Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Süleyman Zaman, çağdaş bir halk ozanımızı inceliyor Mahzuni Serif Süleyman Zaman, bir yandan Mahzuni Şerif'in kasetlerini, plaklarını bir yandan da ozan nakkında, daha önce yayımlanmış kitapları, antolojileri tarayarak, oldukça oylumlu bir Aşık Mahzuni kitabı hazırlamış. Kitap, Mahzuni Şerif'in yaşamını, sanatını ve dünya görüşünü irdeleyen 76 sayfaîık bir inceleme bölümünden başka, ozanın 541 şiirini içeriyor. METİN TURAN* ni Şerif'in kasetlerini, plaklarını bir yandan da ozan nakkında, daha önce yayımlanmış kitapları, antolojileri tarayarak, oldukça oylumlu bir Aşık Mahzuni kitabı hazırlamış. Kitap, Mahzuni Şerif'in yaşamını, sanatını ve dünya görüşünü irdeleyen 76 sayfalık bir inceleme bölümünden başka, ozanın 541 şiirini içeriyor. Mahzuni'yi Türk halkı, daha çok türküleriyle tanıyor. O'nun dilimizden düşmeycn "ljte Gıdiyorum Çeşmı Sıyahım', "Ince tnce Bir Kar Yağar", "Aba Memmed Emmi", "Doktor", "Domdom Kur^unu", "Amcrıka Katıl Kattl", "Btzım Yığtller", "Erım Erım Erıyesın", "Mapusun lçındc ÜçAğaçîncır", "Ben Benı", "Kırvem" aıbi bir hatırlamada sayısı onları bulan deyiş/türküleri yanı sıra, bundan böyle okur, ciddi bir divan pluşturan şiirleriyle de tanımış olacak. Oyle inanıyorum ki, Mahzuni, gerçek boyutuyla bu şiirlerinin anlaşılmasından sonra tanınacak. Çünkü, müzik eşliğinde dinlenilen şirlerinin gerçek değerini kolay kolay algılamak olası değil. Entelektüel kesim, Mahzuni'yi, kitaplarıyla tanıyacak, onunla, bana kalırsa, gcç kalınmış bir tanışıklığı gerçekleşecek. Çünkü Mahzuni'yi hemen her kesim dinliyor olabilir. üyledir de. Ancak, Mahzuni'yi dinlemekten öte, anlamak gerekiyor. Mahzuni'yi anlamak, bir anlamda Türk hallunı anlamaktır, onu tanımaktır. Entelektüel camianın uzağında kaldığı ya da durduğu bu büyük coğrafyanın insanı, Mahzuni gibi o hayatın içinde olan birinin derin sezişi, usta işlemesiyle daha gerçekçi görülecektir. Mahzuni Şerif, Nâzım Hikmet, Ahmed Arif, Enver Gökçe, Rıfat Ilgaz, Hasan Hüscyin gibi, toplumcu gerçekçi Türk şiir geleneğinin; daha yoğun olaralc Pir Sultan'la, Nesımi'yle, Aşık Veysel'le beslenen koludur. Biz, Mahzuni Şerif'i daha çok seslendirdiği/seslendirilen şiirleriyle tanıyorduk. Ozel olarak, benim gibi, O'nun şiirlerine ulaşma şansı olanların dışında, büyük bir Mahzuni dinleyicisi, bunlara ulaşamıyordu. Bu çahşmayla birlikte, O'nu dinleyerek şiirlerinin tadına varmaya çalışanlar, bu kitapla daha dcrin bir algılama şansına kavuşmuş oldular. Şiirlerini kitaplaştırma yolunu tercih ediyor olmak da, bu anlamda Mahzuni'nin geniş kitlelerle, daha doğrusu entelektüel kesimle bağ kurma kaygısını yansıtıyor. Mahzuni Şerif'in şiirlerinin estctik arka planını içerisinde yetiştiği AleviBektaşi kültürü oluşturuyor. O, bu kaynaktan besleniyor. Bu bakımdan bir yanıyla bu kültürel ortamdan beslenirken, bir yanıyla da çağdaş dünya edebiyatıyla, değerleriyle buluşmaya çalışıyor. Ama, kuşku yoK, onun şiirinde ana damar, yine de beslendiği gelenektir. Kimi kez Karacaoğlan gibi güzellere tutkunluğu bir koşmada dızeleşir, kimi kez Kaygusuz Abdal gibi taşlamayı alaysılamayla buluşturup, tatlı yalana dönüştürür: "Bir gerçek yalanım vardır erenler Anam yeni gelin oldu duydun mu? Bir gasavet aldı garip babamı Düğününde davul çaldı duydun mu? Bizim köye kabak ektik dut bitti Yeşü yaprağında develer öttü Dört boynuzlu koclar doğuma yattı Ikiz ikiz kurtlar geldi duydun mu? Semer vurduk serçelerin eğnine Balığı bezirgan yaptık yanına Ramazan ağanın girdik kanına Aklımızı bayram aldı duydun mu? Senem kadın sekseninde doğurdu Doğan çocuk mama diyc bağırdı Bitirdi de altı kova yoğurdu Bir dakka uykuya daldı duydun mu? Keban'a göl yaptık dağlar sulandı Bütün Edırne'ue bağlar sulandı Karadeniz bir sinekten bıılandı Coştu Akdeniz'e doldu duydun mu? Mahzuni der işte böyle halimiz Avrupa'ya köprü olur dilimiz Arada sırada nortlar ölümüz Her biri bir makam çaldı duydun mu? Türk toplumu olarak, sözlü anlatımı revaçta tutan bir kültürel kurumlaşmanın içerisinde yaşıyoruz. Gecekondusundan üniversitesine değin dedikodunun bu denli kökJü olması da, bana kalırsa, yazılı kültüre uzaklığımızdan kaynakJanıyor. Bu durum, aynı zamanda birçok kültür insanının anlaşılamamasını da beraberinde getiriyor. Mahzuni dc yeterince anlaşılmayan kültür insanlanmızdan biridir. Onu hep türküleriyle, kasetleriyle tanıdık. Çokça dinledik, türkülerini czberledik belki. Ama anlamadık... Şimdi, Mahzuni'yi ve bu yolla O'nun öncüllerini anlamanın zamanıdır. Müzikleriyle kulaklarımızı ve gönlümüzü dolduran bir büyük ozanın ürünlerinin düşünsel derinliğini kavramak için, Süleyman Zaman'm bu çalışmasının çok büyük katkısı olacaktır. • * Folklor / Edehıyat Dergıst Genel Yayın Yönetmem Mahzuni Şerif, Yaşamı, Dünya Görüşü, Şiirleri/ Hazırlayan Süleyman Zaman/ 52S s / Uteme Adrav Hatay Sokak 919, Kızılay Ankara, Tel (112)425 39 20 CUMHURİYET KİTAP SAYI 397 AleviBektaşi kültürü A$ık Mahzuni $erlf. T ürk halk edebiyatının en güçlii kollanndan birisi halk şiiri, özellikle de âşık şiiri oluşturur. Hatta, vurgulamada abartı yok, halk edebiyatını bugüne taşıyan biraz da bu sanatçılanmızdır. Bu gelenekten beslenen en yctkin sanatçılardan birisi de Mahzuni ŞeriPtir. Asıl adı Şerif Cırık olan sanatçı, 17 Kasım 1939 yılında (resmi kayıtlarda 1943'tür) Kahramanmaraş'ın Arşin ilçesinin Berçcnek köyünde dünyaya gelmiştir. Âşık Mahzuni Şerif, Türkiye'de toplumcu siyasal akımlann güçlendiği, 1960'h yıllarda toplum önüne çıkar. Daha doğrusu, 27 Mayıs 1960 narekâtı, Mahzuni'nin yaşamında iki bakımdan bir dönüm noKtasını oluşturur. 27 Mayıs'ın gerçekleştiği tarihlerde, Mahzuni, Ankara Ordu Donatım Teknik Oklu'nda öğrencidir. O'nun toplumsal olaylara eğiiimi, öğrenme isteği, ders kitaplarının çerçevesini aşar. Zaman zaman tekrarlanan aramalarda, ders kitaplarının arasında başka kitapların da çıkıyor olması, klasik öğrenci tipine alışmış askeri okul öğrctmen vc öğrencilerinin bakışını Mahzuni üzerinde yoğunlaştırır. Bakışlardaki bu tedirginlik Mahzuni'yi okuldan uzaklaştırır. O, kendisini, çok sevdiği şiir ve saza verir. Süleyman Zaman, bir yandan Mahzu Yenl blr blçim Mahzuni Şerır, ya/dıkları, seslendirdikleri ve söyledikleriyle, geleneksel âşık tarzının dışında birozandır. Aslında, gcnel olarak bugün mahlasının önüne âşık sıfatını ekleyen tüm şiir yazar/söylerler bu geleneğin dışındadır artık. Çünkü, gelenek değişen toplumsal koşullarla birlikte yeni bir biçim ve niteliğe dönüş müştür. Aşık Veysel'le birlikte, geleneğin kendine özgü kuralları yıkılmış, gelenek kırılmıştır. Mahzuni Şerif ise, beslendiği bu geleneğin devamı olmaktan çok, o gelenekten güç alan, çağdaş bir ozandır. 1 layatı algılayışı ve yorumlayışı, hâlâ gelenekte direnen gelenekçi âşıklardan çok farklıdır ve haklı olarak o DU kümenin dışındadır. Aşık edebiyatının klasik unsurlarından olan bâde içme olayına yaklaşımı, Mahzuni'nin geleneği nasıl algıladığı sorusuna da yanıt niteliğindedir: "Sorsalar ki nerden içtin badeyi / Berçenek'te köriin birinden içtim. / Dünyamda görmedim ak sakallı pir / Ben ezilenin alın terinden içtim. / / Tarih bin dokuz yüz elli senesi / Henüz kurulurken dost mevhanesi / Yanıp tutuşurken dostluk badesi / Ben dertlerin orta yerinden içtim." (s. 149) Kimi, geleneğini sürdürdüğünü iddia edenlerin çoğu kez mistik bir bağlanmayla dillendirdikleri âşıklık, geleneği gelenekçilik olarak algılayanların alkışlamasıyla gündemdeuir. Yoksa gelenelc ne tek başına saz çalıyor olmaktır, ne şiir söylüyor olmaktır ne de hikâye anlatmaktır. 1 latta bunların üçünün birarada olması da değildir. Gelenek, o geleneği oluşturan toplumsal koşullarla vardır. Bu bakımdan, Mahzuni Şerif'in yer yer itiraz cttiği, kendisinin klasik tarzda âşık olarak algılanması olgusu, O'nun haklılığını ortaya koyar. Mahzuni Serlfln şllrlerlnln estetlk arka planını Içerlslnde yetlstlğl AlevlBektasl kültürü oluşturuyor. O, bu kaynaktan besleniyor. SAYFA 12