06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

XX Ey sen, gözlerinde sık sık Üç oklu Aşk'ı taşıyan: Çok uzaktan gelen bu tinim Sana teslim edıyor, Suriyeli okçunun çok önceden iki okla Zihninden yaraladığı kederli ruhu; Üçüncüsü için germiş yayı, ama öyle yavaş ki Sen varken bana ulaşamıyor ok: Guido Cavalcanti/ Şiirler/ Çeviren: Kemal Atakay iiü "Ah, kiiçük balad, senin dostluğuna bırakıyopum bu titreyen ruhu" Şiir Atlasında bu hafta geçmişten, Dante'nin çağdaşı olan bir başka Italvan şairinden şiirler bulacaksınız. Floransa'da ortaya çıkan dolce stil nuova (tatlı yeni üslup) şairlerinin en ünlülerinden biri sayılan Cavalcanti 1255'te Floransa'da doğmuş, 1300'de gene aynı kentte ölmüştür. 13. yüzyılda Papa yanlısı Guelfo Partisi'nden saygın bir ailenin oğlu olan Cavalcanti, Dante'nin de öğretmeni olan felsefeci Bruneîto Latini'den öğretim görmüş, daha sonra imparatorluk yanlısı Chubellino Partisi'nin önderi Farinata degli Uberti'nin kızıyla evlenmişti. Guelfo Partisi 1300'de Beyazlar ve Siyahlar diye ikiye ayrılınca Beyazlara katüan Cavalcanti aynı yıl Serzana'ya sürgüne gönderildi. Orada sıtmaya yakalanınca da Floransa'ya dönmesine izin verildi ve orada öldü. Günümüze kalan 50 şiiri Dante Gabrieli Rosetti ve Ezra Pound gibi şairlere esin kaynağı oldu. Ana teması derin acılar veren aşk olan bu şiirler daha sonra öbür Avrupa dillerine de çevrilmiştir. II Sizde çiçekler ve yeşil yapraklar Ve parılclayan görülesi şeyler var; Yüzünüz güneşten daha ışıklı: Değersizdır sizi görmeyenler. Dünyada böyle güzellik ve hoşlukla Dolu başka bir varlık yoktur; Ve güzel yüzünüz, aşktan korkanları, Bu yüce arzuyu dilcmeye yöneltir. Size eşlik eden bayanlardan Sevginiz nedeniyle hoşlanıyorum bu denli; Ve nezaketlerine sığınıp rica ediyorum onlardan, Ellerindcn geldiğince saygı göstersinlcr Ve hükümranlığınızı değerli bulsunlar, Siz en iyisisiniz çünkü onlann. VIII Zihnimi öyle üzüntüye boğdun ki, Ruhum ayrılıp gitmeye çabalıyor Ve acı çeken kalbin yolladığı iç çekişler Kalbin acıya katlanamayacağını gösteriyor gözlere. Scnin büyük gücünü hisseden Aşk Diyor ki: "Ölmek zorunda olman acı veriyor bana, Sana merhamet göstermeyi hiç Istemeyen bu acımasız kadın yüzünden." Yaşamdan kopmuş biri gibi yürüyorum. Bakanlara pirinçten, taştan veya tahtadan Yapılmış bir insan gibi görünen, Yalnızca yönetilerek yürüyebilen Vc kalbinde nasıl öldüğünün belirtisi Bir yara taşıyan. XVIII Şaşkına dönmüş, biçarc kalemleriz biz, Küçük makas ve acı çeken bıçak, Işittiğiniz bu sözleri Kederle yazmış olan. Şimdi neden yola çıktığımızı, Neden karşınıza geldiğimizi söylüyoruz size: Bizi hareketlendiren el, kalpte Bclirmiş korkunç şeyler hissettiğini söylüyor. Öyle mahvetmiş ki bunlar onu Ve öyle ölümün kıyısına getirmiş ki. İç çekişlerden başka şey kalmamış ondan geriye. Şimdi climizden geldiğincc, Bizi horgörmeyip korumanızı diliyoruz sizden. Çünkü bir nebze acıma yaraşır size. Çünkü ruhumun kurtuluşu olurdu bu Şanki ölmüş, kollarımda uzanan ruhun. Üç yara açan iki ok yüzünden: Ilki zevk verip güçsüz düşürüyor, Ikincisi, üçüncü okun getirdiği Büyük sevincin gücünü arzuluyor. XXX Aşka dair düşüncelere dalmıştım İki köylü kıza rastladığımda. Biri şarkı söylüyordu: "Aşk sevinci Yağıyor içimizue." .. Görünüşleri öyle hoş. Öyle sakin, nazik ve iyiydi ki, Şöyle dedim onlara: "Her yüce ve soylu erdemin Anahtarı var elinizde." Ah, küçük köylü kızlar, küçümsemeyin beni Taşadıfiım yaradan ötürü; Şu kalbim öldürüldü Toulouse'da bulunduğum günden beri." Kalbimin nasıl yaralı oldufiunu Görecek kadar çevirdilcr bakışlarını Ve nasıl gözyaşlarından doğan küçük bir tinin Yaradan dışarı süzüldüğünü. Böyle umutsuz gördüklerinde beni, Biri gülüp dedi ki: "Bak, nasıl mahvetmiş onu Aşk'ın şiddeti!" Öbürü, acıyarak, merhamet dolu, Sevinçten bir aşk timsaline dönüşmüş, Şöyle dedi: "Kalbinde görülen yarayı ÇOK güçlü gözler işlemiş: Öyle Dİr ışıma bırakmış ki orada, Bakamıyor gözlerim. Söyle bana, natırlıyorsan o gözleri." Küçük köylü kızın sorduğu Bu zor, bu ürkütücü soruya Karşılık verdim: "Hatırlıyorum, Toulouse'da Bir bayan göründü gözlerime, sıkı sıkıya sarmış belini, Aşk'ın Mandetta adını verdiği; Öyle çabuk, öyle güçlü geldi ki, Gözleri çarptı beni En derinimden, ölümüme." Büyük bir kibarlıkla karşılık verdi, Benimle daha önce alay edeni. Dedi ki: "Aşkın şidaetiyle Tüm görüntülerini kalbine işleyen bayan Gözleriyle öyle güçlü balcrnış ki içine Aşk'ı çıkarmış ortaya. Acı çekmek bir yükse senin için Aşka söyle derdini." Toulouse'a git, küçük baladım, Ve sessizce La Daurade'a gir, Ve orada nazik bir bayana rica et Götürsün seni Seni yolladığım kadının yanına Ve seni kabul ederse, Hafifçe şöyle de ona: "Merhamet için geldim size." III Kadının güzelliği ve yüreği bilgenin; Zırhların bürünmüş soylu şövalyeler; Kuşların ötüşü, aşk sözleri; Denizden hızla geçen güzel tekncler; Şafak vakti kıpırtısız hava, Ve rüzgârsız düşen beyaz kar; Su pınarı, binbir çiçekli çimen, Altın, gümüş rengi süslerde, gökmavisi: Aşar bunları kadınımın güzelliği, değeri Ve narin yüreği, Öyle ki tüm bunlar değersiz gelir bakana; Ve sema nc kadar büyükse yeryüzünden Öylc gcniştir bilgisi diğcr insanlardan, lyilikler hemen gclir böyle bir doğaya. SAYFA 14 XXXIII Talihsizliğimin bana "Umutsuzum" dedirtmesinden korkuyorum. Kalbimde, zihnimi korkuyla titreten Ve sanki şunlan söyleyen Bir düşünceyi hissettiğim için: "Ölüm seni Kendi suretine dönüştürmeden, CUMHURİYET KİTAP SAYI 397
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle