25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Çünkü sarı kirpiklerin arasından, şakakların hcmen bcrisinden, andırırlar iki yeşil zümrüt ve sapsarı altından iğneyi ak bir ermin kürkün iki ucunıı iliştiren. Cîözlerin yeşil diye, kızcağızım, yeşil denizler gibi, neden yakınır durursun? Tut ki dönüverdi çakıra ansızın ya da kesiverdi kapkaraya, pişman olursun. XXIX (53) la bocca mı hacao tuttu trcmantc Gustavo Adolfo Becquer/ Şiirler/ Çeviren: Ayşe Nihal Akbulut Hıçkırıklar soluktur, havadan oluşur ve havaya döner!' deniz kızlarınm da yeşildir gözleri yeşildir Minervanınkiler de, yeşil gözbebekleriylc bakar Peygamberin hurileri. Yeşil scçkindir ve süsiidür ormanın ilkbaharda. Yedi parlak rengi arasından yeşille kibirlenir Ebemkuşağı. yeşil gökzümrüt ile tavus da yeşildir Yeşil murat rengidir yeşil olur dalgalan okyanusun ve defne dalları ozanların. Gencecik gonca yanağı gülün hanyla kaplı, taçyapraklarının kızılı seçilir incüer arasından. Yine de bilirim yakınırsın nedensiz gözlerin sanırsın Çirkinleştirir seni: Sakın ola inanma. Çünkü ıslak.yeşil ve hırçın gözbebeklerin andırmaktadır yeni gövermiş badem yapraklarını ilk vuran esintiylc titreşerek Kırmızı yakutandır ağzın aralanın gökçeguvez narların çağırır oirlikte gidermeye yazın susuzluğunu Yine de bilirim yakınırsın nedensiz gözlerin sanırsın Çirkinleştirir seni: sakın ola inanma Çünkü gözbebeklerin öfkelenince ısıklarla çakar sanki, denı/den gelip patlayan dalgalardır kayalarda. Alnın, taçlanmıştır dalga dalga inen sırmalarla, kar tutmuş bir doruktur günün son ışığını yansıtan. Yine de bilirim yakınırsın nedensiz gözlerin sanırsın (,irkinleştirir seni; sakın ola inanma. Eteğinin üstünde duruyordu açık bir kitap, yanağıma değiyordu kara kıvnmları saçının: ikimiz de gören gözlerle bakmıyorduk harflere, sanırım; üstelik, koruyorduk ikimiz de derin bir sessizliği. Ne kadar sürdü? O an da bilemiyordum ne kadar sürdü. Tek bildiöim, duyulmuyordu soluğunaan başka ses, kuru dudaklardan soluk soluga çıkan. Tek bildifiim, dönüşümüz ikimizin de tek bir zamana ve birbirini bulması gözlerımizin, ve sonra duyulan öpüeük sesi. 1 836 yılında Sevilla'da doğdu, 1870 yılında otuz dört yaşında Madrid'de öldü. Becqucr'in şiiri, Gerçeklik akmıı içinde, Coşumcu (Romantik) şiirin artık silinmektc olan izlcrinden sayılır. Kısa yaşamında verdiği ürünler, Lıbro de lo\ gomnas (Scrçeler Kitabı) adlı yapıtında toplanmış 790 şiiri ve Lcyendos (Söylcncclcr) ilc Veruela Manastırı'nda yazdığı Carta*; desde mı cclda (I lücremdcn Mektuplar) adındaki düzyazılarıdır. Şiirlerinin başlıca izlegi sevgidir. Bu şiirleri tck bir büyük aşk şiiri olarak değerlendircn eleştirmenler de vardır. Bunun yanı sıra şiir sanatını, ozanının esinlenme biçimini, ökeliğini işleyen şiirleri olduğu gibi, kıskançhk, düş kırıklığı, yalnızlık, karakaygılar (melankoli), sevgisiz bir yaşamın tekuüzcligi, geçen zaman ve bir daha yaşayamayaeaklarımız (Übi sunt) gibi izlekleri deele alır. Biçemini, dolaysız, kendiliğinden, yapmacıksız, sezdirimlerle yüklii ve lirik olarak niteleyebiliriz. Dante'nin yarattığı bir kitaptı, ]nfıerno\uy<\u. Ona dönüp indirince gözlerimizi, titreyen bir scsle dedim ki: Anlıyor musun şimdi bir dizeye nasıl sıfiar bir şiir? Ve kadın yanıtladı, yüzü yanarak: Evet, şimdi anladım! XI (51) Atcşliyim ben, esmer kadınım, simgesiyim tutkunun, gönlüm koşar zevk peşinde. Ben miyim aradığın? Sen değilsin: Yok. Yüzüm solgun, sırmadır saçım, sonsuz nimetler sunarım sana, saklarım içimde sevecenlikten bir servet. Ben miyim çağırdığın? Sen değilsin: Yok. Bir düşüm ben, olanaksuım, sisle ışık karması uçup giden hayalet; etten kemikten değilim, elle tutulmam: Sevemem ben seni. Gel öyleysc; gclsen n'olur! XX (37) Bil ki, bir kez kızıl dudakların yandı mı görünmez havayla tutuşup, gözlerle konuşabılen gönüller bakışlarla öpüşebiürler. XXI (21) Şiir ne? diyorsun kenetlcrken gözbebeğime mavi gözbebeğini. Demek şiir ne, diyorsun! Bunu sen mi soruyorsun? Şiir.. şiir sensin. XXII (19) Yüreğinin kıyısına iliştirdiğin şu gül nasıl sürdürüyor yaşamını? Hiç aklıma düşmemişti şu günc değin bir yanardağın gözünde bir çiçek. XXIII (22) Bir bakışına yeryuzünü bağışlayabilirim; bir güliişüne gökyüzünü; bir öpücüğune... bilemem ne bağışlamalı senin bir öpücüğüne. XII (79) Gözlerin yeşil diye, kızcağızım, yeşil denızler gıbı, neden yakınır durursun? SAYFA 14 XXX (40) Bir damla yaş aktı akacak onun gözlerinden ve bağıs dileven bir tümce benim Judaklarımda; kibir dile geldi sözler yerine ve kuruttu ağıdını, ve söndü aaha çıkmadan sözüm ağzımdan. Ben bir yola saptım, kadınım ötekine ama düşünce aklıma karşılıklı sevgimiz, yine de şöyle diyorum: "Neden sustum ben o gün?" ve o da şöyle diyordur: "Neden ağlamadım sanki ben?" XXXIII Olup olacağı bir iki sözcük, ve yine de, bütün DU olup bitenden sonra, uzlaşamayız hiçbir zaman, senle ben gerçekten suç kimde diye. Yazık, bir sözlüğü yok Sevdanın, yoksa açar bakardık, gurur ne zaman yalnızca boş kibir ve ne zaman ağırbaşlı öz saygı. XLIV(10) Açık bir kitabı okur gibi okuyorum ta dibını gözlerinin. Neye yarar dudakların yeltense gülümsemelere, gözlerin yalanlayınca? Ağla! Utanma ele vermekten kendini, göster biraz olsun sevdiğini benı Ağla! Yok bize bakan kimse. Bir erkcğim ben....ama bak ağlıyorum. XXXVIII (4) Hıçkırıklar soluktur, havadan oluşur ve havaya döner! Gözyaşları sudur ve denizc döner! Söyle bana, kadınım: sevda unutulunca bilir misin nercyc yiter gider? LXIX Bir şimşek çakmasıyla doğarız, ve ölürüz sönmeyekalmadan ışığı; böylesine kısadır yaşam işte! CUMHURİYET KİTAP SAYI 387
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle