25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Adnan Binyazar'la dünü ve bugünüyle Türkçe... Almanya'da Türkçenin Geleceği Kapak konusunun devamı. 0* re yabancı işçi çocuklannın Almanca'yı öğrenmelerinin yanında, kendi anadillerini de yitirmemeleri öngörülüyordu.Aynıkurulun 1979'da aldığı bir karara göre ise "tamamlayıcı anadili öğretimi" üzerindeduruluyordu. Bu karardan sonra her eyalet, ken di koşullarına göre uygulamaya geçmiştir. Ancak, Berlin başta olmak üzere; Türkçe'yi, 5. sınıftan itibaren 1., 7. sınıftan itibaren 2. yabancı dil olarak seçme uygulaması yaygınhk kazanmıştır. Kuşkusuz, böyle bir olanak yalnızca Türkiye'den gelen işçi çocuklarına verilmiştir. Almanlar ve öbür yabancı işçi çocukları için böyle bir seçme söz konusudeğildir. Türkçe dersleri için kitap hazırlığı projesi nasıl oluştu? Berlin'deki kitap projesinden önce öbür eyaletlerde başkauygulamalarvarmıydı? Kitap hazırlama işini, öbür eyaletlerinveAvrupaOrtakPazan'nınparasal desteğiyle Berlin üstlenmişti. Öbür eyaletlerde hazırlanmış kitaplar olduğunu sanmıyorum. Kitap yazma işini Berlin Okui tşleri Sektörlüğü adına InstitutfürZukunftsvorschung (Geleceği Araştırma Enstitüsü) üstlenmişti. Türk ve Almanlar'dan oluşan bir grup 5. sınıftan 10. sınıfakadar Türkçe ders kitapları yazacaktı. Türkiye'de okutulan kitapları Almanya koşullarına pek uygun bulmuyorlardı. En çok da kahramanlık, tarihsel övgü gibi konulara tepki vardı. Örneğin, Almanya'da hiçbir resmi dairede devlet büyüklerinin resmi bulunmaz. Bizim Türkçe kitaplannın her sayfasında bir devlet büyüğünün yer alması, eğitimden sorumlu kişilerce yadırganıyor olmahydı. Sanırım Türk taratı da biliyordu bu durumu. Ne var ki, belki ilk çalışmalardan bu yana, "Eksperler topfantısı" adı altında Türk ve Alman eğitimciler bir araya geliyorlardı. Ama, ne yazık ki, bu toplantılardan somut bir İcarar da, uygufanır bir çalışma da çıkmamıştı. Özellikle 12 eylül'den sonra dirifen daha aşırı bir milliyetçilik anlayışı, Almanya'da uygulanmakta olan eğitim anlayışıyla doğal olarak bağdaşmıyordu. Bu yönden, kitap yazma işinde resmi kişiler değil, Türkiye'den ayrılıp Almanya'ya gelmiş kişiler görevlendirilmişti. Proje başkanı, Almanya'da öğrenim görmüş olan Dr. Erdoğan Okyay'dı. Berlin Okul Işleri Senatörlüğü adına Dr. Okyay, kitap projesine benidekattı. "Türkçe Dil ve Okuma Kitabı", 5. S A YFA 4 sınıftan 10. sınıfa kadar öğrenim gören öğrencilerin yararlanması için nazırlandı. Bu kitaplarda gözettiğiniz ilkeler nelerdi? Örneğin konu seçimi, yazar seçimi... gibi. Kitapların temel ilkesi, özgür düşünmeyi yerleştirmeyi amaçlayan bir yöntemi uygulamaktı. .Bu, ancak bu yoldaki metinleri kitaba koyarak gerçekleştirilebilirdi. Metinlerin geniş bir yazar kesiminden seçimesine de ayrıca özen gösterildi. Bizde, nerdeyse suyun yararlarını anlatan bir metin işlerken bile öğretmenin korkuya düştüğü olmuştur. Böyle bir anlayışa tepki olarak, egemen güçlerce "makbul" sayılan yazarlar yerine, yazına emek vermiş yazarlardan metinler alınmıştır kitaba. Öğrencilerin anlayabileceği bir dil düzeyi tutturmak için de kimi metinlerin dilinde yalınlaştırmalara gidümiştir. özlemle beklenen bir kitap ortaya çıktı böylece. Kitaplar yayımlandıktan sonra tepkiler oldu mu; Almanya'dan, Türkiye'den? Olmaz olur mu, iyi şey yapın da tepki olmasın! Eğitimci sanı taşıyan birçok insanı "güzellik düşmanı" saymamı lütfen yadırgamayın. 1982 ortalannda yayımlanan ilk iki kitaba karşı Tercüman gazetesi büyük tepki gösterdi; bilinen şeyler: Kitaplar "milli" değil, dili yalın, komünist yazarlar... vb. Ne acıdır ki, Tercüman'ın yazdıklarını Milli Eğitim Bakanlığı, Almanya Eğitim Makamlarına rapor olarak gönderdi. Bu, insanı ulusu adına utandıracak bir nitelik(sizlik) taşıyordu. Oysa kitaplar kısa sürede bütün Ortak Pazar ülkelerine yayılmış, bir gereksinimi karşılamıştı. Berlin'de, aşağı yukarı yüz yirmiye yakın bürokrat ve eğitimcinin katıldığı bir toplantıda kitaplar başarılı bir çalışmanın sonucu olarak değerlendirilmiştir. Toplantının, Alman devletinin eski meclis binasında (İki Almanya'nın birleşmesinden sonra yine Meclis binası) yapılması ve toplantrya AET Başkanı adına bir yetkilinin katılması, işin önemini vurgulamaya yeter sanırım. Aralarında Kemal Demiray, Emin Özdemir, Ferhan Oğuzkan, Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu, Prof. Dr. înciSan... gibi eğitimci ve ders kitabı yazarlarının da bulunduğu bir toplantıda bu kitapların başarılı bulunması da bir ölçüdür. Başlangıçta, Alman eğitim yetkililerince kitaplar savunuldu. Hatta o zamanın Berlin Belediye Başkanı (şimdi Alman Cumhurbaşkanı), bir toplantıda, Türk tarafına kitapların demokratik ölçüler içinde hazırlandığı açıklamasını yapma gereğini duydu. Ancak, 1986'da, 10. sınıf kitabında yer alan bir Yahudi fıkrası bahane edilerek, kitaplar kullanımdan kaldırıldı. Sanırım, Türkiye'nin kitaplardan duyduğu rahatsızlığı, Alman kesiminden haklı görenler de oldu. Görünürde, kitapların bir proje sürecinde yapıldığı, süre bittiği için de üzerinde durulmadığı izlenimi verildi. Ne ki, kitabı basmak üzere başvuran yayınevleri de bugüne değin bir yanıt almış değiller. Şunu da belirteyim, kitaplar üniversite kesimince özellikle benimsendi. Kitap hakkında ciddi raporlar hazırlandı. Kitaplara yüzlerce mektupla övgüler yağdırıldı. Bir Alman bilim adamı "Berlin Modeli" adlı bir kitap yazdı. Özetle belirtmek gerekirse, bilimsel ve eğitimsel tepkiler olumlu; yanh ve politik tepkiler ise olumsuz oldu. Zaman, politik ince ölçüleri gerçeğin üstünde tutan kişilerin baksızlığını gösterecektir; ancak, kitaplara uygulanan bu politik darbe, kuşkusuz, geleceğini buralara bağlamış insanımıza çok şey yitirtmiştir. En son hazırlanan "Türkçe Dil ve Okuma Kitapları için Oğretmen Kılavuzu"ndan da söz eder misiniz? Bu kitabın işlevi nedir? "Türkçe Dil ve Okuma Kitabı" (510)'nılncilaÖzhan'labirliktehazırladık. Özhan planlama yönünden eşsiz bir yeteneğe sahiptir. Iş üretme, beceri, çizim, öğrenciye göreliği saptama yönünden üstün düzeyde çalışmalar koymuştur ortaya. Biz birbirimizi tamamlayarak, düzeyli bir ders kitabı hazırlamayı nerdeyse ideal sayarak yürüttük çalışmalarımızı. Kitaplar, "çalışma defterleri" ve "Oğretmen kılavuzlan"yla birlikte planlanmıştı. özhan, Türkiye'de böyle bir çalışmanın yapılmadığı çok açık da, belki Âlmanya'da da eşi bulunmayan bir "Oğretmen Kılavuzu" yazmayı düşlüyordu. Kitap hazırlama çalışmalan sürerken, bir yandan, bu düşleri gerçekleştirecek malzemeyi de bir kenara koyuyorduk. Daha süre bitmeden, tncila Özhan kendi isteğiyle, projeden altı ay kadar önce ayrıldı. Çok iyi Almanca bildiği için olagelenleri daha yakından izliyor, güçlü sezgisiyle sonucu kestiriyordu. Nitekim 1986'nın sonunda, proje bitti, dendi. Ben, oturma izni başta olmak üzere, tüm haklardan yoksun, kalakaldım. Bu sırada, kitap oluşturma projesinin kapsamı içide bir "öğretmen Kılavuzu" da söz konusu olduğu için ayrı ayrı her kitaba yönelik olmasa da, genel bir "Öğretmen Kılavuzu" yazılmasının mümkün olacağı görüşü ortaya atıldı. Hiç değilsebir süre daha iş sahibi olmamı sağlamak amacıyla bu görev bana verildi. Ben, Özhan'la birlikte geliştirdiğimiz planı uygulamadım, bu planı onsuz uygulayamazdım; kendime göre bir plan yaparak, daha çok genel didaktiğe yönelik bir kılavuzhazırladım. Şunu açıkça belirteyim ki, her yönden beğenilmesine karşın, bu kitaplar eksik kalmıştır. Umarım, bir gün, her iki ülke arasında sağduyu egemen olur da, konu ciddiyetle çle alınır. "Sağduyu" diyorum, şundan; Milli Eğitim Bakanlığı'ndan kimi yetkililer, birtakım uydurma adamlarla bu işin üstesinden gelineceği düşüncesindeymişler;duyuluyor!.. "Öğretmen Kılavuzu"nun işlevine gelince: Kılavuz, anadili öğretiminin önemini belirten "Giriş"; metinlerin dil ve düşünce yönünden nasıl işlenmeşieerektiğini açıklayan "Ünite Işleme Örnekleri"; yazı'nsal türlerin özelliklerini kapsayan "Yazıları Türlere Göre Işleme Yöntemi"; tümcenin yapısal ve anlamsal özelliklerini gösteren "Tümce Bilgisi"; yazım ve noktalama kurallarını örneklerle, uygulamalı biçimde veren "Yazım ve Noktalama" bölümlerinden oluşuyor. Ayrıca kitaba dil çalışmalan, sözlü ve yazılı anlatıma yönelik bilgiler de konmuştur. Yurtdışındaki öğrencilerin kaynak olanaksızlıkları düşünülerek, Kılavuz'da bir "Yazarlar Sözlüğü" de gerekli görülmüştür. Öğretmenler, böyle bir kılavuzdan yararlandıklarını dilegetirmektedirler. Almanya'nın öbür eyaletlerinde Türkçe dersi için hazırlanan kitaplar var mı ? Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz? "Dil ve Okuma Kitapları" ortadan kaldırılınca böyle bir çalışma NRW CUMHU RİYET KİTAP SAYI 232
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle