Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
0 KURL AR A '"Orhan Pamuk'u Okumak" kitabı, birbirini bütünleyen btrkaç amaçtan yola çıkılarak olusturuldu. Örhan Pamıık'un yankı uyandıran romanı 'Yeni Hayat'ı okumuş ve kurgusunâaki 'miman ustalıktan etkilenmiştim. Ancak, kitabı okuyanlartn 'çotiunlug'u romanı anlamadığını söylüyordu. tçlerinde, metinde yarattığı 'kargaşadan' ötürü yazarı sudayanlar vardı. Kimisi ae romanı 'derinlikten yoksun' buluyordu. Ûil ve TarihCoğrafya Fakültesi'nde vermekte olduhım 'Avangard Edebiyat' dersinde de yıllardır. Kafka'ya, Beckett'e, 'nouveau romancılar'a benzer tepkıler gösteren öirenctler vardı. Çoğu okur, öncü özellikler taştyan, biçimsel yenilikler içercn edebiyat metinlerini okumaktan hoslanmıyordu. Bir edebiyat bilimci olarak, bu bende 'mesleki' bir merak konusu oldu: Okur hangi beklentileri yüzünden bu metinleri okurken düş kırıklığına uğruyordu? Rotnanda değisen neydi? Bu sorulardan yola çıkarak, söz konusu öncü özellikli metinlerin ve bunlarla bağdaşmayan okurlann yapılanm çö'zümletneyi düşündüm. Sonunda da okurun, edebiyatta yaşanan 'evrim'e ayak uydurabilmcsi için nasıl bir değjşim geçirmesi gerektigini saptamaya çattştım; ça$ edebiyatında, ağırlık odağının nasıl 'yazar'dan 'okur'a kaydığını anlatmayı denedim." diyor Ytldız Ecevü "Orhan Pamuk'u Okumak" kitabımn yazılıs serüvenini anlatırken. Dilimizde bu tür yapıtların ne kadar az olduğunu düşününce, Ecevit'in kitabımn önemi bir kez daha ortaya çtkıyor. Bofkitaplı günler!... Mustafa Balbay'ın kitabı "Dönekrasi", memleketin halinden sıkılanlar için iyi bir 'müsekkin' Türkiyem, Türkiyem cennetim... Haberler başlayıp da ekranda Erbakan'ın mübarek yüzünü gördüğünüzde böyle oacaklarda bir kasılma, kalp çevresinde bir sıkışma başlıyor mu? Çiller'in gelecek çağlarda icad edilecek şifre çözücülerle anlaşılması beklenen konuşmalarını duyduğunuzda içeriki odalara doğru koşasınız geliyor mu? Siz de bir gün keçileri kaçırıp sokaklarda çırılçıplak koşturarak, hep birlikte "Türkiyem, Türkiyem cennetim" şarkısını söyleyeceğinizden korkuyor musunuz? Sakinleşin, işte müsekkin bir kitap: Dönekrasi! ECE TEMELKURAN Dönekrasi'nin ilk yazısı "Taşarlama". Yazı, Türk siyasi tarihinde "otlatma vakası" olarak bilinen olayın kahramanı, literatürde "otel ayısı" olarak da geçen ANAP'lı Mustafa Taşar'la ilgili olarak yazılmış. İkinci yazı üniversiteler üzerine Meclis'te yapılan "düzeyli" pazarlıkları ele alıyor. Uçüncü yazı, yine güzide bir milletvekilimizi konu ediyor. Uçakta silaha eyvallah etmeyen hostese bir güzel haddini bildiren ANAP Ordu Milletvekili Şadi Pehlivanoğlu ve bcnzcrleri için Balbay şöyle diyor: "'Bir musibct bin nasihattan iyidir' derler ya, belki bu olay milletvekillerının kalitesi üzerine yazılan onlarca yazıdan iyidir. Milletvekillerinin kendilerine çekiaüzen vermelcrıni sağlar. Yoksa yakında Ankara'da Meclis'in çevresinde sokak ve caddelerin başına uyarı levhaları koymak durumunda kafacaöız: 'Dikkat milletvekili çıkabilir' 'Milletvekiü sahası, sigaranızı, farlarınızı söndürünüz. Camlan kapatımz. Çelik başlıklarınızı takınız.' Lüks restoranlar müşteri güvenliği için gırişlerine uyarı yazılan koymak durumunda kalacaklar: 'Kabadayılar ve milletvekilleri giremez.'" "Bir Ipte Iki Cambaz Oynar" başlıklı yazının konusu da, 1996 yılı haziranında hacı ile bacının hükümet kurma çalışmaları sırasında olup bitenler. "Başkent Hükümet Arama Şenlikleri" sırasında partilerin dini kullanarak oy alma sevdasını, ama bir yandan da şeriata karşı "teminat" olma masallarını Balbay, şu fıkrayla anlatıyor: "Fıkra bu ya, dünya cesaret yarışmasına, Türkiye'den bizim Abuzittin katılacakmış. Eşi Tennure'yle birlikte gitmiş. Herkes ne kadar cesur olduğunu göstermeye hazırlanırken, Abuzittin atılmış: 'Bana A1DS virüsü şırınga edin.' Yarışmacılar şaşkın. Hakem sormuş: 'Bundan daha cesur öneride bulunan var mı?' Tısss... Tennure, 'Ne yapıyorsun?' demeye kalmadan, Abuzittin sahneye çıkmış. AIDS virüsünü şırınga etmişler. Abuzittin yerine otururken karısı Tennure'ye seslenmiş: 'Aldattım enayileri, prezervatif takmıştım.' Bizim siyasi partilerin şeriata karşı önlem almaları, Abuzittin'e benziyor." Balbay, turistik hükümet arayışı turlarını "Dönmeyene Yergi Yöntemi"başlıklı yazısında da şöyle anlatıyor: "Hacıyla bacının ısınma turları sürerken, 'RP'ye hayır'diyeceklerin arasında Bahattin Yücel de sayılıyordu. Yücel, bu işe hayır diyerek yücelemeyeceğini anladı. O şimdi Turizm Bakanı. } lükümetten mal çok, ama sayfada yer yok. Görünen o ki, vekillerimiz dönmedolap gibi, ne kadar çok dönerlerse, o kadar çok doluyorlar..." Haberler başlayıp da ekranda Erbakan'ın mübarek yüzünü gördüğünü/de böyle bacaklarda bir kasılma, kalp çevresinde bir sıkışma başlıyor mu? Çiller'in gelecek çağlarda icad edilecek şifre çözücülerle anlaşılması beklenen Türkçesini duyduğunuzda içeriki odalara doğru koşasınız f;eliyor mu? Televizyonları izfeyip, gazeteeri okuyup, sonra da sokaklarda gezince sizin de aklınıza arasıra Türkiye'nin aslında uzayhlar için hazırlanmış bir kamera şakasınaan ibaret olduğu düşüyor mu? Siz de bir gün keçileri kaçırıp sokaklarda çırılçıplak koşturarak, hep birlikte "Türkiye, Türkiyem cennetim" şarkısını söyleyeceğimizden korkuyor musunuz? Bu gibi akla zarar fikirler içerisindeyseniz, işte müsekkin bir kitap: Dönekrasi... • Dönekrasi / Mustafa Balbay / Ümit Yayıncılık / 207 s. Ttırlstlk hükümet F ıkraya göre, Anadolu'nun küçük bir köyünue insanların, vergi tahsildarlarının istekleri karşısında iflahları kesilmiş. Tahsildarlar bir geliyormuş §u kadar vergi, ikinci geliştc tarifc daha da yükseliyormuş. Üçbeş derken, köyde açlık ba$göstermiş. Tahsildar dinler mi, vergi yükseltmeye devam. Bir süre daha geçince yine vergi zamanı gelmiş. Tahsildar köye girmiş, bakmış ki herkes davul dümbelek oynuyor, şaşırmış kalmış. Yaklaşmış, köyden birine sormuş: "Madem açsınız, sefilsiniz, ne diye şakır şakır oynuyorsunuz?" Köylü gülerek yanıtlamış: "Oynamayıp da ne yapacaksın?" Türkiye'nin hali pür melali ortadadır, yapılacak tek şey, bir türlü bitmeyen geçiş dönemlerini müsekkinlerle geçiştirmektir. İşte ilaç gibi bir kitap: "DöneKrasi." Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay'ın Ümit Yayıncılık'tan çıkan ilk kitabı, Cumhuriyet'teki günlük yazılardan derlenmiş. işte kitabın, Türkiye sorunlarını düşünürken kalbinizde ortaya çıkan sıkışmalara ilkyardım sağlayacak başlıklarından bazıları: TURHAN GÜNAY KİTAIP Imtlyaz sahlbi: Berln Nadl 0 Basan ve vayarv Yeni cün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. o Cenel Yayın Yönetmeni: Orhan Erlnç c cenel Yayın Koordinatörü: Hikmet Çetlnkaya OYazılşlerl Müdürleri: Ibrahlm Yıldız (Sorumlu) , Dinç Tayanc 0 Yayın Yönetmeni: Turhan Cünay o Grafik Yönetmen: Dllek llkorur 0 Reklam: Medya C CUMHURİYET "Dönen Uyanık Bildırgesi: 'Yüce Ilalkım Nimetler Salkım Salkım', Dönenyanıklar, Komedyokrasi, Yanık Dönenuyanıklar, Nasrettin Hoca TBMM'de, Işın ÇelebiSA, Meclis Nergisleri, Başkent Hükümet Arama Şenlikleri, HacıBacı Sarması, Hacys and Bacys, Dönmeyene Yergi Yöntemi, Döndıi Hoca Yön Getir, Büyük Gazi Fatih Sultan Çiller Han, Kardak Keçilcrinin Günlüğü... Balbay, kitap önsözünde, "dönme" olayının uygarlık tarihindeki öneminden sonra Türkiye tarihindeki "özel" önemine değinerek şöyle diyor: "Bu kitap ileride 'îkibin yılına girerken Türkiye'nin siyasi yaşamında, dönüşlerin ne ölçüde ctkili olduğunu' araştırmak isteyen bir kişiye yardımcı olabilir.' Ve sonra da ekliyor: "Bu (Türkiye'deki) sisteme verilebilecek en güzel ad nc olur? Elbette DÖNEKRASİ..." 357 SAYFA 3 Başlıklardan banlan K İ T A P SAYI