Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
m *" Siir vazamadımm gün intihar edebilirim' paylık karışır. Işte sözünü ettiğiniz bilginin şiirdeki yerine belki bu çerçevede bakmamız gerekir. Bilgi şıirde şarttır, ama nasıl bir şart? Şairin bilgili olmasından söz ediyorsak, evet. Şiirin bilgi vermesinden söz ediyorsak, hayır. Bilgili şair ikinci şıkkı denemez, çünkü biraz önce sözünü ettiğim yapaylığa düşer. Bilgi o bilinçsizlik anında kendiliğinden girer şiire. Bi linçsizlik derken abartıyorum, tabii ki, çünkü şair yazdiğı şiirin kontrolünü de elinden kaçırmamalıdır hiç. Bunun ötcsinde biJgi ncdir? Şairin bilgili, ya da kültürlü diyelim isterseniz, olması şarttır dedim Kültürsüz şair olmaz mı? Olur kuşkusuz, eğer büyük bir yetenek sahibi isc bir, iki güzel şiir kitabı oluştııracak kadar şiir yazıp, hayatı boyunca bunların rantını yer. Yani yctcncğini harcar. Fazla bilgili olmak da şıirde tehlıkelıdır. Okudugunuz hcr şcyi şiirde kullanmaya kalkarsanız büyü bozufur, bu bir meslek hastalığına dö nuşiır. Bir şair için en tchlikcli durumlar dan bırı de, okuduğu her şeyc, "Bundan nasıl yararlanabilirim" diye bakmasıdır. Işte o zaman şiir yazamaz olur. Ama bu başka bır konu. "Oda Miiziği" adlı kitabınız için ilk üç şiir kitabınızın bir bileşimi diyebilir miyiz? Sanırım denıesek daha iyi olur. "Oda Miiziği", yayımlandığı günlerde söyledim, benim için çok özel bir kitaptı ve çok özel dostlarım o kitabı scvdi. Başkalarından beklediğim ilgiyi görebildiftimi söyleycmcm. Son kitabım da dahil olmak üzcre, bu denli açık şiirler yazdığımı sanmıyorum. Aslında benim şiirim kapalı bir şiir de değildir. Kapalı şiiri savunan yazılar yazmış olmam, dikkatsiz okuru yanılttı Aslıntla benim bütün kitaplarımda süren birkaç farklı şiir tavrından birinin somut lanmasıydı "Oda Miiziği", Gerek "Ağustos Dehlizleri"nde, gerekse "Sudaki Ankâ"da tek tük rastlanan kısa ve yoğun şi irlcr biraz da doğrudan bir amaç ve an lam taşıyarak bu kitaba tasındı. Baştan bir kitap olarak tasarlandı. Adı nedeniylc benim müziğe düşkünlüğüm çerçevesinde kuru bir biçimde deöerlenJirifdi. Müzıklc olan ılışkısini yadsıyamam, her bir şiirin bende Schubert, ya da Boccherini'ye göndermesi vardı. Oda Müziğini bana bu iki besteci sevdirdi. Oda Müziöi, belırlı bir yaşı ve müzik dinleme olgunlu ğuntı bcklcr. Oda müziği, ozellikle yaylı bazlaı dürtlüsü ve beşlisi düşünüldüğünde, ınüziğiıı en olgun, insan duyarlığına cn yakırı biçimleridir, en yoğun olanları da. her besteci en büyük bzeni bu türden yapıtlurına göstcrırler Bu kitabımı bir anlamda miiyiğin bu en yüce biçimine ada Tugrul Tanyol'la şiiri ve kitaplan üzerine söyleşi: nıış oluyordum ben. Ü olgunluğu vc yo ğunluğu dzlcyerek. Şiirinizi biitüniiyle ele aldığımızda Yahya Ketnal'e, AJımet I laşim'e yakınlığınız görülüyor. Ozellikle de bu şairlerimizin şürimize kazandırdıkları tnrtımlılığı siz uzun dizelerinizde titizlikle gerçckleştiriyorsunuz. Sanırım bu noktadan yola çıkarak "Tanyol'un şiiri geleneği sürdürüyor" diyorlar. Siz şiirinizle gelenck arasında nasıl bir ilişkigöriiyorsunuz? Benım şiir üzcrinc yazdığım ilk cidtli yazı "Şiirde Gelenek Sorunu" ıdi. 1981 'dc Yazko Edcbiyat'ta yayımlamış tım. O günlerden bugüne yansıyan en moda konu da gclcnek oldu. Geleneği bu kusak kcşfetmcdi. Her iyi şair bir gün gclir lcendi geleneğinden çıkış arar. En modernist şair için bile geçerlidir bu. Benim geleneğc bilinçli bir bakışım olmadı aslın da. Yani, "gelcnekten nasıl yararlanabilirim" diye bir soru sormadım hiç kcndıme. Eğer benim şiirim geleneğe yaslanıyorsa, DU kendiliğindcn oldu. Çünkü ben nep Türk siiri içinden hareket ettirn, modalarla, taklitle işim olmadı. tyi bir şiir okuru olmaya çalıştım, şiiri daha yazmaya başlamadan sevdim. Gelenekçi bir şair olduğumu sanmıyorum, aslında bunun iyi bir tanımınm yapılması gerek. Ben doğal olanı yaptım. Türkçe yazdığım için, Türkçc'nin ustalanndan etkilendim. Di lin kendi kullanımı bir gelenek işidir, dili miz bizım en güzel yanımız. Yunus Türkçe yazdı, Mevlana dışında o günlerden kim kaldı? Mevlana ne kadar kaldı ki şi iriylc bizim için? Kaç Türk insanı Mevla na okııdu? Bir yazın dilini terk edip bir başkasına dönmek zor iştir, Türkler dışında bunu yapabilen çıknıadı dünyada. Cumhuriyet Kapak konusunun devamı. adıdır. Kitaba ben "Fısıltı Ağacı" adını vermek ıstemiştim, arkadaşlarım ise bunu çok klasik bulmuşlardı. Sonuçta hiç sevmediğim bir adla yayımlandı, ama artık değiştirmck clde dcğil. Tarihe göndermeler yapmamsa... aslında gönderme yapmıyorum, tarih benim için büyük bir esin kaynağı ve kimi şiirlerim için bir dekor. Aslında bunları, yani "Cem Gibi", "Tarık Nercde", "Saatler Şirii" gibi şiirleri tarihsel şiirler gibi algıfayanlar aslında yanılıyorlar. Tarinsel şiirdc tarihin kendisi amaçtır, bense tarinsel konu ve temaları bircr araç, ya da dekor olarak kullanınayı seviyorum. Bu tür şiirler en başanlı olduğum örnekler m\? Sanmıyorum, aslında yazdığım şiirler aslında böyle sistematik bir sınıflama yap mak da hoşııma girmıyor. Cem şıiri aslında öyle başlamamıştı da. Bir başka şıır olarak ortaya çıkacakken daha sonıa o halıne dönüştü. Şiir yazarken hcrhangi bir amaç ya ua diişünce gütmcm ben. Şiir bence bilincin özgiir oldıığu bir anda yazılır, hatta bilinç şiir yaznıa aııına hiç kanşmaz, yani yazma işinin tam ortasın da clurup "şunu öylc yazarsam kim ne der" diye düşündüğTınüz an işin içine yaSAYFA 4 ller iyi şair bır gun gclir kendi geleneğinden çıkış arar. En modernist şair için bile geçerlidir bu. CUMHURİYET KİTAP SAYI 281