Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
FUARIN KONUKLARI Çığjık, Kitap ve Tanrı üzerine iki gece transromanı: Gecelerin Kitabı Amber Gece Gecenin Yazarı: Sylvie Germain Ulkemizde "Gecelerin Kitabı" ve" Amber Gece" adlı yapıtlarıyla tanınan Fransız yazar Sylvie Germain 1. TÜYAP Ankara Kitap Fuarı'na konuk yazar olarak katılıyor. Sylvia Germain roman ve öyküleriyle ustalığını kanıtlamış bir yazar. HALİL GÖKHAN "Faites de moi une torche vivantepoureclairerlanuit. ' Edmondjabes, Le Livre des Questıons.AELY, Commentaires ' ylvie Germain ile hiçbiryerde karşılaşmadık. Ancak onun beşinci kitabı olan L'Enfant Meduse üzerine Dominique Fernandez'in, Nouvel Obscıvateur'de 1991 yılında yazdığı bir yazının alt ortasındaki bir resmiyle, yaklaşık üç yıldır birlikte olduğumuzu o bilmiyor. Bu üç yıl beni, geçtiğimiz kışın başında Gecelerin Kitabı'na daha sonra o tarihlerde yeni yayımlanmış olan Amber Gece'ye götürdü. Germain'in son romanı olan Immensites'nin ardından yine N. Obs.'da Dominiaue Fernandez bir yazı daha kaleme aldı. O yazıdaki resim bu kez renkliydi ve 1991 yılında basılan resimden bir sonrakikareyeaitti. Can Yayınları, 1985 yılında yayımlanan ve 6 ödül birden alarak (Passıon, Hermes, Mans, Lyon Club Int., Canal Plus, Grevısse) başanya boğulan Gecelerin Kitabı'nı üç yıl önce dilimize kazandırdığında, Germain'in bütün romanlannı sırasıyla yayınlayacağını haberveriyordu. Peşinden iki yıl sonra Amber Gece geldi. Sylvie Germain, henüz dilimize aktanlmazdan önce dördüncü romanı olan Jours de Colere ile, Fransa'nın dört büyük ödülünden biri olarak kabul edilen Femina ödülünü almıştı. Eleştirmenlerin doğruladığım gördükten sonra, Sylvie Germain'in yapıtı ve yazarlığı için aklımıza gelen o ilk düşünceyi söyleyebilirim, çekinmeden: genç yazın için Germain'in yeni bir soSAYFA 9 luk olduğu. Çünkü o daha ilk iki romanmda; bırbirinin bütünüyle devamı olarak kabul edüebilecek ilk iki kitabı boyunca sudan karaya göç etmek zorunda kalan ve KaraToprak adını verdikleri bir bölgede yüzyıldan fazla bir süre yaşayan bir ailenin destanını yazıyordu: Gecelerin Kitabı ve Amber Gece ile. Bu ailenin adı PeniePdi. Amber Gece'nin henüz başında Tevrat'ın Tekvin bölümünden küçük bir ithaf alıntısına yer vermişti Germain. Bu alıntıya göre, "seher sökünceye kadar bir adamla görüşen" Yakub'un, adamın adını sorması ve karşılık alamaması üzerine, adamı mübarek kılması anlatılıyordu. "Ve Yakub o yerin adırı Peniel koydu; çünkü: 'Allahı yüz yüze gördüm ve canım sağ kaldı'dedi." Bu alıntınınkarşısay fasında Mısırlı şair Edmond Jabes'in bir şiirinden dizeler vardı: "Neler oluyor bu kapı nın ardında?/ Bir kitabın yaprakları tek tek düşmekte/ Nedir bu kitabın öyküsü?/ Bir çığlığın bilincine varmak." tlk başta Germain'in, her iki kitapta da ithaflan birbirine karıştırdığı izlenimine kapılıyorinsan.Zira.Jabes'tenyapılanalıntıdaki kitap ve çığlık izleği, aslında Gecelerin Kitabı'nın temel izlekleri. Tevrat'tan alındığı belirtilen Peniel adının da sanki ilk kitapta verilme&i gerektiği gibi bir kanı uyanıyor. Yalnızca iki kitabın biraz sabırla okunarakbirleştirilmesi bu kanının dağılması için yeterli aslında. Her ikisinin de izlekleri birbirinden farklı olmasına karşın, gerçekte iki kitap ta birbirine ayna görevi görüyor. Her ikisini de tek başına okumak ve en azından ötekinden haberdar olmak mümkün. Zira Germain, Amber Gece olarak adlandırılan CharlesVictor'un, "gecenin geceyansında savaşmaya adanmış CharlesVictor Peniel'in geleceğini daha Gecelerin Kiubı'ndaveriyor. önceleri TannKorur isimli bir mavnada tatlısu insanı olarak yaşayan Peniel ailesi, zamanla su kıyısı ve kara insanı olmaya başladı. Beşon yıla sığdığı görülen bu aile evriminin, aslında tıpatıp, evrimi milyonlarca yılı bulan ve aynı evrim basamaklarını tırmanın insanın oluşumuna/yaratılışına/ evrimine benzediğini söylemek gerekiyor yerleşik yaşamın başında ölen babasından miras olarak yedi damla gözyaşı, ninesinden ise gölgesini sarışınlaştıran gülümsemesini alan Altın Gece, yani VictorFlandrin Peniel, toprağın gecesine doğru yürüdü ve Peniel ailesine toprağın yollarını açtı. Altın Gece işçi olarak girdiği çiftliğin sahibesinin çocuklannın babası olarak kajdı. Peniellerin bundan sonraki doğum özelliği bütün çocuklann tek olarak değil de ikiz dünyaya gelmesiydi. I. Dünya Savaşı'na giden ikizlerin geriye tek olarak dönmesi, geri dönen kardeşe tkikardeş adının verilmesinden sonra, lkikardeş'ten aynı anda gebe kalan Juliette ve Hortense'in koca ve doğacak çocuklarına baba kavgaları sırasında geçen şu konuşma gerçekten masalsı bir trajikti: "Hayır, ikisi de biraz öldüler savaşta, bunu sen de pekala biliyorsun. Yine de döndüler, ama yarüan döndü. Bize de paylaşmak düşüyor." Hortense'in doğum saatinde bir oğlu olmasına karşın aynı saatte "Juliette'in açılan bedeninden açık yeşil, fosforlu, minicik binlerce böcek nşkırdı. Tümü birden, horturn halinde, açık duran pencereden uçup gitti ve buğday tarlalarına çullandı, öyle ki kısa sürede başaklar bomboş ve kup kuru kaldı." Fakat öte yandan "Hortense, bebeğini besleyecek durumda değildi. Sütü yoktu, çünkü süt yerine çamur doluydu memeleri. Oysa Juliette'in sütü geliyordu, bebeği o emzirdi." Bu görsel ve yazgısal patlamanın ardından Peniel Ailesi, ormanda bulunan üç erkek çocukla birlikte, ikinci bir savaşa ve savaşın yaralanna, gecelerine daha sürüklendi. Peniellerin gerçek kara insanlan olduğu bir dönemde. Savaşa giden kardeşlerden ikisi düşman taranna katılmış, öteki ise savaş bittiğinde evine dönmek bile istememişti. Toprağında kalanlardan çoğu ise alev makinelerinin altında onca öliiye dönmüşlerdi, yanmış ve kaskatı. Suyun, Toprağın, Güllerin, Kanın, Küllerin Gecesiyle sürüp giden Gecelerin Kitabı, gece, Karanlık Geceyle sona eriyor ve DU gecede "ağaç kökleri arasından bir kadın kalkıp dıküiyor." Gecelerin Kitabı'nın temel izlekleri kitap, gece, çığlık, tanrı (tannva karşı koyma) ve kimi zaman şiirsel, kimi zaman imgesel ve meyveli (evet meyveli) bir cinsellik. Romanın ilk başlarında, birbirini izleyen koku ve tat imgeleri anlatıcıya yardımcı oluyor. Vitalie'nin ayva ve vanilya tadında beyaz gözyaşlan, HonoreFirmin'in yaydığı samaşık ve ağaç kabuğu kokusu, HerminieVictorie'ın, doğacağı zaman teninde duyulan çavdar ve bal kokusu, Noemie'nin iki yıl süren gebeliği boyunca yaydığı hafif güherçile kalıntısı gibi kokusu ve tuzdan bir heykelcik doğurduktan sonra göbeğinden sürekli olarak yayılan çürük kokusu. Sözkonusu kokular ve insan arasında kurulabilecek olanaksız ve saçma bağıntılar kuşkusuz, romanın masalsılığı destekleyen imgelerden başka bir şey değil. Roman boyunca bir kötülük yolculuğunun vazgeçilmez konukları gibi görünen Peniel ailesinin üyeleri, başlanna gelen her talihsizlik ve yıkım sonrası tanrı ile bir hesaplaşma içine giriyorlar ister istemez. Örneğin tuzdan bir çocuğun babası durumuna düşen TheodoreFaustin şöylediyor: "Tannnın olmadığını biliyor o. Dahası da var, beteri varîTanrı kayıtsız ve kötü! Babam öldü, bunun ötesi yok, adı da öldü onunla birlikte. Babam biliyor ki artık bu adı söylemek yanlıştır, hem uğursuzluk da getirir. Babamın adını taşıyacak olan çocuğu bize verir vermez geri aldı ölüm. Hem anlıyor musun sen? Tann koruması diye bir şey yok. Hayır ok. Yalnızca tanrı gazabı var. Hepsi yok bu! Kanın Gecesi bölümünün giriş kısC U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 215