23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ERENDIZ ATASU ngiltere'de yaz mevsimi güzeldir. Upuzun, yumuşak günler, sonsuz bir yeşillik. Papatya, gelincik; leylak, gül, sümbiil; manolya; yıldız ve kasımpatı birlikte açar Ingiliz bahçelerinde, küçük bir mucize... Islak ve gri ülkelerinde güneşin pırıldadığı her gün için teşekkür duyan insanlar ırmak kıyısında yarı çıplak, çimenlere sere serpe uzanmış, doğayla içsel uyumlarını yaşıyorlar... Cam ırmağı üzerindeki Cambridge (Cam köprüsü) kentinde büyük bir bahçe; ortasında kentin "kadim" üniversitesinin göreli genç bir yaptsı, Downing College, yalnızca yüz küsur yaşında... Dünyanın dört yanından insanlar, kahve veya "sherry" içerek sohbet ediyorlar; birazdan 19. yüzyıla özgü, kaldırılıpindirilebilen geniş pencereleri bahçeye ve uzun günün mavi bir gecede döneceği gökyüzüne bakan; berjer koltuklu, pembebej saJona girecekler ve tutkuyla sevdikleri etkinlik başlayacak: Yazın üstüne düşünme ve tartışma... Uluslararası topluluklar, kaynaşmanın eskiden duyduğum coşkun mutluluğunu tattıramıyor bana, artık! Açlık, savaş ve terorizmi önJemede, böyle toplantılarda kurulan kişisel dostlukların yakın vadedchiçbir etki gösteremeyeceğini öğrendim! Hele bu insanlar kınlgan ve korunmasız yazarlar ise... (Topluma gözdağı verebilmek için en korunmasız grubun, yazar ve sanatçıların seçilip yakıldığı bir ülkeden geliyorum!) Işte Doğu Avrupalılar acımış umutları yüzlerinde donuk niyeyse kendimi en çok onlara yakın hissediyorum ve elbette bir de Akdenizlilere... Işte Hintliler, Mısırlılar, Filipinliler; Batı Avrupalılar, bir kişi de ABD'den... Bizi birleştiren, yazın... Kırılgan yazının sözcüklere sığmayan bir gücü var yoksa niye buradayız yarını yaratıyor.acıdanvedüşkınklıklarından... Bu bahçede ve salonda keder hissedilmiyor; evcil doğanın ve dingin mekanın sihri kederi beynin alt dokularına itmiş ve üst dokuların zihinsel yoğunlaşmasını billurlaştırmış... Türkiye'den katılan dört kadının (Buket Uzuneryazar, Zeynep Oralyazar, Erendiz Atasüyazar, tlknur Özdemirçevirmen) vebaşka birçok ülkeden katılımcının hep özlemini çektiği, yaratıcı güçleri harekete geçiren ortam... Bireyin ve kültürün değerinin bilindiği bir ülkede dokuz gün yaşamak bile, işte bunun için unutulamayacakdcnligüzel... "Ingiliz Kültür Heyeti" (The British Council) bir devlet kuruluşu adına "Çağdaş Britanya Yazarı" (The Contemporary British Writer 615 Temmuz '94) seminerini düzenleyen Christopher Bigsby, Grand Damian ve Hariet HarweyWood özen ve titizlikten kaynaklanan kusursuz bir konukseverlikle sarmalıyorlar tümümüzü... Burada, çökmüş Britanya Imparatorluğu'nun tarihsel kibri yok.. Yazarlar, dünyanın hcryerindegönülinsanlarıdır... Seminerin amacı çağdaş tngiliz daha doğrusu Britanya yazınıyla diğer yazınlar arasında köprüler kurarken, Britanya yazınını dünyaya tanıtmak... Dokuz gün boS A Y F A Yaz vakar. vaz varatır... lngiliz Kültür Heyeti" (The British Council) adına 615 Temmuz 1994 tarihleri arasında, "Çağdaş Britanya Yazarı" (The Contemporary British Writer)başlıklı bir seminer düzenledi. Seminere Türkiye'den üç kadın yazarımız, Buket Uzuner. Zeynep Oral, Erendiz Atasü ve bir çevirmenimiz, tlknurÖzdemir katıldılar. Aşağıda Erendiz Atasü'nün bu seminerle ilgili izlenimlerini sunuyoruz. cini kendi adına değil, ancak bir yunca Britanya'run önde gelen başka yazar adına gerçekleştireyazarları, ozanları, bize yapıtları bilmesi yok mu? Gelenekselleşnı, duygularıru, düşüncelerini açmiş lngiliz tutukluğu, Britanya tılar: Işte büyük Doris Lessing, yazınındaki ifade edilemeyen derin bir deneyim olarak yaşan bunalrmın asıl nedeni değil mi? mış uzun yaşamın olgunluğuyla Konuk yazarlar kcndi yapıtlave genç bir kız zerafetiyle; biraz rından örnekler (Ingilizce çevihırçın, hayli dik kafalı, belli olurileri elbette) sundular; biz dört yor... Işte, Istanbul sevgisiyle kadın birbirimiz için heyecandopdolu Antonia S. Byatt'ın landık; sunularımızın başanlı "Çeşmi Bülbül" (Eye of The olması diledik (öyle de oldu, Nighingale) adını taşıyan son yagerçekten); bizi yakınlaştıran pıtından okuduğu tadına doyulyalnızca yazın scvgimiz ve hetnmaz öykü (Cevat Çapan'a adancınsliğimiz değildi; tüm yctermış)... Yaşama kültürün pencesizliklerine, kıyıcüığına karşın, resinden, ama derinlere süzülehâlâ derinden bağh olduğumuz bilen sezgiyle bakabilmiş bir ülkemize duyduğumuz sevgiyaraştırmacıromancı Antonia S. Byatt; Doris Lessing'dcn sonra Buket uzuner, Cambridge 94de. seminer. yaratıcı güçleri harekete di. Başarımızı doğuran, sanırım bu heyecandı... Bireysclliğini kiCambridge'de tanıdığımız en geçiren bir ortam sağlamıs. şisel bir bayrak gibi övünçle taşıyan Britanönemli giderek büyüyecek yazar o, bana yin özgürlüğü ve ülkenin politik hoşgörüyalı'nın özgürlüğü, aynı zamanda bir yokkalırsa, güngörmüş, dingin ve biraz hüzünsü açısındanhele bizlcr, demokratikleşme sunluk ve yoksulluk değil miydi ? lü... sürecinde sürekli tökezleyen ülkelerin Diğerleri David Lodge, Jim Crace (yapıtları şu anda dilimize çevriliyor), John Fowles ("Fransız Teğmen'in Karısı"nın yazarı), cinayet romanları yazarı P.D. James, Ian McEwan ("Yabancı Kucak"ın yazarı), oyunları Türkiye tiyatro izleyicisinin yakın dan bildiği Arnold Wesker, uzaysal kurgularla cğlenen Malcolm Bradbury, hüzünlü ozan Andrew Motion; gündclik yaşamın şiirini yazan genç bir kadın, Lavinia Greenlaw; biyografı yazarları Micheal Holroyd ve Richard Holmes ve daha niceleri... Hemen dikkati çeken birkaç nokta: Britanya yazarlarının çoğu yazınla ilgili birkaç işi birden yürütüyorlar, romancıbiyografi yazarı üniversite öğretim üyesicleştirmen vs. lşlerini müthiş ciddiye alıyorlaresin perisini dalgınlığından alkolle uyandırma (!) yöntemini tümden dışlıyorlar diyemeyeceğim hepsi için amayaratıcılığın, her şeyden önce kapsamlı bir kültürcl birikimle beslenmesi gerektiğinin sonuna dek bilincindeler; ve çok üretkenler. Birikimleri onlara güçlü ve içtenlikli bir ağırbaşlılık kazandırıyor, kendisini kanıtlamak için boş çırpınışlar, böbürlenmeler, "Her şeyi bcn bilirim"ler; hayır yok böyle şeyler!.. Bireyini ve kültürünü baş üstünde taşıyan toplumları onlara 24 saat yazınla uğraşabilecekleri maddesel ortamı hazırlamış... Bu toplumu beğenmiyor ve eleştiriyorlar. Araştırmacı Terence Hawkes'un, George Steiner'ın ülkelerine ve toplumlarına yönelttikleri acımasız eleştiriler, bire Bir seminerden izlenimler... IçtonHd ajjrtaşttk yurttaşları içingöz kamaştırıcı... Hırpalama boyutlarındaki eleştiriler birçok haklılığı içeriyor ve yabancı konuklar tarafından alkışlanıyor. Ben de alkışlıyorum; gözlerimdeki kamaşma geçtikten sonra, şunu fark ediyorum: Britanya toplumunun ve bireylerin içekapanıklığı, "yabancı sevmezliği", kuşkuculuğu, kendisiyle yüzleşmektcn kaçması, hâlâ imparatorluk düşleriyle oyalanması, Irlanda sorunu gibi toplumun yüzeyindeki görüngüleri kapsamlı bir kavrayışla didiklese de eleştiriler; ana mcseleye dokunmuyor! Yani toplumun ağırlık merkezini oluşturan emperyalizme! Günümüzdeki "kabile savaşlarının", açbğın ve terorizmin ana kaynağı "yeni empcryalizm"e kimse el sürmüyor! Tarihin ve politikanın bireyin iç dünyasını nasıl etkilediği, tanıştığımız yazarlardan, Doris Lessing dışında pek kimseyi ilgilendirmiyor. Bireylc toplumsahn bagları kopmuş! Shakespeare'in ülkesinde, günümüzde, bunca üretkenliğin, "iyi" yazınsal örneklerin arasında "büyükyazın" yaratılamaması bundankaynaklanmıyormıir' Dunya yazn bunahmda Iç dünyalarımızın zcngınlıg'ıni bizler, Türkiye'nin yazarları, özellikle romancılarımız, daha nc zamana kadar politik ve içsel baskılar yuzünden, kurak mevsimin sıcak yorgunu bitkileri gibi pörsümeye terkedeceğiz? Kendimizle yüzleşmek yerine, günün moda düşüncelerini yineleyip bilgiçlik taslayan yapıtlar verıncyi daha ne kadar sürdüreceğiz? (x) Biz, çılgın aınatörler... Toplumumuzla aramızdaki bağ baslucı ve yakıcı olabilirken... Geç kapitalizmin yazarları, "Çağın Ruhu"nu (deyim Virginia Woolf a ait) yakalayacakları yerde, meslekse! becerileriyle yazını oyuna dönüştürürken... Dünya yazını bunahmda!.. Bunalımı kim yırtacak? Şimdüik suskun Doğu Avrupalılar mı? 20. yüzyıl şiirinin, hiç kuşkusuz kimi en güzel örnekleri nin kaleme ahndığı (xx) Türkçe'mizin bir şansıvarmı? (x) Birzamanlarkulaktandolma Marksizm idi bu; şimdilerde "kerameti kendinden menkul" postmodernizm... (xx) Bu yazıyı kaleme aldığım günlerde, "Cumhuriyet Kitap"dta, Turgut Uyar'ın o benzersiz şiirlerini bir kez daha okuyordum; ve bu güzclliğin dünyada, yalnız dilimizin inceliklerini bilenlere açılabihnesi beni boğuyordu... Ulusal kültürümüzün, sanatçının bireysel yaratıcılığının önemini gerçekten kavrayan bir hükümetimiz bir gün olur mu dersiniz? Ömrümüz, böyle bir günü görmeye yeter mi ?.. • CUMHURİYET KİTAP SAYI 240 Bk*8yfeı ononiMMnui Günümüz Britanya yazınında, biyografi dalında görünen devingenliğin, elbette "birey"in ve onun yaşamının önemsenmesi etkili bu gelişmedebiyografi yazarlığının giderek yaygınlaşmasının, biyografinin yalnızca belgesel bir tür olmaktan çıkıp düş gücünü, sezgiyi, kısaca yazınsal yaratıcılığı da içeren bir kapsama dönüşmesinin altında, yazarın kendisiyle yüzleşme süre
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle