Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
tki Sesten Anılar/ François MüterrandElic Wıcsel/ Çevırcn Ya\ar Avunç/ Can Yayınları/ 152 A. François Mitterrand, bu kitaba yazdığı önsözde, siyasct adamının kendi yaptıklarıyla ortaya koyduğunu, konuşmaları ve yazılarınınsa, eyleminin oluşturduğu yapıtına yalnızca destek olan belgeler olduğunu söylüyor ve ekliyor: "Ama görev sona erip yapıt tamamlandığında ve ilerleyen yaşla birlikte ufuk da yaklaştığında, yaşamını düzene koyma işini yazıya bırakmak gereksinimini duyar insan. Geldiğim bu noktada, ben de, uzun süredir içimde tuttuğum, bcnim için önemli şcyleri anlatmak zorunluluğunu duyuyorum." Mitterrand'ın Fransa'nın ünlü yazarı, 1986 yılı Nobel Barış Odülü sahibi Elic Wiesel'le birlikte, diyalog biçiminde kaleme aldığı "İki Sesten Anılar", bir süre önce ölen Fransız devlet adamının kişiliğinin bilinmeyen yönlerine, değişik konulardaki düşüncelerine ışık tutuyor. Ortaçağı Düşlemek/ Umberto Eco/ Çeviren: Şadan Karadeniz/ Can Yayınları/ 144 s. "Bu yapıt, Umberto Eco'nun, Sette Anni di Desiderio, Sugli Sepecchi, Travels in Huyperreality adlı yapıtlarından seçmelerle oluşturulmuş küçük bir derlemcdir. Yazıların seçiminde, gerek tür, gerek konu bakımından çeşitliliği gözetmeye çalıştım: Güncel konular üstüne yazılar, sözcüğün tam anlamıyla denemeler, giderek felsefi boyutlara varan denemeler, incelcmeler. Ancak, bir güncel olayı, örneğin bir resim sergisini ya da basında yayımlanmış bir fotoğrafı ele aldığında da, bclli bir izlek üstüne bir deneme ya da inceleme yazdığında da, Umberto Eco, konusuna hep derin düzlemde kuşkusuz, her şeyden önce bir göstergcbilimci olarak yaklaşır. Ne var ki, Eco'nun sağlam mantığt, yüksck düzeyde, ama açık seçik dilli, özellikle de o kaçınılmaz kendine özgü mizahı, okuyucunun, göstergebilimci olmaksızın da onun en üstdüzey yapıtlarını bile, kuşkusuz payına düşen çabayı da göstermesi koşuluyla, haz duyarak okuyabileceği kanısındayım."diyor kitabın çevirmeni Şadan Karadeniz. Kısa 20. Yiizyıl 19141991 Aşırılıklar Çagı/ Eric llobsbaıvm/ Çevırcn: Yavuz Alogan/ Sarmal Yayıncvi/ 670 s. + 32 s. Alhüm. Hobsbawm yapıtta 1914'ten Sovyct çağının sonuna kadar yaşanan "Kısa Yirminci YüzyıT'ı bir tarihsel perspektif içinde ele ahyor. "Kısa Yirminci Yüzyılı, yani Birinci Dünya Savaşı'nın patlamasından SSCB'nin çöküşüne kadar gcçen yılları, geriye baktığımızda sona erdiğini görebildiğimiz tutarlı bir tarihsel dönemi, nasıl anlamlandıracağız? Arkasından ne geleceğini vc üçüncü bin yılın nasıl olacağını Kısa Yirminci Yüzyıl'ın onu biçimlendireceğinden emin olsak bile bilmiyoruz. Ne var ki 1980'lerin sonu ile 1990'lann başında dünya tarihinde bir çağın sona erdiği ve yeni bir çağın başladığı konusunda ciddi bir kuşku yok... 1914'ten tkinci Dünya Savaşı'nın ertesine kadar yaşanan bir Felaket Çağını yirmibeş ya da otuz yıl süren bir olağanüstü ekonomik büyüme ve toplumsal dönüşüm izledi. ...Yüzyılın son bölümü yeni bir dağılma, belirsizlik ve kriz, Afrika, eski SSCB ve Avrupa'nın önceki sosyalist bölümleri gibi dünyanın geniş bölgeleri için bir felaket çağı oldu... Geriye, bizi buraya getiren yola bakabilkız ve bu kitapta yapmaya çalıştığım şey budur. Geleceğin bazı sorunlarını henüz erken dönemin yıkıntılarından aktıkları kadarıyla düşünmekten kendimi alamıyorsam da geleceği neyin biçimlendireceğini henüz bilmiyoruz. Gclecekte daha iyi, daha adil ve daha tutarlı bir dünya olacağını umalım. Eski yüzyıl iyi bitmedi." CUMHURİYET KİTAP SAYI 358 Kurtuluş Savaşında Çerkeslerin Rolii/ Muhıttin Ünal/ Ccm Yayıncvi/ 256 \ "Türk Kurtuluş Savaşı'nda Çerkesler denildiği zaman Cumhuriyet çocuklarının aklına Çerkes Ethem ve Aznavur gelir. Ve tabii her ikisini de hain olarak hatırlarlar. Sanki, Kurtuluş Savaşı'na katılan Çerkesler sadece bu ikisiymiş gibi düşünülür. Çerkes halklarının tümü için asla haketmedikleri ithamkâr sözler sarfedilegelir... Zira, okul kitapları öylc öğretmektedir..." ifadeleriyle başlayan kitap; Kurtuluş Savaşı'nın başlangıcından itibaren kongrelerde, Amasya Mülakatı'nda, Heyeti Temsiliye çalışmalarında, Hükümet ve Meclis bünyesinde ve Komutan kademelerindeki Çerkes kökenli birçok emektar hakkında meraklılarını bilgilendirme; Büyükelçiler, gazetecilcr, politikacılar, komutanlar ve günümüz araştırmacı yazarlarının ağzından Çerkes Ethem hakkındaki kanaat ifadclerini, farklı bir yaklaşımla değerlendirme; Anadolu Isyanları'nın doğuş nedenleri ve Çerkesler'in bu isyanların her iki tarafında yer alma sebeplerim ortaya koyma amacıyla hazırlanmış. Göz ve Tin/ Maunce MerleauPonty/ Çeviren: Ahmet Soysall' Metis Yayınları/ #7 s Şu karşımda duran vazo içindeki çiçekler, canlılıklarını veren onca ışıltıyı nereden alıyorlar? Nasıl görüyorum onca farklı şeyi? Vücudumla, gözlerimle görüyorum ama hepsi bu mu? Birbirinin ardına sıralanmış gibi, derinde... renk renk... elimle dokunuyormuşçasına farklı dokularda.. Ya ressamın işi ne? Ressam ne görüyor? Nasıl ve niye göstermeye çalışıyor? Göz ve Tin, 20. yüzyl felsefcsinin en önemli isimlerinden Maurice MerleauPonty'nin ölümünden önce tamamlayabildiği son metnidir. Yazar bu metni, ikiüç aylığına Provence kırlarına, Tholonet'ye gittiği günlerde yazmış. Tholonet, Cezanne'ın da çok sevdiği ve birçok resmine konu olmuş, insana yerleşip yaşamak için yaratılmış duygusunu veren çok güzel bir yerdir. Yazar buradaki günlerinin keyfini çıkararak, ama bir yandan da Cezanne'ın gözlerinin izini sonsuza dek taşıyan Tholonet manzarası karşısında, resmi ve "görme"yi yeni baştan sorgulayarak bu metni kaleme almıştır. Yüzyılımızın en güzel ve en zor metinlerinden biri olan Göz ve Tin'de filozof, başlangıçtaki, en baştaki kelimeleri aramaya koyulur: Bir Kadını Tanımak/ Amos Oz/ Çeviren: Gülçin Aldemır/ Can Yayınları/ 272 v Amos Oz, çağdaş tsrail edebiyatıAllK)S ( >/ nın önde gelen temsilcilerinden BİR K/\[)[N1 biri. Türk okurunun karşısına ilk 'i:\NLNUK kez çıkan Oz, yapıtları yirmi iki dile çevrilmiş, bol ödüllü bir yazar. Bir Kadmı Tanımak, tsrail Gizli Servisi ajanlarından Yoel Ravid'in, karısının tuhaf ve esrarengiz ölümünün ardından kendi isteğiyle emekliye ayrılmasıyla başlar. Bu emeklilik bir geri çekiliştir. Ravid, ailesinin gcri kalan üyelerini, yani kjzını, annesini ve ölen eşinin annesini de yanına alarak kent dışına taşınır. Düzmece kimliklcr altında, başka insanların sırlarını ortaya çıkarmakla geçen onca yıldan sonra Ravid, gözlerini bu kez kendine, kendi hayatındaki sırlara, yalanlara çevirmek zorundadır; dürtülerini irdeleyecek, kimliğini yeniden tanımlayacaktır. Karşılaştığı her gerçeğin ardında bir ikinci gerçek aramaya alışkın olan Yoel, karısının ölümünü, ardında bir başka gerçek aramadan kabul edebilecek midir? Amos Oz, kıısıırsuz üslubu, akıcı anlatımıyla kişiliğini ve kimliğini bulma çabasındaki bir adamın iç çatışmalarını ve sorunlarını irdelerken, günümüz lsrail'indeki günlük yaşama ve insan ilişkilerine de bir pencerc açıyor. Sebastian ya da Güçlü Tutkular/ Laıvrence Durrcll/ Çeviren: Ülker Ince/ Can Yayınları/ 192 s. Monsieur, Livia ve ConstanI JVIHIKC ce'tan sonra Sebastian, Avignon SEBfVSTlAN Beşlisi'nin dördüncü kitabı oluI İ X U Tl'TM'J^R yor. Yakında yayımlanacak be' "V"" şinci kitap 'Quinx' ile, bu beşli tamamlanıyor. Lawrence Durrell, Iskenderiye Dörtlüsü'nde 'aşk' ilişkilerini konu aldığını, araştırdıgını yazıyordu. 'Avignon Beşlisi'nde ise aşk kadar ağırlıklı 'ölüm' var: Olmek ve öldürmek, bilinçli intihar, çaresizlikle kabul edilen kaçınılmaz son olarak çeşitli kılıklarda karşımıza çıkan ölüm. Bir bilinirci (gnostik) ve Mısır'daki bir intihar derncğinin üyesi olan Affad'ın deyimiyle 'korkunç derecede çekici', 'insanları devindiren' bir 'tutku' olan ölüm. Böylece Durrell'ın roman dünyasının ekseni, aşk ile ölüm kutuplarının arasına yerleştirilmiş görünüyor. Kuşkusuz tek eksen bu değil, DoğuBatı ekseni de ta başından beri söz konusu. Sebastian'da, Lawrence Durrell, îkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa'sı bağlamında Batı uygarlığını açıkça ve sert bir biçimde eleştiriyor, hatta bu uygarlığın hastalıklarma çeşitli tanıiar koyuyor. Ama Batı'yı eleştirirken Doğu'yu bir seçenek olarak sunduğu söylencbilir mi? Buna evet dcmek güç, çünkü Durrell'ın Avrupa romanı olduğunu söylediği Dörtlü gibi Beşli'nin de bir ayağı Avrupa'da, bir ayağı Mısır'da. Bu iki dünya hep yan yana ve iç içe. Kesişen Yazgılar Şatosu/ llalo Calvıno/ Çeviren: Semın Sayıt/ Can Yayınları/ 12H s Her yapıtında yen bir yazınsal [|.ık) CaHincı deneyle okurun karşısına çıkan KF.SÜŞİJSİ Italo Calvino, Kesişen Yazgılar Şatosu'nda bu kez büyülü tarot kartlarının dünyasına giriyor. Karanlığın bastırmasıyla ormandaki yolculuklarını yarıda bırakmak zorunda kalan yolcular, bir şatoda bir araya geliyorlar; ama hepsi suskun, çünkü onlar hem anlatının kahramanları, hem de tarot kartlarındaki resimler! Öyküleri ancak yanyana dizilen tarot kartlarıyla dile geliyor; ama kartların sayısı sınırlı; anlatacakJarı ise neredeyse sonsuz olduğundan, öyküler iç içe geçiyor, birinin sona erdiği yerde öteki başlıyor, her öykücü bir başkasından kendi öyküsünün kartlarını kapmaya çalışıyor. Italo Calvino, Boccaccio'nun Dekameron'u, Chaucer'ın Cantenbury Öyküleri, Marguerite de Navvare'ın I Ieptameron'undan modern bilimkurgu öykülerine uzanan bir geleneğe, benzersiz bir buluşla katkıda bulunurken, asıl desteği büyük yazarların öykülerinden alıyor: Böylccc, Hamlet'in, Machbeth'in, Orlando'nun, Faust'un ve başka birçok ünlü öykünün yeni bir kurgu içinde anlatıldığı Kesişen Yazgılar Şatosu da kendine özgü bir edebiyat antolojisi niteliği kazanmış oluyor. Kürt MitolojisiI/ Cem\id Bener/ Ber/in Yayınları/ 255 v. Cemşid Bener bu kitabında, önCEMSIO BENDER celikle Mitolojik oiguların ne KURT MİIÛLOJISM zaman başladığını ve hangi coğrafyada, hangi halklar tarafından korunup geliştirildiğini ortaya koyuyor. Tannların, evrenin, insanın yaratlhşıyla ilgili efsaneleri inceliyor ve zaman içindeki uğradıkları değişiklikleri irdeliyor. Bu mitosların tektanrılı dinleri nasıl etkilediğini belgelerle açıklıyor. Tümüyle zengin kaynakçalara dayalı bu çalışma son yıllarda çözümlenen kil tabletlerden aktarılan bilgilerle de donatıldıgından okıırlarımız Mitoloji alanında daha zengin ve geliştirilmiş bir yapılanmayla karşılaşacaklardır. Bu çalışma üç ayrı kitaptan oluşuyor. • SAYFA 17