Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Melih Cevdet Anday, son şiirlerini "Yağmurun Altında" adıyla kitaplaştırdı. Anday yinc unutulmaz şiirler ve dizeler armağan ediyor edebiyatımıza. GÜLTEKİN EMRE Melih Cevdet Anday'ın şiirlerini Rasin resimlemiş i Altında'ki şiirler gudıır yaşamda. Tüm yaşamları düşününcc kıırmacanın agır bastığını görüriiz. Akıp giden günlcrin, ayların ve yılların ortaya koyduğu bu gu, bir kurgudan öte degildir, o da bir saman alcvi gibi çabuk geçcr vc bacalardan savrulup gidcr du manı da. Geride dişe dokunur bir şeycik dc kalma/ M. C. Anday, "Yirminci yüzyılı taşıdım", dcrkcn Yağmurun Âltında'nın iiçüncü beşli^inin ilk dizcsinde, Çdim vc insanlığın yaşadtğı "Tedirginliğ"e dikkat çekiyor. Tcdirgintigini yaratan ise "zorba" sanrılar"dır. Bu dizelerden insanı, çağı yiyip bitiren, bir kurt gibi kcmircn huzur suzluk anlaşıimalıdır gibi gcliyor l>ana. En karamsar anda bile umut hiç eksik olmaz M. C. Anday'ın dizelerinue, insanın ve insarılığın cn karamsar anında bile "Ve tohumun beklenmedik gürültüsüyle" umut, "Çıplak su gibi" bcTiriverir hemen yanıbaşımızda. "Zaman" kendinı dıırmadan yenilese dc, "us" lıep diri kalır evren de. Us hâkimdir Anday'ın siirlerindc. Huyguyu yakalamak zordur ilk eldc, kolayca belli etmez kcndini. Us, duygudan önce gelir lıep. "Aklın" yenilgiyc "uğradığı" anlar da M C. Anday, ya^adığı yüzyılı yar gılıyor yeni şiirlerinde. "Yir• minci yüzyılı yaşadım" diye dize düşürürken kitaba giriş şiirinin ilk dizesinde, hemen "Ertelenmiş bir yüzyıldı bu", diye ekliyor. düşüncesini açmaz, ka palı kalır, istcdiginiz gibi yorumlayabilirsiniz bu iki dizeyi. îlk beşlig'in son üç dizesi de pek kendinı clc vermcz. "Yazgı"nın "uydusu" "Yıkık bir sur"dur. Burada bir parçalanmışlık, bir tarihe karışma söz konusu sankı. tşte bu "yazgı"nın, "uydusu" "Bekletir ömrii". Kimlc mi? "Yürüyen ayla birlikte", yani tarihle. "Güniin adını koy"maya da bırakmaz bu "sur", bu "yazgı", bu "uydu", bu yaşan mışlık, bu tükenmişlik. "Erdem", "Yanıtsız bir yaşamdı'V. Bu da hem "Herkes içindi'V, hem de "kimse içindi "r; yani lıeın herkesi ilgilendirir, hem dc kimscyi ilgilendirmez. Böylesi du rumlarda okunamayan yazılar, hep umut olur, çare olur, çözüm beklenir. Anlaşılmaz duaları düşünün hele bir. Bir çaredir yine de çözürnsüzlüğün çözüme kavuşturulması umudu. Aslında her şey bir kur Çağın ve msanlığın tedirginliği çoktur. Bu durıım da dünyanın bir "içtenlik" ifadesi dir aslında. Savaşların, yıkımların, vahşctlerin, toplu kıyımların yaşandığı dünyamızda, "akıl" kimi şeylere engel olamıyor, çözüm bulamıyor. Yıkımların sonu gelmiyor hiç. Bu ncdcnlc "Bir şive gibidir insan, ey öldürülmüş insan". Şivc gibi anlaşılmazdır pek çok şey. Insan, durmadan ölür, hep bir yanı eksik olarak doğmaz, ama pek çok yönü eksilmiş olarak ölür, öldürülür. Sabırsız bir yaşamdır bu, ölümlerc doymayan. Tarihin bağrında akıp duran insanlık ırnıağından testi" dolduran, her şeyini "sese dönüştüren. "Soylu" "çılgınlık"ların "yaşamın" "gündemi"ni belirledigi bir yüzyıl bu tüketmekte olduğumuz. Bir başka yüzyıla geçişin arifesinden kısa saptamalar deöil M. C. Anday'ın ^iiri. Tüm bir insanlık dramının da destanı gibi, özümlenişi gibi, felsefesi gibi son şiir kitabını oluşturan şiirler. ü , "Yirminci yüzyılı yaşadım", diyc yinelerken bir kez daha, çagın görkcminin boğduöu insanın "yeryüzünde" "sahipsiz" kaldıöına da değinmeden yapa maz. lnsan(lık), gidcrck yalnızlaşmakta, birbirinden soyutlanmakta, bclirli imajların, reklam bombardımanmın, tüketim ekonoınisinin kıskacında giderek küçül mekte ve gcriyc "bulutlar"ı "düş"e çağırmak kalıyor, o da gclirlcrsc. Destansı söylemini şu dizelerle nc güzel sürdürüyor M. C. Anday: "Bir mezar gördüm içinde kimse yok." Yalanın, ya lancılıgın, gözboyamacılıgın, aldatmacanın, rüşvetin, haksız kazancın, soygunun, talanın kol gezdiği günümiizde insan(lık), bir uçurumun kenarında duruyor sanki: Bir yanı yaşam, bir yanı mezar. Gelecek için vargüçleriyle çaıısan bilim adamlan hem insanlık için çalışıyorlar, hem de onun kuyusunu kazıyorlar. l ler an dünya kocaman bir mezarlıga dönüşebilir. Bu denli çok renkli, çokdilli, çokkültürlü, çoksesli bir dünya, aynı zamanda, koca man bir mutsuzluklar yuvası da. Aragon, mutlu aşk yoktur, derken, acaba M. C. Anday gibi mi düşünüyordu. Olunısuz bir dünya lablosunun orlasın dan fışkınvcrir "yabanıl erinç". "Ölümii diril"ten, yine insandır: Kendısi de dirilmek zorundadır öteki öliimlülcrlc birlikte. M. V.. Anday'ın "Yirminci yüzyılı taşıdım", diye dizeyi yinelemesinin nedeni ne olabilir? Tüm geçmiş yüzyıllann günümüze dck iz bırakarak geluifiini ve bizim suç sayılanlara da, güzelliklere de, kötü tarihe de, anlamsız yazgılara da ortak olduğumuzu mu vurgulanıak istiyor acaba? Çağımızın giderilemcyen sancısının geçmiş yüzyıllarda insanlıâın olgunlaşamamasına mı baölıyor Melih Cevdet r "Yir" minci yüzyılı taşıdığı yer "Golgota"dır onun. Yani Isa'nın çarmıha gcrildigi yer. tnsanlığın işlediği bir cinayct olarak ortaya çıkıyor M. C. Andav'ın şiirindc Isa'nın öldıirülüşü. Artık giderilmesi olanaksız bir suç, yüzyıllarca pek çok değişik biçimde yinelencrck günümüze dek geldi ve hâlâ sürüyor. Öldürülen insanlığı diriltmek olası mı? "Mevsimler" de kurgunun parçaları değil mi? Düzenli aralıkıarla ömrünıüzü etkileyerek geçip giderler vc yenidcn gclirler. Bir beklenti yumağının çözümü dcgil mi kurgunun yaşamımızdaki yeri? Yaz gelecek, kış gelecek, güz gelecek, ilkyaz gelecek! Beklentileri, umudu, sabırsızlıgı yaşamımı/.a anlam katmıyor mu? Kurgunun, belki de, en önemli parçası "umut" degil mi? O, yani umut, 'sabrın tutamadığı bir "ırmak", dcöil mi.1 Akıp durur 5 sabır" da, "umut" da bir "Irmak" misa li. Bu kurgunun içinde ise, "Umutsuzluğumuz insan kalmak içindi"ı, deı M. C. Anday. "Umutsuzluk" da kimi duyguları diri tutmaz mı? Örncğin çıftc su vcrilmiş öfkeleri, mızrak ucu gıoi sivri hırsları? "Yirminci yüzyılı ya§a"yan insanlık, bir erken çöküntünün içinde dcöil mi? "Sel gibi kuruyor yaşlılık, gençlik', derken M. CUMHURİYET KİTAP SAYI 281 Jbıl»n»z yaznlar Gelecek için vargüçleriyle çahşan bilim aâamlan hem insanlık için çalışıyorlar, hem de onun kuyusunu kazıyorlar. Her an dünya kocaman bir mezarlıga dönüşebilir. Bu denli çok renkli, çokdilli, çokkültürlü, çoksesli bir dünya, aynız amanda, koeaman bir mutsuzluklar yuvast da. Aragün, mutlu aşk yoktur, derken, acaba M. C. Anday gibi mı düşünüyordu. SAYFA 12