Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
FUARIN KONUKLARI 1. Ankara Kitap Fuarı'nda bozkırımızdan bir dünya konuğu: Bozkırdan çöle; Nedim Gürsel NedimGürsel,TÜYAP'ın özel konuğu olarak Ankara 1. Kitap Fuarı'na katılıyor. 1951 doğumluve Galatasaray Lisesi mezunu Gürsel, 1971 yılından beri Paris'teyaşıyor. Paris'te Sorbonne Üniversitesi'nde Modern Fransız Edebiyatı öğrenimi gören yazar, aynı üniversitede "karşılaştırmalı edebiyat doktorası" yapmış ve 1980 yılından beri Fransa Bilimsel Araştırmalar Ulusal Merkezi 'nde (CNRS) görevli. Sorbonne Üniversitesi'nde ise Türk Edebiyatı dersleri veriyor. HALİL GÖKHAN ozkır sözcüğü, çöle oranla d.ıha küçük kapsatnlı, bitki ortusü bakımından küçük .ı\rımlarla daha zengin; topoğrafya bakımından daha engebeli bir coğrafi terim olarak, yerkürenin soğuk ve ekvatordan uzak bölgelerini belirler. Bu terime başka türlü baktığımızda onda bir verimsizlik buluruz. Çöl ve verim, herhangi bir karşılaştırmanın karşılıklı iki nesnesi olmasalar bile neden ve sonuç bakımından birbirlerine düşmandırlar. Bozkır(ın)dan sökebildiği köklerini, bir çölün kızgın kumlarına daldırarak yaşamayı seçmiş olan yazar için hiç kuşkusuz, en iyi çıkar yol, köklerini daha derinlere indirmek ve suyun, besinin kaynağına ulaşmaktır. Ancak bozkır(ın)dan aldığı onca verimsiz kökle bunu nasıl yapabilir? Kanımca, çöl yerine kendi dilinde CUMHURİYET KİTAP SAYI 2 1 S lar ve olduğundan daha ağır, daha kırılgan gelmeye başladılar ona. Dilin diyalektiğinde, bir ulusgövdeye, yurtbedene, sılavücuda dönüşen görüngü, daha sonraları özlemin işbirlikçiliğiyle rüzgarsız bir alan halini aldı. Bu alanda yapıları, değerleri, sokakları, yargıları, anıtları ve kaosu yeniden yerli yerine oturtmak gerekti. Giyileni yeni ve kaba bir elbisenin altında tenin çığhklarına kulak vermek. Sonsuza değin dilin tenini yakmak ya da. Dörtbeş ay kadar önce Nedim Gürsel, kurucu üyeleri arasında bulunduğu Uluslararası Yazarlar Parlamentosu'nun Strasbourg'da yapılan ilk toplantısından bir dilekle seslenmişti. Dünyada gittikçe çoğalan Salman Rüşdileri kınama yerine kurtarma girişimlerinin artması dileğiydi bu. Rüşdi, Yazarlar Parlamentosunun ilk toplantısına beklenmedik bir biçimde katdmış, hiçbir yerde iki saatten fazla kalmadığı için kısa bir konuşma yapmış ve sorularayanıtvermişti. Geçen yıl Nedim Gürsel, Türk yazınının en sadık elçisi olarak göründü Fransa'da. Mayıs ayında gerçekleştirilen ve 11 Türk yazarının katıhmıyla sağlanan Bes Belles Etrangeres ardından Türk kadın yazarların tanıtıldığı ve yapıtlarından örnekler sunulduğu Les Paroles Devoilees ve Le Paysage Litteraire de la Turquie Contamporaine (Çağdaş Türkiye'nin Yazınsal Görünümü). Bütün bunların arasında bir de, yakında tamamlayacağı romanının haberini veriyord u. Son yıllarda, çöle, ses bayrağı saydığı kendi diliyle dayanabilen ve bu dilde oturmakla, insanların usundaki çölü gerileten her şeyden önce bir köprü kılıyor kendini; evrensel kültür ve Türk yazını arasında. Çağdaş Türkiye'nin Yazınsal Görüniimü adlı kitabı, Yapı Kredi Yayınları'nda Bozkırdaki Yabancı başlığıyla yayımlanan N. Gürsel, bu kitabında Türk edebiyatı üzerine bir görünüm sunuyor çağdaş ve evrensel yazına. Türkçe yapıtlarını özellikle Fransızca'ya çevirmekten kaçınan Gürsel, özgün biçimi Fransızca olan bu yazılann da, bir tanesi dışında, başka çevirmenlerce Türkçe'ye aktarılmasını sağlamış. Bu yazılar çoğunlulda Türk yazını üzerine düzenlenen toplantı ve sempozyumlarda sunulan metinlerden oluşuyor. Günün birinde, savrulduğu çölün ucunda kendi bozkırını bulmak umudunun sözcüklerini anyor Nedim Gürsel. Onunyapıtınınözübu. • S A Y F A oturmayı yeğlemekle köklerine özsuyu salabilmeyi başarabilir yazar. Bozdan sarıya dönen yol haritasının sürekli olarak Türkçe sözcükler; sürgünün, yurt özleminin sözcüklerini arayarak. Ardından bir mahzen bularak haritada. Bir çekirdeğin meyvenin ıçinde oluşu gibi bütün gönüllülüğüyle sarılıyor, mahzenin çekirdeği haline gelen gövdesine. Bu, bir dilin gövdesi. Türk çe'nin gövdesi. Bır surgun dılıyle kuşatılmış olan Türkçe. Oralarda, bozkır (ın)da çekilmemiş bir ses bayrağı buluyor kendine. Aradığını buluyor. Yaşama ve var olma tarzını. Bozkırdan çöle, bundan 23 yıl önce adım attı Nedim Gürsel. O günden bu yana çölün bozkmnı ve bozkırın çölünü yaşıyor. Bildiği, anımsadığı bütün sözcükler gündelik kılıflarından çıktı