsal yapıdan akılcı, ölçülü ve kutsaldışı yapıya nasıl ve hangi koşullarda geçtiğini göstermektedir. Bataille diğer yapıtlarında yaptığı gibi burada da egemen din anlayışından farklı bir din anlayışının altını çizmekte. Ahlak ve Şiddet/ M Mukadder Yakupoğlu/ Göçebe Yayınlan/ 107 s. Ahlak ve şiddet arasındaki bağlantı nedir? Neden ahlak şiddeti, şiddet de ahlakı içermekte? Ahlak ile şiddet arasındaki diyalektik ilişkinin neden olduğu bu işkencenin içinden nasıl çıkabiliriz? Ahlak ile Şiddet arasına sıkışan insanda, erotizm hangi yerde durmakta ve hangi işlevi yerine getirmekte? Erotizm neden aynı anda hem ahlak sorunu ve hem de şiddet sorunu? Bu deneme, varoluşun özünü parçalayan bu sorulardan yola çıkarak, şiddeti ve şiddetin gerçckleşme biçimlerini araştırmakta ve bunun karşısına çıkmaya çalışan toplumsal ahlak ile hukukun şiddetle olan ilişkilerini ortaya çıkarmaya ve en önemlisi insan türünün "dışına" çıkmaya çalışan bireylerin, ahlak şiddet diyalektiğini aşma çabalarını saptamaya çahşmakta. Ortadan Yarısından/ Sema Kaygusuz/ Can Yaytnlan/ 108 s. "Hepimiz, bir dilenci, bir sarhoş, bir yılan gizliyoruz içimizde. Bazen umulmadık bir anda karşılaşır, yabancılarız onları. lçimizdeki ada, içinde yaşamayı düşündüğiimüz evdir. Biriktirdiğimiz, bir daha yerinden edemeyeceğimiz ölülerimiz vardır gönlümüzde, almayı düşündüğümüz öçlerimiz, yaklaştığımız ya da uzaktan baktığımız bir intihar fikri, tepki duyduğumuz, ama yine de kopamadığımız konformist eğilimlerimizi, bizi öldürmesi pahasına yanımızda taşıdığımız düşman, daha dillendirmekten hoşlanmadığımız bir dolu şey. lşte bu imgelerin yüreğimizdeki yerini anlatıyor bu öyküler. Öykülerim kesinlikle bir yenilik banndırmaz, insan 'yeni' değildir çünkü. Ama, yaz Melih Ergen 'eksiköyküler' diye nitelemiş bu kitaptaki öykülerini. I'otoğrafın Arka Yüzü adlı romanıyla ilk kez okur karşısına çıkan Ergen, çarpıcı üslubu, zengin bctimlemeleri ve dili ustalıkla, kıvrakça kullanımıyla şaşırtmıştı okurunu. Birçok yazarın uzun bir yazarlık serüveni sonunda ulaştığı ustalığı, Melih Ergen ilk kitabında yakalamıştı. Bu kez de baştan sona, dikkatinizi bir an bile ayıramadan okuyacağınız öyküler sunuyor bize Tünel'de. Belki öykıi tanımına tam oturmuyor bu yazılanlar, öykü sınırının oldukça dışında, müthiş bir gözlemi, doludizgin bırakılmış duyguları, bilinçdışı etkilenimleri, ruhsal ve zihinsel yolculukları anlatan, imgcler evrcninde gezengczdiren yazılar bunlar. Yazarın, kitabın başında da dediği gibi, tematik birliği ölüm de olsa, yaşamı sorgulayan, zor olanın yaşamak olduğunu söyleyen öyküler. Melih Ergen'in gerçekten şiirsel bir anlatımla kaleme aldığı bu öykülerin her biri, bitirdikten sonra zihinlerde buruk bir tat bırakan, düşündüren, son satıra gelincc bitmeycn, dönüp dönüp okumak isteyeceğimiz türden. Yaşamla ölümü ayıran ince çizginin öte yanından, çizginin öte yanını tatmış kişilerin ağzından yazılmış öyküler. Bilinen Bir Sokakta Kaybolmak/ Cemil Kavukçu/ Can Yayınlan/ 166 s. Cemil Kavukçu'yu okurları önce (imll Kıvııkvn 1996 yıhnda Sait Faik Öykü ÖdüBll.lNtN BİR W)k.\Kr.\ lü'ne değer görülen "Uzak NoktaK.\YI«)I.M\K lara Doğru" adlı öykü kitabıyla tanıdılar, sonra da "Yalnız Uyuyanlar İçin" adlı öykü kitabıyla. Kavukçu bu kez yeni öyküleriyle okur karşısında. Kavukçu, 'İyi bildiğim insanları, çevreleri yazmaya çaLşıyorum,' diyor, 'bulundukları mekana sığamayan, bunu aşmak için düş kuran, içen ya da içsel yolculuklara çıkan insanları. Çizgi dışı yaşam süren insanlara saygı duyuyorum, sıradanlaşmak yerine tükenişi seçseler de.' Oykülerindeki yalın, abartısız dil, canlı anlatım, sıradan insanların sıradan yaşamlarından küçük serüvenler çıkarması, tarafsız bir gözlem gücüyle umarsız küçük insanların, küçük dünyalarına kolaylılda girebilmesi ve bu dünyaları ustalıkla çözümlemesi, Cemil Kavukçu'nun başarısını sürekli, Türk öykücülüğünde ulaştığı noktayı haklı kılıyor. Bilinen Bir Sokakta Kaybolmak'taki öyküler, birbirinden bağımsız görünen üç bölümde toplanmışsa da, öykü kahramanlarının çeşitli öykülerde görünüp kaybolması bu öyküler arasında incecik bir bağ oluşturuyor, tanıdık insanlarla farklı mekanlarda yeniden buluşmamızı, öykülcrle yakınlaşmamı/ı sağlıyor. Cemil Kavukçu'nun başarısı da burada yatıyor: lncelikli bir gözlem gücü, yalın bir anlatım, ustalıkla kullanılan bir dil. • SAYFA 17