25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

56 yaşındaki Marquez, yapıtlarının yüzbinlerce korsan basımının yapılması üzerine kitaplarının anayurdu Kolombiya'da yayımlanmasını yasakladı. Ispanya'da Mondadori Yayınevi'nce basılan " Aşk ve Öbür Cinler" Türkiye'de Inci Kut çevirisiyle Can Yayınları'nca yayımlariacak. tehlikesini giderme kaygısı olarak görülmeli. Marquez son zamanlarda imgeleminin yabancı sınırboylarında ancak kısa süreli yolculuklara çıkıyor; nitekim Del amor y otros demonios adlı yeni romanı da önsözde vurgulandığı gibi kökleri gerçeklikte yatan bir yapıt. Marquez 1959yılındabazıgömütlerin günışığına çıkanlmasıyla ilgili bir yazı okurken, kazıda çalışan işçilerin yirmi iki metre uzunluğunda bakır rengi saç bulduklarını fark etmiş. Bulunan saçlar, iki yüz elli yıl önce yaşamış soylu bir ailenin on iki yaşındaki kızına aitmiş. Bu durumda saçların ölümden sonra bile ayda bir santimetreuzamışolmasıgerekiyor. Saçları ölümünden sonra da uzamaya devam eden Sierva Maria de los Angeles, saygıdeğer Casalduero Markisi'nin kızı. Sierva Maria bir gün pazar yerinde alnında "parlak bir yıldız"bulunan kuduz bir köpek tarafından ısırılmış. Annesiyle babası tarafından terk edılen Sierva Maria, siyah bir köle kadın tarafından büyütülür; artık bir Katolik olduğu kadar bir Yoruba'dır da. Kızın aşırı davranışları birçoklannın Sierva Maria'yı cinlerin çarptığını sanmasına yol açar. Cinlerin kovulması için Santa Clara Manastın'na yollarlar kızı. Orada bu tatsız işi yerine getirmekle görevlendirilen ak perçemli rahip Cayetano Delaura kıza fena halde âşık olur. "Bu bir iblis, peder" der Cayetano, "hem de iblislerin en korkuncu..." Hem konuya derinliğine egemen olan hem de sınırsız bir yaratıcılığı özgür bırakan Marquez, kişilerinin aynı anda hem bir gerçeklik dünyasında hem de bir masal dünyasında yaşamalarını sağlıyor. Bilgililiği ve akıllüığı ikiyüzlülüğü ve bozgunculuğuyla sık sık çelişen Yahudi hekim Abrenuncio, Yüz Yıllık Yalnızlıkın Merlquia des'ini anımsatıyor; onun bu ikiyüzlülüğü ve bozgunculuğu Santa Claıa Manastırı'nın buyurgan ve aşırı kuşkucu başrahibesi Josefa Meranda'ya bulaşıyor; markinin cinsel yönden doyumsuz karısı Bernarda aynı zamanda koka bağımlısı bir kadın; rahip Cayetano ise gerçek bir yaşam sürebilmek uğruna yavan ortaçağ düşüncelerini terkediyor. Del amor y otros demonios, belki de uzun ve kılı kırk yaran bir çalışmanın ürünü olduğu için, aynı zamanda anlatı sanatının yetkin bir örneği. 192 sayfalık romanı soluk alıp verircesine bir rahatlıkla okuyor insan. Ne de olsa, Marquez'in belirli bir sıfatı bulamadığı için romanlarından birinin yayınından vazgeçen bir yazar olduğunu biliyoruz. Pablo Neruda, Marquez'in katıksız Kastilya lehçesini Cervantes'ten bu yana en ivisi diye nitelemişti; şiirsel kusursuzluk ile olağanüstü alıntılık sözleri bütünlegtiren bir anlatımı var Marquez'in: "Onemli olan senin Tann'ya inanmaman değil, Tanrı'nın hâlâ sana inanıyor olması." Marquez'dener zaman olduğu gibi, imbikten geçirilmiş, kuşaktan kuşağa aktarılmış bir öykü okuduğundan en küçük bir kuşkusu kalmıyor okurun. Marguez'in o kendine özgü anlatımında düş ile bellek iç içe geçiyor, olayların akış sırası birbirine karışıyor; romandaki bütün yaşamlar, ancak usta bir öykücünün gösterişçiliğe düşmeden bulup yakalayabileceği şaşırtıcı ölçüde yerinde sözcülderle anlatılıyor. Sierva Maria, markiye, aşkın her şeyin üstesinden gelebiıeceğinin doğru olup olmadığını sorduğunda, marki bezgin bir sesle şu yanıtı veriyor: "Doğrudur kızım, ama sen gene de inanma." Bu sözlerdeki açıklayıcı belirsizliği pek az romancı böylesine derinliğine yakalayabilir. Sierva Maria sonradan ölü bulunur; "aşktan ölmüştür, gözleri ışıl ışıl, teni yeni doğmuş bir bebeğin teni gibidir." Bu hüzünlü küçük başyapmn son sayfaları sanki şunu göstermektedir: Aşkın hakkından gelecek bir şey varsa, o da insanın içinde yaşadığı çağın bitmek bilmeyen içinden çıkılmazlığıdır. Bu, gazeteci Marauez'in gözünden bakıldığında doğrudur; ama ölü çocuğun ışıl ışü gözlerine bakarsanız, tıpkı öykücü Marquez gibi onun da buna inanmadığını anlarsınız. Elli altısına gelen Marquez dur durak bilmiyor. Doğduğu kasaba Cartagena de las Indias'ta bir gazetecilik okulu kurdu. Bir yandan da anıları üzerinde çalışıyor. Bundan sonraki kitabının, küçük bir köyde ekmeklerin zehirlenmesiyle ilgili bir röportaj olacağını söylüyor alçakgönüllülükle. Kolombiya'da taklit mücevherlerin geleceğinin parlak olduğu anlaşıhyor. Düs ve bellek ManastiPda aşk Kapak konusunun devamı. Ç0. nılmaz düşgücü ve görkemliliği eksilmeden sürecek. Teyzelerden masallar Marqııe/ bugun Yüz Yıllık Yalnızlık'tan nefret ettiğini söylüyor. Ama belirtmek gerekir ki, Yiiz Yıllık Yalnızhk'tan sonraki yapıtlarında tekrardan kaçınmaya nasıl büyük bir özen gösterdiyse, daha önceki yapıtlannda da Yüz Yılhk Yalnızlık'ın temellerini atmıştır. 1955'te yazdığı La hojarasça'da da (Yaprak Fırtınası) içkarartıcı bir köy, acımasız bir düşmanlık ve kuşkulan üstünde toplayan bir yabancı vardır. Marquez'in birçok yapıtında rastladığımız bu üç öğe yeni romanında da çıkıyor karşımıza. 1928'de doğan Marquez büyükannesiyle büyükbabasının Kolombiya'nın kuzey kıytsındaki büyük evinde büyüdü. Büyükannesiyle teyzeleri olağanüstü olayları çok doğal bir biçimde anlatan, boş inançlara bağlı, her söylenene inanan kadınlardı. Marquez, sık sık, üslubunun onların anlattıklanyla biçimlendiğini vurgulamıştır. zetecilik deneyimi, Marquez'in romanlarında ayaklarını yere sağlam basmasını sağlamış, büyülü gerçekçiliğin tuzaklarından benzeri yazarlardan çok daha ustaca sakınabilmesine yardımcı olmuştur. Del amor y otros demonios Kolombiya'da gün ışığına çıkmadığı için talihlı sayılır. Marquez bir yıl önce Kolombiya'da yapıtlarının yüzbinlerce korsan basımının piyasaya sürüldüğünü, dahası bazı kitaplannın taklit mücevherlerya da yeni Kolombiya anayasasıyla birlikte bedava verildiğini öğrenince kitaplannın tümünü ülkesindeki dağıtımdan çekmeyi kararlaştırmıştı. Egzotbmsoranu Yapıtlannın yüzbinlerce korsan basımının yapılması hiç kuşkusuz Marquez'in ülkesinde ne kadar tutulduğunu gösteriyordu. Ama Marquez aynı zamanda Latin Amerika'nın dünya kamuoyunda ilkel güzelliğin ve eldeğmemişgeriliğinliegzotik"kıtası olarak genelleştirilmesine belki de en çok katkıda bulunmuş romancıydı. Marquez'in son yapıtlarında, özellikle de Simon Bolivar'ın son günlerini romanlaştırdığı El general en su laberinto'da (Labirentteki General) canalıcı bir öğe olarak beliren tarihsel doğruluğa büyük bir özenle bağlı kalma çabası, kitaplarının yüzeysel biçimde okunma Doyumsuz Bernarda Kopsan bsskdap Roman yazmaya başlamadan önce gazetecilik yapmış olan Marquez, gazeteciliğin tartışmasız "dünyanın en müthiş mesleği" olduğunu söyler. GaSAYFA 2 Çeviren: CelalÜster (HaftaltkThe European gazetesinin eLAN ekinin 1319 Mayıs 1994tarihli sayıstndan çevrilmipir.) CUMHURİYET KİTAP SAYI 224
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle