Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
re yönelik medya tavrına ilişkin eleştirilerini dile getirmiş. Tabii ki, dünyayı yöneten ABD basınının İsrail'e, El Salvador'a, Kosta Rika'ya ve Türkiye'ye dair ikiyüzlü tutumunu da gözardı etmemiş. ABD hükümetleri için müttefiklerinin önemi ne ölçüdeyse, medyası için de aynı ölçüdedir. Bu tezi sunuyor Chomsky ve ekliyor; yine ABD için düşmanları ne kadar tehlikeliyse, medya için de aynı ölçüde tehlikelidir. "Amerika Birleşik Devletleri (geleneksel olarak Nikaragua'daki Reagan Doktrini'ne atıf yaparken kullanılan terimi benimsersek) 'demokrasiyi geri getirmek' üzere şiddete başvurma hakkına sahipür." Çünkü, ABD için Nikaragua arka bahçesindeki bitkilerden biridir ve istediği gibi budayabilme hakkını çoktan kendi kendine ele geçirmiştir. Bu hak bir kez medya tarafından tescil edildikten sonra, artık gerçekten de hak gibi rahatça kullanılabuinir. Kitap boyunca oldukça ilginç şeyler söylüyor Chomsky. Örneğin: "Medyanın kamuoyu üzerindeki gerçek etkisi sorununda kapsamlı ve sistematik incelemeler eksiktir, ancak bu etkinin KörfezSavası'ndanhatırladığımızbırkaçgörun tu tekrar canlandırıldığında, aradan Ikı vılı askın zaman geçtiğl haide hâlâ CNN'ln haval flSeklerlni ve petrole bulanmıs bır kusun kaderı ni blrazdıkkatlıysek desınıra yıuılmısyuzbinler ce Kurdun acısını göreblllrız sadece Cunku, sadecebunlargösterilmlstiblzlere salt bir ABD medyası eleştirisi olmasını engelliyor. "Demokrasi ve Medya" başlığını taşiyan bu bölümde bir yandan görünürde demokrasi bekçisi gibi davranan medyanın aslında nasıl da anti demokratikleşebildıği sorgulanırken, diğer yandan da demokratik bir medyanın gerçekten olup olamayacağı tartışılmakta. Medya ile elitler arasında paralellik ve çıkarbirliği olduğunu söyleyen Chomsky, düşüncesini şöyle özetliyor: "Elit grupların görevi, mevcut kötü durumu iyi göstermek ve sistemimizın parlak başarılarını yüceltmektir." Aynı bölümün bir diğer önemli tartışması gerçek ve değcr sorunlarıylailgili. Medya söz konusu olunca asıl anlamlarını yitiren bu kavramlann sorgulaması kitap boyunca devam ediyor. Hepsi de birbirinden çarpıcı olan birçok örneğin yer aldığı diğer bölümlerde özellikle ABD basınının ikiyüzlülüğü deralarca ortaya çıkartılıyor. Hemen her dönemde ABD hükümetinin kayıtsız destekçisi olan basınla ilgili şunları aktarıyor Chomsky: "Çok ilginçtir ki önde gelen gazetelerimizin çoğu hükümetin neredeyse ajanları ya da uzantıları haline gelmişlerdir; hükümet politikasına karşı çıkmamakta, onunla ilgili soru bile sormamaktadırlar." Bu sözlerin sa hibi, Senatör William Fulbright. Tabii ki, biraz abartılı sözler bunlar. Basın bazı koşullarda ABD hükümetlerini de eleştirmekten geri durmaz. Fakat bunun biçimi ve koşulları da bellidir: "Ancak politika başarısızlığa uğrarsa ya da güç sahiplerinin çıkarına zararlı bulunursa, o zaman medya genellikle 'hükümet politikasına karjı çıkacak' ve tartışma konusu edilmeyen, hatta pek farkında bile olunmayan hedeflere ulaşmanın farklı araçlarını önerecektir." "Amerika Birleşik Devletleri kendisı ne bağlı ülkelerde 'demokrasiyi tesis etmek' için genellikle şiddete başvurmalıdır. Ulke içinde daha ince araçlar kullanılması gerekmektedir: Aptal kitlele ri 'gerekli yanılsamalar'a aldatarak rızanın üretilmesi; medyanın ve Kongre'nin hasıraltı edilemeyecek kadar açık bir hale gelene kadar görmezlikten geldiği üstü örtüliı operasyonlar..." Medyanın ABD'deki çifte rolünü boyle özetliyor Chomsky. Dışa karşı her türlü işgalin destekçisi, içe karşı da gerçek bir uyutucu Bir çırpıda Azerbaycan'ı, BosnaHersek'i, Musul'u, Kerkük'ü kurtarmak için askeri çözüm diye feryad eden ve İLKSAN'a karşı ISKİ'yi bulan bizim medya da benzer rolleri üstlenmiyor mu? Burada teker teker örnekleyemeyeceğimiz kadar geniş bir kapsamda ABD medyasının çifte standartlılığını, ikiyüzlülüğünü belgeleyerek açıklayan bu kitap, hem iletişimin nasıl bir önem taşıdığını, hem medyanın insanlar üzerindeki etkisini ve hem de bireyler olarak medyaya karşı durabilmemizin mümkün olup olmadığını çok anlamlı bir şekilde sorguluyor. Daha geniş ölçekte tartışılmalı. Ümarız ki başka bakış açılarından değerlendirilir, ilgi gösterilir. • Medya Gerçeği/ Noam Chomsky/ Tumzamanlar Yaymaltk/ Çeviren: Abdullah Yılmaz/Ağustos 1993/ 5Q4sayfa. S A Y F A 7 f özellikle eğitimli sınıflar arasında bir hayli fazla olduğuna kuşku yoktur." Bununla beraber düşünüldüğündeyse bir başka şey tam yerli yerine oturmaktadır: ABD'de îsrail'e karşı duyulan ilgi, alaka. Yani devletin malum politikalarından ve çıkarlanndan öte bir il;i. Şöyle diyor Chomsky: "Medyanın srail'e nasıl hamilik yaptığını kanıtlayan çok geniş bir literatür vardır" ve K İ T A P S A Y I 1 8 9 bu literatürden doğrudan etkilenen okumuş sınıflar. Kitap, beş ana bölüm ve beş de ek bölümden oluşmakta. Birinci bölüm aynı zamanda medyanın teorik çözümlemesinin de yapıldığı, bir nevi tartışmanın arka planı sayılabilecek şeyleri içeriyor. Diğer bölümlerde örneklenen birçok olay, bu bölümde teorik zeminine oturtuluyor ve kitabın C U M H U R İ Y E T