29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Tatar yazar Renad Muhammedi'den birfresk. Sırat Köprüsü sıyor. Mirsait'in Çar'a başkaldırması çerçevesinde tüm Çarlık Rusya'sının uyanışı ULHHC r. yansıtılıyor. Sırat Köprüsü t w aynı zamanda, kırsal kesimde, iktidar odaklarının uzağında yetişen zeki ve duyarlı bir gencin öyküsü. Bu yanıyla da evrensel oğeler taşıyan, bir gencin yetişmesini, olgunlaşmasını anlatan bir Bildungsroman. Onbeşinde "Lermontov'un kahramanları" gibi olmak isteyen, düş içinde yaşayan Mirsait'in daha sonraları gerçek bir büyük kahramana dönüşmesini anlatıyor. R«*MM HAMN tm ÜUfî 3 bir rahatlıkla başvurduğu metafiction, yazann kendisini yapıtın içine koyması, trajediyi daha da anlamlı kılmaktadır. Sultangaliyev bir trajedi kahramanıdır, romanda verildiği kadarıyla trajik hatasıisesaflığıdır. Lenin'in.devrimin en başında verdiği, Rus olmayan topluluklara bağımsızlık anlamına gelebilecek, her halkın kendi yazgısını kendi belirleme sözünün geçerliği olmadığını bir türlü anlamak istemez. Liberal Tatarların Sadri Maksudi başkanlığında kurdukları devletin yıkılmasını isterken öz ulusuna zarar verdiğini duyumsamaz. Komünizmin uygulanışında, Onvell'in ünlü sözüyle "bazı hayvanların daha eşit" olduğunu, bu "daha eşitler"in ise Ruslar olduğunu bir türlü görmez. Komünizmle ulusçuluğu bağdaştırmaya çalışırken, rejimin ulus kavramını yok ederek "Sovyet insanı" yetiştirmeye kararlı olduğunu sezmez. Güçlükler belirledikçe, Sultangaliyev için Türkiye'ye gitme alternatifi, romanda bir leitmotif olarak belirir. Gelgelelim, bu öneriye hep direnir Sultangaliyev. Muhammedi'nin yorumuna göre Sultangaliyev Türkiye'yi tam değerlendirememiştir. Hele SSCB içindeki Türkler kendi bağımsız komünist devletlerine kavuşsun, ondan sonra Türkiye'nin komünist olması işten değil gibi gelmiştir ona. Yusuf Akçura'nunTürkiye'deönemlibir konumu olduğuna, Ziya Gökalp adlı kişinin Türkiye'de ünlü biri oluşuna şaşıpkalmıştır. Gerçek bir ya^amoykıısunün kurmaca yoluyla romanlaştırılması olan Sırat Köprüsü'nü çoğu okur, bilgi edinme için okuyacaktır. Lenin, Stalin, Troçki, Mustafa Suphi, Neriman Nerimanov'la, Yusuf Akçura ve Zeki Velidi gibi birçok tarihsel kışiliğin kaynaştığı romanın, SSCB'nin kuruluş yılları konusunda geniş ufuk açtığı bir gerçek. Ama kimi okur da bu çağdaş trajediden etkilenmeden edemiyecek ve kitabı baştan sona nemli gözlerle okuyacaktır. Hangi ideolojiyi benimsemiş olursa olsun, hiçbir Türk'ün, soydaş ya da "Türki"nin, Sultangaliyev'in, tüm dişlerinin anestezi olmaksızın kerpetenle söküldüğünde, işkencecinin "Evet Sultangaliyev... daha konuşur musun?" sorusuna yanıt olarak Ziya Gökalp'ten şiir okuyuşuna duyarsız kalabileceğini sanmıyorum. • Sırat Köprüsü / Renad Muhammedi/ Çev. Mustafa öner / Türk Dünyası Arasttrmaları Vakft.îstanbul, 1993, 444 s. • C'JMHURİYET KİTAP SAYI Bk* trajedl kahpanun JKenad Muhammedi'nin "Sırat Köprüsü", kırsal kesimde, iktidar odaklarının uzağında yetişen zeki ve duyarlı bir gencin öyküsü. Bu yanıyla da evrensel öğeler taşıyan, bir gencin yetişmesini, olgunlaşmasını anlatan bir Bildungsroman. Onbeşinde "Lermontov'un kahramanları" gibi olmak isteyen, düş içinde yaşayan Mirsait'in daha sonraları gerçek bir büyük kahramana dönüşmesini anlatıyor Muhammedi. SAYFA 24 GONUL PULTAR atar yazar Renad Muhammedı'nin Sırat Köprüsü romanı, "roman öldü" diyenleri yalancı çıkaran, toplumlann vaşadığı tarihi, bir "fresk" çerçevesınde sergileyen, tarihsel değişimleri insancıllaştırarak, günlük duygu ve zaaflann bağlamında anlatan geniş soluldu bir yapıt. Bundan da öte, Stalin döneminin Tatar devrimcisi Sultangaliyev'in olağanüstü yazgısıyla, Renad Muhammedi'nin usta kalemi ve düşgücünün buluşması sonucu ortaya çıkmış, yazınsal bir patetik senfoni. Roman, yüzyılın başında, Mirsait Sultangaliev'in çocukluğundan başlayarak, onun kırk küsur yaşında Moskova'nın Lefort cezaevinde öldürülmesine kadar olan zaman dilimini kap Romanın konusu ılk bakışta Sultangaliyev'in yapmak istedikleri ile ona karşı çıkan Rusların arasındaki çarpışmadır. Ancak "dramatik ironi" üzerine kurulmuş olan romanda gerçek gerilim, tarihsel gelişmelerle, önceleri başını taşa vuracak olacağının bilincinde olmayan, daha sonra da bilinçli olarak bildiğini okuyan, gözüpek Sultangaliyev'in davranışları arasındaki karşıdıktan doğmaktadır. Muhammedi'nin Sultangaliyev'i daha Kazan Öğretmen Okulu'nda öğrenciyken, şair olarak kendini kabul ettirmiş, ateşli konuşmalar yapan bir gençtir. tlericiliği onun 1917 yılında, ilk Bolşeviklerden biri olmasına yol açar. Zamanla, Moskova'da Uluslar tşi Komiseri Stalin'in sağ kolu olur. Ancak, komünizmin eşitlik ilkesini ciddiye almış olması, eğer bir Rus Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kuruluyorsa, bir TatarBaşkurt Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti de kurulabileceğini sanması ve savunması, çok geçmeden başına dert açar. Stalin'in yanına istediği gibi girip çıkamaz olur, çeşitli bahanelerle ara ara Moskova'dan uzaklaştırılır, sorumlulukları azaltılır. Bundan sonra yavaş yavaş değişir Sultangaliyev. Olgunlaşmaya, yücelmeye, Tarih'e meydan okuyan cesur bir kişi olarak belirmeye başlar. Tek kaygısı da artık Türk halklarının yazgısıdır. 1922'de Sovyeder'in X. Bütün Rusya Kurultayı'nda ve 1923'te XII. Kurultayı'nda Stalin'i açıkça eleştirir. SSCB'nin kuruluşunda birbirine eşit olmayan cumhuriyetlerin varlığını dile getirmesi, "Türki" devletlere ikinci sınıf gibi davrandmasına karşı çıkması, onu deyleştirir. 1923 Kurultayı'nın sonunda tutuklanır. İlk tutuklamayı başka tutuklamalar ve sürgüne gönderme izler. Sultangaliyev'in özyaşamı bir trajedidir ve Sırat Köprüsü bu trajedi boyutunu öne çıkarmaktadır. Muhammedi'nin büyük Stalintnsağkobı Gerçek bir yaşamöyküsü J 215
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle