23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

eyaletine bağlı Soest'ta başladı. Bu güne değin üç kitap yayımlandı sanırım. Bu kitaplar, Alman uzmanların yönetiminde Türk öğretmenlerince hazırlanıyor. Başlangıçta, şimdi ikisi de aramızdan ayrılmış bulunan Prof. Dr. Turhan Oğuzkan'la Ali Rıza Özgüç de katılmıştı bu kitap hazırlama işine. üç dört yıldır da, çok kısa sürelerle gelerek, dostum Emin Özdemir danışmanlıkyapıyor. Kitaplann içkapağında TC Milli Eğitim Bakanlığı'nın desteğiyle yayımlandığı yazılı. Buna, TürkAlman işbirliğiyle hazırlanan bir kitap gözüyle de bakılabilir, özellikle finansyönünden. Bundan başka, özel yayınevlerinin hazırladığı kitaplar var. Bu kitaplan Anadolu, Ortadoğu, Önel gibi yayınevleri hazırlıyor. Bu kanaldan gelen kitaplar başlangıçta aceleye getirilmiş izlenimi yaratıyordu. Oysa şimdi oldukça başarılı kitaplar hazırlanıyor. Önceleri her şey yeniydi. Kitaplarda ya Türkiye'de alışılagelmiş olana karşı bir tutum içine giriliyordu; ya da "yenilik" adı altında her türlü yöntem uygulanıyordu. Ağzı laf yapan herkesin kitap yazabileceği kanısı da cabası! Bu yönden, burada hazırlanan kitaplara pek güven duyulmuyordu. Giderek yayınevleri büyüdü, olanaklar arttı. Buna bağlı olarak kitaba talep de arttı. Bu, rekabeti yarattı. Artık yayınevleri, elden geldiğince düzeyli çalışmalarortaya koymayı amaçlıyorlar. Bu söz bana düşer mi bilmiyorum, ancak kimi yayınevi sahipleri bile, bizim hazırladıklanmız düzeyinde bir kitabın henüz yapılamadığını söylüyorlar. Bana göre ortada birçok örnek var. Ders kitabının çok çabuk eskiyeceği göz önünde bulundurularak, TürkAlman işbirliğiyle, büyükgereksinim duyulan yeni kitaplar hazırlanmalıdır. "Konsolosluk öğretmeni" diye adlandırılan, yani Türkiye'den gönderilen öğretmenlerin verdikleri Türkçe derslerinde sizin hazırladığınız kitaplar okutuluyor mu ? Söyleyecelerim daha çok Berlin'deki uygulamalara yönelik kalacak. Çünkü her eyaletin, Türk tarafıyla nasıl bir anlaşma yaptığını bilmiyorum. Ancak, son yıllarda Federal Eyaletler Kültür ve Eğitim Bakanlan Kurulu'nun (KMK) aldığıkararlarbütün ülkede uygulanıyor. Bundan dolayı, uygulama aşağı yukarı aynıdır. Bu uygulamaya göre "Konsolosluk öğretmenleri "nceverilen dersler okul programında yer almıyor. Belirlenmiş birkaç okulda, günlük dersler bitip okul' boşaldıktan sonra, Türkiye'den gönderilen öğretmenler, gönüllü öğrencilere, Türkçe adı altında din ve ahlak dersi vermektedirler. Kuşkusuz, çok gerekli bir uygulamadır bu. Ancak, uygulayanlardaki Türkiye'deki politik dalgalanmalara C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 232 göre niteliklilik/niteliksizlik çelişkisi bu salt öğretmenin ilgisine bağlı idi. Bu bu konuda da inançsızlık yaratıyor. arkadaşlar arasında, Türkçe dersiyle ilTürkçe dersinden amaç, çocukların gili yetiştirici kurslara katılanların bugeldikleri ülkelerin dilini, geleneklerilunduğunu da anımsıyorum. Kim bilir ni, inançlarını bilmeleridir. Yurtdışınne gibi sorgulamalara uğradılar ki, bir da doğup büyüyen çocular için bunlar daha onların izine bile rastlamadım. yepyeni şeylerdir. Kültürel özgüvenin 1987'den bu yana burada hazırlanan yaratılması açısından bu bilgilere bü kitaplar genel olarak uygulanmıyor. yük gerek vardır. Yoksa, çocuk bir yan Ancak, kitaplann içeriğini, yöntemini dan doğduğu yerin etkisi, bir yandan kavramış öğretmenler arasında, elinde içinde bulunduğu aile ortamının kokalan kitaplardan fotokopiler yaparak, şulları, kendini nereye yerleştireceğini uygulayanlar var. Berlin, Türkiye'den bilememekte; giderek, sokak kültürügelen öğretmenlerin bu kitaplan öcü nün kurbanı olmaktadır. Bu çocuklan saydıkları dönemler yaşadı. "Tercüyetiştirmek, bu alanlarda özel eğitim ve man"ın şamatası birtakım kılkuyruköğretimgörmüş kişilerin varlığıyla ola lara "ihbar" zevkini tattırdı. Böylece, naklıdır. Türkiye'deki uygulamaya gögerçekçi, çağdaş, gereksinimleri karşıre böyle bir eğitim/öğretim programı lamaya elverişli Türkçe Dil ve Okuma bir yana, niteliği ne olursa olsun, bu Kitaplan da örümcek bağlamış mahyönde de gözetilmeden, partiler ya da zenlere kilitlenmiş oldu. örgütler kendi adamlarını gönderiyorFederal Almanya'da öğretmen, istelar. Baştan beri diği kitabı seçip durum budur. uygulayabilir. SaÖğretmen de, nırım, bu kitaplabağlı olduğu parrın yok olup gittinin, dinsel ya da mesine dayanamasiyasal örgütün yan kimi öğretbuyruğuna göre menler, yukarıda sınıfı bir slogan da belirttiğim gibi, arenası haline de, çeşitli yollarla uybir ibadethane gulamayı sürdıirühaline degetirebiyorlar. liyor. Veliler gc Türkçe'nin 5. nellikle iki duru sınıftan başlayamu da istemiyorrak 1. yabancı dil; lar. Çokları, öğle7. sınıftan başlayaden sonraları çorak 2. yabancı dil cuklarının sokakuygulaması, lise tan kurtulmasını düzeyinde nasıl istedikleri için sürüyor? Türkçe dersini Benim Berlin yeğliyor. Kimi veOkul Işleri Senaliler, yörıetmeliktörlüğü'ndeki gölerde yer alan ilkerevim bu uygulalerin yerine getima ile ilgili. Türkrilmesini, yani çoçe'yi l.yada2. yacuklarının, kendi bancı dil yerine seülkeleriyle bağ Berilnde Türk çocuKlannın blrincl yabancı dll çenler, bunu liselantılarının sağ olarak seçebildlkleri Türkçe dersl İçin kitap de (Gymnasium) la. Türkçe lanmasını istiyor lar hazırlayan Adnan Blnyazar konu$tuk. Ad de sürdürüyorlar. derslnln geçmlslnl, bugününü lar. Kısa sürede nan Blnyazar Türkçe derslnln geleceglnl ne Şimdüik bu aşabunun uygulan yazık kl, karanlık görüyor. mada dört öğretmadığını, sınıfta kendi umularının dı men görev yapıyor. Ancak, Türkçe'nin şında dersler verildiğini duyunca, ço1. yabancı dil olarak seçme uygulaması cuklarını derse göndermiyorlar. Bunnerdeyse sona erdi. Türkiye tarafının dan dolayı nerdeyse üç beş kişiyle ders da savunduğu gibi 2. yabancı dil olarak yapan sınıflarla karşılaşılıyor. uygulanması daha da yaygınlaştı. Aşağı Hükümetler, programlarına yurtdışı yukarı on beş yıla varan uygulamalar kültür hizmetlerini sıralayadursunlar, sonucu, Türkçe dersi yasallaştı; Franuygulama budur; onca emek de bir ölü sızca, Latince gibi bir dil sayılmaya başyatırımdır. Bu konuda da her iki taralandı. Bu, önemli bir gelişmedir. Türkfın eğitim sorumluları bir araya gelmeçe açısından başka bir gelişme de, Alli, özel programlar geliştirerek bu kör man öğrenciler isterlerse, 7. sınıftan uyeulamayı önlemelidirler. Alman tabaşlamak üzere Türkçe'yi 2. yabancı rarının, Türkçeyi öbür dersler gibi dil olarak seçebilecekler. 1997/98 öğprogramına alması gerekir. Yoksa Baretim yılında Türkçe, Abitur (Olgunkanlıklar da, veliler de, öğretmenler luk) aşamasında Prüfungsfach (sınav de, hatta öğrenciler de bu işe "keyfi" dersi) olarak uygulanmaya başlıyor. gözüyle bakarlar. Türkçe'nin liselerde uygulanmasına Başlangıçta, birkaç öğretmen, bura yönelik olarak, Müfredat Programı, da oluşturulan kitaplan uyguladı. Ama Öğretmen Kılavuzları, Ders Malzeme leri, bu malzemeleri besleyecek nitelikteki Bilgi Dosyaları hazırlanmış bulunuyor. Bu yılın sonuna dek, Türkçe'nin olgunluk sınavı dersi olmasıyla ilgiliçalışmalar da bitirilmiş olacak. Öğretmenlerin durumu?.. Türkçe dersi, Berlin Eğitim Senatörlüğü'nce görevlendirilmiş öğretmenlerce verilmektedir. Sanırım, başlangıçta, Türkçe dersiyle, öğrencilere yalnızca Türkçe konuşma olanağı sağlanması amaçlanmıştır. Bu yönden, uzmanlığına, ya da yetişimine bakılmadan, başvuran her öğretmen, Türkçe öğretmeni gibi düşünülmüştür. Uygulama yaygınlık kazanınca, Türkçe dersi okutan bütün öğretmenler için (nerdeyse dil doktorası yapma aşamasına gelenlere bile) Türk dilinin didaktiğine yönelik kurslar düzenlenmiştir. Ben, şahsen, bu dersin uygulanması konusunda, Türkçe de içinde olmak üzere, yabancı dil öğretmenlerinden özellikle yararlanılması gerektiği kanısındayım. Çünkü her iki dilin (AlmancaTürkçe) karşılaştırılması her an söz konusu olabiliyor derslerde. îlk sınıflarda ise ilkokul öğretmenlerinin deneyimlerine büyük gereksinim olduğu kanısını taşıyorum. Şunu da belirtmek istiyorum; bu genel kanıların ötesinde, öğrenim dalı çok ayrı olan nice arkadaşın başarılı çalışmalarına tanık olmuşumdur. Öğretmenlik emek isteyen bir iştir. Yurtdışında öğretmenlik yapanların bu emeğin birkaç katını vemeden, işlerini başanyla yürüteckelerine inanmıyorum. Konunun öğretmenler açısından bir de yasal boyutu var. Almanya, Türk öğretmenleri, yaptıkları öğrenime göre, kendi öğretmeniyle eşitlik içinde görmüyor. Nitekim maaş derecelendirilmesine de bu fark belirgindir. GEW'nın (Alman Eğitim ve Bilim Sendikası) bu yoldaki girişimlerinden olumlu bir sonuç alınamamıştır. Almanya'da öğretmen olmak, adayın iki aşamalı devlet sınavından geçmesine bağlıdır. Örneğin Türkçe'nin, olgunluk aşamasında sınav dersi olarak seçilebilme uygulamasının gecikmesi bir bakıma buna da bağlanabilir. Şu sıralarda bu engeli aşma çalışmaları sürdürülmektedir. Sanırım, Almanya'da ünivesite öğrenimi görmüş adayları bu alanlara yöneltme, uygulamada kolaylıklarsağlar. En önemli nokta ise, Türkiye Milli Eğitim Bakanlığı'nın, Almanya'da görev yapan öğretmenlerin yetişimlerini, öğretmenlik formasyonlarını belirterek, her iki kesimin öğretmenleri arasındaki eşitliği sağlayıcı girişimlerde bulunması; bunu içtenlikle gündeme getirmesidir. Yani, hükümet programlarında yer alan işleri gerçekleştirmenin yanında, devletlerin onurlarıyla ilgili eşitlik ilkesine duyarlı bakmasıdır.B S A YFA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle