23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Japonya, Türkiye ilc ilişkilerini dc bu esas hedefleri doğrultusunda belirleyecektir, hiç kuşkusuz. Kitapta, ekonomik ilişkilerin yani sıra dünyayla ve "yapılanmalarla" uyum koşullarını inceleyen Matsutanı, "evrensel değerlerin teşvik edilmesi" başlığı altmda japonya'nın kultürel işbirliği stratcjisini de belirtiyor: "Ülkeler arasında gerçekleştirilen ekonomik faaliyetlerin aksine kultürel faaliyetlerin sayısal olarak değerlendirilmesi ve ifadesi mümkün olmamasına rağmen, Japonya, Japonya'nın dünyaya tanıtılması ve Japonya'da başka kültürlerin tanınması için uluslararası düzeydeki kultürel ve akademik işbirliğine verilen önem, hızla Japonya'nın dış politikasının esas hedeflerinden biri olarak evrensel değerlerin teşvik edilmesine büyük katkıda bulunmaktadır." Yazann evrensel değerler olarak belirlediği olgular; küreselleşme, demokratikleşme, insan haklarına saygı, etnik problemlerin çözümü, toplu imha silanlarının smırlandırılması, kultürel ve akademik işbirlij*idir. Japonya'nın dış politikasında l'ürkiye ile ilişkiler bu genel çerçeve içine oturtulmaktadır. Japonya ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 1875 yılında Londra'da iki ülkc c'lçileri arasında yapıldığını belirjen Matsutanı,diplomatik ilişkilerin kurulabilmesi için resmi girişimlcrin ancak 1923'te yani Cumhuriyetten sonra gerçekleşebildiğini belirtiyor. Birinci Dünya Savaşı'nda Japonya, îngiltere safında savaştı. îngiltere ve bağlaşıkları savaşı kazanmış olduklan için îaponyada kazanan öteki ülkelerle birlikte aynı safta yerini almış oldu. H. Matsutanı faponya'nın niçin îngiltere bağlaşığı olarak bu savaşa katıldığını anlatmamış. Doğrusu bu konu ' f ,on kaynaklarından araştırılmaya mıılıtaçtır. Lozan'da da onayı olan Japonya, Türkiye Cumhuriycti'ni rcsmcn 7 Temmuz 1924'te tanıdı. Japonya ve Türkiye, Tokyo ve îstanbııl'da olmak üzere elçiliklerini açtılar. Istanbul'da açılaıı Japonya Büyükelçiliği Ortadoğu'da Japonya'nın açmış olduğu ilk büyükelçilik olması bakımından kayda değer bir nilelik laşımaktadır. Yazar, büyükelçilik açılmasını çok önemli bir olay olarak dcğerlendirmektcdir. Çiinkü, öteki ülkelerde ortaelçilik açıldıgını belirtmektedir. Daha sonra kesilen TürkiyeJaponya diplomatik ilişkileri, 1950 Kore Savaşı'ndan sonra hız kazanmıştır. Bağımsızlığına kavuşmasına rağmen, Japonya'nın ekonomik açıdan geleceği ÇOK şüpheli görünüyordu ve politik itibarını yeniden kazanması gerekiyordu. Bu dönemde Japonya'nın cn büyük emeli, uluslararası platformda "yalnızlıktan" çıkmak, yani Birlcşmiş Milletler'e girmekti. Bu konuda Japon hükümeti, Türkiye'den yardım ve destek gördü. Bundan sonra Başbakan Menderes, Japonya'ya gider; ekonomik ve kultürel alanlarda işoirliğine gidilmcsi için anCUMHURİYET KİTAP SAYI 282 Kultürel işbirliği laşmaya varılır. (2125 Ni san 1958) 1960 yılmdan sonra l'ürkiye ile yoğun ilişki kurmaya başlayan Japonya'nın "Birinci Boğaz Köprüsü ihalesini" yitirmesinden sonra, ilgisinin boyutu değişmiştir; Japonya'da hükümet olsun, özel firmalar olsun, Boğaz Köprüsü ihalesinin kazanılnıasının ikili ilişkilerin ileriye doğru geliştirilmesi bakımından çok büyük teşvik olacağını düşündükleri için, söz konusu ihalede kaybedilmesi büyük bir şok ve hayal kırıklığı yarattı. Fakat bunun yanında uluslararası ihalede kaybedilmesi Japon işadamlarına büyük bir ders oldu. Bu saycdc Japonlar Türkiye'yi tanıma fırsatı yakalamış oldular. 1970 yılmdan sonra Tür kiye'nin Japonya dış politikasında ağırlıkla gündeme Japonlar, Türkiye İle lllşkllerinl sürdürmek azmlnde oldukgeldiğini belirtcn Matsuta lannı Ertuğrul Sehltlluinl yaparak göstermlşlerdl. nı, bu yoğun ilişki içeriğini Türk insanı kolektif çalışmaya gelemez, ayrıntılarıyla anlatmış. Tlk olarak Ha5. Devlet dcnilen tcmcl kurumun koysan Uğurlu Barajı için 30 milyon dolar duğu yasaları ve kuralları çiğnemeyi, kredi veren Japonlar Haliç Köprüsü vergi kaçırmayı, kimlik ve kişiliğinin lnsaat Projesi Kredisi olarak da 10 bir parçası haline getirmiştir. Japonlarmilyon dolarlık anlaşma imzalamışlarda isc bu özelliklerin tam tersi söz kodır (26 Mayıs ve 27 Kasım 1971). nusudur. Birey olarak böyleyiz de hü1980'e kadar ticari ilişkiler hızla artkümetlerin belirledikleri startejilcr acımıştır; ancak, Japonya nın Türkiye'ye sından daha mı iarklıyız? Ne yazık lci olan ihracatı büyük rakamlarla değişirolumlu yanıt vermek zor. ken, ticaret dengesi Türkiye'nin aleyhine gelişerek sürekli açık vermiştir. Iflusal çıkariar Aynı dönemde siyasi açıdan hiçbir Ilıronao Matsutanı, tıpkı Türk siyaönemi olmayan ziyaretler yapılmıştır. sileri gibi bu konuda mavi boncuk veriJaponya'nın dış politikasında Türkiyor izicnımi ııyandı, bendc. 1980'den ye'nin önem kazanması 1980'den sonsonra Japonların ekonomik ilişkileri geradır. Tıırgut Özal'ın 1983 seçimleri sıliştirme isteklerinin artışını şöyle degcrrasındaki bazı sloganların (deyişlcrin) lcndiriyor: Japonlara eöre Türkiye, (a) altını çizen Matsutanı, bunların JaponOrtadoğu'nun en istıkrarlı ülkesi, (b) ya'da noşnutlukla karşılandığını belirtNüfus olarak Ortadoğu'da en büyük mektedir: "Türkiye'yi Ortadoğu'nun pazar potansiyeline sahip, (c) Dışa Japonyası yapacağım", "Türkiye kalaçılmış, piyasa ckonomisini benimsekınnıa örneği olarak Japonya'yı düşünyen bir ülkeydi. Biitiin bu özellikleriyle mclidir". Hcr ne kadar "Japon modeTürkiye'nin Japonya için birçok açıdan li" betimlemesi Japonların gururlarını çok çekici bir ülkc olduğunu söyleyeokşamışsa da gerçeklikle hiçbir ilgisi oiliriz. Matsutanı, "21. yüzyıla doğru yoktur. Nedenine gelince... Japonya'nın dış politikasında Türkiye çok önem kazanmıştır," demektedir. Daha öııtı.1 yayımlaııan bir çalışmam Bu doğrudur, katılıyorum. Ancak bir da (21. Yüzyıla Doğru TürkiyeJaponkonunun altını çiziyorum. Uluslararası ya tlişkisi adlı kitabım) bunun kolaycıilişkilcrdc dcvlctlerin dt>stları, düşmanlık ve gerçeklerı çarpıtma olduğıınıı taları yoktur; ulusal çıkarları vardır. Türrihi gelişim vc nesnel koşullanyla ortakiye'nin de, ulusal çıkarlarını gerçekciya koymaya çalışmıştım. Matsutanı'nın likle belirlemesi, bağımsızlıkçı, onurlu yapıtında bu modcilik konubunun altı dış politika stratejileri belirlemesi gcbirkaç yerde çizilmiş; bunun doğru olrekmektedir (85 fnilyar dolardan fazla madığını, kendimize, anlatmak zorundış borçla bu nasıl olacak, çözüm beklidayız. (aponya modelinin temel unsuru yor). JaponyaTürkiye ilişkisini değerinsandır. () halde Türk insanı ile Japon lendirdiğimde, Matsutanı'nın tersine insanının temel niteliklerini karşılaştır21. yüzyılın ilk çcyreğinde Türkiye'nin malıyız önccliklc: 1. Türk insanı kişisel Japonya'ya değil Japonya'nın Türkiçıkarlarını ulusunun çıkarları üstünde ye ye gereksinme uuyduöunu değerlengörür, 2. Türk insanı küçük cıkarcıdır, dirmelcteyim. Bunun analiz edilmesi bu 3. Türk insanı disipline edilemez, 4. 1970 yılı sonrası dış polltlka yazının konusu olmadığı için yazmıyorum. JaponTürk ilişkileri, bugün olması gereken düzeyin çok altındadır. Bugün Türkiye üzerinde ekonomik yönden AB, politik yönden de ABD, çok büyük etkiye sahiptir. Günümüzdeki yapılanmanın, önümüzdek onon beş yıl içindc JaponTürk ilişkilcrini geliştirccek yönde ağırlık kazanmasında, Türkiye'nin çok önemli ulusal çıkarları vardır. Bu yoruma katılıyorum. 1 latta Japonya seçeneğinin önemli olduğuna inanıyorum. Nedenine gelince: (a) Japonya askeri yayılmacı değil. Herhangi bir ülkede ihtilal, darbe, faşist siyasi olayları tezgâhlamıyor, (b) Din çelişkisi ve kavgası yok (AB ve ABD ile ilişkilerde bu hep karşımıza çıkıyor), (c) Japonya küftür cmperyalizmi pcşinde değil, (d) Avrupa ve ABD, ikili ilişkiye girdiği ülkeye ikinci ya da üçüncü kuşak teknoloiiyi satıyor. Halbuki îaponya, eğer kullanabileceksen son teknoloji ile geliyor. Matsutanı da buna benzer olguların altını çizmiş. Kitapta katılmadığım bir (sonuç) değerlendirme var. Onümüzdeki 21. yüzyıl Türkiye ve Japonya'nın yüzyılı olacaktır. Bu yargı pck gerçekçilikle bağdaşmamaktadır. 21. yüzyılın Pasifik'te ve Boğazlar'da belirleneceği doğrudur. Ama, iç dinamik sorunlarını çözemeyen Türkiye'nin 21. yüzyıla damgasını vuracağını beklemek hayalciliktir. Meclisi ve anayasası tartışmalı; YOK kurumu, bankalar yasası, öğretim, vergi ve adalet sistemi sorunlu; insan hakları bir yana itilmiş, demokrasisi oturmamıs, dış borcun faizini ödemek için borç alma peşinde koşan bir Türkiye'nin, hangi kosullarda 21. yüzyılı belirleyecek güç olacağını açıklamanın zor olduğunu değerfendirmekteyim. Gelelim Ja ponya'ya. Matsutam'ya katılmayı çok istiyorum ama, ne yazık ki katılamıyorıım; çiinkü, 19. yiizyıl îngiltere'nindi, 20. yüzyıl ABD'nin oldu, 22. yü/.yıl AvustralyaYeni Zelanda Konfedcras yonu'nun olacak, ancak 21. yüzyıl (ki min olacağı şu anda belli değil) Japonya'nın olmayacak. Bir yüzyılın, bir devletin olduğunu söyleyebilmek için, o devletin, süper güç olması gerekmcktedir. Süper eüç olmanın temel koşullan na sahip olamavan Japonya'nın da "21. yüzyıla sahip olması" söz konusu değildir. Japonya ile Türkiye arasındaki ilişkiler son yıllarda her alanda somut bir şekilde gelişmesine rağmen, Türkiye'de Japonya'yı tanıtan ve iki ülkenin ilişkilerini konu alan kitap ve araştırmaların ne kadar az olduğunu göz önünde tutarsak, bu kitabın ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin pekişmesine ve halklarımızın birbirlerini daha yakından tanımasına katkısı olacağına inanıyorum. Bu görüşler Hıronao Matsutam'ya aittir ve katılıyorum. • Japonya'nın Dış Politikası ve Türkiye llhronao Matsutanı / Bağlam, Istanbul 1995 SAYFA 15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle