Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Esasları" adlı kitabı yazmış; bu kit.ıp, daha baskıdayken top latılıp yakılmış; Paşa'nın İstanbul Erenkoy'deki köşku basılarak kitap kaynağı olaıı belgelere cl konmuş 1 W d e yakılan bu kitap, 1951 yılında yeııiden yayınlanmış. Atatürk, yakılan bu kitabı inceleyerek Kâzım Karabekir'e 9 sayfa tutan yanıtlar vermiş. Atatürk'ün el yazısı ile yazdığı bu notları Türk milli eğitiminin unutulmaz adı eski Milli Eğitim bakanlarından Hasan Ali Yücel'in kızı sayın Canan Eronat'dan aldım. Sayın Eronat'a teşckkür borçluyum; kamuoyu önünde kendisine teşekkür ediyorum Karabekir, yaşarken anılarının serbestç,eokunmasınatanıkolamamış. Gazeteci Hikmct Munir, Kâzım Karabekir ile 1939 yılı Şubat ayında Yedigün adlı dergisinde röportaj yapmış; ancak bu yayın da devrin hükümetinden geldiği ileri sürülen baskı ile kesilmiş. Karabekir, daha sonra "İstiklâl Harbimizin Esasları" adlı kitabını genişleterek "İstiklâl Harbimiz" adlı kitabı hazırlamış. Bu kitap ancak 1960 yılındayayınlanabilmiş! Bu kitap hakkında da dava açılmış; ancak yapılan yargılama sonunda davanın düşmesine karar verilmiş. Karabekir'in anılarını yayına hazırlarken o dönemlerin Meclis tutanaklarının vc gazete koleksiyonlarının da ineelenmesinde bana yardımcı olan TBMM Kitaplığı müdür yardımcısı sayın Ali Rıza Cihan ve kitaphk görevlilerine teşckkür ediyorum. Enver Paşanın mekluplarıni ozel arşivinı açarak inceleme olanağı sağlayan tarih ara^tırmacısa sayın An İnan'a teşekkür ediyorum. Karabekir'in anıları Devrim Tarihimizin bir boşluğunu dolduruyor. Amacımız yakın tarihin karanlıkta kalan bir bölümünün aydınlalılmasına yardımcı olmaktır. Bu anılarda Anadolu ihtilâlini başlatanların yol ayrımlarını ve Devrim yıl larının dalgalanmalarını göreceksiniz. "İhtilal evlatlannı yer!" Bu bir değişmez kuraldır. Anadolu ihtilâli, Türkiye'de bir yeni dönem aç mış; bir çağ değiştirmiştir. Böylesine bir olayda ihtilhalcikrin yollarının ay nlmaları doğaldır. Doğal olmayan bu olaylar üzerindeki yasakların ^u ya da bu nedenle bugün bile sürmesi ve sürdürülmesidir! Ulusal Bağımsızlık Savaşı'nın ba%komutanı ve devrimlerin lideri Gazi Mubtafa Kernal Atatürk ile açıksözlü asker ve yurtsever komutan Kâzım Karabekir'i bugün bir kez daha saygıylaanıyuruz. • CUMHURİYET KİTAP SAYI 184 UĞUR MUMCU 12 EYLÜL ADALETİ Orhan Apaydın'ın anısına adanan kitap, 12 Eylül döneminin karanlıkta kalmış birçoksorusuna açıklık getiriyor. Ankara sıkıyönetim SavcısıSoyer netür baskılarla karşılaştığını baskıları anlatıyor. • stanbul Barosu Başkanı Orhan Apaydın, 27 Mayıs 1960; 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 dönemlerinde avukat olarak görev yapmıştı. Apaydın, 12 Eylül döneminde DİSK Savcı Nurettin Soyer'in agzından... 12 Eylül Adaleti davasının avukatlığını yaparken Barış Derneği soruşturması nedeniyle tutuklandı; uzun süre askeri ve sivil cezaevlerinde kaldı. Orhan Apaydın, cezaevindeyken ölümcül bir hastalığın pençesine düş müştü. Ağabeyi Avukat Burhan Apaydın, bir gün bana telefon ederek, Orhan Apaydın'ın sağlık durumu hakkında bilgi verdi ve benden Genel Kurmay Başkanı Necdet Üruğ'a aktarılmasınıricaetti. Orgeneral Üruğ'a başvurarak, Apaydın'ın hastalığı hakkında bilgi verdim. Üruğ, İstanbul Sıkıyönetim Komutanı Orgeneral Necdet Öztorun'u arayarak, Apaydın'ın hastaneye kaldırılmasını ve tutukluluk süresini hastanede geçirmesini isteyeceğini bildirdi. Üruğ ile görüşmemizi, Avukat Burhan Apaydın'a anlattım. Burhan Apaydın, hemen o gün Sağmalcüar Cezaevi'ne giderek, kardeşi Orhan Apaydın'dan "Hastaneye kaldırılması" için sıkıyönetim komunatına başvurmasınıistedi. Avukat Orhan Apaydın, ağabeyi Burhan Apaydın'a teşekkür ettikten sonra şunlan söyledi: "I layır başvurmam. Değil mi ki, beni, ellerimi arkadan kelepçeleyerek hastaneye götürecekler.. Hayır gitmiyorum. Burada ölmeyi tercih ederim." Orhan Apaydın bu başvuruyu yapmadı. Bir süre sonra salıverildiğinde artık ecel ile yarışı yitirmek üzereydi. Pasaport da verümediğinden Orhan Apaydınyun: dışında bakım görmesi olanağı dayoktu. Bu hukuk adamına bütiin hukuk yolları te"k tekkapatılmıştı. Aynı günlerde "Liberal" olduğunu ileri süren ANAİ', Avukatlık Yasasını değiştirerek, Orhan Apaydın'ın avukatlık yapmasını yasakhyordu Ağabeyi Burhan Apaydın, kardeşi ecel ile boğuşurken Başbakan Özal'a başvurmuş ve Özal'dan Orhan Apaydın'a pasaport sağlanmasını istemişti Apaydın'^ı pasaport verilmesi iı,in Özal yasa gücünde kararname çıkardı Apaydın'ın pasaportu hazıı lanmıştı. Ama çok geçti! Apaydın, pasaportun hazırlandığı saatlerdesonyolculuğunaçıkmıştı. Ankara Sıkıyönetim Askeri Savcısı Nurettin Soyer'in anlatımları, olağanüstü döneminin adalet anlayışını sergiliyor. Bu olayların arkasında binlerce kişinin acıları ve gözyaşları gizlidir. Bu kitabı, her üç askeri döneminde avukat cübbesi ile hukuk savaşı veren büyük hukukçu, özgürlük, demokrasi ve barış savaşçısı Avukat Orhan Apaydın'ın unutulmaz anısına adıyorum. • S A V F A 7