Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Philip K. Dick'ten "Dr. Gelecek" Geleceğin karanlık ütopyası Philip K. Dick Türkiycli okur tarafından ilgiylc okunan bir yazar. Yirmi beş yil önce ülkemizde yavımlanan iki romanıyla olaukça ilgi toplamıştı. Dick şimdi ue "Dr. Gclccck" ile okurların karşısında. MUSTAFA YELKENÜ Cîclcccğin nasıl olabileceğini kestirmek bilimkurgu vazarlarının önemli uğraşlanndandır. Günümüz verilerinden yola çıkarak gelecegi parlak ve aydınhk, ya da oldukça karamsar betimlemek çoğu zaman buyazarların ideolojik donanımlarına baglıdır. Kimi zaman da demokrasi geleneğinden yoksun yöneticilere, kişisel çıkarlarını bütün bir halkın sefalcti pahasına öne çıkaran çirkin politikacılara yönetilen eleştiriler suç kapsamına girdiğinde, bunu bilimkurguyu kamufle amacıyla kullanarak yazmak bilimkurgucular için oldukça yaygın bir yöntemdir. ölçüde, yaşama cesarctini arttıracaktır. Apollon'un Dionysos'a öykünmesi böyleliklepoiesis'indoruknoktasıdırvebunun dışında bir değeri olmayan, bir hiç olan yaşam böylece değere ve anlama kavuşmuş olmaktadır. (s.44) Gawoll'a göre Nictzsche kişiyi, kendi varlıfiının anlamını dışarıdan beklemek ya da kendi dışında aramak verine, "Kcndine bir amaç, bir hcdef, bir neden, hcm dc yüce ve asil bir neden" bclirleycrck, varlığıru apostcriori haklı kılmakla sorumlu tutar. Böylclikle Nictzsche insana, kcndi yaşamını Apollon'a özgü yaratıcılık vc eylemlerle, bir sanat yapıtı gibi gerçekleştirmenin mutlak sorumtulugunu yükler. (s.6768) Ancak Nietzsche son dcrcce varoluşsal bir anlayışla insanı, yaşamını salt kendi içinden anlamlandıran ve belirleyen kişi olarak tanımlasa da, bu tanımın niçbir zaman genel geçer olamayacafiının farkındadır. Çünlcü yaşamı, Âpollon'a yaraşır mükcmmel bir tabloya ya da yapıta dönüştürme gücüne ulaşabilecek insan sayısı fazla deSildir. (s.68). Bununla birlikte, kör ve anlamsız olgular akışına karşın insan, yaşamında amaçlanmaya değer hcdcfler varmış gibi eylemek durumundadır. Demirleyecck bir yerin artık kalmadıgı vc yaşamın sonsuz sayıda yorumlara vc adlandırmalara açık olduöu düşünccsi Nietzsche için de, her ne kadar ürkütücü dc olsa, yaşanılan anın ve geleccğin özgür olarak biçimlendirilmesini olanaklı kılmaktadır. (s.7172). VI. Gavvoll, Nietzsche'dc "an üzerine odaklaşma"dan da söz edcr. însan ancak yaşadığı an üzcrindeodaklaştığında, özgür vc mutlu olma olanağını cldc edebilmektcdir. Nıetzsche'nin deyimiyle, "Tüm geçmişi unularak, sadece içinde bulunduğu ana sırtını dayamayı başaramayan, bu noktada zafcr tanrıçası gibi korkusuz vc dimdik duramayan, mutlulııgun ne oldugunu hiçbir zaman bilcmcyecek, daha da kötüsü, hiçbir zaman başkalarını mutlu edecck bir şey yapamayacaktır." (s.66). Gawoll'a göre "an üzerindcodaklaşma", Nietzsche'nin "tarihe gereksinim duyan bir yaşam"dan ne anladığını da bclirginleştirir: Yaşam bir kezliğinin ve ycnilcmczliğinin bilinciyle gerçekleştiği ve kendi gücii vc iktidarı üzcrinde yoğunlaştığı ölçüde tatmin olacaktır. Yaşanıı bu anlamda vcrimli kılan, C U M H U R İ Y E T K İ T A P insanın, ulusun ve kültürün kendi sınırlarını zorlayarak, geçmişi ve yabancı olanı kcndi içine alarak özümseyebilmesini, yaralarını tedavi cdebilmesini, yitirdiklerini yeniden oluşturabilmesini sağlayan plastik gücüdür. Yaşam, kendini tarih içinde ve tarihe karşı kanıtlayarak bir yapıt olarak somut biçimini almaktadır. (s.67) Gavvoll'a göre "Tarihin Yaşam tçin Yararı ve Zaran" adh yazısında Nietzsche, özgürce vc büyük bir özgüvenlc çağına egcmen olan düşünce kalıplarının cîışına çıkan, onları aşan felsefi bir tarih anlayısıgeliştirmiştir. (s.52) Nietzsche'nin, özellikle heder aldığı, diinya tarihinin şimdi sona crdiği vc son ereğinc ulaştığı biçimindeki tasarım ve düşüncelerdir. Çünkü bu türt teleoloiik (erekbilimsel) tarih anlayışlarının ardında, her olgusal başarıyı, yaşanılan gerçeöi tannsallaştırma vc savunma tutkusu bulunmaktadır. (s.55) Bilindiği gibi, 19. yüzyılın ortalarından beri Dilthey, Bergson ve Simmcl'in de fclsefelerinin başlıca konusu "yaşam"dır. Gawoll'a göre konusu yaşam olan felsefe, Heidegger'in Varlık ve Zaman adlı yapıtıyla varoluşsal bir analitige dönüşerek doruk noktasına ulaşır. "İnsan varoluşunun tarih içinde kendi kendini nasıl anlayabileceğini, tarih ile nasıl bir ilişki içinde bulunabileceğini irdclcmeye veaydınlatmayaçalışan bir varoluşsal analitiğin ise ilk olarak Nietzsche tarafından geliştirildigi ve ortaya konduğu söylenebilir." (s.5859) VII. Sonuçta diyebiliriz ki, Avrupa kültürü vc felsefesi dcvam ettikçe, Nietzsche, hep dönüp okunacak ve yorumlanacak vc dahası yürünecek yollara ışık tutacak bir filozof olarak karşımıza çıkacaktır. Çünkü onun dile getirdigi sorular ve sorunlar, hem nratiktc hcm de felsefi düzlemde yanıtlanmayı beklemektcdir. Ayşın Ozalp'in özcnli çevirisiylc dilimize kazandırılan bu yapıtın hak ettiği ilgiyi görmesi gcrekir. Gawoll'un vc Nietzsche'nin scsleri, yaşamlannı özgün vc özgür bir "yapıt'a dönüştürmeyi amaçlayanlarm scsleriyle buluşmayı bekliyor. F.riedrich Nietzsche ve Avrupa Felsefesi// iansjürven Ciauıoll/ Çcvırcn/ Ayj»; Özalp/ A)a Yayınlart 72 ı 383 Gelcccği betimlerken, ya öykü doğrudan gelecek üzerine kurgulanır ya da zamanda yolculuk yaparak geleceğe giderek oradaki yaşam biçimi anlatılır. Ancak zamanda yolculuk yapmak bilimsel olarak mümkün olmamasına karşın gclcccktcki olası kurgulanımların bilimsel verilere ters düşmcmesi bu türün bir versiyonu olan zaman konusunufantastik ya da bilim dışı olmaktan kurtarmaya yctmektedir. Bu nedenlc birçok bilim adamı kökenli yazar zamanda geziyi bu amaçla kullanmaktan çekinmemiştir. Philip K. Dick Türkiyeli okur tarafından ilgiyle okunan bir yazar. Yirmi beş yıl önce ülkemizde yayımlanan iki romanıyla oldukça ilgi toplamıştı. Yaratılan Dünya'da (The World Jones Made Okat Yayınları, 1971)dünyadakipolitik çekişmelerden ötürü bir avuç bilim adamının insanlığın gelcceği kaygısıyla Vcnüs gezegenindeki var olan koşullarda yaşayabilcn insan yaratmanın öyküsünü anlatırken, Uzayda Suikast'te (Solar Lottcry, Okat Yayınları, 1971) şans oyunlarının gelecekteki yönetimin scçilmesinde oynadığı rolü absürd bir biçimde anlatarak, toplumsal bir eleştiri geliştirir bilimkurgunun olanaklanyla. Bıçak Sırtı'nda ise (Do Androits Dream of Electric Shccp, Kavram Yayınları, 1996) yine gclecekte atom savaşı sonunda insanlara hizmet amacıyla üretilen androitlerin yok cdilmesini ve tükenen hayvan türünün robotik yapımını konu alarak, çevreci bir anlayışla anlatır. Ancak Bıçak Sırtı adıyla da sinemaya kazandırılan filmde çevreci mesaj geri plana itilcrck, görsel efektlerle zenginleştirilcn gerilim dozu fazlasıyla ön plana alınmıştı. Bu kcz Sarmal Yayınlan'nda çıkan Dr. Gelecek'te dc gclecekte geçen ılginç bir toplumsal yapıyı anlatmaya çalışıyor. Toplumun durağan bir yapıda olmayarak değiştiğini salt tcknolojik gelişmelerle sınırlamayan, ckonomik, sosyal ve kültürel yapının da bu degişime koşut bir şckilde değişikliğc uğrayacaklarını hiçbir zaman göz ardı etmeyen bilimkurgu yazarları, nedense üretim ilişkilcrinin belirlcyici rolünü hiç ön plana çıkarmazlar. Kuşkusuz diyaıcktik materyalist bir dünya görüsündcn yoksun olan bu yazarların, toplumun çok ilcri bir zamanda uğrayacağı değişikligi betimlcmcleri de çogu kez çarpık bir yapıda gclişir. 2405 yıllarında dünyamn günümüz koşullarına göre farklılık göstereceöine inanmamak saflık olur. Yaşam biçimlerinde olası değişiklikleri pck bilimsel ve materyalist dünya görüşüne uygun olmasa da bilimkurgu yazarları kendilerince betimlemişlerair. Philip K. Dick sosyolojik verilerdcn değil de analoiik uzanımlarda bulunarak kcndi hayal dünyasının uçlarında gczinir. Helc bir de suçluların islah edilmesine tepki gösterilmcsi ve bunun ahlaki bir ölçü olarak kabullcnilcn bir dünyada yaşamın pck kolay olmasa gerek. Eski Isparta devlctindc gençlcrin savaşçı olarak yetiştirilmesi gibi Shupolar diye adlandırılan gençleri örgütlendirerek şiddete eöilimli olarak yetiştirmeleri ve yasa dışı politik gruplara saldırmalarını toplumca desteklenir hale getirilmeleri, günümüzde paramiliter faşist grupları akla getiriyor. Bunun yanı sıra adalet mckanizmasının olmaması da garip gelebilir okura ilk bakışta. Hükümet suçlar vc sonra da yargıç olarak karar vcrir. Faşist tek partili, tek şefli diktatör ülkelerueki adalet sisteminin gelecekte bir uzantısı sanki anlatılan. Bir başka ilginç olgu yaşamın kendisiyle ilgilı. Yüz milyonlarca zigotun bulunduğu ruh küpünün işleyiş oiçimi... Nüfusun sabit tutulması için her ölen insanın yerine yeni bir zigotun normal gelişiminc izin veriliyor. Iler ölüm anında ycni bir yaşam başlıyor. Bu nedenle ölüm ahlaki anlamda çok doöal karşılanan bir olgu olmuştur. Öyle lci, hastalıklardan veya yaralanmalardan kurtulmak için insanların hiçbir çabası görülmüyor; bu nedenle doktorluk gibi mesleklerde toplumda hiç yok. Zigotlar da kabilelcr arası yarışmalarda ve sınavlarda başarı oranına göre elde ediliyor. Beceri, fiziksel sa^lamlık, zihni yetenek ve sezgi gücünü kapsadığı testlerde veya yeteneöi keşfedılcn birinden alınan zigotlar Yaşam Pınan'nda döllendiriliyor, kalitesiz ve düşük puanlı kişilere ait olanlar ise önemsenmeyerek yok ediliyor. Bu yönüyle üstün insan felsefesinin ters yorumlanmasıyla ırkçı faşizan bir devlet anlayışı geleceöe taşınmış olmakta. 20. yüzyılda bu zihniyetin birçok ülkede yaşanmış olması ve milyonlarca insanın ölümüne yol açmasının henüz belleklerden silinmemesi, üstelik insanlığın tüm yıkımlara rafimen birçok konuda ders almakta son derece duyarsız olması, gclecekte de böylesi bir sorunla karşıİaşılacağını muhtemel kılmakta. Romanın giriş kısmı Asimov'un Zamandan Kaçış (Pebble ın the Sky) romanıyla aynı bcnzerliği gösteriyor. Bunun da çok normal olması gerekir; çünkü henüz zamanda yolculuk yapacak bir aygıtın teknik bilgileri çok olgunlaşmadı;ı bir dönemde yazıldıöı için, kişiyi geeceğe göndermek ancak o civarda yapılan gizli bir deneyin etkisiyle olabilirdi. Ya aâ yazarımızın kullandığ'ı gibi trafiğin yoöun olduğu bölgede trarik kazalarını önlcmek için arabalara uzaktan kumanda cden ışının dış bir etkiylc kesintiye uğraması gibi.. Dr. Gelecek Philip K. Dick'in diğer yapıtları gibi insanı karamsarlığa iten, bir o kadar da düşündurcn bir ronıaıı. Ama eğer materyalist bir dünya göı üşune sahipseniz, analoiik uzanımları pck o kadar üstünüzdc etkili olmayacaktır. Î Dr. Gelecek/ Philip K. Dick/ Çıviren: Sevıl Ccrılf Sarmal Yayınları/ 200 r SAYFA 11 S AYI