Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 1 A R A L I K 1 1 1 7 • Atatürk için bir sergi ve bir katalog: Atatürk İçin Düşünmek 3. sayfada • Işıl Saatçıoğlu, Mario Luzi ile son kitabı "Simone Martinı'nin Dünyevî ve Semavî Yolculuğu" üzerine konuştu 6 sayfada ÜMuzaffer Buyrukçu, "Kimsin Jak Samanon"u değerlendirdi lO.say/ada U Esen Çamurdan, Tiyatromuzdaki şiddet eğilimlerini değerlendirdi. 12 tayfada Cumhuriyet I Z E K İnci Araj'dan yaşam, aşk ve öliim üçgeninde yeni bir roman HiçbiP Aşk HiçbiP Ölüm Öü LEYLA SAHİN Boşanmanın eşiğinde bir genç kadın ve ölüm döşeğindeki annesi. Bu iki kadın aralarmdaki anakız, sevginefret ilişkisini çözmeye çalışırlarken kendi içlerine doğru kaçınılmaz bir yolculuğa çıkarlar. Inci Aral, son romanında bu yürekli hesaplaşmayı aktarıyor okurlarına. Inci Aral'la son romanı üzerine konuştuk. "bcnım bir annem olsaydı Tuna'ya benzerdı akardı bir şehnn kalbını ıkıye bölerek" Leylâ Şahın ıjci Aral'ın üçiincü romanı Hiçbir Aşk Hiçbir Ölüm, vaşamın ana başlıklarını kuşatan "babalarlaoğullar', "annelerlekızlar", "erkeklerlekadınlar"ın serüveninden "annekız" ilişkisini odak seçen bir roman. Yaşama başlayış noktaları ortak yoksunluldar taşısa da, kişiliklcri, degerleri ayrı olan "annekız"ın kaçınılmaz olarak kuşak çatışması içine düştükleri bu ilişkide sevgi ve sevgisizlığin; yıkılış/ve doğrulup yeniden yaşama dalmanın iniş çıkışlarından/çalkantılarından sonrabir gerçeğin, daha büyük birgerçeğin yüzünü goruyoruz: "Olüm". O "Ölüm ki sabantan akşama bızımledir." (Pavcsc) Ayrı düşcn/uzaklaşan vc dcğişik sürcçlcrdc birbirini ele geçirıp ve hatta "kavrayıp" yeniden yeniden yitircn bu iki kadın, ölümün sesiyle "yanyana" duruCUMHURİYET KİTAP SAYI 408 » yor. Kopmaz bir duruştur bu gecikmek söz konusu olsa da. Beklentileri ve hatta varoluş nedenleri, "ölüm"ün büvük gerçekliği karşısında; ayrıntılardan, iççatışmalardan sıyruıp bir "düzlük" ediniyor. Daha dofirusu ölüm'ün ayak sesleri, her iki kadına ayrıntıların Delleğinde inişçıkışlarla dolu bir sorgulamayı getiriyor: Annekızın birbiriyle olan ve gecikmiş kavuşması kadar, ayrı ayrı her iki kadının kendini gözden geçirmesi de öne çıkıyor ki "teslim" olunmuş oir an'la başlıyor her şey. Bu hesaplaşmada ince bir yer var: Her iki kadının yazgısı, "her şeyi" atlayıp bir biçimde "aynılaşıyor". En azından yasam karşısında benzer yenilgiler yasadıklarını farkediyorlar. Her iki kadın da kendi sınırlarında ve kendine ozgü nedenlere bağlı olarak sürekli bir bunalımın içındeler. tnci Aral'ın baştan bu yıjpa altını çızdıği "parçalanma "Hiçbir Aşk Hiçbir Ölüm"de nıra/ dana boyut kazanıyor: Halise/Alis/Sara. Ancak bu "kişilik" dağılması ya da "yabancılaşma" olarak degil; yaşam çiz gisini zorlayan ve değiştiren bir insanı imliyor. Kaldı ki Sara, durumunu kendi seçen bir kadın. Acıları, açmazları var ama, bir gün ve kendi seçtiği "gidişi"ni, sonuna kadar takip eden bir kadın. Hayatına biçim vermede çok yürekli ve atak. "Uç" bir noktayı hedeflese de, koşullarını zorlayan, yaratan biri olarak "pişmanlık" duymayacağı kesin. Yazar, bu geçişleri / dönüş(tür)meleri, roman kurgusu içinde ve arada boşluk bırakmadan verebildigi için Halise / Alis / Sara "tek bir kişilik" olarak kalabiliyor belleğimizde. Halise'nin hiçbir kararsızlığa, kaygıya kapılmadan (sonunda Alis olduöu ycre) bir gidişi var ki Sara olmaya da aynı kaygısızlıkla gidiyor... "Her $ey gıtmektı ( ) Yüzunde gâzyaşlartndan kalnıij ızlerı sıldı ( ) Etkıtı gıbı \afltkla de$ıl de alaycı ve kuçümser görünsünler dıye yenı bırguluş hoyadı dudaklarına Gözkapaklanna gortnüş geçırmı^hg'ın gölgelerını sürdü ( ) Htçbır şeyı, hıç kımseyı önemsemtyor, ıstemıyordu ve bu çok güzeldı ( ) Butün sakınmalardan, korkulardan, a^klardan ve bag*ıtnlıhklardan kurtulmuş Devamı 4. sayjada.